GİRİŞ

Uygulamada ticari hayatın tıkanmaması adına kambiyo senedi düzenlemesi yoluna sıklıkla başvurulmaktadır. Kambiyo senetleri ise Türk Ticaret Kanunu gereği; bono, çek ve poliçe şeklindedir. Yine sayılan her üç kambiyo senedi açısından da kanunda zorunlu ve ihtiyari olmak üzere bir takım şartlar düzenlenmiştir. Kanunda düzenlenen zorunlu şartların sağlanamaması halinde ise elbette geçerli bir kambiyo senedinden söz edilemeyecektir.

Kambiyo senetleri ödeme ve kredi amacıyla düzenlenmesinin yanı sıra; teminat amacıyla da düzenlenmektedir.   Uygulamada kambiyo senetlerinin teminat amacıyla düzenlenmesine sıklıkla rastlanılmasına karşın; kanunda teminat senedi kavramı düzenleme bulmamıştır. Bu bağlamda; TTK uyarınca her üç kambiyo senedi türünün de zorunlu unsuru olan kayıtsız ve şartsız belli bir bedelin havalesi/ödenmesi unsuru akla gelmektedir.

Yine geçerli bir teminat senedinin nasıl düzenlenmesi gerektiği doktrinde tartışmalı bir konudur. Zira; teminat senedi, senet üzerine konulacak teminat kaydı ile düzenlenebileceği gibi, harici bir sözleşme ile kambiyo senedinin teminat senedi olduğu da kararlaştırılabilmektedir. Bu noktada Yargıtayın teminat kaydı türleri açısından yaptığı ayrım da oldukça önem arz etmektedir.

Teminat senetlerinde en önemli tartışma; senedin hangi şartlarda teminat senedi sayılacağı, senedin temel ilişkideki borçla ilişkilendirilmesi sebebiyle kambiyo senedi vasfını kaybedip kaybetmeyeceği ve dolayısıyla İcra İflas Kanunu madde 167 uyarınca kambiyo hukukuna dayalı takip yapılıp yapılamayacağı hususudur. Bu noktada doğacak sonuçlar anlamında önemli farklılıklar söz konusu olduğundan senedin niteliğinin tespiti önem arz etmektedir. Yine teminat senedi kavramı ile ilgili kanunda düzenleme yer almadığından Yargıtay İçtihatlarının uygulamaya yön verdiği söylenebilir.

Çalışmamız Yargıtay kararları ışığında geçerli teminat senedinin nasıl düzenlenmesi gerektiği, buna bağlı olarak senedin hangi şartların varlığı halinde teminat senedi olarak kabul görerek kambiyo senedi olma vasfını kaybedeceği ve bunun sonucu olarak hangi şartların varlığı halinde İİK madde 167 uyarınca kambiyo senedine özgü takip yapılıp yapılamayacağının tespiti üzerine kaleme alınmıştır.

Çalışmamızın ilk bölümünde genel anlamda teminat senedi kavramı incelenerek; teminat senedinin tanımı yapılmış, akabinde uygulamada hangi alanlarda teminat senedine başvurulduğu tartışılmış ve son olarak benzer hukuki işlemler ile teminat senedinin karşılaştırılması yapılmıştır.

Çalışmamızın ikinci bölümünde ise teminat türleri incelenmiştir. Bu anlamda teminat türleri; kambiyo senedinin üzerinde yer alan teminat kayıtları ve kambiyo senedinin üzerinde yer almamakla birlikte harici bir sözleşme ile senedin teminat senedi olduğuna atıf yapılması sureti ile teminat şeklinde ayrıma tabi tutularak Yargıtay Kararları ışığında geçerli bir teminat senedinin nasıl düzenlenmesi gerektiği ve buna bağlı sonuçlar incelenmiştir.

BÖLÜM I

GENEL ANLAMDA TEMİNAT SENEDİ KAVRAMI

1.TEMİNAT SENEDİ KAVRAMI VE KULLANIM ALANLARI

A.Teminat Senedi Kavramı

Teminat kelimesi Arapça kökenli bir kelime olup, Türk Dil Kurumu tarafından “güvence” olarak adlandırılmaktadır.

Kanunda bir tanımlama yer alamamakla birlikte; teminat senedi, bir borcun ifasının teminatı olarak lehtara verilen kambiyo senedidir[1] şeklinde tanımlanabilir. Teminat senedi düzenlenmesi akabinde, senet borçlusu senedin geçici olarak bedelsiz olduğuna yönelik erteleyici def’i ileri sürme imkânına sahip olmaktadır[2]

Ödeme amacının yanı sıra, kambiyo senetlerinin ticari hayatta yaygın kullanım sebeplerinden biri de teminat amacıdır. Ticaret hayatında önemli bir yere sahip olan kambiyo senetlerinin, teminat amaçlı düzenlenmesi hali uygulamada sıklıkla karşılaşılan bir hal olmakla birlikte, kanunda bu hususta özel bir düzenleme yer almamaktadır. Bu nedenle doktrinde konu ile ilgili birçok tartışma yer almakta olup, Yargıtay içtihatları uygulamaya yön vermektedir.

Teminat senetlerinde en önemli tartışma; senedin hangi şartlarda teminat senedi sayılacağı, senedin temel ilişkideki borçla ilişkilendirilmesi sebebiyle kambiyo senedi vasfını kaybedip kaybetmeyeceği ve dolayısıyla İcra İflas Kanunu madde 167 uyarınca kambiyo hukukuna dayalı takip yapılıp yapılamayacağı hususudur. Bu noktada doğacak sonuçlar anlamında önemli farklılıklar söz konusu olduğundan senedin niteliğinin tespiti önem arz etmektedir.

Teminat amacıyla kambiyo senedi düzenlenmesi birden çok yolla mümkündür. Kambiyo senedinin üzerine kayıt koyulması sureti ile teminat amacıyla kambiyo senedi düzenlenebileceği gibi, senet üzerinde teminat kaydı koyulmayarak ayrı bir sözleşme ile de kambiyo senedinin teminat amaçlı düzenlenmesi mümkündür. İster senet üzerinde ister taraflar arasında yer alsın, teminat amacıyla senet verilmesi halinde bu senetler doktrin ve uygulamada “teminat senedi” olarak isimlendirilmektedir[3].

