Giriş

Tarihte trans bireylere yönelik bilinen ilk nefret cinayeti 20 Kasım 1988’de Amerika’da işlenmiştir. Boston kentinde yaşayan trans kadın Rita Hester kendi evinde göğsüne aldığı 20 bıçak darbesiyle vahşice katledilmiştir.[1] 20 Kasım 1999’da Rita Hester’i anmak ve translara yönelik olarak işlenen nefret suçlarına dikkat çekmek amacıyla “Nefret Suçu Mağduru Transları Anma Günü” organize edilmiştir. Bu hareket birçok ülke tarafından destek görmüştür. 2010 yılında 185’ten fazla şehirde 20 Kasım günü nefret suçu mağduru transları anılmış ve işlenen nefret suçlarına dikkat çekilmiştir.[2] Ocak 2008/ Eylül 2017 tarihleri arasında 71 ülkede toplamda 2609 trans cinayeti işlendiği kayda geçirilmiştir.[3] İşlenen nefret cinayetleri incelendiğinde mağdurların büyük çoğunluğunun göçmenlerden ve seks işçilerinden oluştuğu tespit edilmiştir.[4]

Türkiye’de 2018 yılında 4 ve 2019 yılında ise 5 trans cinayeti kayıtlara geçmiştir.[5] Bu bilgiler yalnızca resmi kaydı tutulan raporlardan elde edilmektedir. Türkiye’de LGBTİ+ cinayetleri incelendiğinde mağdurların büyük çoğunluğunun eşcinsel ve trans kadınlardan oluştuğu gözlemlenmektedir.[6]

LGBTİ+ cinayetlerinin işlenmesinin temel nedeni heteronormativitedir. Heteronormativite; heteroseksüelliğin normal ve tek cinsel yönelim olarak görülmesi, toplumsal değerlerin, kuralların ve yaşam biçimlerinin herkes heteroseksüelmiş gibi kabul edilmesidir. İnsanların kadın ve erkek olarak ikiye ayrılmasını; cinsel ilişkilerin/evliliklerin sadece karşı cinsiyetlere sahip kişiler arasında olabileceğini ve her cinsiyetin kendine has rolleri olduğunu iddia eden inançlar, düşünceler, normlar bütünüdür.[7]

Bu çalışmada, LGBTİ+ cinayetleri ve nefret suçu mağdurlarının durumu kısaca değerlendirilmiştir. Birbirine sıklıkla karıştırılan birtakım kavramlar açıklanarak, nefret söyleminin bir önyargı saiki yarattığına ve bunun nefret suçunun bir parçasını oluşturduğuna ilişkin öz bilgilere yer verilmiştir. Ayrıca nefret suçunun nasıl tanımlandığı ve analizinin nasıl yapılması gerektiğine dair kısa bir derleme yapılmaya gayret edilmiştir. Son olarak, Türk Ceza Kanunu’nda yer alan hükümler ile konuya ilişkin emsal olay ve kararlar ilgili başlıklar altında incelenmiştir. 2016 yılında trans kadın Hande Kader’in[8] şiddet gördükten sonra yakılarak katledildiği insanlık onuru ile bağdaşmayan nefret cinayetlerinin sona erdirilmesi için yasal düzenleme yapılması elzemdir.

1. Nefret Söylemi Kavramı

Nefret söyleminin tanımı nefret suçu ile karıştırılmaması bakımından önemlidir. Bu sebeple nefretin ne anlama geldiğinden başlayarak kavramları somutlaştırmak faydalı olacaktır. Nefret TDK tarafından “Bir kimsenin kötülüğünü, mutsuzluğunu istemeye yönelik duygu” ve “Tiksinme, Tiksinti” olarak tanımlanmaktadır. [9] İngilizce “hate/hatred” kelimeleri ile tanımlanmaktadır. Nefret içerisinde bir kimsenin kötülüğünü isteme, şeyleri (nesneleri, canlıları) ortadan kaldırma istemini ve en uç noktasında ise öldürmeyi/yok etmeyi istemeyi barındırmaktadır.[10]

Nefret söylemi (hate speech) tanımı uluslararası belgelerde bağlayıcı olmayan şekilde yapılmaktadır. Nefret söyleminin tanımını ilk kez yapan ve bu yönüyle de önemli kabul edilen belge olan 1997 tarihli Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tarafından yayımlanan R (97) 20 sayılı tavsiye kararında bu tanım “…'nefret söylemi' ifadesi, ırkçı nefreti, yabancı düşmanlığını, antisemitizmi veya azınlıklara, göçmenlere ve göçmen kökenli insanlara yönelik saldırgan milliyetçilik ve etnik merkezcilik, ayrımcılık ve düşmanlıkla ifade edilen hoşgörüsüzlük de dahil olmak üzere hoşgörüsüzlüğe dayalı diğer nefret biçimlerini yayan, tahrik eden, teşvik eden veya haklı gösteren tüm ifade biçimlerini kapsayacak şekilde anlaşılacaktır…” şeklinde gerçekleştirilmiştir.[11]

