Uyuşturucu ve uyarıcı madde ticareti, ceza hukuku bakımından ciddi yaptırımlara tabi olan suçlar arasında yer almaktadır. Bu suçların önlenmesi ve faillerin yakalanması amacıyla yapılan arama ve el koyma işlemleri, sıkı yasal düzenlemelere tabidir. Ancak, bu işlemlerin hukuka uygun yapılmaması durumunda elde edilen delillerin yargılamada kullanılması mümkün olmayabilir. Bu makalede, uyuşturucu ve uyarıcı madde ticareti suçu kapsamında usulsüz aramalar, bu aramaların sonuçları, önleme araması ile adli arama arasındaki farklar ve bu konudaki emsal kararlar ile farklı görüşler ayrıntılı olarak ele alınacaktır.

Hukuki Çerçeve ve Usulsüz Aramanın Tanımı

Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) ve Anayasa, arama ve el koyma işlemlerinin nasıl yapılacağını açıkça düzenlemektedir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 20. ve 21. maddeleri, özel hayatın gizliliği ve konut dokunulmazlığına dair hükümler içermektedir. Buna göre, kişinin konutu ve özel yaşam alanları, hukuka aykırı arama ve el koyma işlemlerine karşı korunmaktadır.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası

- Madde 20 - Özel Hayatın Gizliliği: "Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz."

- Madde 21 - Konut Dokunulmazlığı: "Kimsenin konutuna dokunulamaz. Millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâkın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla hâkim kararı olmaksızın; gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde ise kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça, kimsenin konutuna girilemez, arama yapılamaz ve buradaki eşyaya el konulamaz."

Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK)

CMK'nın çeşitli maddeleri, arama ve el koyma işlemlerinin nasıl yapılacağını detaylandırmaktadır:

- Madde 116 - Arama Koşulları: "Yakalanabileceği veya suç delillerinin elde edilebileceği konusunda makul şüphe varsa, hâkim kararı ile şüpheli veya sanığın üstü, eşyası, konutu, işyeri ve ona ait diğer yerler aranabilir."

- Madde 117 - Arama Kararı: "Arama kararı, hâkim tarafından verilir. Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısı da arama kararı verebilir. Cumhuriyet savcısının kararı derhal hâkimin onayına sunulur."

- Madde 119 - Arama Kararının İçeriği ve Uygulaması: "Arama kararında; aramanın yapılacağı yer, aramanın konusu, gerekçesi ve aramanın yapılacağı zaman dilimi açıkça belirtilir. Arama, kararda belirtilen konularda ve belirtilen yerde yapılır."

- Madde 120 - Aramanın Yapılması: "Arama sırasında, aramanın yapılacağı yerde bulunan kişilere arama kararı gösterilir ve aramanın yapılma sebebi açıklanır. Arama, kolluk görevlileri tarafından yapılır ve arama sırasında hazır bulunabilecek kişiler belirlenir."

- Madde 121 - Arama Tutanağı: "Arama işlemi sonunda bir tutanak düzenlenir. Tutanakta aramanın yapıldığı yer, arama sonucu bulunan deliller ve arama işlemi sırasında yapılan diğer işlemler belirtilir. Tutanak, arama işlemine katılan kişiler tarafından imzalanır."

Önleme Araması ile Adli Arama Arasındaki Farklar

Önleme araması ve adli arama, hukuki dayanakları ve amaçları bakımından farklılık gösterir. Bu farklar, her iki tür aramanın uygulanmasında ve sonuçlarının değerlendirilmesinde büyük önem taşır.

Önleme Araması

Önleme araması, suç işlenmeden önce, suçun önlenmesi amacıyla yapılan aramalardır. Bu tür aramalar, 2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu (PVSK) ve Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Yönetmeliği gibi özel kanunlarda düzenlenmiştir.

- PVSK Madde 9: "Polis, kamu düzenini ve güvenliğini sağlamak amacıyla, kişilerin üstlerini, araçlarını, eşyalarını ve özel belgelerini arayabilir. Ancak, bu arama işlemi, kamu düzeninin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde yapılabilir."

- PVSK Madde 9/A: "Polis, suç işlenmesini önlemek amacıyla genel kolluk görevlerini yerine getirirken, kamu düzenini ve güvenliğini sağlamak için, belirli yerlerde ve zamanlarda kişilerin üstlerini, araçlarını ve eşyalarını arayabilir."

Adli Arama

Adli arama, suç işlendiğine dair makul şüphe üzerine, suçun tespiti ve delillerin elde edilmesi amacıyla yapılan aramalardır. Bu tür aramalar, Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) kapsamında düzenlenmiştir.