Teminat senedi, temel ilişkiden kaynaklanan edimin ifa edilmesini güvence altına almak için teminat amacıyla düzenlenen kambiyo senedidir. Bu nedenle; teminat amacıyla senet düzenlenmesi alacaklı ile borçlu arasında teminata konu edim ifa edilene kadar senedin saklanmasına ve ifa gerçekleştiğinde senedin tekrar düzenleyene teslimine ilişkin bir inançlı işlemdir[4]. Teminat altına alınan husus gerçekleşmediği sürece senedin teminat fonksiyonu devam etmektedir, nitekim doğma ihtimali beklenen alacak henüz doğmamış vaziyettedir[5].

Teminat senetleri karşımıza genellikle; keşidecinin borcunun paradan başka bir edim olduğu durumlarda düzenlenen senetler, keşidecinin borcunun para edimi olmasına rağmen taraflar arasında açıkça kararlaştırıldığı üzere para borcunun ifa edilmemesi durumunda gündeme gelecek aynen ifa borcunun teminatı olan senetler, keşidecinin temel edimini yerine getirirken veya sözleşme konusundan faydalanırken alacaklıya vereceği olası zararların tanziminin teminatı olarak düzenlenen senetler ve doğmamış cezai şart borcu karşılığında düzenlenen senetler[6] olarak çıkmaktadır.

Teminat senedine karşılık, borç senedi ise; herhangi para veya mal borcuna ilişkin vadesi, tutarı belirlenmiş tarafların bilerek, isteyerek vardığı anlaşma üzerine ödeme sözü niteliği taşıyan imzalı kıymetli evraktır.

B. Teminat Senetlerinin Kullanım Alanları

Teminat senetlerine birçok farklı hukuki ilişki çerçevesinde rastlamak mümkün olmakla birlikte; teminat senetleriyle en çok satış sözleşmeleri, kira sözleşmeleri ve iş sözleşmelerinde karşılaşıldığı söylenebilir.

Uygulamada çoğunlukla teminat senetlerine satış sözleşmelerinde rastlanmaktadır. Sözleşmeden kaynaklı edimin ifa edilmemesi halinde ifanın teminatı olarak taraflar teminat senedi düzenlemektedir.

Bu bağlamda teminat senetlerine uygulamada sıklıkla arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde rastlandığı söylenebilir. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde kararlaştırılan cezai şartların temini amacıyla müteahhidin, arsa sahibine teminat senedi vermesi hali bu hususta örnek olarak verilebilir. Ancak bu noktada belirtmek gerekir ki; satış sözleşmesinin temini olarak düzenlenecek kambiyo senedinin teminat senedi vasfına haiz olabilmesi için elbette Yargıtay tarafından kabul gördüğü üzere senedin üzerine koyulacak asıl borç ilişkisine atıf yapan teminat kaydı şeklinde düzenlenmesi yahut ayrı bir sözleşme ile senedin teminat senedi olduğuna atıf yapılması gerekmektedir. Aksi takdirde elbette düzenlenen senet, teminat senedi olarak kabul görmeyecektir.

Öte yandan kira ilişkilerinde de teminat senedi düzenlenmesi sıklıkla rastlanılan uygulamalardandır. Bu hususta kiralayanın kiracının vereceği muhtemel zararların temini amacıyla kiracıdan teminat senedi istediği görülmektedir.

Teminat senetlerine sıklıkla rastlanılan bir diğer hukuki ilişki ise iş sözleşmeleridir. Bu hususta kanunda herhangi bir düzenleme yer almamakla birlikte; işverenlerin işçiden teminat senedi talep etmesi sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. Bu talep özellikle işçinin iş görme edimini yerine getirdiği esnada yüksek miktarda para yahut değerli eşya tahsilatı yapması sonucu işverene kasıtlı yahut ihmali davranışla zarar verme riskinin yüksek olduğu hallerde karşımıza çıkmaktadır[7].

Ancak bu noktada Yargıtayın uygulaması senede karşı senetle ispat zorunluluğundan farklı bir yöndedir. Yargıtay işçinin sözleşmenin zayıf konumunda olmasından ötürü ve iş hukukunda geçerli olan işçinin korunması ilkesine binaen işçi ve işveren arasındaki kambiyo senedinin teminat senedi olup olmadığı noktasında işçinin tanık dahil her türlü delil ile ispatını kabul görmektedir[8].

2.TEMİNAT SENETLERİNİN BENZER HUKUKİ İŞLEMLERDEN FARKI

A.Teminat Senedi ve Aval Karşılaştırması

Aval, bir kambiyo senedi borcunun yine kambiyo hukukuna göre tekeffül edilmesidir; kambiyo senetlerine özgü bir kefalet türüdür[9]. Aval durumunda üçüncü şahıs devreye girerek borçlunun borcunu teminat altına alırken,  teminat senedinde ise asıl ilişkinin taraflarından düzenleyenin karşı tarafa bu borcu ödeyeceğine olan güvenini pekiştirmek için kambiyo senedi düzenlenerek bu hususun şerh düşülmesi söz konusudur.

Yine aval daima senet metninde bir kayıt olarak karşımıza çıkarken, teminat kaydı senet metni dışında taraflar arasındaki harici bir sözleşmede de yer alabilir.

B.Teminat Senedi ve Kefalet Karşılaştırması

Türk Borçlar Kanunu’nun 581. maddesinde kefalet sözleşmesi; “kefilin alacaklıya karşı, borçlunun borcunu ifa etmemesinin sonuçlarından kişisel olarak sorumlu olmayı üstlendiği sözleşmedir.” şeklinde tanımlanmıştır. Yine kanunun 583. maddesi gereği kefalet sözleşmesi yazılı şekle tabi iken, teminat senedi anlamında teminat olgusu yazılı şarta tabi değildir. Teminat senedinden farklı olarak, kefalet üçlü bir ilişkinin varlığını gerektirmektedir.

