Startupların doğasında yenilik, cesaret ve dinamizm vardır. Ancak her parlak fikir, tek başına bir girişimin kaderini belirlemeye yetmez. Aynı anda yüzlerce kişinin aklına benzer fikirler gelebilir; önemli olan o fikri somut bir ürüne, sürdürülebilir bir iş modeline ve nihayetinde ticarileşebilir bir değere dönüştürebilmektir.
Bu dönüşüm sürecinin en kritik aşamalarından biri ise hukuki korumadır. Çünkü fikrinizin değeri, onu koruyabildiğiniz ölçüde gerçektir.
1. Fikriniz Değerli mi, Korunabilir mi?
Bir fikrin tek başına hukuken korunması mümkün değildir. Çevemizden sıklıkla duyarız falanca fikir aslında benimdi falanca unicornu ben 90’lı yıllarda düşünmüştüm diye peki bu kişiler bu fikirler karşılığında bir gelir elde edebildi mi ? Türk hukuk sisteminde, koruma fikrin kendisine değil, o fikrin somut bir biçimde ortaya konulmasına yöneliktir. Bu ayrım 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun (FSEK) 1/B ve 2. maddelerinde açıkça görülür. Kanuna göre korunabilir olan; bir fikrin, estetik veya teknik biçimde somutlaşmış hali, yani “eser”dir. Dolayısıyla bir yazılımın kodu, bir tasarımın çizimi ya da bir markanın logosu, ancak ifade bulduğu ölçüde hukuken koruma altına alınabilir.
Startuplar genellikle yenilikçi bir fikir etrafında kurulur; ancak bu fikrin “patentlenebilir”, “markalaşabilir” ya da “eser” niteliği taşıyıp taşımadığı doğru analiz edilmelidir. Bu analiz yapılmadan piyasaya çıkan girişimlerin birçoğu, daha yolun başında benzer markalarla, telif ihlalleriyle, veya patent engelleriyle karşı karşıyakalmaktadır.
2. Marka Koruması: İsminizi Sahiplenmek
Bir startup için marka, yalnızca bir isim veya logo değil; yatırımcı gözünde güvenin, müşteri nezdinde kimliğin temsilidir.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 4. maddesi uyarınca marka, bir işletmenin mal veya hizmetlerini diğerlerinden ayırt etmeyi sağlayan işaretlerdir.
Markanın tescili, o işareti yasal olarak “sizin” kılar. Tescil olmadan yapılan kullanımlar, ileride daha önce tescil edilmiş bir markayla çatışma halinde hükümsüz kalabilir.
Her ne kadar TÜRKPATENT nezdinde e-Devlet üzerinden marka başvurusu yapmak mümkün olsa da, bu işlemin uzmanlık gerektirdiği unutulmamalıdır. Yanlış sınıf seçimi, eksik başvuru belgeleri veya benzer marka araştırmasının yapılmaması, yıllarca sürecek itiraz ve hükümsüzlük süreçlerine neden olabilir. Bu nedenle marka tescilinde profesyonel marka veya patent vekilleriyle çalışılması, startuplar için hayati önem taşır. Vekiller yalnızca başvuru işlemini yürütmez, markanın uzun vadeli korunabilirliğini ve stratejik sınıf planlamasını da yaparlar.
Marka koruması, tescil tarihinden itibaren on yıl süreyle geçerlidir ve her on yılda bir yenilenebilir. Ayrıca marka lisanslanabilir, devredilebilir veya teminat olarak gösterilebilir. Bu yönüyle marka, yalnızca bir kimlik değil, aynı zamanda ekonomik bir varlık, yani sermaye unsurudur.
3. Patent, Faydalı Model ve Know-How
Teknoloji odaklı startuplar için en önemli fikri mülkiyet türlerinden biri de buluşlara yönelik korumadır. Patent, yeni, buluş basamağı içeren ve sanayiye uygulanabilir teknik çözümleri korur (SMK m.82). Faydalı model ise daha basit teknik yenilikler için hızlı ve maliyeti düşük bir alternatiftir. Her iki sistemde de başvuru öncesinde kamuya açıklama yapılmaması, yani gizliliğin korunması esastır.