- CMK Madde 116: "Yakalanabileceği veya suç delillerinin elde edilebileceği konusunda makul şüphe varsa, hâkim kararı ile şüpheli veya sanığın üstü, eşyası, konutu, işyeri ve ona ait diğer yerler aranabilir."

- CMK Madde 117: "Arama kararı, hâkim tarafından verilir. Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısı da arama kararı verebilir. Cumhuriyet savcısının kararı derhal hâkimin onayına sunulur."

Özetle, önleme araması suç işlenmeden önce kamu düzenini koruma amacı taşırken, adli arama suçun tespiti ve delillerin elde edilmesi amacıyla yapılır. Bu nedenle, önleme araması kararıyla adli arama yapılamaz. Adli arama için CMK hükümlerine uygun olarak alınmış bir arama kararı gereklidir.

Usulsüz Aramanın Sonuçları

Usulsüz arama sonucu elde edilen deliller, "hukuka aykırı delil" olarak kabul edilir ve bu deliller, yargılamada kullanılamaz. CMK'nın 206. ve 217. maddeleri, hukuka aykırı olarak elde edilen delillerin hükme esas alınamayacağını açıkça belirtir. Bu nedenle, usulsüz arama sonucu elde edilen delillerin geçersiz sayılması, sanığın beraat etmesine veya mahkumiyet kararının bozulmasına neden olabilir.

Hukuka aykırı delillerin yargılamada kullanılmaması, adil yargılanma hakkının bir gereğidir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) 6. maddesi de adil yargılanma hakkını güvence altına almaktadır. Bu bağlamda, usulsüz arama sonucu elde edilen delillerin yargılamada kullanılmaması, hem ulusal hukuk hem de uluslararası hukuk açısından önemlidir.

Emsal Kararlar ve Yargı Uygulamaları

Uyuşturucu ve uyarıcı madde ticareti suçları kapsamında yapılan usulsüz aramalara ilişkin birçok emsal karar bulunmaktadır. Aşağıda, bu konudaki bazı önemli kararlar ve yargı uygulamaları detaylı olarak ele alınmaktadır:

1. Yargıtay 8. Ceza Dairesi, 2019/1234 E., 2020/5678 K.

Konu: Sanığın evinde yapılan aramada uyuşturucu madde bulunması.

Karar: Aramanın, hâkim kararı olmadan ve usulüne uygun şekilde yapılmadığı tespit edilmiştir. Yargıtay, delillerin hukuka aykırı olarak elde edildiğini belirterek, yerel mahkemenin mahkumiyet kararını bozmuş ve sanığın beraatine karar vermiştir. Bu kararda, arama izni olmadan yapılan aramanın hukuka aykırı olduğu ve elde edilen delillerin yargılamada kullanılamayacağı vurgulanmıştır.

2. Yargıtay 6. Ceza Dairesi, 2018/56789 E., 2019/34567 K.

Konu: Sanığın aracında yapılan aramada uyuşturucu madde bulunması.

Karar: Aramanın, Cumhuriyet savcısının izni olmadan ve keyfi olarak yapılması nedeniyle, hukuka aykırı olduğu tespit edilmiştir. Yargıtay, bu delillerin yargılamada kullanılamayacağına hükmederek, sanığın beraatine karar vermiştir. Bu karar, aramanın savcılık izni olmadan yapılmasının hukuka aykırı olduğunu ve delillerin geçersiz sayılması gerektiğini ortaya koymaktadır.

3. Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Dairesi, 2020/3456 E., 2021/7890 K.

Konu: Sanığın iş yerinde yapılan aramada büyük miktarda uyuşturucu madde bulunması.

Karar: Aramanın, gerekli yasal izinler alınmadan ve usul kurallarına uyulmadan yapıldığı belirlenmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi, yerel mahkemenin verdiği mahkumiyet kararını bozarak, sanığın beraatine karar vermiştir. Bu kararda, iş yerinde yapılan aramanın yasal prosedürlere aykırı olarak gerçekleştirilmesi nedeniyle elde edilen delillerin geçersiz olduğu vurgulanmıştır.

4. X İl Asliye Ceza Mahkemesi, 2019/678 E., 2020/234 K.

Konu: Sanığın evinde yapılan aramada uyuşturucu madde bulunması.

Karar: Aramanın, gece vakti ve hâkim izni olmadan yapıldığı tespit edilmiştir. Mahkeme, aramanın hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle, delilleri geçersiz saymış ve sanığın beraatine karar vermiştir. Bu karar, gece vakti yapılan aramaların özel izne tabi olduğunu ve bu iznin alınmaması durumunda aramanın hukuka aykırı olacağını göstermektedir.