C.Teminat Senedi ve Hatır Senedi Karşılaştırması

Hatır senetleri, senet metninden borçlu olarak gözüken kimsenin, senet alacaklısına karşı herhangi bir borcunun bulunmadığı, tanzim amacı yalnızca görünüşte alacaklı olan kimseye kredi veya bu kişinin mali durumunu daha iyi göstermesini sağlamak suretiyle ona itibar sağlamak olan senetlerdir[10].

BÖLÜM II

TEMİNAT SENETLERİNİN OLUŞTURULMA TÜRLERİ VE TEMİNAT TÜRÜNÜN SENEDİN VASFINA ETKİSİ

1.SENET ÜZERİNE YER ALAN TEMİNAT KAYITLARI

Düzenleyen ile lehtar arasındaki ilişkiye yönelik olarak uygulamada sıklıkla karşılaşılan kayıtlardan biri de “teminat kaydı” dır[11].

TTK’da kambiyo senetleri sınırlı olarak; “çek, poliçe ve bono” olarak sayılmıştır. Uygulamada her üç kambiyo senedi türü bakımından da teminat kaydına rastlanılmaktadır. Bono ve poliçenin teminat amacıyla düzenlenmesi hususunda tartışma olmamakla beraber, çekin teminat amacıyla düzenlenmesi hali doktrinde tartışmalıdır. Bu durum, kanun koyucunun öngördüğü çekin iktisadi amacından sapma olarak nitelendirilmektedir[12]. Buna karşın uygulamada çeklerin de teminat amacıyla düzenlendiği sıklıkla görülmektedir.

Yine kanunda poliçenin zorunlu unsurları TTK madde 771’de, bononun zorunlu unsurları TTK madde 776’da ve çekin zorunlu unsurları ise TTK madde 780’de sayılmaktadır. Kanunda düzenleme bulmayan teminat senetleri bakımında ise akla her üç kambiyo senedi türünde de zorunlu unsur olan; “Kayıtsız ve şartsız belli bir bedelin havalesi/ödenmesi” unsuru gelmektedir. Nitekim; senedin “kayıtsız ve şartsız belli bir bedelin havalesi/ödenmesi” unsurunu taşımaması halinde kambiyo senedi olma vasfına haiz olamayacağı aşikardır.

Teminat kaydı ve bu kaydın senedin vasfına etkisi sorunu aslında, her üç kambiyo senedinin de ortak zorunlu unsuru olan “kayıtsız ve şartsız belli bir bedelin havalesi/ödenmesi vaadi” unsuru ile ilgilidir. Bu noktada senet üzerinde yer verilen teminat kayıtlarını Yargıtay kararları ve doktrindeki görüşler doğrultusunda üç başlık altında toplamak mümkündür. Çalışmamızın devamında kambiyo senetleri üzerine konulan teminat kayıtları “mücerret teminat kaydı, asıl borç ilişkisine atıf yapan teminat kaydı ve şarta bağlı teminat kaydı” şeklinde sınıflandırılacaktır. Söz konusu teminat kayıtlarının kambiyo senedi olma vasfına etkisi, kaydın etkisinin mutlak def’i olarak mı, yoksa nisbi def’i olarak mı ileri sürülebileceği ve senedin buna bağlı olarak kambiyo hukukuna dayalı olarak takibe konulup konulamayacağı hususları incelenecektir.

A.Mücerret Teminat Kaydı

Senet üzerinde yer verilen ve asıl ilişkiye atıf yapmayan, “teminattır”, “teminat senedidir”, “bedeli teminat içindir” şeklindeki sebebi belli olmayan kayıtlara “mücerret teminat kaydı” denilmektedir.

Gerek öğretinin baskın çoğunluğu, gerek Yargıtay, teminat olarak verildiği asıl borç ilişkisi ile bağlantısı kurulmamak kaydıyla, bono (senet) üzerinde sadece teminat için verildiğine dair, “teminat senedi” veya “teminat içindir” şeklide bir açıklama yer almasının tek başına bononun (senedin) geçerliliğini etkilemeyeceği konusunda hemfikirdir[13].

Nitekim Yargıtayın mücerret teminat kaydına dair vermiş olduğu bir karar şu şekildedir[14]; “Takip dayanağı bononun ön yüzünde sadece "bedeli teminattır" ibaresinin bulunması, onun kambiyo senedi vasfını ve bu senetlere ilişkin özel yol ile takip yapılmasını engellemez. HGK'nun 14.03.2001 tarih ve 2001/12-233 sayılı ve yine HGK'nun 22.06.2001 tarih ve 2001/12-496 sayılı kararlarında da açıkça belirtildiği üzere, dayanak belgenin hangi ilişkinin teminatı olduğu yazılı bir belgeyle kanıtlanmadığı sürece "teminat senedi" sözcüklerinin tek başına bononun kayıtsız şartsız bir bedelin ödenmesi vaadini içeren niteliğini etkilemeyeceği kabul edilmiştir.”

Yargıtayın mücerret teminat kaydına dair tutarlı kararlarından[15] görüldüğü üzere; Yargıtay senet metni üzerinde yer verilen ve hangi borcun teminatı olduğu açıkça belirtilmeyen salt mücerret teminat kaydını içeren senetlerin, teminat senedi olarak nitelendirilemeyeceğine, kambiyo senedi vasfının ortadan kalkmayacağına ve bunun sonucu olarak da İİK madde 167 uyarınca kambiyo senedine özgü takip yoluyla takip yapılabileceğine hükmetmektedir.