Uluslararası İnsan Hakları Hukuku’nda nefret söylemi suç olarak kabul edilmekle birlikte nefret söylemini yasaklayan uluslararası belgeler özellikle etnisite üzerinedir. Cinsel yönelim veya cinsiyet nedeniyle yapılan nefret söylemlerini engellemede yeterli belge yaratılamamıştır. Nefret söylemleri toplumu kamu düzenini bozma ve insanlık onurunu zedeleme, halkı kin ve düşmanlığa sürükleme gibi suç teşkil eden fiillere sürükleme sebebiyle ifade hürriyeti kapsamında korunmazlar.[12] Ayrıca nefret söylemi kategorik olarak suç kabul edilmemekle birlikte ceza kanunlarında suç olarak düzenleyen birkaç ülke de mevcuttur.[13] Bu ülke yasalarında ise aslında kişinin önyargı saiki cezalandırılmaktadır.[14]

Ülkemizde yasa koyucunun nefret söylemini suç olarak düzenlememesi sahip olduğu suç siyaseti ile açıklanabilir. Toplumda yaygın olarak kullanılan transfobik ve homofobik söylemler LGBTİ+’lar bakımından nefret söylemi teşkil etmektedir. Transfobik[15] söylemler doğumda atanmış cinsiyetinden dolayı kendisinden beklenen seksüel ve toplumsal rollere uymayarak cinsiyet değiştirenlere karşı; homofobi[16] ise, genel anlamıyla eşcinsellere ilişkin olumsuz duygu, tutum ve davranışlar olarak tanımlanmaktadır.

Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama başlığı kapsamında düzenlenen TCK m. 216/2. fıkrası “…Halkın bir kesimini, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılayan kişi, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır…” ile aslında nefret söylemi düzenlenmektedir. Günümüzde sosyal medya platformları üzerinden LGBTİ+’lara yönelik linç hareketleri bu kapsamda değerlendirilmelidir. Anayasa Mahkemesi, 2014 yılında nefret söylemi ile ilgili önemli kararında, cinsel yönelimi en az ırk, köken, renk kadar ciddi bir temel olarak gördüğünü kabul etmiştir.[17]

2. Nefret Suçu Kavramı

Nefret suçları önyargı saikiyle[18] işlenen suçlardır. Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT)[19] nefret suçunu, önyargı saikli olarak toplum içerisindeki belirli bir gruba yönelik işlenen suç türü olarak tanımlamaktadır. Bir suçun nefret suçu olarak nitelendirilmesi için AGİT iki kriteri kullanmaktadır. Bunlardan ilki nefret suçunun ceza kanununda suç olarak tanımlanmış olmasıdır. İkincisi ise suçun önyargı saikli olarak işlenmiş olmasıdır.[20] Nefret suçları; bir kişiye ya da gruba, ait oldukları kimliği, cinsiyeti, cinsel yönelimi, cinsiyet kimliği gibi nedenlerle, farklı biçimlerde zarar verme amacıyla saldırılması sonucunda oluşan suçlar olarak tanımlanmaktadır.[21] Bu suçlar, mağdurlarını herhangi bir eylemleri nedeniyle, yani gerçekleştirilen bir edim sonucunda değil; gerçek ya da algılanan, cinsel yönelimleri, görünümleri, bir başka söyleyişle “eylemleri değil var oluşları nedeniyle” hedef alırlar.[22]

“…Nefret suçlarının diğer suçlardan en önemli farkı, mağdurların “varoluşlarını” hedeflemesidir. Varoluşun hedeflenmesi, açık veya örtük bir toplumsal arka plana işaret etmektedir. Bu açıdan nefret suçları, önyargıların ve ayrımcılık ideolojilerinin tetiklediği “politik suçlar” olarak da sınıflandırılabilir. Hukuksal bir kategori olması nedeniyle, nefret suçu, ceza adaleti açısından doğrudan yasal mevzuata göre suç oluşturan bir fiil ile bağlantılandırılarak kategorize edilse de nefret söylemi ile nefret suçunun toplumsal dinamikleri benzer, hatta çoğunlukla aynıdır...”[23]

Nefret suçunun oluşmasında iki unsurun bir arada varlığı aranmaktadır. Birincisi, fail tarafından işlenen fiilin ilgili ceza kanunda düzenlenmesidir. Bu suç yaralama, öldürme, tehdit, mala zarar verme, cinsel saldırı, hakaret, hırsızlık, yağma ve benzeri olabilir. İkincisi ise bu suçun mağdurunun ya da mağdurlarının sahip oldukları ayırt edici bir özellik sebebiyle (önyargı saiki) suçun öznesi olmalarıdır.[24]

