6102 sayılı TTK ’da ticari şirketler; kollektif, komandit, anonim, limited ve kooperatif şeklinde sayılmıştır (TTK m. 124/1). Tescille kişilik kazanan şirketlerin kendine ait bir malvarlığı olmalıdır.
Ticaret şirketlerinde sermaye, ortakların “katılma payı” olarak şirkete getirmeyi taahhüt ettikleri malvarlığı değerlerinin toplamını ve bu değerlerin nakit olarak gösterilmesini ifade eder.
Ortakların şirkete karşı kural olarak tek bir borcu vardır, o da taahhüt ettikleri sermayeyi getirmektir. Sermayenin, şirketin esas sözleşmesine yazılması ve ticaret siciline tescil ettirilmiş olması gerekmektedir.
TTK’da aksine hüküm olmadıkça ticaret şirketlerine sermaye olarak getirilebilecek değerler şu şekildedir; para, alacak, kıymetli evrak ve sermaye şirketlerine ait paylar, fikri mülkiyet hakları, taşınırlar ve her çeşit taşınmaz, taşınır ve taşınmazların faydalanma ve kullanma hakları, kişisel emek, ticari itibar, ticari işletmeler, haklı olarak kullanılan devredilebilir elektronik ortamlar, alanlar, adlar ve işaretler gibi değerler, maden ruhsatnameleri ve bunun gibi ekonomik değeri olan diğer haklar, devrolunabilen ve nakden değerlendirilebilen her türlü değer ortaklar tarafından konabilir.
TTK’da örneklendirme niteliğinde birçok değer sayılmış olsa da TTK m.127/2’de bazı emredici hükümlerle, genel olarak ticaret şirketlerine getirilebilecek sermaye çeşitlerine belli kısıtlamalar getirilmiştir. TTK’nın 307/2’de bir komanditer ortağın kişisel emeğini ve ticari itibarını sermaye olarak koyamayacağına ilişkin bir düzenleme vardır. Yine 127/2’de saklı tutulan bir diğer madde 342/1’dir ve anonim şirketlerde, üzerlerinde sınırlı ayni bir hak, haciz ve tedbir bulunmayan, nakden değerlendirilebilen ve devrolunabilen, fikri mülkiyet hakları ile sanal ortamlar da dahil, malvarlığı unsurları ayni sermaye olarak konulabileceği ancak hizmet edimleri, kişisel emek, ticari itibar ve vadesi gelmemiş alacaklar sermaye olamayacağı şeklinde bir düzenleme yer almaktadır. TTK m. 581/1’de ise limited şirketlerde üzerlerinde sınırlı ayni bir hak, haciz veya tedbir bulunmayan; nakden değerlendirilebilen ve devrolunabilen, fikri mülkiyet hakları ile sanal ortamlar ve adlar da dahil, malvarlığı unsurları ayni sermaye olarak konulabileceği; hizmet edimleri, kişisel emek, ticari itibar ve vadesi gelmemiş alacaklar sermaye olamayacağı şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
I. Ticaret Şirketlerinde Sermaye Koyma Borcunun İfası
Söz konusu sermaye borcunun; taahhüt (borçlanma) ve tasarruf olmak üzere iki aşaması vardır. Her ortak, usulüne göre düzenlenmiş ve imza edilmiş şirket sözleşmesiyle şirkete karşı sermaye olarak getirecekleri değerlerin devir ve temlikini taahhüt etmek zorundadır (TTK 128/I)
A. Nakdi Sermayenin Ödenmesi
Nakit sermaye şirkete ortak tarafından getirilen Türk Lirasını ya da yabancı “para”yı ifade eder. Şirket sözleşmesinde yabancı para olarak konulan sermaye payının Türk Lirası karşılığının gösterilmesi şarttır (TBK 99/I) . Nakit sermaye sadece “para”dan oluşmaz. Nakit sermayenin içine alacaklar, kıymetli evrak (poliçe, bono, çek, konişmento, makbuz senedi, varant, taşıma senetleri, hisse senedi, tahvil, ipotekli borç senetleri, irat senetleri) ve sermaye şirketlerine ait paylar da girer. Ticaret şirketlerinde nakit olarak getirilecek sermayenin ne şekilde ve ne zaman ödeneceği şirket sözleşmesinde serbestçe kararlaştırılabilir.