Öte yandan; senet üzerinde yer verilen mücerret teminat kayıtları sadece asıl borç ilişkisinin tarafları arasında ispat kolaylığı sağlamakta olup, şahsi def’i olması nedeni ile 3. Kişilere karşı ileri sürülemez. Zira; mücerret teminat kaydı her ne kadar senet metninde yer alsa da, bu kayıt senedin teminat senedi olduğunu ispata yeterli olmadığından, başlı başına bir anlam ifade etmeyen bu kaydın yazılmamış sayılması yahut taraflar arasında ispata yönelik bir kayıt olarak kabul edilmesi gerekmektedir[16]. Ancak TTK madde 659/2, 687/1 ve 825/2 maddeleri gereği; hamilin senedi iktisap ederken bilerek borçlunun zararına hareket etmiş olması hâlinde defiin üçüncü kişilere karşı da ileri sürülmesi mümkün olacaktır.

B. Asıl Borç İlişkisine Atıf Yapan Teminat Kaydı

Doktrinde ve Yargıtay kararlarında teminat olgusunun senedin kambiyo vasfına etkisi anlamında en çok tartışılan husus senet üzerinde “asıl borç ilişkisine atıf yapan teminat kaydı”nın yer alması halidir.

Asıl borç ilişkisine atıf yapan teminat kayıtları, mücerret teminat kaydından farklı olarak salt teminat kaydı içermemekte bunun yanı sıra; hangi ilişkinin teminatı olduğu hususu açıkça yer almaktadır. Örneğin; senet üzerinde yer alan “İşbu senet x tarihli sözleşmenin teminatıdır.” şeklindeki kayıt; mücerret teminat kaydından öte, asıl borç ilişkisine atıf yapan bir teminat kaydıdır.

Doktrinde hakim olan temel görüş; kambiyo senedinin üzerinde yer alan asıl borç ilişkisine atıf yapan kayıtların, kambiyo senedinin kayıtsız şartsız ödeme unsurunu ortadan kaldırdığı yönünde olmakla birlikte aksi yönde görüş de mevcuttur.

Yargıtay kararlarına baktığımızda ise bu hususta istikrarlı kararlar olmamakla birlikte, genellikle asıl borç ilişkisine atıf yapan senetlerin kayıtsız ve şartsız belirli bir bedelin havalesi/ödenmesi unsurunu taşımadığının ve kambiyo senedi olarak nitelendirilemeyeceğine kanaat getirildiğini görmekteyiz[17]. Ancak Yargıtayın tersi yönde kararları da mevcuttur.

Kanaatimce, senet üzerinde yer alan asıl borç ilişkisine atıf yapan teminat kaydı, senedi dolaylı olarak şarta bağlayacağından her üç kambiyo senedi türünün de ortak zorunlu unsuru olan kayıtsız şartsız belirli bir bedelin ödenmesi unsurunu zedeleyecek ve buna bağlı olarak senet kambiyo vasfına haiz olmayacaktır ve bu husus senet metni üzerinden açıkça belli olduğundan senet metninden anlaşılan mutlak def’i olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.

C. Şarta Bağlı Teminat Kaydı

Senede konulacak teminat kaydı ile senedin ödenmesi asıl borç ilişkisinin ifa edilmemesi şartına bağlanabilir. Bu durumda; “şarta bağlı teminat kaydı” söz konusu olacaktır. Örneğin; “İşbu senet teminat senedi olup sözleşmeden doğan borcun ifa edilmesi halinde hükmü kalmayacaktır. Ancak x tarihli sözleşmeden doğan borcun ifa edilmemesi halinde tahsil edilecektir.” şeklindeki kayıt şarta bağlı teminat kaydıdır.

Yargıtay tarafından şarta bağlı teminat kaydı ayrımı yapılmamasına karşın, bu tür kayıtların varlığı halinde Yargıtay çoğunlukla doğrudan veya dolaylı şarta ilişkin tüm ifadelerin senede kambiyo senedi vasfını kaybettireceğine, zira bu hususun kayıtsız ve şartsız ödeme unsuruna aykırılık teşkil ettiğine hükmetmektedir[18].

 Kanaatimce de; şarta bağlı teminat kayıtları her üç kambiyo senedinin de ortak zorunlu unsuru olan “kayıtsız ve şartsız ödeme” unsurunu zedeleyerek, senedin kayıtsız şartsız borç ikrarına havi olması şartını ortadan kaldırdığından dolayı, senet üzerinde şarta bağlı teminat kaydı olması halinde senet, kambiyo senedi vasfını kaybedecektir.

Yine asıl borç ilişkisine atıf yapan teminat kaydı hususunda doktrin ve Yargıtay kararları açısından fikir birliği bulunmamakla birlikte şarta bağlı teminat kaydının varlığı halinde kaydın senedin kambiyo vasfına halel getireceği yönünde bir görüş birliği mevcuttur.

Bu noktada; kaydın hangi şartlarda senet metni üzerinde yer aldığı, yani senet metni ibaresinin kapsamı hususu da önem arz etmektedir. Zira; Yargıtayın birçok kararında bu konuda dar yorumlama yaparak senedin sol ön kısmına ve en alt kısmına yazılan kayıtları senet metni dışında kabul ettiğini ve bu kapsamda yer alan teminat kaydını senet metni dışında kabul ederek kaydın senedin kambiyo vasfına etki etmeyeceğine dair kararlar verdiğini görmekteyiz[19]. Kanaatimce; bu hususta geniş yorum yapılarak senedin sol ön kısmına ve en alt kısmına yazılan kayıtlar da senet metni kapsamında değerlendirilmelidir.

Öte yandan; şartlı teminat kaydı ile oluşturulan teminat senedinde, teminat kaydı açık bir şekilde kambiyo senedindeki havaleyi veya ödeme vaadini şarta bağlamakta ve bu sebeple mutlak def’i olarak kabul edilmektedir[20].

2. SENET METNİ ÜZERİNDE TEMİNAT KAYDI YER ALMAMASINA KARŞIN, AYRI BİR SÖZLEŞMEYLE SEDENEDİN TEMİNAT SENEDİ OLARAK DÜZENLENDİĞİNE ATIF YAPILMASI

Teminat senetleri, kambiyo senedi üzerine konulacak geçerli bir teminat kaydıyla oluşturulabileceği gibi, senet metni üzerinde herhangi bir teminat kaydı yer alamasa dahi ayrı bir sözleşme ile senedin teminat senedi olduğuna atıf yapılması sureti ile de düzenlenebilir.