Önyargı saiki suçun işlendiği anda var olan birtakım göstergeler[25] ile tespit edilebilir. Bunlardan biri mağdurun olayı nasıl algıladığı; diğeri ise failin olay sırasındaki davranışlarıdır. Bunu bir örnek olay ile somutlaştırmak yerinde olacaktır. Failin yolda gördüğü seks işçisi trans bireye “…sizi bu sokakta yaşatmayız (…) ibneler…” minvalindeki sinkaflı sözleri ve akabinde cebinden çıkarttığı çakı ile trans bireye saldırması durumunda failin olay sırasında sarf ettiği sözler davranışına, diğer taraftan muhtemel saldırının hedefi olan trans bireyin çakıyı görmesi meydana gelecek olayı algılamasına örnek teşkil edebilir.

Pek çok olayda failler bir gruba ya da kişiye mesaj verme amacı taşıdıklarından saiklerini açıkça belirtirler. Bunun sebebi ise grubun geri kalanına bir mesaj gönderme niyeti taşımalarıdır.[26] Fail veya failler söz, sembol, jest, yazı vasıtasıyla onları toplumda kabul etmediklerini ve istemediklerini açıkça dile getirirler. Özellikle Onur Yürüyüşleri öncesinde LGBTİ+ bireylere karşı örgütlenen toplulukların yaptıkları katliam çağrıları ve yürüyüş esnasında meydana gelen şiddet olayları verilebilecek en somut örneklerdir.[27]

Nefret suçunun toplumsal etkisini anlamak için “Mağdur Kim?” sorusu sorulmalıdır. Cevabı ise nefret suçlarının hedefinde yalnızca insanların yer almadığıdır. Aynı zamanda kişilerin toplandıkları merkezler ve kullandıkları mallar da sıklıkla zarar görmektedir. Bu kapsamda LGBTİ+ derneklerinin binalarına yapılan saldırılar da nefret suçu işlendiğinin göstergesidir.

Bu suç tipinde failin mağduru tanıyıp tanımaması, aralarında daha önceden bir ilişkinin varlığı gibi kişisel olarak duyduğu nefret hissi aranmamaktadır. Asıl olan failin hedefi ayırt edici karakteristik özellikte bulunan kişi ya da mal grubu ile olan ilişkisidir.[28] Örneğin, seks işçiliği yapan veya sadece trans kadınlara düşmanlık besleyen fail hiç tanımadığı trans kadını bu sebeple öldürebilir. Failin saiki burada kasten öldürme suçunu “nefret suçuna” dönüştürmektedir.

3. Nefret Cinayetlerinin Türk Ceza Kanunu Kapsamında Değerlendirilmesi

Nefret suçunun ve nefret cinayetlerinin tekrarlanmasını önleyebilmek toplumun konu hakkında bilinçlendirilmesi ve ceza kanununda caydırıcı hükümler düzenlenmesi ile mümkün olabilir. Bu doğrultuda 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda yer alan bazı maddeleri nefret suçu perspektifinden tartışmak yerinde olacaktır. Nefret suçu bağlamında tartışılması gereken düzenlemeler[29] Türk Ceza Kanunu’nun 125, 115, 122, 81, 216’ncı maddelerinde yer almaktadır.

Somut olarak nefret suçu olduğu yönündeki tespitin en kolay olduğu suç hakaret suçudur. 5237 s. TCK m. 125/3 (b) bendi gereğince “…Dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı…” hakaret suçu işlenmesi halinde verilecek ceza ağırlaşmaktadır. Düzenleme açıkça önyargı saikinin varlığına işaret etmektedir ve bu nedenle failin cezası ağırlaşmaktadır. Burada nefret söylemi yerine doğrudan nefret suçuna gidilmesinin sebebi suçun kanunda düzenlenmiş ve failin hakaretinde önyargılı bir saik bulunmasa dahi işlenen suçun TCK m. 125/1’den cezalandırılacak olmasıdır.

Bir diğer madde ise TCK m. 115’te düzenlenen İnanç, Düşünce ve Kanaat Hürriyetinin Kullanılmasının Engellenme suçudur. “…Cebir veya tehdit kullanarak, bir kimseyi dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya veya değiştirmeye zorlayan ya da bunları açıklamaya veya değiştirmeye zorlayan ya da bunları açıklamaktan, yaymaktan meneden kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır…”. LGBTİ+ bireylerin cebir veya tehdit altında cinsel yönelimlerini, kimliklerini açıklamak noktasında zorunda bırakılmaları veya gizlemeye zorlanmaları, işten çıkartılma tehdidi altında kaldıkları STK’ların iş yeri araştırma raporlarında yer almaktadır. Bu hallerde TCK m. 115 uygulanmalıdır.

