Genel Olarak
Bir kimsenin zilyetliğinde (taşınmaz maldan bir yarar bir menfaat sağlamak üzere o taşınmaz malı fiilen kendi hâkimiyeti altında bulunduran gerçek ve tüzel kişiler o malın zilyedidir) bulunan bir taşınmaza üçüncü şahıslar tarafından herhangi bir tecavüz ya da müdahale söz konusu olduğunda taşınmaza zilyet olan kimseler mahkemelerde dava yoluna başvurmadan, 04.12.1984 tarihli ve 3091 sayılı Taşınmaz Zilyetliğine Yapılan Tecavüzlerin Önlenmesi Hakkında Kanun kapsamında idari mercilere yapılacak başvuru ve izlenecek süreç neticesinde, üçüncü kişiler tarafından taşınmaza yapılan haksız saldırıları daha kısa bir zamanda önleyebilecektir. 3091 sayılı Taşınmaz Zilyetliğine Yapılan Tecavüzlerin Önlenmesi Hakkında Kanun’un amacı; gerçek ya da tüzel kişilerin zilyet bulunduğu taşınmaz mallarla kamu idareleri, kamu kurumları ve kuruluşları veya bunlar tarafından idare olunan veya Devlete ait veya Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan sahipsiz yerlere veya menfaati umuma ait olan taşınmaz mallara yapılan tecavüz veya müdahalelerin, idari makamlar tarafından önlenmesi suretiyle tasarrufa ilişkin güvenliği ve kamu düzenini sağlamaktır (3091 sayılı yasa m.1). 3091 sayılı Kanun kapsamında verilecek olan kararlar, mülkiyet yönünden herhangi bir hak sağlamayan, sadece bir idari zabıta tedbiri niteliğinde olan kararlardır. Hem taşınmazın emniyetini, hem kamu düzenini sağlamaya yönelik çıkarılan ilgili bu yasa, taşınmaz mal üzerinde fiili hâkimiyet ve tasarrufu esas alarak zilyetliği korumaktadır.
1) Taşınmaza Tecavüz ya da Müdahale Sayılan Haller
Taşınmaz Mal Zilyetliğine Yapılan Tecavüzlerin Önlenmesi Hakkında Kanunun Uygulama Şekli ve Esaslarına Dair Yönetmeliğin 11. maddesinde tecavüz ve müdahale kavramlarına ilişkin ayrı ayrı açıklamalarda bulunulmaktadır. Bu yönetmeliğe göre, tecavüz kavramı ile kastedilen, “taşınmaz malı zorla veya zilyedinden habersiz olarak işgal etmek veya ele geçirmek veya taşınmazın aynında değişiklikler meydana getirmek”; müdahale kavramı ile kastedilen ise, “zilyedin taşınmaz mal üzerindeki mutlak hâkimiyetini kısmen veya tamamen ihlal etmektir”. Yine Taşınmaz Mal Zilyetliğine Yapılan Tecavüzlerin Önlenmesi Hakkında Kanunun Uygulama Şekli ve Esaslarına Dair Yönetmelik, 3091 sayılı kanunun uygulanmasında taşınmaz mala yapılan tecavüz ve müdahale olarak değerlendirilebilecek eylemleri 12. maddesinde belirtmiştir. Bu haller şunlardır:
a) Bahçe, tarla ve arsa gibi arazi üzerinden devamlı olarak gelip geçmek suretiyle zilyedin taşınmazdan istifade etmesine engel olmak.
b) Ekim ve dikimde bulunmak.
c) Bir hak iddia ederek tarla veya bahçelerdeki mahsulü biçmek, toplamak.
d) Başkasının taşınmaz malına taş, toprak, ağaç, gübre ve benzeri şeyleri bırakmak suretiyle zilyedin taşınmazdan istifade etmesine engel olmak.
e) Sulama veya içme sularından, su kuyularından, sarnıçlarından, su yollarından, su borularından ve arklarından yararlanmayı engellemek.
f) Başkasının arazisi üzerine su geçirmek üzere ark açmak.
g) Temel açmak, hendek kazmak, bina yapmak.
h) Yukarıda sayılanlara benzer diğer davranışlarda bulunmak.
2) Karar Vermeye Yetkili İdari Merci ve Başvuru Süreci
Taşınmaz mala müdahale ya da tecavüz durumunda bu durumun önlenmesi için yapılacak idari başvurunun nereye yapılacağı hususunda düzenleme 3091 sayılı yasanın 2.maddesinde mevcuttur. Buna göre; taşınmaz mallara 3. kişilerce haksız bir müdahale ve tecavüz söz konusu olması halinde, taşınmaz mal merkez ilçe sınırları içinde ise, il valisi veya görevlendireceği vali yardımcısı, diğer ilçelerde ise kaymakamlar tarafından bu tecavüz veya müdahalenin önlenmesine karar verilir ve taşınmaz mal yerinde zilyedine teslim edilir.