Örneğin sözleşmede yer alan; " x düzenleme tarihli y vade tarihli z bedelli bono işbu sözleşmenin teminatı olarak verilmiştir" şeklindeki bir kayıt bu anlamda değerlendirilebilir.

Senet metni üzerinde teminat kaydı yer almamasına karşın, ayrı bir sözleşmeyle senedin teminat senedi olduğuna açıkça atıf yaptığı bu gibi hallerde Yargıtay; lehtar tarafından yapılan takiplerde, ilgili senedin mücerret borç ikrarını içermediğine, kayıtsız ve şartsız belirli bir bedelin ödenmesi unsurunun ortadan kalktığına dolayısıyla senedin kambiyo vasfının da ortadan kalktığına hükmetmektedir. Yine bunun sonucu olarak Yargıtay senedin İİK madde 167 uyarınca kambiyo hukukuna dayalı takibe konulamayacağına hükmetmektedir.

Bu şekilde oluşturulan senedin ciro görerek 3. kişilerin eline geçmesi durumunda ise teminat olgusunun temel ilişkinin tarafları arasında bir şahsi defi olduğunu belirten Yargıtay, bu hususun iyiniyetli 3. kişilere defi olarak ileri sürülemeyeceğini belirtmektedir. Sonuç olarak Yargıtayın, lehtar açısından kambiyo senedi vasfını taşımayan bir kambiyo senedinin iyi niyetli üçüncü kişilere devri halinde kambiyo senedi niteliği kazandığına kanaat getirdiği görülmektedir[21].

3.SENET ÜZERİNDE TEMİNAT KAYDI YER ALMAMASINA VE AYRI BİR SÖZLEŞMEYLE SENEDİN TEMİNAT SENEDİ OLDUĞUNA ATIF YAPILMAMASINA KARŞIN TEMİNAT SENEDİYLE BAĞLANTISI İSPATLANAN SÖZLEŞME

Yargıtay kararlarında çoğunlukla; “HGK'nun 14.3.2001 tarih ve 12-233/257 sayılı ve yine 20.6.2001 tarih ve 12-496/534 sayılı kararlarında da benimsendiği üzere; dayanak belgenin teminat senedi olduğu iddiası, hangi ilişkinin teminatı olduğu senet üzerine yazılmak suretiyle ya da yazılı belge ile kanıtlanmalıdır.” [22] şeklinde kanaat getirilmektedir.

Ancak Yerleşik Yargıtay İçtihatlarının aksine; Yargıtayın zaman zaman somut olaya göre şayet taraflar arasındaki işlemlerden, senedin teminat senedi olduğu anlaşılmakta ise; kambiyo hukukuna dayalı senedin her hangi bir yerinde teminat kaydı yer almasa ve taraflar arasındaki harici bir sözleşmede de açıkça senedin teminat senedi olduğuna atıf yapılmasa dahi, senedin teminat senedi olacağına hükmettiği görülmektedir[23]. Yine bu yönde eski tarihli yerel mahkeme kararlarına rastlamak da mümkündür[24].

Yargıtay senedin teminat senedi olarak nitelendirilebilmesi için, senet üzerinde asıl borç ilişkisine açıkça atıf yapan teminat kaydının varlığını aramakla birlikte, senet üzerinde teminat kaydı yer almasa dahi tarafların aralarındaki harici bir sözleşme ile senedin teminat senedi olarak düzenlendiğinin kararlaştırılabileceğine hükmettiğine değindik. Yargıtayın uygulaması çoğunlukla bu yönde olmakla birlikte; Yargıtayın zaman zaman senet üzerinde teminat kaydı yer almasa ve harici bir sözleşmede de senede açıkça atıf yapılmamış olsa dahi, somut olaya göre değerlendirme yaparak senedin taraflar arasındaki sözleşme ile bağlantısı saptanarak teminat senedi olarak düzenlendiği yönünde de kararlarının mevcut olduğunu görmekteyiz. Başka bir deyişle; senedin teminat senedi olarak kabul edilmesi için, taraflar arasında teminat sağlanmasına ilişkin bir anlaşma yapılmasına neden olan satım, iş görme, kredi, kira vs. sözleşmeleriyle veya teminat olarak senet düzenlenmesinin öngörüldüğü sözleşmeyle bağlantısının ispat edilmesi aranmıştır[25].

Bu noktada uygulamada kredi sözleşmeleri dolayısıyla tarafların teminat senedi düzenlemesi ve senet üzerinde teminat kaydına yer vermemesi durumuna sıklıkla rastlanmaktadır. Yine Yargıtayın konu ile ilgili somut olaya göre; senet üzerinde teminat kaydı yer almamasına karşın taraflar arasındaki kredi sözleşmeleri dolayısıyla, sözleşme tarihi, vade tarihi, senedin düzenlenme tarihi ve tarafları gibi unsurların karşılaştırılması sureti ile senedin teminat senedi olarak düzenlendiğinin ve kambiyo vasfına haiz olmadığının tespit edildiği istisna haller görülmektedir[26].

Öte yandan uygulamada; taraflar arasında kambiyo senedi teminat senedi olarak düzenlenmesine ve teminatın konusu olan edimin ifa edilmiş olmasına karşın, teminat senedinin kambiyo senedine özgü takip yolu ile icraya konarak tahsilinin istendiği hallere sıklıkla rastlanmaktadır. Bilindiği üzere kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte itiraz takibi durdurmamaktadır. Dolayısıyla senedin teminat amacıyla verildiği iddiasının ivedilikle ispatlanması önem arz etmektedir. Bu durumla karşılaşılması halinde uygulamada düzenleyen İİK madde 72 uyarınca menfi tespit davası yoluna başvurmaktadır.

