1.1 Vakıf nedir?
Türk Medeni Kanununun 101inci maddesinde vakıflar, gerçek veya tüzel kişilerin yeterli mal ve hakları belirli ve sürekli bir amaca özgülemeleriyle oluşan tüzel kişiliğe sahip mal toplulukları olarak tanımlanmaktadır.
Vakıflarda üyelik bulunmamakta ve ancak kuruculardan birinin ölmesi, iş göremez hale gelmesi veya medeni haklarını kullanma yetisini kaybetmesi durumunda sadece boşalan yer için yeni mütevelli alınmasına izin verilmektedir. Bu sebeple kurucu/kurucuların seçimi yapılırken geleceğe yönelik projeksiyonların iyi yapılması ve bu sürecin bir planlama dahilinde yürütülmesi gerekmektedir.
1.2 Vakıflar Mevzuatı Neleri Kapsar?
Vakıflar 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre kurulurlar. Medeni Kanunda vakıfları düzenleyen 17 madde bulunmaktadır. Ayrıca 5737 sayılı Vakıflar Kanununda vakıfların iş ve işlemlerinde yapmaları gereken hükümler ayrıntılı olarak düzenlenmektedir. Vakıflar Kanununun uygulayıcısı nitelikte olan ve ekinde önemli formlar ihtiva eden Vakıflar Yönetmeliği ise hazırlanmaktadır ve önümüzdeki günlerde yürürlüğe girmesi beklenmektedir.
Bunlar dışında; 5072 sayılı Vakıf ve Derneklerin Kamu Kurum ve Kuruluşları İle İlişkilerine Dair Kanun, Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu, Kadastro Kanunu, İmar Kanunu, Mera Kanunu, Büyükşehir Belediyesi ve Belediye Kanunları, Vergi Mevzuatına ilişkin kanunlar, Vakıf Yükseköğretim Kurumları Yönetmeliği gibi mevzuatlarda vakıflara ilişkin hükümler bulunmaktadır.
1.3 Vakıf nasıl kurulur?
Vakıf kurma iradesi, resmi senetle veya ölüme bağlı tasarrufla açıklanır. Mahkemeye başvurma, resmi senet düzenlenmiş ise vakfeden tarafından; vakıf ölüme bağlı tasarrufa dayanıyorsa ilgililerin veya vasiyetnameyi açan sulh hakiminin bildirimi üzerine ya da Vakıflar Genel Müdürlüğünce re'sen yapılır.
Tesciline karar verilen vakıf, vakfın yerleşim yeri mahkemesi nezdinde tutulan sicile tescil edilir; ayrıca Vakıflar Genel Müdürlüğünde tutulan merkezi sicile kaydolunur. Yerleşim yeri mahkemesinin yapacağı bildirim üzerine Vakıflar Genel Müdürlüğünce merkezi sicile kaydolunan vakıf Resmi Gazete ile ilan olunur. Özgülenen malların mülkiyeti ile haklar, tüzel kişiliğin kazanılmasıyla vakfa geçer.
1.4 Vakıflar ne gibi faaliyetlerde bulunabilirler?
Cumhuriyetin Anayasa ile belirlenen niteliklerine ve Anayasanın temel ilkelerine, hukuka, ahlaka, milli birliğe ve milli menfaatlere aykırı veya belli bir ırk ya da cemaat mensuplarını desteklemek amacıyla vakıf kurulması yasaklanmıştır. Yasaklanmış bu amaçlar dışında kurucuların iradesi doğrultusunda vakıf kurulabilmektedir.
1.5 Kimler Vakıf Kurucusu Olabilir?
Yeni Vakıfların Kurucuları gerçek şahıslar veya tüzel kişiler olabilir. Vakıf kurucularının sayısında herhangi bir sınırlama olmayıp bir veya birden fazla kurucu olabilir. Yabancılar, Türkiye’de, hukukî ve fiilî mütekabiliyet esasına göre yeni vakıf kurabilirler.
1.6 Vakıf Senedinde Bulunması Gereken Hükümler Nelerdir?
Medeni Kanunun 106ıncı maddesine göre, vakıf senedinde vakfın adı, amacı, bu amaca özgülenen mal ve haklar, vakfın örgütlenme ve yönetim şekli ile yerleşim yerinin gösterilmesi zorunludur. Bunun dışında vakıf kurucu iradesi, kanunlara aykırı olmamak üzere her türlü düzenlemeyi yapma hakkına sahiptir. Geniş ve dar kapsamlı vakıfların senetlerine ilişkin örnekler, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün www.vgm.gov.tr sayfasında verilmektedir.