Taşınmaz mal, aynı İl’e bağlı ilçelerarası sınır anlaşmazlığı bulunan bir yerde ise yetkili kaymakamlığı vali; illerarası sınır anlaşmazlığı bulunan bir yerde ise yetkili valiliği veya kaymakamlığı İçişleri Bakanlığı belirlemektedir (3091 sayılı kanun m.5/4).
Taşınmaz mala yapılan haksız tecavüz veya müdahalenin önlenmesi için, yetkili makamlara başvuruyu, o taşınmaz malın zilyedi, zilyet (taşınmaz maldan bir yarar bir menfaat sağlamak üzere o taşınmaz malı fiilen kendi hâkimiyeti altında bulunduran gerçek ve tüzel kişiler) birden fazla ise içlerinden birisi yapabilecektir. Kamu kurum ve kuruluşları ile tüzel kişiler için başvuruyu bu kurum ve kuruluşların ya da tüzel kişilerin yetkilileri yapabilecektir. Köye ait olan taşınmazlara herhangi bir müdahale ya da tecavüz söz konusu olduğunda ise köy halkından herhangi biri yetkili makamlara tecavüz ya da müdahalenin önlenmesi için başvuru yapabilecektir. Ayrıca vali ya da kaymakam, görev alanları içinde bulunan kamu idarelerine, kamu kurumlarına ve kuruluşlarına ait veya bunlar tarafından idare olunan veya Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan sahipsiz yerlere veya menfaati umuma ait olan taşınmaz mallara tecavüz veya müdahalede bulunulduğunu öğrendiklerinde, soruşturmayı doğrudan doğruya (resen/kendiliğinden) yaptırırlar ve sonucu karara bağlarlar (3091 sayılı kanun m.3).
Başvuruya yetkili kişiler, üçüncü kişilerce yapılan haksız ve hukuksuz tecavüz veya müdahalenin yapıldığını öğrendikleri tarihten itibaren altmış gün içinde, kural olarak idari makama başvuruda bulunmak zorundadır. Ancak, tecavüz veya müdahalenin meydana geldiği tarihten itibaren bir yıl geçtikten sonra yetkili makamlara başvuruda bulunulamaz. Ayrıca devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerle, kamu hukukuna tabi olan taşınmaz mallara yapılan tecavüz veya müdahalelerde herhangi bir başvuru süresi aranmamaktadır (3091 sayılı Kanun m.4).
3) Başvuru Üzerine Yapılan Soruşturma-Tebligat-Şahitlerin Dinlenilmesi ve Karar
Başvuruya yetkili kişilerin başvurusu üzerine, yetkili vali ya da kaymakam veya bunların yetkilendireceği bir veya birkaç memur tarafından yerinde soruşturma yapılır. 3091 sayılı kanun kapsamı dışında kaldığı dilekçeden açıkça ve kesinlikle anlaşılan başvurular, yerinde soruşturma yapılmaksızın yetkililerce yazılı olarak reddedilebilecektir. Soruşturmayı yapan kişilere gerektiğinde teknik eleman ya da yardımcı verilmektedir (3091 sayılı Kanun m.5).
Soruşturmanın yapılacağı, kararın yerine getirileceği yer, tarih ve saat idare tarafından taraflara tebliğ edilir. Şikâyetçinin, varsa kanuni vekilinin veya dilekçesinde ismini belirttiği temsilcisinin; başvuru, köye ait taşınmaz mallara tecavüz ve müdahalenin önlenmesi maksadıyla yapılmış ise köy muhtarı veya ihtiyar meclisi üyelerinden birinin; soruşturma yapılması ve kararın yerine getirilmesi sırasında taşınmaz malın başında bulunması zorunludur. Mütecavize (tecavüz eden, müdahalede bulunan) tebligat yapılamaması halinde soruşturmanın yapılacağı veya kararın yerine getirileceği yer, tarih ve saat 3 gün önceden alışılmış usullerle taşınmaz malın bulunduğu köy veya beldede ilan edilmektedir. Mütecaviz gelmezse soruşturma ve kararın yerine getirilmesi yokluğunda yapılacaktır. Yetkili makamların, talebin esastan veya süreden reddine ilişkin karar ve işlemleri, 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre ilgililere duyurulur (3091 sayılı Kanun m.8).