Nefret ve Ayırımcılık kenar başlığını taşıyan (Değişik: 2/3/2014-6529/15 md.) TCK m. 122[30] gereğince dil, ırk, milliyet, renk, cinsiyet, engellilik, siyasi düşünce, felsefi inanç, din veya mezhep farklılığından kaynaklanan nefret nedeniyle; a) Bir kişiye kamuya arz edilmiş olan bir taşınır veya taşınmaz malın satılmasını, devrini veya kiraya verilmesini, b) Bir kişinin kamuya arz edilmiş belli bir hizmetten yararlanmasını, c) Bir kişinin işe alınmasını, d) Bir kişinin olağan bir ekonomik etkinlikte bulunmasını, engelleyen kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

02.03.2014 tarihinde TBMM’de kabul edilen “Temel Hak ve Hürriyetlerin Geliştirilmesi Amacıyla Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapan Kanun Tasarısı” ile Türk Ceza Kanunu’nun “ayrımcılık” başlıklı 122. maddesi değiştirilmiştir. Değişiklik ile mal ve hizmetlere erişim ile ekonomik faaliyetlerin engellenmesine ilişkin olarak nefret suçları tanımlanırken “ayrımcılık yasağı” Türk Ceza Kanunu kapsamından çıkarılmıştır.[31] Bu değişikliklerin temelinde ise “Nefret Suçları Yasa Taslağı” çalışması yatmaktadır. Sivil toplum kuruluşları ve aktivistler tarafından hazırlanan bu taslak AGİT’in öngördüğü koşulları içeren en kapsamlı çalışma olarak kabul edilmektedir.[32]

Nefret Cinayetini değerlendirmek için TCK. m. 81’de düzenlenen kasten öldürme ve devamında düzenlenen nitelikli haller maddesi uygulama alanı bulmaktadır. Somut olaylar ve dava örnekleri incelendiğinde nefret cinayetini önlemeye yönelik bir düzenlemenin olmadığını, cezalandırma safhasında “haksız tahrik” ve “iyi hal” indirimi uygulandığını tespit etmekteyiz. Bu uygulamaların cezanın hafiflemesine sebebiyet verdiğini ve ceza hukukuna temel oluşturan “cezasızlığın önlenmesi” ilkesi ile bağdaşmadığını vurgulamak isterim.

Öncelikle, TCK m.81 “…Bir insanı kasten öldüren kişi, müebbet hapis cezası ile cezalandırılır...” hükmünü düzenlemektedir. LGBTİ+ cinayetlerinde failin önyargı saikinde kasten öldürmenin yanında canavarca hisle veya eziyet çektirerek, öç alma gibi saiklerle maktullerin birden çok kez bıçaklandığı, cinsel organlarının kesildiği vakalar tespit etmek mümkündür.

2013 yılında meydana gelen bir nefret cinayeti Hatay’ın İskenderun ilçesinde homofobik nefret sebebiyle gerçekleşmiştir. Maktulün, kafasına çuval geçirilmiş, elleri kelepçelenmiş ve ayakları bağlanmış halde bulunduğu kaydedilmiştir.[33]

Bir başka vaka ise Trabzon’un Ortahisar ilçesinde gerçekleşmiştir. 40’lı yaşlarındaki trans kadın seks işçisi Tutku Linda’nın ön otopsi raporunda yüzden fazla bıçak darbesiyle öldürüldüğü tespit edilmiştir. Uzmanlar olay yerinde yaptıkları inceleme sonucu transfobik nefret cinayetini işleyen katilin Vedat T. isimli müşteri olduğunu açıklamıştır.[34]

Nitelikli haller kenar başlığını taşıyan TCK m. 82 “…kasten öldürme suçunun; a) Tasarlayarak, b) Canavarca hisle veya eziyet çektirerek, j) Kan gütme saikiyle, k) Töre saikiyle, işlenmesi halinde, kişi ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılır…” hükmünü düzenler. Nefret cinayetleri aslında kasten öldürme suçunun nitelikli hali olarak karşımıza çıkmaktadır.