Bunun yanında, birçok startup için “know-how” yani teknik bilgi birikimi de değerli bir varlıktır. Ancak know-how, tescille değil, gizlilikle korunur. Bu nedenle çalışanlarla, tedarikçilerle ve yatırımcılarla yapılan sözleşmelere gizlilik (NDA) ve rekabet yasağı hükümleri eklenmelidir. Aksi halde, işletmenin en değerli bilgisi olan know-how, herhangi bir tescil koruması olmaksızın rakiplere geçebilir.
4. Telif Hakları: Yazılım, Tasarım ve Dijital İçeriklerin Güvencesi
Dijital ürünler geliştiren startuplar için FSEK kapsamındaki telif koruması büyük önem taşır. Bir yazılımın kaynak kodu, bir grafik tasarım, bir mobil uygulama arayüzü veya bir web sitesi içeriği, “eser” niteliği taşıyorsa, sahibine otomatik olarak telif hakkı doğar. Bu koruma, herhangi bir tescil işlemine gerek olmadan eserin oluşturulmasıyla başlar.
FSEK m.21–25 arasında düzenlenen mali ve manevi haklar, eserin çoğaltılması, yayılması, temsil edilmesi ve işlenmesi gibi yetkileri kapsar.
Yazılım alanında ise, eserin ticari olarak devri veya lisanslanması durumunda, sözleşmede bu hakların kapsamı açıkça belirtilmelidir.
Çalışan veya ortakların geliştirdiği yazılım ve tasarımların, şirket adına devredilmesi veya lisanslanması yatırım süreçlerinde kritik rol oynar.
5. Hakların Şirkete Devri: Yatırımcının Güvencesi
Startuplarda sık yapılan hatalardan biri, marka veya yazılım haklarının kuruculardan birinin kişisel adına tescil edilmesidir. Bu durum, yatırımcı gözünde ciddi bir risk olarak değerlendirilir. Çünkü yatırım yapılacak şirketin en değerli varlığı olan fikri mülkiyet, şirkete değil bireye aittir. Bu nedenle, kuruluş aşamasında veya yatırım öncesinde, tüm fikri hakların şirket adına devredilmesi gerekir.
Hisse devri veya yatırım sözleşmeleri hazırlanırken, “fikri mülkiyet devir taahhüdü” maddesi mutlaka yer almalıdır. Bu, hem yatırımcının hem de girişimin uzun vadeli çıkarlarını güvence altına alır.
6. Startuplar İçin En Doğru ve Maliyet Etkin Koruma Yolları
Fikri mülkiyet haklarının korunması elbette belirli bir maliyet gerektirir. Ancak bu maliyet, olası bir ihlalin doğuracağı zararın yanında oldukça düşüktür. Marka tescili ortalama birkaç bin TL düzeyinde iken, patent veya faydalı model başvuruları proje kapsamına göre değişiklik gösterebilir. En önemli tavsiye, bu işlemleri bireysel olarak yapmaya çalışmak yerine, uzman marka ve patent vekilleriyle yürütmektir.
Uzman vekiller, sadece teknik işlemleri değil, stratejik sınıf belirlemesi, benzerlik taraması ve olası itiraz süreçlerini de yönetirler.
Ayrıca telif haklarında noter tasdiki, e-devlet üzerinden eser bildirimi veya blokzincir tabanlı zaman damgası çözümleri de kullanılabilir. Startup’ın gelişim aşamasına göre marka → telif → patent sırasıyla koruma stratejisi izlenebilir.
7. Sonuç: Fikrin Değeri, Koruma Stratejisiyle Ölçülür
Bir fikrin tek başına değeri yoktur; o fikri hayata geçiren ekip, istikrar ve hukuki güvence vardır. Startuplar için fikri mülkiyet hakları, yalnızca yasal bir zorunluluk değil, aynı zamanda yatırım çekebilmenin, markalaşmanın ve sürdürülebilir büyümenin temelidir. Her fikir icraate dönüşmeyebilir; ancak icraate dönen her fikir, doğru korunursa gerçek bir değere dönüşür.
Bu nedenle girişimcilerin, fikirlerini koruma sürecinde profesyonel destek almaları, marka ve patent vekilleriyle çalışmaları, gizlilik sözleşmelerini ihmal etmemeleri büyük önem taşır.
Unutulmamalıdır ki, fikrin değeri onu koruyabilme beceriniz kadardır.