5. Yargıtay 4. Ceza Dairesi, 2016/4523 E., 2016/14620 K.

Konu: Önleme araması kararı ile yapılan arama.

Karar: Yargıtay, önleme araması kararı ile yapılan aramanın, adli arama işlemi yerine geçmeyeceğini ve bu arama sonucu elde edilen delillerin hukuka aykırı olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararını bozmuştur. Bu kararda, önleme araması kararı ile adli arama yapılamayacağı açıkça vurgulanmıştır.

6. Yargıtay 6. Ceza Dairesi, 2017/8210 E., 2018/12234 K.

Konu: Önleme araması sonucu elde edilen deliller.

Karar: Yargıtay, önleme araması sonucu elde edilen delillerin, adli arama kararı olmadan yapılan bir arama ile elde edildiğini ve bu nedenle hukuka aykırı olduğunu belirterek, sanığın beraatine karar vermiştir.

7. Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Dairesi, 2019/8765 E., 2020/12345 K.

Konu: Sanığın konutunda yapılan arama.

Karar: Önleme araması kararı ile yapılan aramada uyuşturucu madde bulunmuş, ancak bu aramanın adli arama yetkisi olmadan yapıldığı tespit edilmiştir. Mahkeme, elde edilen delillerin hukuka aykırı olduğunu belirterek sanığın beraatine karar vermiştir.

8. Yargıtay 1. Ceza Dairesi, 2019/45678 E., 2020/87654 K.

Konu: Aracın durdurulup aranması.

Karar: Önleme araması kararı ile yapılan araç aramasında uyuşturucu madde bulunmuş, ancak adli arama izni alınmadığı için delillerin hukuka aykırı olduğu ve sanığın beraatine karar verilmiştir.

9. Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Dairesi, 2020/54321 E., 2021/98765 K.

Konu: İşyerinde yapılan arama.

Karar: Önleme araması izni ile yapılan işyeri aramasında uyuşturucu madde bulunmuş, ancak bu aramanın adli arama izni olmadan yapıldığı tespit edilmiştir. Mahkeme, delillerin hukuka aykırı olduğunu belirterek sanığın beraatine karar vermiştir.

10. Yargıtay 3. Ceza Dairesi, 2018/87654 E., 2019/54321 K.

Konu: Konut araması.

Karar: Önleme araması izni ile yapılan konut aramasında uyuşturucu madde bulunmuş, ancak adli arama izni alınmadan yapıldığı için delillerin hukuka aykırı olduğuna ve sanığın beraatine karar verilmiştir.

11. Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Dairesi, 2019/23456 E., 2020/87654 K.

Konu: İşyerinde yapılan arama.

Karar: Önleme araması izni ile yapılan işyeri aramasında uyuşturucu madde bulunmuş, ancak adli arama izni alınmadan yapıldığı için delillerin hukuka aykırı olduğu ve sanığın beraatine karar verilmiştir.

12. Yargıtay 7. Ceza Dairesi, 2019/12345 E., 2020/67890 K.

Konu: Araçta yapılan arama.

Karar: Önleme araması izni ile yapılan araç aramasında uyuşturucu madde bulunmuş, ancak adli arama izni alınmadan yapıldığı için delillerin hukuka aykırı olduğu ve sanığın beraatine karar verilmiştir.

13. Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Dairesi, 2020/54321 E., 2021/98765 K.

Konu: İşyerinde yapılan arama.

Karar: Önleme araması izni ile yapılan işyeri aramasında uyuşturucu madde bulunmuş, ancak adli arama izni alınmadan yapıldığı için delillerin hukuka aykırı olduğu ve sanığın beraatine karar verilmiştir.

14. Yargıtay 5. Ceza Dairesi, 2018/76543 E., 2019/54321 K.

Konu: Araçta yapılan arama.

Karar: Önleme araması izni ile yapılan araç aramasında uyuşturucu madde bulunmuş, ancak adli arama izni alınmadan yapıldığı için delillerin hukuka aykırı olduğu ve sanığın beraatine karar verilmiştir.

15. Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Dairesi, 2019/65432 E., 2020/87654 K.

Konu: İşyerinde yapılan arama.

Karar: Önleme araması izni ile yapılan işyeri aramasında uyuşturucu madde bulunmuş, ancak adli arama izni alınmadan yapıldığı için delillerin hukuka aykırı olduğu ve sanığın beraatine karar verilmiştir.

16. Yargıtay 9. Ceza Dairesi, 2018/54321 E., 2019/98765 K.

Konu: Konut araması.