Töre saiki için örnek vermek gerekirse eşcinsel olması sebebiyle babası ve akrabaları tarafından 2012 yılında öldürülen Roşin Çiçek hatırlatılmalıdır. Roşin Çiçek cinayeti maktulün cinsel yönelimi, faillerin öldürme kastı ve cinayetin işleniş şekli töre saikinin var olduğunun ispatıdır.[35]

LGBTİ+’ların mağduru olduğu nefret cinayetleri üzerine verilen mahkeme kararlarında sıklıkla karşılaştığımız ve failin cezasını hafifleten iki unsur bulunmaktadır. Bunlardan biri haksız tahrik kurumu diğeri ise iyi hal indirimidir. Haksız tahrik, ceza kanunumuzda "Suçu Etkileyen Haller" başlığı altında düzenlenmiştir. Bu durumda hakim sadece işlenen suçu değil, "suçun işlenmesine etki eden nedenleri, failin kişiliğini ve fiilin işleniş biçimini" de göz önünde bulundurarak, cezaya ilişkin takdir hakkını kullanır.[36]

TCK. 29. maddesinde “…Haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suç işleyen kimseye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onsekiz yıldan yirmidört yıla ve müebbet hapis cezası yerine oniki yıldan onsekiz yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hallerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir...” şeklinde düzenleme bulunmaktadır. Bu madde gereğince; öncelikle haksız bir fiilin varlığı, bu fiilin mağduru olan kişinin hiddet ve şiddetli elemin etkisi altındayken bir suç işlediği halde uygulama alanı bulacağı hükme bağlanmıştır. Ancak işlediği nefret cinayeti sebebiyle cezalandırılan faillerin haksız tahrik indirimi ile cezalarının hafifletilmesi TCK’nın Adalet ve Kanun Önünde Eşitlik İlkesi kenar başlığını taşıyan 3. maddesindeki “…(1) Suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur. (2) Ceza Kanununun uygulamasında kişiler arasında ırk, dil, din, mezhep, milliyet, renk, cinsiyet, siyasal veya diğer fikir yahut düşünceleri, felsefi inanç, milli veya sosyal köken, doğum, ekonomik ve diğer toplumsal konumları yönünden ayrım yapılamaz ve hiçbir kimseye ayrıcalık tanınamaz…” hükmü ile bağdaşmamaktadır.

Bu çelişkiyi somut örnekler üzerinden ele almak haksız tahrik indiriminin suçta ve cezada orantılılık ilkesine ters düştüğünü gösterebilmek için önemlidir.

Abdülbaki Koşar davası incelendiğinde maktulün eşcinsel olduğu gerekçesiyle öldürülmesi failin nefret cinayetlerinde aynı gerekçeleri tekrarladığı vakalardan biridir fakat sonuncusu değildir. Fail Serhat B. cinsel ilişki kurmak üzere kendisiyle sözleşerek Koşar’ın evine gitmiş ve Koşar’ı bıçaklayarak öldürmüştür. Fail savunmasının temelini “pasif kalmamı istedi” iddiası üzerine kurmuştur. Maktulün birden çok kez bıçaklanarak öldürüldüğü davada İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki ilk derece yargılaması sırasında, sanık, Koşar’ın kendisine homoseksüel ilişki teklifinde bulunduğunu ifade etmiştir. Mahkeme, sanığın “pasif kalmamı istedi” iddiası ile suçu haksız tahrik altında işlediği kanaatine varmış ve bu nedenle müebbet hapisten 18 yıllık bir hapis cezasına indirim yapmıştır. Bunun yanında, sanığın duruşmalar sırasındaki iyi halinden ötürü, cezasında ilave bir indirime gidilmiş ve 15 yıllık bir cezaya hükmolunmuştur.[37] Haksız tahrik koşullarını göz önünde bulundurduğumuzda; haksız bir fiilden kaynaklı mağduriyet koşulunun fail bakımından oluşmadığını, failin maktul ile kendi iradesi ile ilişki kurmak istediğini ancak daha sonra cinsel ilişki yaşadıkları sırada (şiddetli bir elem veya hiddet etkisi altında değilken) maktulü onlarca kez bıçaklayarak öldürdüğünü tespit etmek mümkündür. Mahkemenin kasten öldürme suçunun nitelikli halde işlendiği bu nefret cinayetinde müebbet hapis cezası yerine 15 yıl hapis cezası vermesi hukuksal dayanaklar ile açıklanamaz.

Bir başka davada, maktulün eşcinsel olması haksız tahrik indirimi için yeterli kabul edilmiştir. İstanbul’da 10 yıllık arkadaşı Doktor Teyfik İlker İzmirlioğlu’nu öldürmekten yargılanan elektrik teknisyeni Savaş T.’nin cezası, cesedin üzerinde “kırmızı tanga” olduğu için haksız tahrik indirimi ile müebbet hapis cezasından 13 yıla indirilmiştir.[38]

Sıklıkla trans bireylerin nefret cinayeti kurbanı olduğu tutulan raporlardan anlaşılmaktadır. İstanbul Başakşehir’de transseksüel N.K.’yi öldürmekten yargılanan Fesih D. Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada söz almış, eşcinsel ve transseksüel cinayetlerinde alışıldık nakaratı tekrar ederek, “kadın sandım evine gittiğimde transseksüel çıktı” iddiası ile kendini savunmuştur. Fesih D.’ye, “kasten öldürme” suçundan müebbet hapis cezası veren mahkeme heyeti, sanığın duruşmadaki iyi halini göz önünde bulundurarak cezayı 25 yıla indirmiştir.[39]

