Kişilerin, konut ve taşıt ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla kullandıkları finansal araçlardan en yaygın olan ve en çok kullanılan yöntem bankacılık sistemidir. Fakat son yıllarda yükselen enflasyon ortamı, kişilerin faize girmek istememeleri ve bankalardan kullanılan kredilere yüksek faizler uygulanması, kişileri konut ve taşıt ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla alternatif finansal araçlar kullanmaya yönlendirmiştir.

Bu noktada karşımıza son dönemde alternatif olmaktan çıkarak kullanımı artan ve faizsiz finansman esasına dayanılarak oluşturulan bir model olan tasarruf finansman sözleşmeleri çıkmaktadır. Bu finansman modeli kapsamında tasarruf finansman şirketleri ile kişiler arasında akdedilen tasarruf finansman sözleşmesiyle birlikte kişiler faizsiz esaslara göre konut, çatılı iş yeri ve taşıt ihtiyaçlarını karşılamaktadır. Tasarruf finansman sözleşmeleri kişilere, konut ve taşıt ihtiyaçlarını karşılamak için almak istedikleri konut ve taşıtın değerinin tamamını biriktirerek uzun vadeler sonrasında sahip olmak yerine, akdetmiş oldukları tasarruf finansman sözleşmesi ile belirlenen tarihe kadar tasarruf etmeleri neticesinde, konut ve taşıta daha kısa vadelerle ulaşmasını sağlayarak kullanırken de kalan miktarın ödenmesini sağlayan ve faizsiz esaslara göre oluşturulmuş bir finansman modelidir.

Ülkemizde faizsiz finansman faaliyeti sağlayan tasarruf finansman şirketleri 2021 yılına kadar faaliyetlerini mevzuata tabi olmadan yürütmekteydi. Bunun sebebi ise tasarruf finansman faaliyetinin tabi olduğu herhangi bir mevzuat olmamasıydı. Bu modelle taşıt ve konut ihtiyacını karşılamak isteyen kişilerin sayısının aşırı artmasıyla birlikte bu alanda faaliyet gösteren şirketlerin de sayılarının artması neticesinde ortaya çıkacak mağduriyetlerin önlenmesi amacıyla tasarruf finansman modelinin yasal mevzuat kapsamına alınması gerekliliği ortaya çıkmıştır. Bunun sonucu olarak da yasal düzenleme yapılmıştır.

Tasarruf finansman sözleşmeleri 6361 sayılı kanun çerçevesinde tanımlanmıştır. 04.03.2021 tarihli ve 7292 sayılı Kanunun 7. maddesiyle, 6361 sayılı ve 21.11.2012 tarihli Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunu’nun 39/A ve 39/B maddelerinin eklenmesiyle birlikte tasarruf finansman sözleşmesi ve tasarruf finansman faaliyeti düzenlenmiştir. 04/03/2021 tarihli ve 7292 sayılı Kanunun 7 nci maddesiyle birlikte kanun hükümleri 07/03/2021 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Kanunun 39/A maddesinin 1. Fıkrasında açıkça “Tasarruf finansman sözleşmesi, belirli bir tasarruf tutarı ve dönemine bağlı olarak önceden belirlenmiş koşulların gerçekleşmesi şartıyla konut, çatılı iş yeri veya taşıt edinimi için müşteriye finansman kullanma hakkı veren, şirkete ise müşteriye ait birikmiş tasarruf tutarını yönetme, geri ödeme ve finansman kullandırma yükümlülüğü ile organizasyon ücreti alma hakkı veren, faizsiz finansman esaslarına göre düzenlenen sözleşmedir.” şeklinde tasarruf finansman sözleşmesinin tanımı yapılmıştır.

Madde hükmünden açıkça anlaşılacağı üzere tasarruf finansman sözleşmesi, tasarruf finansman şirketine müşteriye ait tasarruf tutarını yönetme, geri ödeme ve müşteriye sözleşme konusu olarak seçmiş olduğu yalnızca konut, taşıt veya çatılı iş yeri için tahsisat tarihinde müşteriye finansman kullandırma yükümlülüğünü yüklemiştir. Şirketin bu faaliyetine karşılık kanun tasarruf finansman şirketine, müşteriden organizasyon ücreti (çalışma bedeli) alma hakkını vermiştir.

Tasarruf finansman sözleşmesi, müşteriye ise tasarruflarını biriktirmesi ve önceden belirlenmiş koşulları sağlaması şartıyla tahsisat tarihinde yalnızca konut, çatılı işyeri veya taşıt edinebilmesi amacıyla finansman kullanma hakkı veren tasarruf finansman sözleşmesi olarak kanunda düzenlenmiştir.

Kanun 3-k maddesinde ise müşterilerin, tasarruf finansman şirketleri ile akdetmiş olduğu tasarruf finansman sözleşmeleri kapsamında kullandırılan finansmanın konusunun sadece konut, çatılı iş yeri veya taşıt edinmesi amacıyla satıcı konumundaki üçüncü kişilere hesaben ödenmesi hüküm altına alınarak Bankacılık işlemi niteliğinde olan nakit teslimat yasaklanmış ve sözleşme konusu sadece konut, çatılı iş yeri ve taşıt olarak sınırlandırılmıştır.

Tasarruf finansman sözleşmelerinde cayma ve fesih hakkı kanunun 39/A maddesinin 2. ve 3. fıkralarında açıkça düzenlenmiştir. Kanun sistematiğinde cayma ve fesih irade beyanı ayrıştırılarak farklı şekilde yer verilmiştir.

Kanun maddesinin 2. fıkrası uyarınca müşterinin sözleşmenin akdini izleyen 14 gün içerisinde herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin şirketle akdetmiş olduğu tasarruf finansman sözleşmesinde cayma hakkı tanınmış olup müşterinin yazılı olarak cayma hakkını kullanması sonucunda ise tasarruf finansman şirketine, müşterinin ödemiş olduğu organizasyon ücreti dâhil müşteriden aldığı tutarların tamamını cayma iradesinin tebliğinden itibaren 14 gün içinde iade etmesi yükümlülüğü getirilmiştir.

Kanun maddesinin 3. fıkrasında ise müşterinin sözleşmede fesih hakkını kullanması sonucunda şirketin yükümlülükleri yer almaktadır. Madde hükmü kapsamında müşteri, tasarruf dönemi bitene kadar 14 günlük cayma süresinden sonra fesih hakkına sahip olduğu hüküm altına alınmıştır. Müşterinin sözleşmede fesih hakkını kullanması neticesinde ise organizasyon ücreti (Çalışma bedeli) dışında kalan toplam birikim tutarının kurulca belirlenecek süre içerisinde müşteriye iade etme yükümlülüğü yüklenmiştir. Kurul tarafından çalışma bedeli dışında kalan birikim tutarının iade süresi Tasarruf Finansman Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkında Yönetmeliğin 17. Maddesinin 8. Fıkrasında azami 6 ay olarak belirlenmiştir.

Av. Fırat ÇİFTÇİ