Savcılıkça yapılan soruşturmanın sağlıklı ve hızlı bir biçimde yürütülebilmesi ve bu süreçte masumiyet karinesine uyulabilmesi için soruşturmanın gizli şekilde yürütülmesi gereklidir. Soruşturma süresince somut olaydaki maddi gerçeğe ulaşmak, masumiyet karinesine riayet edebilmek için aynı zamanda hakim, savcı, tanık, bilirkişi gibi yapılan usul işlemlerine katılan kimselerin de soruşturmanın gizliliği ilkesine uymaları gerekmektedir. Soruşturmanın gizliliği CMK’nun 157. maddesinde düzenlenmiş olup maddi gerçeğe ulaşmak ve Anayasanın 38. maddesinde düzenlenen masumiyet karinesinin gereklerini sağlamak için önemli bir ilkedir.[1] Bunun yanında soruşturma dosyasında kısıtlılık kararı yok ise şüpheli ve müdafinin dosyayı inceleme ve istediği belgelerden örnek alma hakkı bulunmaktadır. Ancak özellikle tehdit, yağma, kasten yaralama, cinsel taciz gibi suçlarda; şüphelinin soruşturma dosyasından örnek alabileceği belgelerde müştekinin ve tanıkların açık adres bilgilerinin yer alması soruşturmanın salahiyeti açısından sakıncalı olabilir.
1. SORUŞTURMANIN GİZLİLİĞİ VE ŞÜPHELİNİN DOSYAYI İNCELEME HAKKI
5271 Sayılı CMK’nun 157. maddesi uyarınca, soruşturmanın gizliliği, soruşturma aşamasının başlangıcından sona ermesine kadar devam eder. Dolayısıyla, soruşturmanın başlamasından kovuşturmama kararına veya iddianamenin kabulüne kadar soruşturma işlemeleri, kural olarak gizlidir. Buna karşılık CMK’nun 234. Maddesinde düzenlendiği şekilde soruşturma dosyasının tarafı olan müştekinin ve şüphelinin dosyayı incelemesi ve dosyadan örnek alması adil yargılanma ve savunma hakkı kapsamında gerekli olan bir durumdur.[2] Aynı zamanda savunma hakkının yerine getirilebilmesi adına müdafinin dosyayı inceleme ve örnek alma yetkisi de CMK’nun 153. maddesinde düzenlenmiştir.[3],
Şüphelinin soruşturma dosyasını inceleme ve örnek alması ise AİHS’nin 6. Maddesinin üçüncü fıkrası ve Cumhuriyet Başsavcılıkları ile Adli Yargı İlk Derece Ceza Mahkemeleri Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğinin 54. maddesi gereğince kendisine tanınması gereken bir haktır. AİHS’nin 6. Maddesine göre bir suç ile itham edilen herkes kendisine karşı yöneltilen suçlamanın niteliği ve sebebinden en kısa sürede, anladığı bir dilde ve ayrıntılı olarak haberdar edilmeli ve savunmasını hazırlamak için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olmalıdır. Bu kapsamda da şüphelinin savunma yapabilmesi için soruşturma dosyasında bulunan bilgi ve belgelere ihtiyacı bulunduğu açıktır. Adli Yargı İlk Derece Ceza Mahkemeleri Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğinin 54. Maddesine göre de soruşturmanın amacını tehlikeye düşürebilmesi sebebiyle hakim kararı ile kısıtlanmadığı sürece şüpheli, soruşturma evresinde dosyasının içeriğini inceleyebilir ve istediği belgelerden bir suret alabilir.
2. ŞÜPHELİNİN SORUŞTURMA DOSYASINDAN ÖRNEK ALMA SURETİYLE MÜŞTEKİNİN AÇIK ADRES VE TELEFON BİLGİLERİNE ERİŞEBİLMESİ SORUNU
Savunma ve adil yargılanma hakkı kapsamında şüphelinin soruşturma dosyasından şikâyet dilekçesi, müşteki ve tanık ifadeleri dahil tüm bilgi ve belgeleri alabilmesi gereklidir. Ancak şüphelinin dosya suretini aldığında, müştekinin şikâyet dilekçesinde ve karakol/savcılık ifadesinde yer alan açık adres bilgilerine, cep telefon numarasına da ulaşmasının soruşturmanın salahiyeti açısından sakıncalı olduğu görüşündeyiz. Bu durumun özellikle tehdit, kasten yaralama, yağma, cinsel taciz gibi suçlarda şüphelinin müştekiye uygulayabileceği baskı ya da planlayarak işleyebileceği yeni bir suçun önünü açtığı düşüncesindeyiz.
Dolayısıyla soruşturma dosyasında herhangi bir kısıtlama kararı yok ise savunma hakkı kapsamında şüpheli ve müdafine dosyadaki tüm bilgi ve belgelerin verilmesi gerektiği ancak verilirken müştekinin adres ve telefon bilgilerinin yer aldığı kısımların görünmeyecek şekilde olması ya da bilgilerin ayrı bir elektronik ortamda tutulması gerektiği düşüncesindeyiz.
-----------------------
[1] Anayasa Madde 38; “Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez.
Suç ve ceza zamanaşımı ile ceza mahkumiyetinin sonuçları konusunda da yukarıdaki fıkra uygulanır.
Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur.
Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz.
Hiç kimse kendisini ve kanunda gösterilen yakınlarını suçlayan bir beyanda bulunmaya veya bu yolda delil göstermeye zorlanamaz.
Kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulgular, delil olarak kabul edilemez.
Ceza sorumluluğu şahsidir.
Hiç kimse, yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz.
Ölüm cezası ve genel müsadere cezası verilemez.
İdare, kişi hürriyetinin kısıtlanması sonucunu doğuran bir müeyyide uygulayamaz. Silahlı Kuvvetlerin iç düzeni bakımından bu hükme kanunla istisnalar getirilebilir.
Uluslararası Ceza Divanına taraf olmanın gerektirdiği yükümlülükler hariç olmak üzere vatandaş, suç sebebiyle yabancı bir ülkeye verilemez.” Şeklindedir.
[2] 5271 Sayılı CMK Madde 234/1-a-2; “Mağdur ile şikâyetçinin hakları şunlardır: Soruşturma evresinde Soruşturmanın gizlilik ve amacını bozmamak koşuluyla Cumhuriyet savcısından belge örneği isteme” şeklindedir.
[3] 5271 Sayılı CMK Madde 153/1; “Müdafi, soruşturma evresinde dosya içeriğini inceleyebilir ve istediği belgelerin bir örneğini harçsız olarak alabilir.” Şeklindedir.