Tarafların şahitleri dinlenildikten sonra, soruşturma memurunca gerekli görüldüğü takdirde, tarafsız kişileri ve ilgisine göre; hazine, özel idare ve belediye temsilcilerini, köy muhtarını ve ihtiyar heyeti üyelerini de soruşturma memuru dinleyebilecektir. İfadeler, Ceza Muhakemesi Kanunundaki hükümler dairesinde yeminli olarak alınır. Soruşturma en geç 15 gün içinde tamamlanarak yetkililerce karara bağlanır (3091 sayılı Kanun m.6). Şayet 15 gün içerisinde karar verilmezse durum sebepleri ile birlikte bir üst makama bildirilir (3091 sayılı Kanun m.11).
4) Yetkili Makamlarca Verilen Kararın Sonuçları
3091 sayılı Kanuna göre verilen kararlar, idari yargı yolu açık olmak üzere kesindir. Ancak, açık olan yazı ve hesap hataları karar veren yetkili makamca kendiliğinden düzeltilir. Taşınmaz mal üzerinde üstün sayılabilecek bir hakkı olduğunu iddia edenlerin yargı yoluna başvurması gerektiği idarece verilen kararda belirtilir (3091 sayılı Kanun m.7). Taşınmaza tecavüz ya da müdahalede bulunan kişilerin idari yoldan bu tecavüz ya da müdahalesi önlenmesi durumunda bu kişiler, taşınmaz mal üzerinde vücuda getirdiği her türlü ekim, tesis ve değişikliklerden dolayı ancak genel hükümler çerçevesinde yargı yoluna başvurabilecektir (3091 sayılı Kanun m.10). Burada önemine binaen şu hususu da belirtmek isteriz: Şayet tecavüz ve müdahalenin önlenmesi için yapılan başvuru sırasında, taraflar arasındaki taşınmaz mal anlaşmazlığıyla ilgili olarak mahkeme tarafından verilmiş bir ihtiyati tedbir kararı varsa ya da anlaşmazlık dava konusu yapılmış ise 3091 sayılı Kanun hükümleri uygulanamayacaktır. Ayrıca 3091 sayılı Kanuna göre; idari makam tarafından verilmiş bir önleme kararı varken, taraflarca taşınmaz mal anlaşmazlığına ilişkin dava açılmadan adli mercilerce ihtiyati tedbir kararı verilemez (3091 sayılı Kanun m.14).
Yukarıda bahsettiğimiz üzere 3091 sayılı Kanuna göre verilen kararlar, idari yargı yolu açık olmak üzere kesindir. Buna göre idari makamlarca verilen taşınmaza tecavüzün ya da müdahalenin önlenmesine ilişkin kararların hukuka aykırılık teşkil ettiğini düşünen taraflar idari yargı yolunda açacağı bir iptal davasıyla idari mercilerce verilen bu kararın iptal edilmesini sağlayabilecektir. Bu bölümde son olarak; 3091 sayılı Kanunun, idari mercilerce verilin kararlara karşı idari yargıya başvurulmuş olması durumunda idare mahkemesince yürütmenin durdurulması kararı verilemeyeceğini hükme bağlayan 13. maddesi, Anayasa Mahkemesi’nin 03.06.2010 tarih, 2008/77 Esas ve 2010/77 Karar sayılı kararıyla Anayasa’nın 2, 13, 36 ve 125. maddelerine aykırı görülerek oyçokluğuyla iptal edilmiştir.
5) Yetkili Makamlarca Verilen İdari Kararın Uygulanması
Taşınmaz mala tecavüzün veya müdahalenin önlenmesi hakkındaki kararlar, karar vermeye yetkili amirce görevlendirilecek infaz memuru tarafından, taşınmaz malın yerinde ve o andaki durumu ile zilyedine, tüzelkişiliğe veya kamu idareleri, kamu kurumları ve kuruluşlarına teslim edilmesi suretiyle yerine getirilir. Kararın infaz memuruna geldiği tarihten itibaren en geç 5 gün içinde gereğinin yapılması zorunludur (3091 sayılı Kanun m.9). Karar 5 günlük süre içinde infaz edilmezse durumun, sebepleri ile birlikte bir üst makama bildirilmesi gerekmektedir (3091 sayılı Kanun m.11). Ayrıca gerek soruşturma safhasında, gerek kararın infazı aşamasında, mahallin en büyük mülki idare amirinin yazılı emri ile güvenlik kuvvetlerince, mahallinde gerekli önlemler alınır (3091 sayılı Kanun m.9).