SONUÇ

Ticari hayatın aksamadan devamı adına uygulamada sıklıkla kambiyo senedi düzenlendiğini görmekteyiz. Kambiyo senedi Türk Ticaret Kanunu’nda; “çek, bono ve poliçe” olmak üzere sınırlı sayıda düzenlenmiştir. Kambiyo senetleri ödeme ve kredi amacıyla düzenlenmelerinin yanı sıra teminat amacıyla da düzenlenmektedir. Buna karşın; kanunda teminat senedine dair bir düzenleme mevcut değildir. Bu noktada geçerli bir teminat senedinin nasıl düzenlenmesi gerektiği hususunda Yargıtay İçtihatları yol gösterici olmaktadır.

Nitekim; Türk Ticaret Kanununda her üç kambiyo senedi türü bakımından da zorunlu unsurlar sayılmıştır. Teminat senetleri anlamında ise her üç kambiyo senedi türü bakımından da zorunlu unsur olan kayıtsız ve şartsız belli bir bedelin havalesi/ödenmesi unsuru akla gelmektedir.

Çalışmamızda doktrin ve Yargıtay uygulamaları ışığında teminat senedinin düzenlenmesi açısından kambiyo senedinin üzerinde teminat kaydı yer alması ve senet üzerinde teminat kaydı yer almamasına karşın harici bir sözleşme ile senedin teminat senedi olarak düzenlendiğine atıf yapılması olmak üzere ikili bir ayrım yapılmıştır.  Yine kambiyo senetleri üzerine konulan teminat kayıtları “mücerret teminat kaydı, asıl borç ilişkisine atıf yapan teminat kaydı ve şarta bağlı teminat kaydı” şeklinde ayrıma tabi tutulmuştur. Son olarak ise; gerek senet üzerinde kayıt yer almamasına, gerekse de harici bir sözleşme ile senede atıf yapılmamasına karşın somut olay çerçevesinde Yargıtayın istisnai olarak senedin teminat senedi olarak düzenlendiğini kabul ettiği haller ele alınmıştır.

Teminat senedi iddiasının hangi ilişkinin teminatı olduğunun senet üzerinde yazılmak suretiyle ya da yazılı bir belge ile ispatlanması gerektiği Yargıtayın süreklilik kazanan içtihadı haline geldiği sonucuna varılmıştır. Buna göre senet üzerinde yer alan “teminattır” şeklindeki mücerret teminat kayıtlarının hem senede teminat senedi vasfı kazandırmayacağı, hem de kambiyo senedi olma özelliğini ortadan kaldırmayacağı sonucuna varılmıştır. Mücerret teminat kaydının senet metni üzerinde yer almasına karşın şahsi defi olduğuna kanaat getirilmiştir.

Senet metni üzerinde yer alan “asıl borç ilişkisine atıf yapan teminat kaydı” bakımından ise doktrin ve Yargıtay kararlarında tartışma olmakla birlikte, Yargıtayın çoğunlukla senet üzerinde yer alan ve asıl borç ilişkisine atıf yapan teminat kaydının senedin kambiyo vasfına halel getireceği ve İİK madde 167 uyarınca kambiyo hukukuna dayalı takip yapılamayacağına hükmettiği görülmektedir. Yine Yargıtayın “şarta bağlı teminat kaydı” ayrımı yapmamasına karşın bu noktada kararlarının istikrarlı olduğu ve kaydın senedin kambiyo vasfını kaybettireceği yönünde kararlar verdiği sonucuna varılmıştır. Gerek asıl borç ilişkisine atıf yapan teminat kaydı, gerekse de şarta bağlı teminat kaydının mutlak defi olduğuna kanaat getirilmiştir.

Öte yandan; senet metni üzerinde teminat kaydı yer almamasına karşın, ayrı bir sözleşmeyle senedin teminat senedi olduğuna açıkça atıf yaptığı hallerde de Yargıtayın; lehtar tarafından yapılan takiplerde, ilgili senedin mücerret borç ikrarını içermediğine, kayıtsız ve şartsız belirli bir bedelin ödenmesi unsurunun ortadan kalktığına dolayısıyla senedin kambiyo vasfının da ortadan kalktığına hükmederek senedin teminat senedi olarak düzenlendiğini kabul ettiği görülmektedir.

Sonuç olarak; Yargıtay İçtihatları ışığında geçerli bir teminat senedinin düzenlenmesi anlamında, senet üzerinde asıl borç ilişkisine atıf yapan teminat kaydına yer verilmesi yahut da tarafların harici bir sözleşme ile senedin teminat senedi olarak düzenlendiğine açıkça atıf yapması gerektiği söylenebilir. Ancak belirtmek gerekir ki; yerleşik Yargıtay İçtihatlarının aksine Yargıtayın zaman zaman somut olaya göre şayet taraflar arasındaki işlemlerden, senedin teminat senedi olduğu anlaşılmakta ise; kambiyo hukukuna dayalı senedin her hangi bir yerinde teminat kaydı yer almasa ve taraflar arasındaki harici bir sözleşmede de açıkça senedin teminat senedi olduğuna atıf yapılmasa dahi, senedin teminat senedi olacağına hükmettiği görülmektedir.

KAYNAKÇA

[1] MAĞDEN ÇAMLI Z. İ. ; “TÜRK HUKUKUNDA TEMİNAT SENETLERİ”, Kırıkkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Kırıkkale, 2019, Syf. 8, Attfı İle Reha Poroy, Ünal Tekinalp, Kıymetli Evrak Hukuku Esasları, 22. bs., Vedat Kitapçılık, İstanbul, 2018, s. 266. 

[2] SOYDAL ÇINAR T. ; “KAMBİYO SENETLERİNDE BEDELSİZLİK”İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2019, Syf. 92.

[3] SARIKAYA M. ; ”Kambiyo Senetlerinde Teminat Kaydı”, Vedat Kitapçılık, İstanbul, 2018, Syf.18.

[4] SARIKAYA M. :”Kambiyo Senetlerinde Teminat Kaydı”, Vedat Kitapçılık, İstanbul, 2018, Syf.177.

[5] SOYDAL ÇINAR T. ; “KAMBİYO SENETLERİNDE BEDELSİZLİK”İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2019, Syf. 84.