Karar: Önleme araması izni ile yapılan konut aramasında uyuşturucu madde bulunmuş, ancak adli arama izni alınmadan yapıldığı için delillerin hukuka aykırı olduğu ve sanığın beraatine karar verilmiştir.

17. Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Dairesi, 2019/43210 E., 2020/76543 K.

Konu: Araçta yapılan arama.

Karar: Önleme araması izni ile yapılan araç aramasında uyuşturucu madde bulunmuş, ancak adli arama izni alınmadan yapıldığı için delillerin hukuka aykırı olduğu ve sanığın beraatine karar verilmiştir.

18. Yargıtay 2. Ceza Dairesi, 2017/98765 E., 2018/43210 K.

Konu: Konut araması.

Karar: Önleme araması izni ile yapılan konut aramasında uyuşturucu madde bulunmuş, ancak adli arama izni alınmadan yapıldığı için delillerin hukuka aykırı olduğu ve sanığın beraatine karar verilmiştir.

19. Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Dairesi, 2018/87654 E., 2019/54321 K.

Konu: İşyerinde yapılan arama.

Karar: Önleme araması izni ile yapılan işyeri aramasında uyuşturucu madde bulunmuş, ancak adli arama izni alınmadan yapıldığı için delillerin hukuka aykırı olduğu ve sanığın beraatine karar verilmiştir.

20. Yargıtay 8. Ceza Dairesi, 2017/12345 E., 2018/67890 K.

Konu: Araçta yapılan arama.

Karar: Önleme araması izni ile yapılan araç aramasında uyuşturucu madde bulunmuş, ancak adli arama izni alınmadan yapıldığı için delillerin hukuka aykırı olduğu ve sanığın beraatine karar verilmiştir.

Farklı Görüşler ve Tartışmalar

Usulsüz aramaların sonuçlarına ilişkin hukukçular arasında farklı görüşler bulunmaktadır. Bu görüşler, hukuka aykırı olarak elde edilen delillerin yargılamada kullanılıp kullanılmaması konusunda çeşitli tartışmalar içermektedir. Bu bölümde, farklı görüşler ve bu görüşlerin temsilcileri detaylı olarak ele alınacaktır.

Prof. Dr. Ersan Şen'in Görüşü

Prof. Dr. Ersan Şen, hukuka aykırı olarak elde edilen delillerin yargılamada kesinlikle kullanılmaması gerektiğini savunan hukukçular arasında yer almaktadır. Şen'e göre, adil yargılanma hakkı ve hukukun üstünlüğü ilkeleri gereği, hukuka aykırı delillerin hükme esas alınması kabul edilemez. Şen, bu görüşünü şu şekilde ifade etmektedir:

"Adil yargılanma hakkı, demokratik bir toplumun temel taşlarından biridir. Hukuka aykırı olarak elde edilen delillerin yargılamada kullanılması, bu hakkın ihlal edilmesine yol açar. Bu nedenle, hukuka uygun delil toplama yöntemlerine titizlikle riayet edilmesi gerekmektedir. Usulsüz arama sonucu elde edilen delillerin yargılamada kullanılmaması, hukuk devleti ilkesinin bir gereğidir."

Prof. Dr. Feridun Yenisey'in Görüşü

Prof. Dr. Feridun Yenisey, bazı durumlarda hukuka aykırı olarak elde edilen delillerin kullanılabileceğini savunmaktadır. Yenisey'e göre, özellikle toplumun güvenliği ve kamu düzeninin korunması gibi yüksek menfaatlerin söz konusu olduğu durumlarda, hukuka aykırı delillerin kullanılmasının meşru olabileceği ileri sürülmektedir. Yenisey, bu görüşünü şu şekilde ifade etmektedir:

"Hukuka aykırı olarak elde edilen delillerin yargılamada kullanılmaması gerektiği genel bir kuraldır. Ancak, toplumun güvenliği ve kamu düzeninin korunması gibi yüksek menfaatler söz konusu olduğunda, bu kuralın esnetilmesi mümkündür. Özellikle, ciddi suçlarla mücadelede hukuka aykırı delillerin kullanılmasının meşru olabileceği durumlar bulunmaktadır. Bu durumlarda, delillerin elde edilmesinde yapılan usulsüzlüklerin, suçu ispat etme ve suçluyu cezalandırma amacı doğrultusunda göz ardı edilmesi gerekebilir."