Diğer örnekler incelendiğinde bu davalarda faillerin savunmalarının benzer şekilde temellendirildiği göze çarpmaktadır. Genellikle failin, “eşcinsel ilişki teklif etti; cinsel ilişki kurduk, sonra benim pasif kalmamı istedi; uyuşturucu madde etkisi altındaydım kendimden geçmişim” gibi temelden yoksun ifadeleri esas alınmaktadır. Yargı kararlarında faillerin bu türde kalıplaşmış savunmalar kullanılarak haksız tahrik indirimi ile gerekçesiz bir şekilde ve daha hafif cezalar aldıkları görülmektedir.[40]

Sonuç

Türkiye’nin heteronormatif yapısı ve kanun eliyle bu yapıyı yeniden üretmesi toplum içerisinde yer alan cinsiyeti, cinsiyet kimliğini, cinsel yönelimi farklı olan bireyleri dezavantajlı hale getirmektedir. Toplum tarafından dezavantajlı hale getirilen bireylerin korunması ve yaratılan eşitsiz durumun ortadan kaldırılması ancak Devlet eliyle gerçekleştirilebilir. Öncelikle heteronormatif yapı tamamen yıkılmalı ve yerine insanların yalnızca insan olmaları sebebiyle eşit olarak korundukları bir sistem inşa edilmelidir.

Türkiye'de kadın cinayetleri ve LGBTİ+’ları hedef alan nefret cinayetlerine ilişkin yargı kararları incelendiğinde suç failleri hakkında haksız tahrik ve iyi hal indirimini sıklıkla uyguladığı tespit edilmektedir. Feminist hareketin ve aktivist avukatların yürüttüğü hukuki ve siyasi mücadele ile yargısal süreçlerin ısrarlı takibi sonucunda kadın cinayetlerinde haksız tahrik indirimi uygulamasının azalmasında önemli bir gelişme elde edilmiştir. Ayrıca LGBTİ+ derneklerinin dava takibindeki ısrarlılığı işlenen trans cinayetlerinin aydınlatılmasına katkı da sağlamaktadır.

Her ne kadar çalışmamızda TCK’daki suç tipleri üzerinden nefret söylemi ve nefret suçlarının uygulanabilirliğini değerlendirmişsek de yasadaki bu dağınık düzenlemenin bu tür eylemleri yeterli cezai müeyyide ile karşılamadığı görülmektedir. Bu nedenle nefret cinayetlerini sona erdirmek için Türk Ceza Kanunu’na bağımsız bir nefret suçunu düzenlemesi getirilerek, mevcut suç tipleri özelinde incelediğimiz hususların bu suçun nitelikli halleri olarak belirlenerek TCK’ya eklenmesi gerekmektedir.

Av. Gülbike N. Elverdi Tuna
 

Kaynakça

AÇIKGÖZ, Esra/ ALP, Hakan “Bizde İnsanız Yavrum Ya! Nefret Suçu: Vakalar, Tanıklar”, İletişim Yayınları, İstanbul 2014.

AYTEKİN İNCEOĞLU, Asuman, “Nefret Suçu Kavramı ve Türk Ceza Mevzuatı Açısından Değerlendirilmesi”, Nefret Söylemi ve/veya Nefret Suçları, Ayrıntı Yayınları, İstanbul 2012.

BULUT, İlhan, “Nefret Suçları”, Adalet Yayınevi, Ankara 2014

ERGÜN, Reyda, “Yaşam Hakkı İhlalleri Çerçevesinde Türkiye’de LGBT Bireylere Karşı Ayrımcılıkta Hukukun Oynadığı Rol Üzerine Bir Değerlendirme”, Türkiye’nin İnsan Hakları Gündemi Konferansı, 2013.

GÖREGENLİ, Melek., 2017 yılı Nefret Suçları Raporu-Önsöz.

KARAN, Ulaş, “Nefret Suçlarından Ne Anlıyoruz; Nefret Suçları ve Nefret Söylemi”, Hrant Dink Vakfı, İstanbul 2010.

ÖNER, Mehmet Zülfü, Türk Ceza Hukukunda Ayrımcılık Suçunun Cinsel Yönelimi Koruma Fonksiyonu, TBB Dergisi 2021(152).

Sınar, Hasan, "Türk Hukukunda Nefret Suçlarına İlişkin Yasal Düzenleme Çalışmaları”. Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araştırmaları Dergisi 19 (2013): 1271-1300.