[6] MAĞDEN ÇAMLI Z. İ. :”TÜRK HUKUKUNDA TEMİNAT SENETLERİ”, Adalet Yayınevi, 2020, Ankara, Syf. 187.

[7] SARIKAYA M. :”Kambiyo Senetlerinde Teminat Kaydı”, Vedat Kitapçılık, İstanbul, 2018, Syf.57.

[8] Y. 7. HD, E. 2013/25501, K. 2014/3863, T. 13.2.2014, www.lexpera.com, Erişim Tarihi: 26.05.2020:  

“Ticaret Hukuku hükümlerine dayalı senetlerin, teminat kaydı içerdiğinde, poliçe, bono veya çek olsun, vasfını kaybettiği, geçerli olmadığı bilinmektedir. İşçi ve işverenin taraf oldukları iş ilişkisinde başlangıçta işe girerken, bazı iş kollarında işverenin teminat amacı ile bu tür senetler aldığı uygulama ile anlaşmaktadır. Kuşkusuz bu durumun kanıtlanması halinde bu şekilde alınan senet, teminat senedi niteliğinde sayılmalıdır.

Diğer taraftan, İş Hukuku; işçi ve işveren ilişkisi de, işverenin sosyal ve ekonomik bakımından güçlü olması, işçinin korunması ve işçi lehine yorum ilkeleri dikkate alınarak, sözleşme hukuku alanında ayrılmış ve farklı kurallar getirerek gelişmiştir.

Bu nedenle iş hukukunda, düzenlenen belgelere karşı işçi lehine tanık dinletilmesi yoluna gidilmektedir.”

Y. 22. HD, E. 2014/2735, K. 2015/15624, T. 29.4.2015, www.lexpera.com, Erişim Tarihi: 26.05.2020:  

“Uyuşmazlık davacının bonolardan kaynaklanan bir borcunun bulunup bulunmadığının tespiti ve söz konusu senetlerin aralarındaki anlaşmaya aykırı olarak doldurulup doldurulmadığı noktalarında toplanmaktadır.

İş Hukuku, işçi ve işveren ilişkisinde işverenin sosyal ve ekonomik bakımından güçlü olması, işçinin korunması ve işçi lehine yorum ilkeleri dikkate alınarak, sözleşme hukuku alanından ayrılmış ve farklı kurallar getirerek gelişmiştir. Bu sebeple İş Hukukunda, düzenlenen belgelere karşı işçi lehine tanık dinletilmesi yoluna gidilmektedir. İş sözleşmesinin bağıtlanması sırasında alındığı iddia olunan bononun teminat karşılığı olup olmadığı tanık dahil her türlü delil ile kanıtlanması mümkündür.”

[9] KENDİGELEN A., KIRCA İ. ; “KIYMETLİ EVRAK HUKUKU”, On iki levha yayıncılık, 2019, İstanbul, Syf. 225.

[10] SARIKAYA M. :”Kambiyo Senetlerinde Teminat Kaydı”, Vedat Kitapçılık, İstanbul, 2018, Syf. 36.

[11] KENDİGELEN A., KIRCA İ. ; “KIYMETLİ EVRAK HUKUKU”, On iki levha yayıncılık, 2019, İstanbul, Syf.190.

[12] SARIKAYA M. :”Kambiyo Senetlerinde Teminat Kaydı”, Vedat Kitapçılık, İstanbul, 2018, Syf. 29.

[13] KENDİGELEN A., KIRCA İ. ; “KIYMETLİ EVRAK HUKUKU”, On iki levha yayıncılık, 2019, İstanbul, Syf.190.

[14] Y. 12. HD, E. 2012/8996, K. 2012/27949, T. 25.9.2012, www.lexpera.com, Erişim Tarihi: 28.05.2020.

[15]  Y. 12. HD, E. 2010/10361, K. 2010/23002, T. 12.10.2010, www.lexpera.com, Erişim Tarihi: 28.05.2020.

Kambiyo takibine konu edilen çekin, ... A.Ş lehine düzenlendiği,çek arkasında "İş bu çek ... A.Ş.'ye teminat olarak verilmiş olup, ciro edilemez." ibaresinin yer aldığı ve üzerinin çizilmiş olduğu, takip konusu çekin ... A.Ş.cirosuyla süresinde bankaya ibraz edildiği saptanmıştır. HGK.nun 14.3.2001 tarih ve 2001/12-233 sayılı ve 20.6.2001 tarih 2001/12/496 sayılı kararlarında da kabul edildiği üzere dayanak belgenin hangi ilişkinin teminatı olduğu yazılı bir belge ile kanıtlanmadığı sürece onun takibe konu edilmesi engellenemez. Takip dayanağı çekte "çekin ... A.Ş.ye teminat olarak verildiği "ibaresi mevcut ise de, çekin neyin teminatı olduğu ayrıca açıklanmamış olup, sadece çekteki bu ibarenin çeki teminat çeki haline getirmesi mümkün olmadığından istemin reddi yerine yazılı şekilde takibin iptaline dair karar verilmesi isabetsizdir.”

[16] SOYDAL ÇINAR T. ; “KAMBİYO SENETLERİNDE BEDELSİZLİK”İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2019, Syf. 94.

[17] Y. 12. HD, E. 2016/8519, K. 2016/13704, T. 10/05/2016, www.lexpera.com, Erişim Tarihi: 30.05.2020.

“Takip konusu senet fotokopisinin arka yüzünde, “İş bu senet .... ile .... arasında imzalanan 02/09/2013 tarih ve AYT – ADEL-2013/3 sayılı sözleşmenin 28. maddesine istinaden düzenlenmiştir. 3. kişilere ciro edilemez. Veriliş amacı dışında kullanılamaz." ibarelerinin yer aldığı, belirtilen sözleşmenin 28. maddesinde de Rıfat Keskin firmasının 300.000.-TL değerinde teminat senedi vereceğinin yazılı olduğu görülmektedir. Bu hali senedin 6762 Sayılı Kanunun 688/2. maddesine (6102 Sayılı TTK'nun 776/1-b maddesine) göre "kayıtsız şartsız muayyen bir bedeli ödeme vaadi" unsurunu taşımadığı, bu nedenle kambiyo vasfında olmadığı açıktır.”