1.7 Vakıf Yönetim Organı Nasıl Oluşturulur?
Yeni vakıfların yönetim organı vakıf senedine göre oluşturulur ve bu vakıfların yönetim organlarında görev alanların çoğunluğunun, Türkiye’de yerleşik bulunması gerekir.
Vakıflarda bir idare organı olması zorunludur. Bu organ vakfı kuran kişiler olabileceği gibi çoğunluğu dışarıdan olmamak şartıyla oluşturulan bir yönetim kurulu olarak da belirlenebilmektedir. Denetim organı da zorunlu bir organ olmamakla birlikte uygulamada sıklıkla oluşturulan bir organdır. Organların seçim usulü, toplantı ve karar nisabı, görev, yetki ve
sorumlulukları ile çalışma usullerine, vakıf senedinde ayrıntılı şekilde yer verilir
Vakıflarda; hırsızlık, nitelikli hırsızlık, yağma, nitelikli yağma, dolandırıcılık, nitelikli dolandırıcılık, zimmet, rüşvet, sahtecilik, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, güveni kötüye kullanma, kaçakçılık suçları ile Devletin güvenliğine karşı işlenen suçların birinden mahkûm olanlar yönetici olamazlar.
Vakıf yöneticisi seçildikten sonra yukarıdaki suçlardan mahkûm olanların yöneticiliği sona erer.
1.8 Vakıf Kurulduktan Sonra Vakıf Tarafından Yapılması Gereken İşlemler Nelerdir?
• Vakıf senedine göre, organlar vakıf senedindeki hükümlere göre oluşturulur.
• 3628 nolu Mal Bildirimde bulunulması Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu gereğince vakıfların mütevelli heyeti, yönetim kurulu vb. sevk ve idare organlarında görev alanların mal beyanlarının Vakıflar Bölge Müdürlüğü'ne gönderilmesi gerekir.
• Vakfın karar organının verdiği kararlar, noterden tasdikli bir karar defterine yazılarak, üyeleri tarafından imzalanmalıdır.
• Vakfa ait mali ve idari konularda; vakfı resmi dairelerde, mahkemelerde, 3 üncü şahıslara karşı kimin veya kimlerin temsil edeceği, bankadan para çekebileceğine dair imza sirküleri hazırlanmalıdır.
• Vakfa ait paraların değerlendirilmesi ve banka işlemlerinin gerçekleştirilmesi için vakıf namına Yönetim organının karar vereceği bir bankada hesap açılmalıdır.
• Noterden tasdikli bir demirbaş defteri, bağış makbuzlarının kaydedileceği bir defter ile ayrıca gelen giden evrakın kaydedileceği bir defter tutulmalıdır.
•Vakfın yapacağı sosyal yardımlarla vakıf gayrimenkullerin nasıl kiraya verileceği, vakıf şubelerinin çalışma esasları, vakıf idari personelinin özlük haklarıyla ilgili olarak gerektiğinde, yönetmelikler düzenlenmelidir.
• Yeni vakıflar ile mülhak, cemaat ve esnaf vakıfları, muhasebe kayıtlarını Genel Müdürlüğün resmi internet sitesinde yayımlanacak Vakıflar Tek Düzen Hesap Planına uygun olarak tutarlar, bilânço ve gelir tablolarını da bu plan ekindeki örnek tablolara göre düzenlerler.
• Yıllık brüt geliri 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 177 inci maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendinde yer alan ve her yıl Maliye Bakanlığınca belirlenen tutarının üzerinde bulunan vakıflar ile vergi muafiyeti, işletmesi, iştiraki, şube ve temsilciliği olan vakıfların bilanço esasına göre defter tutmaları zorunludur.
•Bilanço esasına göre defter tutmayı gerektirmeyen vakıflar, işletme esasına göre defter tutabilirler.
•Vakıflar muhasebe kayıtlarını ve belgelerinin tevsikini 213 sayılı Vergi Usul Kanununda belirtilen hükümlere uygun olarak yaparlar.
1.9 Vergi Muafiyeti Statüsü (Kamu Yararı Statüsü)
Vergi muafiyetine haiz vakıf statüsüne kazanmak, başta vergi avantajları olmak üzere bazı ayrıcalıklar sağlamaktadır. Pek çok ülkede dernek ve vakıflar için aynı kıstaslar uygulanmakla birlikte, Türkiye’de bu durum farklıdır.Ülkemizdeki yaklaşık 4500 yeni vakfın sadece 214 tanesi bu statüye sahiptir.
