Suç işleyen alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde bağımlısı kişiler hakkında güvenlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kural, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirleri” başlıklı 57. Maddesinin 7. Fıkrasında düzenlenmiştir.

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 57. Maddesinin 7. Fıkrasına göre; suç işleyen alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde bağımlısı kişiler hakkında güvenlik tedbiri olarak, alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde bağımlılarına özgü sağlık kuruluşunda tedavi altına alınmasına karar verilebilecektir.

Bu kişilerin tedavisi, alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde bağımlılığından kurtulmalarına kadar devam edecektir.

Bu kişiler, yerleştirildiği kurumun sağlık kurulunca bu yönde düzenlenecek rapor üzerine mahkeme veya hâkim kararıyla serbest bırakılabilmeleri mümkündür.

Yasal düzenlemede; Suç işleyen alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde bağımlısı kişilerin, güvenlik tedbiri olarak, alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde bağımlılarına özgü sağlık kuruluşunda tedavi altına alınması ve bu kişilerin tedavisinin, alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde bağımlılığından kurtulmalarına kadar devam etmesi amaçlanmıştır.

Bu kişiler, yerleştirildiği kurumun sağlık kurulunca bu yönde düzenlenecek rapor üzerine mahkeme veya hâkim kararıyla serbest bırakılabilecektir.

YARGITAY UYGULAMASI

Alkol Bağımlılığının Doktor Raporu İle Tespit Edilmesi Zorunluluğu

Yargıtay, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 57/7. maddesinde yer alan düzenlemenin uygulanabilmesi için alkol bağımlılığının doktor raporu ile tespit edilmesi gerektiğini kararlarında ifade etmektedir.[1]

Örneğin; sanığın alkol bağımlısı olduğuna ilişkin dosya içerisinde herhangi bir doktor raporu bulunmamasına rağmen hakkında alkol bağımlılığından kurtulması için 5237 sayılı Kanunun 57/7. maddesi gereğince tedavi altına alınmasına karar verilmesi hukuka aykırı olacaktır.[2]

Sanığın alkol ve uyuşturucu madde bağımlılığı bulunmadığından tedaviye gerek görülmediğine dair raporun bulunması hali

Bu şekilde bir rapor varsa, 5237 sayılı TCK’nin 57/7 maddesi uygulanamaz.

Örneğin; Hastanenin "Sanığın alkol ve uyuşturucu madde bağımlılığı bulunmadığından tedaviye gerek görülmediği" şeklindeki raporu ve dosya içeriğine göre, sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nin 57/7. maddesinin uygulanmasını gerektirir herhangi bir delil bulunmadığı gözetilmelidir.[3]

Bu durumda örneğin; Cinsel taciz suçundan sanığın 5237 Sayılı TCK’nin 105/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca 1800 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına ve sanığın alkol bağımlılığından kurtulması için aynı Kanunun 57/7. maddesi gereğince tedavi altına alınmasına karar verilmesi hukuka aykırı olacaktır.[4]

Uyuşturucu kullanma suçu dışında suç işleyen kişiler bakımından uygulanabilme yeteneği

Yargıtay yine 5237 sayılı TCK'nın “Akıl Hastalarına Özgü Güvenlik Tedbirleri” başlıklı 57. maddesinin 7. fıkrasında düzenlenen tedavi altına alınma güvenlik tedbirinin, alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde bağımlılığı altında başka suç işleyen kişiler bakımından uygulanabileceğini, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu işleyen sanık hakkında uygulanmasının yasaya aykırı olduğunu ifade etmektedir.[5]

Yargıtay, 5237 sayılı TCK’nin 57/7 maddesindeki düzenlemede yer alan tedavi altına alınma güvenlik tedbirinin, alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde bağımlılığı altında uyuşturucu kullanma suçu dışında suç işleyen kişiler bakımından uygulanabileceğine kararlarında işaret etmektedir.[6]

Başka bir söylemle, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma veya kullanma suçunu işleyen sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nin 57/7 maddesi hükmü uygulanamaz.[7]

HAGB Kararı Verilen Haller

Yargıtay, 5271 sayılı Kanun’un 231.maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği hâllerde, sanık hakkında aynı Kanun’un 231/8.maddesinde belirtilen yükümlülüklerin öngörülebileceğini, 5237 sayılı Kanun’un 57/7. maddesinde yer alan güvenlik tedbirinin uygulanma olanağının bulunmadığını ifade etmektedir.[8]

SONUÇ:

1. Suç işleyen alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde bağımlısı kişiler hakkında güvenlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kural, başka bir söylemle 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirleri” başlıklı 57. Maddesinin 7. Fıkrası, 5237 sayılı TCK’nin 191. Maddesinde yer alan uyuşturucu kullanma veya bu amaçla bulundurma suçlarında uygulanamaz. Yargıtay’ın kararları da bu yöndedir. Kanaatimizce, bu uygulama yerindedir. Zira 5237 sayılı TCK’nin 191. Maddesi kapsamında kalan eylemlerle ilgili olarak aynı maddede yer alan düzenlemeler ışığında sanığın uyuşturucu bağımlılığı ile ilgili gerekli tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulamaları zaten yapılabilmektedir.