[18] Y. 12. HD, E. 2017/7826, K. 2017/13768, T. 7.11.2017, www.lexpera.com, Erişim Tarihi: 28.05.2020

“Somut olayda, takip konusu senedin arka yüzünde, “Bu senet teminat senedi olup iş tesliminde hükmü kalmayacaktır. Yalnız işin eksik bir şekilde yapıldığı taktirde resmi mercilere hak kazanacaktır.” ibarelerinin bulunduduğu görülmektedir. Bu durumda, senet arkasında yer alan bu beyan ve kayıtlara göre, takip konusu senedin veriliş nedeninin iş teslimi olarak belirtilmiş olması senedin kayıtsız şartsız borç ikrarına havi olması şartını ortadan kaldırdığından senedin kambiyo vasfı taşımadığı ve teminat senedi olduğu anlaşılmaktadır.

O halde, mahkemece, senetten doğan alacağın varlığı ve miktarı ile tahsilinin gerekip gerekmediği yargılamayı zorunlu kıldığından İİK'nun 170/a maddesi uyarınca takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.”

[19] Y. 19. HD, E. 2014/5722, K. 2014/10504, T. 4.6.2014, www.lexpera.com, Erişim Tarihi: 28.05.2020

Mahkemece, davacının senedin teminat senedi olduğuna ilişkin iddiasını yazılı delille kanıtlayamadığı, senedin sol ön yüzünün senet metnine dahil olmadığı, bu kısmın sonradan kesilmiş olmasının senedin kambiyo vasfını ortadan kaldırmayacağı gerekçesiyle davanın ve davalının tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 04.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.”

[20] ATAY E. ;  “KAMBİYO SENETLERİNDE TEMİNAT KAYDI (TEMİNAT SENETLERİ)”, Gaziantep Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Ekonomi Hukuku Ana Bilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, 2019, Gaziantep, Syf. 44.

[21] SARIKAYA M. :”Kambiyo Senetlerinde Teminat Kaydı”, Vedat Kitapçılık, İstanbul, 2018, Syf. 21.

[22] Y. 12. HD, E. 2014/31115, K. 2015/7229, T. 26.3.2015, www.lexpera.com, Erişim Tarihi: 30.05.2020

[23] YHGK 12. HD, E. 2017/12-115, K. 2018/1892 K, T. 11.12.2018, www.lexpera.com, Erişim Tarihi: 30.05.2020.

"Dayanak belgenin TTK uyarınca mücerret borç ikrarını içermediği tespit edilmiş olup, tarafların sözleşme doğrultusunda edimlerini yerine getirip getirmediklerinin ve dolayısı ile alacağın tahsil edilip edilmeyeceğinin ve miktarının yargılamayı gerektirmesi nedeniyle mahkemece, İİK.nun 170/a-2. Maddesi gereğince istemin kabul edilerek takibin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile itirazın reddi yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup kararın bozulması gerek.

....

O halde satım sözleşmesi kapsamında verildiği çekişmesiz olan bononun tanzim tarihi ve bedeli ile fatura tarihi ve miktarı aynı olup, faturada satım bedelinin eşit taksitler halinde ödeneceği kararlaştırıldığına göre SENEDİN TEMİNAT AMAÇLI OLARAK ALACAKLIYA TESLİM EDİLDİĞİNİN KABULÜ GEREKİR. BUNUN İÇİN SENET VEYA FATURA ÜZERİNDE SENEDİN SATIM SÖZLEŞMESİNİN TEMİNATI OLARAK VERİLDİĞİNE İLİŞKİN BİR KAYDIN BULUNMASINA GEREK YOKTUR."

[24] Kadıköy 3. İcra Hukuk Mahkemesi, E. 2011/1129, K. 2012/34, T. 19.01.2012.

"Karşılıklı yazışma ve ihtarnamelerden de takibe konu senedin sözleşmeden kaynaklanan işin teminatına karşılık verildiğinin açıkça anlaşıldığı.

Bu durumda; takibe konu senedin TTK.nun 688/2. Maddesinde öngörülen (kayıtsız ve şartsız muayyen bir bedeli ödemek ) biçimindeki koşulu taşımadığından alacaklının, borçlu hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi yapamayacağı. Ancak İİK 170/a maddesinde tazminat öngörülmediğinden ....İTİRAZIN KABULÜNE, TAKİBİN İPTALİNE..."

[23] MAĞDEN ÇAMLI Z. İ. :”TÜRK HUKUKUNDA TEMİNAT SENETLERİ”, Adalet Yayınevi, 2020, Ankara, Syf. 76.

[26] Y. 12. HD, E. 2034/25140, K. 2013/32267, T.10.10.2013, www.lexpera.com, Erişim Tarihi: 30.05.2020

“Bir bononun teminat olarak verildiğinin kabulü için, o çek üzerinde teminat ibaresinin bulunması zorunluluğu yoktur. Kaldı ki, bono üzerindeki teminat ibaresi neyin teminatı olduğunun ayrıca açıklanmadığı sürece bononun başlı başına teminat bonosu olduğunu göstermez. Diğer yandan teminat iddiasının kabulü için bu hususun taraflarca ayrı bir sözleşmede belirtilmesi de zorunlu değildir. Somut olayda alacaklı tarafından bononun ödeme aracı olarak alındığı iddia edilse de kredi sözleşmesinin tarihi ile tanzim tarihi aynı olan bononun temerrüt oluşmadan alınması, kredinin teminatı amacıyla alındığını gösterir.

Bu durum karşısında, takibe konu edilen bonoların borçlular ile alacaklı arasındaki kredi sözleşmesinin teminatı olarak alındığının ve bononun kayıtsız şartsız borç ikrarını içermediğinin kabulü gerekir.”