B. Ayni Sermaye Borcunun İfa Edilmesi
1. Taşınmazların Sermaye Olarak Getirilmesi
Eşya Hukuku gereğince taşınmaz satışında mülkiyetin devri için önce taahhüt işlemi gerçekleştirilmelidir. Buna istisna olarak; TTK. 128/3 ve KoopK. 2/II uyarınca, bir taşınmazın veya üzerindeki ayni hakkın sermaye olarak şirkete getirilmesi için, taahhüdünü içeren ortaklık sözleşmesi hükümleri resmi şekil aranmaksızın geçerlidir. Ortaklar tarafından geçerli olarak yapılacak şirket sözleşmesi tapu sicil müdürü huzurunda veya noterde düzenlenecek sözleşme hükmünde olacak ve bu şekliyle sonuç doğuracaktır. Yani resmi senet düzenlenmesine gerek olmadan taahhüt aşaması bu işlemle tamamlanmış olacaktır. Şirkete bir taşınmazın sermaye olarak konulabilmesi için öncelikle bilirkişi tarafından değerinin belirlenmesi gerekir. Belirlenen değerin yer aldığı şirket sözleşmesi veya esas sözleşmenin imzalanması ve imzaların noterce onaylandıktan sonra taahhütte bulunan kurucu ortağın dilekçe ile tapu sicil müdürlüğüne başvurarak tapuya şerh verilmesi gerekmektedir (TTK 128/II). Kanaatimizce burada “şirket sözleşmesi” sözcüğünün kullanılması özensizlik arz etmektedir .
İkinci aşama olarak tescil işlemi yapılması gerekmektedir. Bir taşınmazın mülkiyetinin kazanılması tescille olur (TMK 705).
2. Taşınırların Sermaye Olarak Getirilmesi
Taşınmazlarda olduğu gibi taşınırların da değer tespitinin bilirkişilerce belirlenmesi gerekmektedir. Bu belirlenen değerin şirket sözleşmesinde taahhüt altına alındıktan sonra maddi değeri olan taşınır eşyanın güvenilir bir kişiye tevdi ile sağlanması amaçlanmaktadır. Bir şirkete taşınır malın sermaye olarak konulması halinde şirket tüzel kişilik kazandığı andan itibaren zilyetliğin devri yapılmadan taşınır üzerinde malik sıfatını doğrudan kazanacak ve tasarruf edebilecektir (TTK 128/IV). Bu hususa ilişkin doktrinde iki farklı görüş mevcuttur. Bu görüşlerin ilki taşınır mülkiyetinin teslimle kazanılacağını öne sürmektedir . Diğer görüş ise, zilyetlik devri gözetilmeksizin mülkiyetin şirket bünyesine geçeceği yönündedir . Kanaatimizce burada zilyetlik devri gözetilmeden mülkiyetin şirket bünyesine geçeceği yönündedir. Çünkü şirketin ticaret hayatında var olabilmesi için sermayesine bir an önce kavuşması kanaatindeyiz.
C.Alacakların Sermaye Olarak Getirilmesi
TTK m.130/1 uyarınca bir ortak alacağını sermaye olarak şirkete devrettiğinde, alacaklar şirketçe tahsil edilmedikçe sermaye koyma borcundan kurtulamaz. Hükümce, tahsil için 1 aylık bir süre öngörülmüştür. Burada dikkat edilmesi gereken husus alacak müeccel ise, vadeden, muaccel ise şirket sözleşmesi veya ana sözleşme tarihinden itibaren işlemeye başlar.
Alacak tahsil edilmezse, ilgili ortağın temerrüt faizi ödemesi gündeme gelecektir. Bununla birlikte TTK. m.130/3 uyarınca şirketin gecikmeden ötürü tazminat isteme hakkı doğacaktır. Belirtmek gerekir ki, anonim ve limited şirketlerde bir alacağın sermaye olarak konulabilmesi için vadesinin gelmesi şarttır (TTK 342, 581).
D. Kişisel Emek ve Ticari İtibarın Sermaye Olarak Getirilmesi
TTK’nın 127. maddesinin birinci fıkrasının e bendine göre kişisel emek, f bendine göre ticari itibar sermaye olarak bir ticaret şirketine konulabilir. Ticari itibar ise bir kişinin ticari hayatta sahip olunan saygınlığı ifade etmektedir. Bir ortağın ticari hayatta sahip olduğu saygınlığı, şirketin ticari hayatına fayda sağlaması amacıyla sermaye olarak getirilebilecektir.
E. Ticari İşletmenin Sermaye Olarak Getirilmesi
TTK’nın 127. maddesinin birinci fıkrasının g bendine göre bir ticari işletmenin bir ticaret şirketine sermaye olarak konulması ve bunun sonucu olarak şirket sözleşmesinin konusunu oluşturması mümkündür . (TTK 339/II-e; 578). Bir ticari işletmenin şirkete sermaye olarak konulması halinde sermaye olarak değerlendirecek unsur işletmenin malvarlığıdır. Bunlar; duran malvarlığı, işletme değeri, kiracılık hakkı, ticaret unvanı ile diğer fikri mülkiyet hakları ve sürekli olarak işletmeye özgülenen malvarlığının tümüdür.