7/8/2003 tarih ve 25192 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 30/7/2003 tarihli ve 4962 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Vakıflara Vergi Muafiyeti Tanınması Hakkında Kanunun 20 nci maddesinde, “Gelirlerinin en az üçte ikisini nevi itibarıyla genel, katma ve özel bütçeli idarelerin bütçeleri içinde yer alan bir hizmetin veya hizmetlerin yerine getirilmesini amaç edinmek üzere kurulan vakıflara, Maliye Bakanlığının önerisi üzerine Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınabilir” denmektedir.
4962 sayılı Kanunun 20 nci maddesi uyarınca vergi muafiyeti tanınması talebinde bulunacak vakıfların başvuru tarihi itibarıyla aşağıda belirtilen şartların hepsini bir arada taşıması gerekmektedir:
•Faaliyet konusu: Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınacak vakfın; sağlık, sosyal yardım, eğitim, bilimsel araştırma ve geliştirme, kültür ve çevre koruma ile ağaçlandırma konularında faaliyette bulunmayı amaç edinmiş olması gerekir.
• Faaliyet süresi: Vakıfların, vergi muafiyeti talebinde bulunmadan önce kuruldukları tarihten itibaren en az bir yıl süre ile faaliyette bulunuyor olması ve bu süre içindeki faaliyetleri ile Devletin kamu hizmeti yükünü azaltıcı etki sağlamış olmaları gerekmektedir.
•Defter tutma: Vergi muafiyeti tanınacak vakıfların bilanço esasına göre defter tutmaları gerekir.
•Mal varlığı ve yıllık gelir: Vergi muafiyeti talebinde bulunan vakıfların vergi muafiyeti talebinde bulundukları tarihte en az 505.000.- YTL (beşyüz beşbin Yeni Türk Lirası) gelir getirici mal varlığına ve en az 49.000.- YTL (kırkdokuz bin Yeni Türk Lirası) yıllık gelire sahip olmaları gerekir.
•Gelirin harcanma şekli: Vakıf resmi senedinde, 4962 sayılı Kanunun 20 nci maddesi hükmüne uygun olarak yıl içinde elde edilen brüt gelirlerin en az üçte ikisinin sağlık, sosyal yardım, eğitim, bilimsel araştırma ve geliştirme, kültür ve çevre koruma ile ağaçlandırma faaliyetlerinden oluşan amaçlara harcanacağının yazılı olması ve son bir yılda bu koşulu fiilen yerine getirmiş olması ve vergi muafiyetinin devamı süresince de bu şarta uyulması gerekir.
•İlgili kuruluşların görüşünün alınması: Vakıfların vergi muafiyetleri taleplerinin Maliye Bakanlığınca ilk değerlendirilmesi yapıldıktan sonra, vakfa vergi muafiyeti tanınıp tanınmayacağı konusunda Vakıflar Genel Müdürlüğünün ve vakıf resmi senedinde amaç edinilen konulara göre ilgili diğer kuruluşların görüşleri alınır.
• Maliye Bakanlığı merkezi denetim elemanlarınca yapılacak inceleme: Yukarıda sayılan şartların yerine getirilmesi halinde, vergi muafiyeti talebinde bulunan vakfın, kurulduğu tarihten inceleme tarihine kadar olan faaliyet ve çalışmaları, görevlendirilecek Bakanlık merkezi denetim elemanınca incelenir.
Trend Haberler
İHTİYARİ ARABULUCULUK ANLAŞMA TUTANAĞININ GEÇERLİLİĞİ - ARABULUCULUĞUN ESASLARI SÜRECİ VE SONUÇLARI HAKKINDA AYDINLATMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ
Adliye önünde silahlı kavga: 1'i avukat 4 kişi yaralandı
HSK Birinci Dairesinin 1589 ve 1590 Sayılı Adli ve İdari Yargı Kararnameleri
ECRİMİSİL DAVALARINDA DAVACININ KULLANDIĞI VEYA KULLANABİLECEĞİ KISIM OLMASININ SONUÇLARI
9. Yargı Paketi Neler Getirdi?
MÜDDETNAMEYE İTİRAZDA SÜRE VE ARTIK YIL HESABI