Malvarlığına karşı işlenen suçlarda kişinin maddi bir değeri korunduğundan, suça konu malın değerinin az veya çok olması yargılama neticesinde verilen cezalara doğrudan etki etmektedir.
Suça konu malın değerinin az olması Türk Ceza Kanunu’nda yer alan hırsızlık, yağma ve zimmet suçlarının nitelikli hâli olarak düzenlenmiş olup, malın değerinin az olması suçun haksızlık içeriğini azaltmakta ve duruma göre cezanın indirilmesini veya cezanın ortadan kaldırılmasını sağlamaktadır.[1]Bu sebeple, malvarlığına karşı işlenen suçlara ilişkin olarak yürütülen yargılamalarda yargılama makamı tarafından suçun konusunu oluşturan malın değerinin tespitinin sağlanması ve yapılan bu tespitten sonra sanık hakkında değer azlığı hükmünün uygulanıp uygulanamayacağının tartışılması oldukça önem arz etmektedir. İşbu hususun yargılama makamı tarafından göz ardı edilmesi halinde, sanığın lehine olabilecek bir durumun araştırılmaması ve değerlendirilmemesi sebebiyle verilen hüküm eksik ve hukuka aykırı olacaktır.
Nitekim Yargıtay vermiş olduğu son kararlar ile malvarlığına karşı işlenen suçlara ilişkin olarak yapılan yargılamalarda suça konu malın değeri tespit edilmeden ve değerin tespitine yönelik herhangi bir araştırma yapılmadan sanık hakkında hüküm kurulmasını hukuka aykırı bulmakta ve işbu hukuka aykırı hükümlerin bozulmasına karar vermektedir. Bu kararlardan bazıları aşağıdaki şekildedir:
Yargıtay 6. Ceza Dairesi tarafından verilen 2022/7325 E., 2023/11734 K. ve 15.06.2023 tarihli kararda;[2] “(…)Dosya kapsamında yağma suçuna konu kelepçeye ilişkin bir değer tespitin bulunmadığı anlaşılmakla, söz konusu kelepçenin değeri tespit edilerek, suça konu eşyanın değerinin düşük olduğunun anlaşılması halinde, sanık hakkında yağmaya teşebbüs suçundan kurulan hükümde değer azlığı nedeniyle 5237 sayılı Kanun’un 150 nci maddesinin ikinci fıkrasının uygulanması gerekip gerekmeyeceğinin karar yerinde tartışılmaması, hukuka aykırı bulunmuştur.(…)”,
Yargıtay 6. Ceza Dairesi tarafından verilen 2023/16248 E., 2023/11078 K. ve 30.05.2023 tarihli kararda;[3] “(…)Suça konu iki adet telefonun değer tespiti yaptırılarak sonucuna göre suçun işleniş şekli ve özellikleri itibariyle ceza vermekten vazgeçilemeyecek ise de yağma konusunu oluşturan malın değerinin az olması nedeniyle, 5237 sayılı Kanun'un 150. maddesi gereğince sanıklara verilen cezadan belirlenecek oranda indirim yapılması gerektiğinin tartışmasız bırakılması hukuka aykırı bulunmuştur.(…)”
Yargıtay 6. Ceza Dairesi tarafından verilen 2021/25357 E., 2023/10713 K. ve 22.05.2023 tarihli kararda;[4] “(…)Sanığın kardeşi olan katılan ...'tan cebir ile 25.00 TL tutarında para ve tişörtünü almış olması, annesi olan katılan ...'dan ise Samsung marka tuşlu cep telefonun alması karşısında; dosya kapsamında katılan ...'a yönelik yağma suçuna konu tişörte ve katılan ...'a yönelik yağma suçuna konu cep telefonuna ilişkin bir değer tespitin bulunmadığı anlaşılmakla, söz konusu tişört ve cep telefonunun değerleri tespit edilerek, suça konu eşyaların değerinin düşük olduğunun anlaşılması halinde, sanık hakkında katılan ...'a karşı yağma suçundan ve katılan ...'a karşı yağma suçundan kurulan hükümlerde ayrı ayrı değer azlığı nedeniyle 5237 sayılı Kanun’un 150 nci maddesinin ikinci fıkrasının uygulanması gerekip gerekmeyeceğinin karar yerinde tartışılmaması, hukuka aykırı bulunmuştur..(…)” denilmiştir.
Kısacası, Yargıtay’ın yerleşik hâle gelen içtihadı uyarınca malvarlığına karşı işlenen suçlara ilişkin yapılan yargılamalarda suça konu malın değerinin araştırılarak tespit edilmesinin ve devamında değer azlığı hükmünün uygulanıp uygulanamayacağının tartışılmasının gerekli olduğu açık bir şekilde ortadadır. Bu sebeple, suça konu malın değerinin tespit edilmesi sanığın lehine olan değer azlığı hükmünün uygulanıp uygulanamayacağının değerlendirilmesi bakımından zaruri olduğu için suça konu mal değeri tespit edilmeden hüküm kurulması hukuka aykırıdır.
(Bu köşe yazısı, Av. Özgür Ökcü tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder)
--------------
[1] Özbek/Doğan/Bacaksız, Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler, 18. Baskı, Ankara, Seçkin, 2023, s. 648.
[2] Yargıtay 6. Ceza Dairesi, 2022/7325 E., 2023/11734 K., 15.06.2023 T.
[3] Yargıtay 6. Ceza Dairesi, 2023/16248 E., 2023/11078 K., 30.05.2023 T.
[4] Yargıtay 6. Ceza Dairesi, 2021/25357 E., 2023/10713 K., 22.05.2023 T.