F. Elektronik Ortamlar, Alanlar, Adlar ve İşaretlerin Sermaye Olarak Getirilmesi
TTK’ ya göre haklı olarak kullanılan devredilebilir elektronik ortamlar, alanlar, adlar ve işaretler gibi değerlerin bir ticaret şirketine sermaye olarak getirilmesi mümkündür.
G. Diğer Değerlerin Sermaye Olarak Getirilmesi
Fikri mülkiyet hakları, maden hakları ve ruhsatnameleri, hava ve deniz taşıt araçları ve daha birçok değerin şirkete sermaye olarak getirilebileceği kanun lafzında sayılmıştır ve sayı bakımından bir sınırlama getirilmemiştir. Ancak bu değerlerin sermaye olarak şirkete getirilebilmesi için bilirkişi tarafından değer tespiti yapılmalı ve bu değer şirket sözleşmesi veya esas sözleşmede kayıt altına alınarak imzalanmalıdır. İmzaların noterce onaylanmasından sonra taahhütte bulunan kurucu ortağın dilekçe ile eğer sermaye olarak konulan değer bir sicile kayıtlıysa ilgili sicile şerh verdirmesi gerekmektedir (TTK 128/II).
Av. Muhammed Furkan CEBECİ
KAYNAKÇA
AKBULAK, Yavuz; Ticaret Şirketlerinde “Sermaye Koyma Borcu Hadisesi”,
www.legal.com (Erişim Tarihi: 29.11.2020)
AKDAĞ GÜNEY & GÜMÜŞ, Necla; “Taşınırların Anonim Şirkete Esas Sermaye Olarak Getirilmesi”, Regesta, C.3
ALTAŞ, Soner; Yeni Türk Ticaret Kanunu Göre Şirketler Hukukunda Neler Değişti, 2. Bası, Ankara, 2011
ARKAN, Sabih; Ticari İşletme Hukuku, 19. Bası, İstanbul, 2014
BAHTİYAR, Mehmet; Ortaklar Hukuku, 14. Bası, İstanbul, 2020
BAŞAK, Levent; Bir Şirket Ortağının Sermaye Taahhüt Borcunu Zamanında veya Hiç Ödememesi Halinde Bu Durum Transfer
Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı Olarak Kabul Edilebilir mi?, http://www.lebibyalkin.com.tr (Erişim Tarihi 29.11.2020)
BİLGİLİ, Fatih / DEMİRKAPI, Ertan; Şirketler Hukuku, 9. Bası, 2013
ÇEKER, Mustafa; Ticaret Hukuku, 8. Bası, 2014
ÇONKAR, Mustafa Halil; Anonim Ortaklıkta Ayni Sermaye, 1. Bası, 2016
DEĞİRMENCİ, Cenker; Anonim Ortaklıkta Iskat, 1. Bası, 2006
GÜNGÖR, Seda Ş.; Ticaret Şirketlerinde Sermaye ve Sermaye Koyma Borcunun İfa Edilmesi, Balkan ve Yakın Doğu Sosyal Bilimler Dergisi, 2016
KENDİGELEN, Abuzer; İlk Tespitler, 2011
MOROĞLU, Erdoğan; Anonim Ortaklıkta Esas Sermaye Arttırımı, İstanbul, 2003
OĞUZMAN, Kemal / SELİÇİ, Özer / OKTAY ÖZDEMİR, Saibe; Eşya Hukuku, 16. Bası, 2013
POROY, Reha / TEKİNALP, Ünal / ÇAMOĞLU, Ersin; Ortaklar Hukuku, 2014
PULAŞLI, Hasan; Şirketler Hukuku Genel Esaslar, 6. Bası, 2013
SEVİ, Ali Murat; Sermayenin Oluşturulması ve Pay Sahiplerine İade Edilmesi Yasağı, 1. Bası, 2013
SÖNMEZ, Yusuf Ziyaeddin; Sabih Arkan’a Armağan, Anonim Ortaklarda Örtülü Ayni Sermaye Konulması Sorunu, 1. Bası, 2019, İstanbul
ŞENER, Oruç Hami; Ortaklar Hukuku, 2015, İstanbul
YONGALIK, Aynur; Şahıs Şirketlerinde Ortak Davası (Actio Pro Socio), Ankara, 2010.