Savunma, kendisine suç isnat edilen kişinin bu isnada hukuk kuralları çerçevesinde karşı koyması ve cezalandırılmamayı talep etmesidir. Suç isnat edilen kişi kendisini bizzat savunabileceği gibi, bir müdafi tarafından da savunulabilir. 

Müdafi, ceza yargılamasında şüpheli veya sanığın savunmasını yapan avukatıdır. Hukukumuzda müdafi ile savunulmak kural olmamakla birlikte, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu` nunda müdafi görevlendirilmesinin zorunlu olduğu hallere yer verilmiştir.  Zorunlu müdafi; kanunda bir müdafiden faydalandırmanın zorunlu olduğu belirtilen hallerde, şüpheli ve sanığın savunmasını yapar. Gözaltına alınan kişinin sorgusunun yapıldığı sırada bir müdafinin hazır bulunması, zorunlu müdafiliği gerektiren hallerden bir tanesidir.

Ceza yargılamasında müdafinin görevi ilk kez, suç şüphesi altındaki kişi hakkında verilen yakalama ve gözaltına alma kararı ile ortaya çıkar. Şüphelinin soruşturma aşamasında kolluk veya C.Savcısı tarafından alınan ifadesinde, kimliği saptandıktan sonra kendisine suç isnadı anlatılır ve hakları hatırlatılır. Yakalanan kişiye müdafi seçme hakkı bulunduğu ve bir müdafin hukuki yardımından faydalanabileceği bildirilir. Burada zorunlu müdafilik durumu söz konusu değildir, ancak müdafin hukuki yardımından faydalanabileceğinin hatırlatılması zorunludur. Eğer bu kanuni hakkı ifadesi alındığı sırada kendisine hatırlatılmamışsa, yapılan yakalama ve ifade alma işlemleri hukuka aykırı hale gelecektir. Bu nedenle bir müdafin, şüphelinin ifadesi alınırken yanında bulunması ve haklarının hatırlatıldığından emin olup bu hususun tutanağa geçtiğini kontrol etmesi son derece önemlidir. Şüpheliye suç isnadı anlatıldıktan ve hakları hatırlatıldıktan sonra ifade alma işleminin kanunda belirtilen yasak usuller dikkate alınarak yapılması gereklidir. Şüphelinin baskı altında alınmamış özgür iradesine dayanan beyanları delil niteliğindedir. Şüphelinin özgür iradesini sakatlayacak tutum ve davranışlara maruz kalarak verdiği ifadesindeki beyanları, doğru bile olsa hükme gerekçe olamaz. Yani ifade alma sırasında müdafinin varlığı şüphelinin beyanlarının gerçek iradesine dayanmasının hukuki bir güvencesidir. Bu nedenledir ki; müdafi hazır bulunmaksızın kolluk tarafından alınan ifade, hakim veya mahkeme huzurunda şüpheli veya sanık tarafından doğrulanmadıkça hükme esas alınamaz.

Gözaltı

Madde 91 -

(7) Gözaltına alınan kişi bırakılmazsa, en geç bu süreler sonunda sulh ceza hâkimi önüne çıkarılıp sorguya çekilir. Sorguda müdafii de hazır bulunur. (1)”

Yakalanan kişi hemen serbest bırakılmazsa, C.Savcısı tarafından hakkında gözaltı kararı verilir. Gözaltı süresi, yakalanan kişinin yakalama yerine en yakın hakim veya mahkemeye gönderilmesi için zorunlu süre hariç, yakalama anından itibaren yirmi dört saattir. Zorunlu süre ise, on iki saatten fazla olamaz. Gözaltı süresi toplu olarak işlenen suçlarda, C.Savcısının yazılı kararıyla her defasında bir günü geçmemek üzere üç gün uzatılabilir. Suçüstü halleriyle sınırlı olmak üzere 91. maddenin 4. fıkrasında belirtilen suçlarla ilgili, mülki amirlerce belirlenecek kolluk amirleri tarafından yirmi dört saate kadar, şiddet olaylarının yaygınlaşarak kamu düzeninin ciddi şekilde bozulmasına neden olacak toplumsal olaylarda ve toplu olarak işlenen suçlarda kırk sekiz saate kadar gözaltına alma kararı verilebilir. Gözaltına alınan şüpheli veya sanık bu süreler sonunda serbest bırakılmazsa, soruşturma evresinde en yakın sulh ceza hakimi, kovuşturma evresinde olaya bakan mahkeme tarafından m.147`de belirtilen usule göre sorguya çekilecek ve bu sorgu sırasında zorunlu olarak bir müdafi hazır bulunacaktır. Görevlendirme, soruşturma veya kovuşturmanın yapıldığı yer barosu tarafından yapılır. Kanunda şüpheli veya sanığın, vekaletname aranmaksızın müdafi ile her zaman görüşebileceği belirtilmiştir. Kanunda belirtilmemekle birlikte yine, sorgu ve ifade alma işlemleri sırasında müdafiden vekaletname istenmeyeceği konusunda bir şüphe yoktur.