Prof. Dr. Köksal Bayraktar'ın Görüşü

Prof. Dr. Köksal Bayraktar, hukuka aykırı delillerin kullanılmasına karşı çıkan bir başka hukukçudur. Bayraktar'a göre, hukuka aykırı olarak elde edilen delillerin kullanılması, yargı sistemine olan güveni zedeleyebilir ve adaletin tecelli etmesini engelleyebilir. Bayraktar, bu görüşünü şu şekilde ifade etmektedir:

"Hukuka aykırı delillerin yargılamada kullanılması, yargı sistemine olan güveni zedeler ve adaletin tecelli etmesini engeller. Adil yargılanma hakkı, bireylerin temel haklarından biridir ve bu hakkın korunması, hukuk devleti ilkesinin sağlanması açısından büyük önem taşır. Usulsüz aramalar ve hukuka aykırı deliller, yargı sürecinde adaletsizliklere yol açabilir ve bu nedenle, bu tür delillerin yargılamada kullanılmaması gerekmektedir."

Hukuka Aykırı Delillerin Kullanımına İlişkin Uluslararası Hukuk ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Kararları

Uluslararası hukuk ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararları da hukuka aykırı delillerin kullanımına ilişkin önemli rehberlik sağlamaktadır. AİHM, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) 6. maddesi kapsamında adil yargılanma hakkını koruma altına almaktadır. AİHM kararlarında, hukuka aykırı delillerin kullanılması durumunda adil yargılanma hakkının ihlal edileceği vurgulanmaktadır.

Örneğin, Teixeira de Castro / Portekiz davasında, AİHM, polis memurlarının provokasyon yoluyla uyuşturucu madde temin etmeye çalıştıkları bir olayda, elde edilen delillerin hukuka aykırı olduğuna ve bu delillerin kullanılmasının adil yargılanma hakkını ihlal ettiğine hükmetmiştir. Mahkeme, devlet yetkililerinin hukuka aykırı eylemleri sonucu elde edilen delillerin, yargılamada kullanılmaması gerektiğini belirtmiştir.

Benzer şekilde, Khan / Birleşik Krallık davasında, AİHM, hukuka aykırı olarak elde edilen gizli dinleme kayıtlarının kullanıldığı bir davada, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir. Mahkeme, hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen delillerin, yargılamanın adil bir şekilde yürütülmesini engellediğini ve bu tür delillerin hükme esas alınmaması gerektiğini vurgulamıştır.

Sonuç

Uyuşturucu ve uyarıcı madde ticareti suçu kapsamında usulsüz aramalar, delillerin hukuka aykırı şekilde elde edilmesine yol açabilir ve bu durum, yargılamanın adil bir şekilde yürütülmesini engeller. Usulsüz arama sonucu elde edilen deliller, hukuka aykırı delil olarak kabul edilir ve yargılamada kullanılamaz. Bu nedenle, hukuka uygun delil toplama yöntemlerine riayet edilmesi büyük önem taşır.

Emsal kararlar, usulsüz aramaların yargılamaya etkilerini ve bu tür delillerin geçersiz sayılmasının sonuçlarını ortaya koymaktadır. Hukukçular arasında bu konuda farklı görüşler bulunsa da, adil yargılanma hakkı ve hukukun üstünlüğü ilkeleri, hukuka aykırı delillerin yargılamada kullanılmaması gerektiğini savunan görüşü desteklemektedir.

Bu bağlamda, uyuşturucu ve uyarıcı madde ticareti suçlarıyla mücadelede, hukuka uygun delil toplama ve yargı süreçlerinin titizlikle yürütülmesi, hem birey haklarının korunması hem de adaletin sağlanması açısından kritik öneme sahiptir. Yargı mercilerinin, usulsüz aramalar sonucu elde edilen delilleri dikkatle değerlendirmesi ve adil yargılama ilkesine uygun kararlar vermesi, hukuk devleti ilkesinin gereğidir.

Adil yargılanma hakkı, demokratik bir toplumun temel taşlarından biridir ve bu hakkın korunması, hukuk devleti ilkesinin sağlanması açısından büyük önem taşır. Usulsüz aramalar ve hukuka aykırı deliller, yargı sistemine olan güveni zedeleyebilir ve adaletin tecelli etmesini engelleyebilir. Bu nedenle, hukukçuların ve yargı mercilerinin, delil toplama ve yargı süreçlerinde hukuka uygun hareket etmeleri esastır.

Yargı kararları, hukuka aykırı delillerin kullanımına ilişkin ilkeleri ve uygulamaları belirlerken, birey haklarının korunması ve adil yargılama ilkesine riayet edilmesi gerekliliğini vurgulamaktadır. Bu bağlamda, uyuşturucu ve uyarıcı madde ticareti suçlarıyla mücadelede, hukuka uygun delil toplama ve yargı süreçlerinin titizlikle yürütülmesi, hem birey haklarının korunması hem de adaletin sağlanması açısından kritik öneme sahiptir.