ŞAHİNKAYA, Yalçın., “Uluslararası İnsan Hakları Hukukunda Nefret Söylemi ve Karşılaştırmalı Nefret Suçları, Adalet Yayınevi, Ankara 2016.

https://dergipark.org.tr/en/pub/maruhad/issue/48280/623845

http://www.kaosgldernegi.org/belge.php?id=sozluk

http://www.kaosgldernegi.org/resim/yayin/dl/nefret_sularinin_kovusturulmasi_pratik_kilavuz.pdf

http://www.festuerkei.org/media/pdf/Publikationen%20Archiv/Ortak%20Yay%C4%B1nlar/2012/lgbt_ictihat_kitap_web_dusuk.pdf

http://www.kaosgldernegi.org/resim/yayin/dl/nefret_suclari_raporu_2016.pdf

http://www.kaosgldernegi.org/resim/yayin/dl/nefret_suclari__raporu_2017_web.pdf

http://www.spod.org.tr/SourceFiles/pdf-20181122164414.pdf

http://bianet.org/biamag/bianet/113198-escinsel-iliski-teklif-etmek-haksiz-bir-fiil-midir

http://www.kaosgl.org/sayfa.php?id=15248

http://www.kaosgl.com/sayfa.php?id=13749

http://www.kaosgl.com/sayfa.php?id=13904

http://www.kaosgl.org/sayfa.php?id=27103

http://www.kaosgldernegi.org/yayindetay.php?id=113 *Nefret Suçu Yasaları- Pratik Kılavuzu.

http://www.kaosgldernegi.org/yayindetay.php?id=217 *CİNSEL YÖNELİM VE CİNSİYET KİMLİĞİ TEMELLİ İNSAN HAKLARI İZLEME RAPORU 2013, 2014, 2015, 2016, 2017.

https://webcache.googleusercontent.com/search?q=cache:9C1msSfPif8J:https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/TezGoster%3Fkey%3DCwVIqqBuz1VkysVpueogAWM_zFBLAIRVDNUXmsyQxkJ_MXI9mcJju24roFVc6cy-+&cd=1&hl=en&ct=clnk&gl=tr

---------------

[1] http://themurdersquad.com/episodes/rita-hester-and-the-murders-of-black-transgender-women-in-america/ (Erişim 30.04.2021).

[2]https://tr.wikipedia.org/wiki/Nefret_Su%C3%A7u_Ma%C4%9Fduru_Translar%C4%B1_Anma_G%C3%BCn%C3%BC (Erişim 30.04.2021).

[3] http://www.kaosgl.org/sayfa.php?id=27103 (Erişim 20.12.2020).

[4] http://www.kaosgl.org/sayfa.php?id=27103 (Erişim 20.12.2020).

[5] https://www.youtube.com/watch?v=ZcKGeI_I44E&feature=player_embedded (Erişim 21.12.2020), https://www.ihd.org.tr/turkiyede-nefret-suclari-ve-son-donemde-yasanan-irkci-saldirlar-ozel-raporu/ (Erişim 30.04.2021).

[6] 2019 Yılında Türkiye’de Gerçekleşen Homofobi ve Transfobi Temelli Nefret Suçları Raporu, https://kaosgldernegi.org/images/library/2020nefret-suclari-raporu-2019-kucuk.pdf (Erişim 30.04.2021).

[7] https://eige.europa.eu/thesaurus/terms/1237 , https://fra.europa.eu/sites/default/files/fra_uploads/397-FRA_hdgso_report_part2_en.pdf (Erişim 30.04.2021).

[8] https://www.bbc.com/turkce/haberler-turkiye-37141548 ; https://tr.wikipedia.org/wiki/Hande_Kader_cinayeti (Erişim 30.04.2021).

[9] http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&kelime=NEFRET (Erişim 10.12.2020)

[10] https://www.oxfordlearnersdictionaries.com/definition/english/hate_1 (Erişim 10.12.2020)

[11] Recommendation No. R (97) 20of The Committee Of Ministers To Member States

On "Hate Speech” https://rm.coe.int/CoERMPublicCommonSearchServices/DisplayDCTMContent?documentId=0900001680505d5b (Erişim 10.12.2020)

[12] Yalçın Şahinkaya, Uluslararası İnsan Hakları Hukukunda Nefret Söylemi ve Karşılaştırmalı Nefret Suçları, Adalet Yayınevi, Ankara, 2016, s., 32.

[13] Ulaş Karan, “Nefret Suçlarından Ne Anlıyoruz; Nefret Suçları ve Nefret Söylemi”, Hrant Dink Vakfı, İstanbul, 2010, s., 57.