2. 5237 sayılı TCK'nın “Akıl Hastalarına Özgü Güvenlik Tedbirleri” başlıklı 57. maddesinin 7. fıkrasında düzenlenen tedavi altına alınma güvenlik tedbirinin, alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde bağımlılığı altında 5237 sayılı TCK’nin 191. Maddesinde yer alan suçlardan başka suç işleyen kişiler bakımından uygulanabilmesi mümkündür. Bunun için kişinin, alkol ve uyuşturucu madde bağımlısı olduğu hususu hekim raporu ile tespit edilmelidir.

3. HAGB kararı verilen hallerde, 231/8.maddesinde belirtilen yükümlülükler sanık hakkında uygulanabilir.[9] Bu gibi hallerde, 5237 sayılı TCK’nin 57/7 maddesi uygulanamaz.

(Bu köşe yazısı, sayın Dr. Suat ÇALIŞKAN tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.

-----------------

[1] Y.14.CD, E: 2014/10870, K: 2017/3873, KT: 13.09.2017.

[2] Y.14.CD, E: 2014/10870, K: 2017/3873, KT: 13.09.2017.

[3] Y.14.CD, E: 2013/11853, K: 2014/1096, KT: 04.02.2014: “Dava: Cinsel taciz suçundan sanık Ş.K.'ın, 5237 Sayılı T.C.K.nın 105/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca 1800 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına ve sanığın alkol bağımlılığından kurtulması için aynı Kanunun 57/7. maddesi gereğince tedavi altına alınmasına dair A… 7. Sulh Ceza Mahkemesi'nin 29.1.2013 gün ve 2011/1865 Esas, 2013/73 Sayılı kararı ile ilgili”

[4] Y.14.CD, E: 2013/11853, K: 2014/1096, KT: 04.02.2014.

[5] Y.10.CD, E: 2016/3511, K: 2017/3522, KT: 14.07.2017.

[6] Y.10.CD, E: 2016/ 2912, K: 2017/2517, KT: 08.06.2017.

[7] Y.10.CD, E: 2016/ 2912, K: 2017/2517, KT: 08.06.2017.

[8] Y.8.CD, E: 2015/14177, K: 2015/24186, KT: 09.11.2015: “Dava ve Karar: Genel güvenliği kasten tehlikeye sokmak suçundan sanık ….5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 170/1 -c ve 62/1. maddeleri gereğince 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, sanığın 5 yıl denetim süresine tabi tutulmasına, 5237 sayılı Kanun'un 57/7. maddesi gereğince alkol bağımlısı olan sanığın alkol bağımlılarına özgü sağlık kuruluşunda tedavi altına alınmasına ve tedavisinin bağımlılıktan kurtulana dek devamına dair B… Asliye Ceza Mahkemesinin 21.02.2012 tarihli ve 2011/544 esas, 2012/107 sayılı kararını kapsayan dosyası ile ilgili olarak…”

[9] 5271 sayılı CMK’nin 231. Maddesinin 8. Fıkrasına göre;Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi halinde sanık, beş yıl süreyle denetim süresine tâbi tutulacaktır. (Ek cümle: 28/6/2014 YT-6545/72 md.) Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç işlenmesi halında, bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyecektir. Bu süre içinde bir yıldan fazla olmamak üzere mahkemenin belirleyeceği süreyle, sanık hakkında denetimli serbestlik tedbiri uygulanır. Bu tedbirler şunlardır: a) Bir meslek veya sanat sahibi olmaması halinde, meslek veya sanat sahibi olmasını sağlamak amacıyla bir eğitim programına devam etmesine, b) Bir meslek veya sanat sahibi olması halinde, bir kamu kurumunda veya özel olarak aynı meslek veya sanatı icra eden bir başkasının gözetimi altında ücret karşılığında çalıştırılmasına, c) Belli yerlere gitmekten yasaklanmasına, belli yerlere devam etmek hususunda yükümlü kılınmasına ya da takdir edilecek başka yükümlülüğü yerine getirmesi. HAGB kararı verilmesi halinde CMK’nin 231/8.maddesinde belirtilen yükümlülükler uygulanabilir. Denetim süresi içinde dava zamanaşımının durması söz konusu olacaktır.