05.02.2003 tarih, 4807 sayılı Taşınmaz Mal Zilyedliğine Yapılan Tecavüzlerin Önlenmesi Hakkında Kanuna Bazı Maddeler Eklenmesine Dair Kanunla getirilen Ek madde 1’e göre; tecavüz ve müdahalenin önlenmesi hakkındaki kararın uygulanmasında, kilitli ve kapalı taşınmaz malların açılması zorunludur. Gerekirse bu yerler zorla açtırılır; kilit ve her türlü tertipler kırılabilir. Üzerindeki tecavüz ve müdahale men edilen taşınmaz mal içindeki mütecavize ait eşyanın boşaltılmasında durumun gerektirdiği tedbirler alınır. Yine 4807 sayılı Kanunla getirilen Ek madde 2’ye göre; üzerindeki tecavüz veya müdahale men edilen taşınmaz mal içinde bulunan mütecavize ait eşya çıkarılarak mütecavize, vekiline veya bunlar hazır değilse mütecavizin aile efradından veya işçilerinden reşit bir kişiye teslim edilir. Bunlardan hiçbirinin bulunmaması halinde, anılan eşya yed’i emin olarak zilyedin uhdesinde muhafaza altına alınır ve infaz memurunca mütecavize hemen tebligat yapılarak; eşyanın bulunduğu mahalde ise beş ve değilse otuz gün içinde eşyayı teslim alması, aksi halde eşyanın açık artırma yolu ile satılacağı bildirilir. Verilen süre içinde teslim alınmayan eşya; kaymakamın, vali veya yetkili vali yardımcısının emriyle görevlendirilen en az bir memur veya gerekirse bilirkişiler tarafından yapılacak bedel takdiri ve ilanı takiben açık artırma yolu ile satılarak muhafaza ve satışla ilgili bütün giderler karşılanır. Artan para, mütecaviz hesabına Ziraat Bankasına yatırılır ve durum kendisine tebliğ edilir. Bozulması ihtimali bulunan eşya, tebligat aranmaksızın, miktar tespiti ve bedel takdiri yapıldıktan sonra satılır.
6) Taşınmaza Tecavüzün Tekrarlanması ve Cezai Yaptırım
3091 sayılı Kanun’da, taşınmaza aynı mütecaviz tarafından yeni bir tecavüz ya da müdahale söz konusu olduğunda izlenecek süreç ve mütecavize uygulanacak cezai yaptırımlara ilişkin hükümler yer almaktadır. Kanuna göre; taşınmaz mala aynı mütecaviz tarafından ikinci defa veya onun yararına başkaları tarafından bilerek yeni bir tecavüz veya müdahalede bulunma durumu söz konusu olursa, 3091 sayılı Kanun kapsamında birinci başvuruda olduğu gibi yeniden soruşturma yapılır ve karar verilir. Aynı mala tekrar yapılan tecavüz veya müdahale suç teşkil eder ve tecavüz veya müdahale de bulunan kişilere ilişkin dosyalar 3091 sayılı Kanunun 15. Maddesine göre işlem yapılmak üzere adli mercilere gönderilir (3091 sayılı Kanun m.12). İkinci tecavüze ilişkin uygulanacak cezai yaptırımları düzenleyen 3091 sayılı Kanunun 15. maddesi şu şekildedir: Mahkeme kararıyla kendisine teslim edilmeksizin aynı taşınmaz mala ikinci defa yapılan tecavüz veya müdahale, ister tecavüz veya müdahalesi önceden önlenen kimse tarafından, isterse başkaları tarafından birinci mütecaviz yararına ilk defa yapılmış olsun, fiil daha ağır bir cezayı gerektiren ayrı bir suç teşkil etmediği takdirde, bu suçu işleyenler hakkında;
a) Taşınmaz mal, kamu kurum veya kuruluşlarına ait bulunuyorsa veya Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan sahipsiz veya umumun menfaatine ait yerlerden ise altı aydan iki yıla kadar; şayet taşınmaz mal diğer tüzelkişilere veya gerçek kişilere ait ise üç aydan bir yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
b) Tecavüz veya müdahale silahlı bir kişi veya silahsız olsalar dahi birden fazla kişiler tarafından yapıldığı takdirde (a) bendindeki cezalar bir kat artırılarak hükmolunur.
c) Tecavüz veya müdahale taşınmaz malı aralarında paylaşmak veya ortaklaşa kullanmak amacıyla iki veya daha çok kişinin birleşmesiyle işlenirse (b) bendi ile artırılan ceza ayrıca üçte bir oranında artırılır. Bu amaçla birleşen kişilerden en az birisinin silahlı olması halinde ise (b) bendi ile artırılan ceza ayrıca yarı oranında artırılarak hükmolunur.