[14] Asuman Aytekin İnceoğlu, Nefret Suçu Kavramı ve Türk Ceza Mevzuatı Açısından Değerlendirilmesi, Nefret Söylemi ve/veya Nefret Suçları, Ayrıntı Yayınları, İstanbul, 2012, s. 107.

[15] https://lgbti.org/transfobi-nedir/ (Erişim 30.04.2021).

[16] https://lgbti.org/homofobi-nedir/ (Erişim 30.04.2021).

[17] http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2014/07/20140716-9.pdf (Erişim 20.12.2020), *2014 yılında Anayasa Mahkemesi eşcinsellere “sapkın” demenin nefret söylemi olduğunu kabul etmiştir.

[18] Önyargı saiki paylaşılan bir özellik üzerinden tanımlanan bir gruba yöneltilmiş ve nefreti körükleyen söylemleri suç kabul eder. Bu çalışmada cinsiyet ve cinsiyet yönelimi ele alınmaktadır.

[19] Bundan sonra metin içerisinde AGİT kısaltması ile anılacaktır.

[20] http://www.kaosgldernegi.org/resim/yayin/dl/nefret_suclari_raporu_2016.pdf s., 55.

[21] Hasan Sınar, “Türk Hukukunda Nefret Suçlarına İlişkin Yasal Düzenleme Çalışmaları”, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araştırmaları Dergisi 19 (2013): 1271-1300, s., 1272.

[22] http://www.kaosgldernegi.org/resim/yayin/dl/nefret_suclari__raporu_2017_web.pdf (Erişim 20.12.2020).

[23] Melek Göregenli, http://www.kaosgldernegi.org/resim/yayin/dl/nefret_suclari_raporu_2016.pdf (Erişim 20.12.2020).

[24] Aytekin İnceoğlu, s., 104.

[25] Homofobik ve transfobik nefret suçlarının soruşturulması sırasında “önyargı” saiki araştırılmamaktadır.

[26] Nefret Suçu Yasaları, Pratik Kılavuz, s.15. AGİT, 2009. http://www.kaosgldernegi.org/yayindetay.php?id=113 (Erişim 20.12.2020).

[27] https://www.dw.com/tr/onur-haftas%C4%B1-%C5%9Fiddet-g%C3%B6lgesinde-ba%C5%9Fl%C4%B1yor/a-19341968 , https://t24.com.tr/haber/odtu-onur-yuruyusu-davasi-siddet-goren-ogrencilerimiz-yargilaniyor,866049 (Erişim 30.04.2021).

[28] Aytekin İnceoğlu, s., 105.

[29] Aytekin İnceoğlu, s., 116-117.

[30] Anılan maddede ayrımcılığın nefret nedeniyle yapılması durumunda cezai yaptırım öngörmüştür. Ayrıca madde “nefretin” ne olduğu ve nasıl tespit edileceğine dair bir düzenleme içermediği gibi nefret suçlarına ilişkin istatistiki veri toplamaya ilişkin bir düzenleme de mevcut değildir. Bu sebeple AGİT standartlarına uygun değildir.

[31] Mehmet Zülfü Öner, Türk Ceza Hukukunda Ayrımcılık Suçunun Cinsel Yönelimi Koruma Fonksiyonu, TBB Dergisi 2021(152), s., 30.

[32] İlhan Bulut, Nefret Suçları, Adalet Yayınevi, Ankara 2017, s. 177.

[33] http://www.kaosgl.org/sayfa.php?id=15248 (Erişim 15.12.2020).

[34] http://www.kaosgl.org/sayfa.php?id=20122 (Erişim 16.12.2020).

[35] https://tr.wikipedia.org/wiki/T%C3%BCrkiye%27de_nefret_cinayeti_kurban%C4%B1_LGBT%27ler (Erişim 16.12.2020).

[36] Elif Ceylan Özsoy, SiyahPembeÜçgen İzmir Derneği, http://bianet.org/biamag/bianet/113198-escinsel-iliski-teklif-etmek-haksiz-bir-fiil-midir (Erişim 17.12.2020).

[37]http://www.festuerkei.org/media/pdf/Publikationen%20Archiv/Ortak%20Yay%C4%B1nlar/2012/lgbt_ictihat_kitap_web_dusuk.pdf (Erişim 22.12.2020) s.55.

[38] http://www.kaosgl.com/sayfa.php?id=13749 62. Olay (Erişim 16.12.2020).

[39] http://www.kaosgl.com/sayfa.php?id=13904 63. Olay (Erişim 16.12.2020).

[40] Reyda Ergün, “Yaşam Hakkı İhlalleri Çerçevesinde Türkiye’de LGBT Bireylere Karşı Ayrımcılıkta Hukukun Oynadığı Rol Üzerine Bir Değerlendirme”, Türkiye’nin İnsan Hakları Gündemi Konferansı 2013, s., 176.