Eşler arasında nafaka ödemesi konusunda sıkça anlaşmazlıklar ortaya çıkabiliyor. Örneğin nafaka borçlusu eş, alacaklı eşin kira ve fatura masraflarını veya ortak çocuklarının eğitim masraflarını karşıladığı için artık nafaka ödemeyi reddedebiliyor. Ancak nafaka alan eş bu ödemelerin nafakadan düşülmesine karşı çıkıyor ve nafaka ödemelerinin ayrı olarak yapılmasını talep ediyor. Bu durumda taraflar anlaşmazlığı çözmek için yargı yoluna başvurabiliyorlar. Bu yazımızda nafaka ödemelerinin diğer masraflardan mahsup edilip edilemeyeceğini ve Yargıtay'ın bu konudaki tutumunu ele alacağız.

Yargıtay'ın Eski Görüşü: Ödemeler Nafakadan Mahsup Edilemez

Yargıtay içtihatlarında borçlunun bizzat nafakaya atıfta bulunularak ödeme yapması gerektiği belirtilmekteydi. Ödemelerde nafaka ödemesi olduğuna dair bir ibare  olmaması ve taraflar arasında nafaka borçlusunun alacaklı adına diğer ödemeleri yapması konusunda bir anlaşma olmaması durumunda, nafaka yükümlülüğünün devam edeceği düşüncesindeydi.

Ayrıca nafaka borçlusunun çocuğun giderlerini karşılanmasını ahlaki bir ödev olarak nitelendiriyordu. Türk Medeni Kanunu 78. Maddesinin 2. Fıkrası gereğince ahlaki  ödevlerin yerine getirilmesinden kaynaklanan zenginleşmelerin geri istenmeyeceğine karar verilmekteydi.

Yargıtay, Ödemelerin Nafakadan Düşülmesi Konusunda Tutumunu Değiştirdi

Son yıllarda Yargıtay,  yapılan ödemelerde hükmolunan aylık nafaka miktarı ve bu miktarın katları şeklinde ödemeler görünüyor ise bu ödemelerin nafaka borcuna ilişkin olduğunu belirtilmemesinin bile borçlunun ödenen miktar oranında  nafaka borcundan kurtulabileceği yönünde içtihat değişikliğine gitmiştir.

Ayrıca işleyen nafaka borcu bulunan bir borçlunun yaptığı ödemelerin bu borç dışında ahlaki bir ödeme olduğunu kabul etmenin hak kaybına neden olacağı kanaatindedir. Kaldı ki zorunlu da olsa, nafaka borcu da nitelik itibariyle temelde ahlaki bir görevin yerine getirilmesi amacına yönelik ödeme olduğu belirtilmektedir.

Yargıtay’ın bu içtihat değişikliğinin hakkaniyete uygun olduğunu düşünüyorum. Yapılan ödemeler mahsup edilmediği takdirde nafaka borçlusu mükerrer ödemeler yapmak zorunda kalıyordu. Bu durum borçlunun maddi olarak zarara uğramasına sebebiyet veriyordu. Yapılan içtihat değişikliği, nafaka ödemelerinin hakkaniyete uygun yapılmasına olanak sağlamaktadır. Bu değişiklik ile hukuka olan güvenin artacağı kanaatindeyim.

Yargıtay'ın değişen görüşlerine dair örnek karar künyeleri şu şekildedir: 12. Hukuk Dairesi,  2010/17593 Esas,  2010/29776 Karar ve 13.12.2010 Tarih, 8. Hukuk Dairesi, 2013/24193 Esas,  2014/16889 Karar ve 24.09.2014 Tarih, 12. Hukuk Dairesi, 2015/14441 Esas,  2015/26539 Karar ve 03.11.2015 Tarih