15/08/2017 tarihinde 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) madde 158’e 5. fıkradan sonra gelmek üzere “ihbar ve şikâyet konusu fiilin suç oluşturmadığının herhangi bir araştırma yapılmasını gerektirmeksizin açıkça anlaşılması veya ihbar ve şikâyetin soyut ve genel nitelikte olması durumunda soruşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilir. Bu durumda şikâyet edilen kişiye şüpheli sıfatı verilemez. Soruşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar, varsa ihbarda bulunana veya şikâyetçiye bildirilir ve bu karara karşı 173 üncü maddedeki usule göre itiraz edilebilir. İtirazın kabulü hâlinde Cumhuriyet başsavcılığı soruşturma işlemlerini başlatır. Bu fıkra uyarınca yapılan işlemler ve verilen kararlar, bunlara mahsus bir sisteme kaydedilir. Bu kayıtlar, ancak Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme tarafından görülebilir” şeklinde 6. fıkra eklenmiştir. Söz konusu 6. fıkra Soruşturma Yapılmasına Yer Olmadığı Kararı (SYOK) ile ilgilidir. Bu fıkra bir anlamda Cumhuriyet savcıları açısından maslahata uygunluk ilkesinin bir uzantısı olarak değerlendirilebilir. Ayrıca fıkra metninde şikâyet ve ihbar edilen kişilere “şüpheli sıfatının verilemeyeceği, bu tür kararlara herkes tarafından ulaşılamayacağı ve sadece hakim ve Cumhuriyet savcısı tarafından görülebilecek şekilde muhafaza edileceği” biçiminde ifadeler lekelenmeme hakkını korumaya yöneliktir. Temelde SYOK, soyut ve genel şikayet veya ihbarların ceza soruşturması açılmadan bertaraf edilmesine olanak sağlamaktadır. Bu, insanların suç isnadıyla gereksiz yere itham edilmesinin önüne geçer. Ayrıca masumiyet karinesi, bireyin hüküm kesinleşinceye kadar suçlu muamelesi görmemesini ifade etmektedir ve SYOK, bu ilkenin korunmasına hizmet eder[1]. SYOK, kişilerin insan onuru ve sosyal itibarını koruma amacını taşımaktadır ve gereksiz ceza soruşturmalarının insanların temel hak ve özgürlüklerine zarar vermesini engellemek amacıyla getirilmiştir. Bu karar, aynı zamanda hukuk sisteminde denetim ve filtreleme mekanizması işlevi görmektedir ve Cumhuriyet savcılarına ihbar veya şikâyetin soruşturma yapmaya değer olup olmadığına hükmetme biçiminde bir nevi ön karar alma şeklinde takdir yetkisi de tanır. Cumhuriyet savcıları, re’sen öğrenme üzerine soruşturma açma yetkisine haiz olmalarına rağmen re’sen öğrenme yoluyla SYOK veremezler. Cumhuriyet Savcıları sadece ihbar veya şikâyet üzerine SYOK verebilir[2]. Bununla birlikte SYOK verilebilecek haller kanunda sınırlı olarak sayılmıştır ve bunun nedeni, “soruşturma mecburiyeti” ilkesinde herhangi bir gevşemeye mahal vermemektir. Özellikle SYOK, mahkemelerin iş yükünü azaltmaya ve adalet sisteminin hızlanmasına hizmet etmektedir. Bununla birlikte SYOK, gereksiz dosyaların soruşturma ve kovuşturma aşamalarına ulaşmasının önüne geçerek Cumhuriyet savcılarının iş yükünü de azaltmaktadır. SYOK, bireyin adli kaydına “şüpheli” olarak yansımadığı için sosyal ve hukuki itibarı üzerinde daha az olumsuz etki bırakmayı ve kişilerin ilerleyen süreçlerde karşılaşabilecekleri hak kayıplarını azaltmayı amaçlamaktadır. Ayrıca bu karar, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS)’nin 8. maddesi (özel hayatın korunması) ve 6. maddesi (adil yargılanma hakkı) ile uyumlu bir düzenlemedir.

SYOK üzerine genel değerlendirmelerden sonra esas konumuz olan Kabahatler Kanunu açısından (Kabahatler Kanunu 23. madde) SYOK’un durumunu ele almamız gerekmektedir.

Kabahat, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu madde 2’de; “kanunun, karşılığında idari yaptırım uygulanmasını öngördüğü haksızlık” şeklinde ifade edilmiştir. Kabahatlerin suç olmaktan çıkması 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’na dayanmaktadır ve bu kanundan sonra kabahat içeren fiiller ayrı bir kanuni düzenleme içinde yer almış ve sonuç olarak idare hukuku kapsamına alınmıştır. Kabahat sayılan fiillere idari işlem niteliğine sahip idari yaptırımlar uygulanmaya başlamıştır. İdari işlemler kısaca Anayasa, kanunlar ve Cumhurbaşkanlığı kararnameleri ile yetkilendirilen idari makamlar yapılabilir. Kural olarak söz konusu işlemler sadece idari makamlar tarafından tesis edilebilmesine rağmen organik anlamda idare dışındaki merciler de idari işlem yapabilmektedir. 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nda idari yaptırımlara karar verme yetkisi esas olarak idari makamlara verilmesine rağmen bazı durumlarda mahkemelere ve Cumhuriyet savcılarına da idari yaptırım kararı verme salahiyeti verilmiştir. Kısaca 5326 sayılı Kabahatler Kanunu madde 23/1’e[3] göre Cumhuriyet savcıları bazı özel kanunlara dayanarak idari makam gibi idari yaptırım kararı vermeye haiz tek yetkili mercidir[4]. 5326 sayılı Kabahatler Kanunu madde 23/2[5]’ye göre ise Cumhuriyet savcıları yaptıkları soruşturmalar sırasında, soruşturma konusu fiilin dışında gerçekleşen başka bir fiilin kabahate neden olduğunu anladıkları anda mevcut durumu, ilgili makamlara bildirebilecekleri gibi doğrudan da idari yaptırım kararı verme yetkisine haizdiler. 5326 sayılı Kabahatler Kanunu madde 23/3[6]’e göre ise soruşturma sonunda fiilin suç oluşturmamasına rağmen kabahate meydan vermesi durumunda Cumhuriyet savcıları idari yaptırım kararı verirler[7]. Fakat söz konusu olasılıklar (Kabahatler Kanunu 23/1 hariç) açılmış bir soruşturma durumunda veya başlatılan soruşturma kapsamında olabilir. CMK 158/6. madde ise, SYOK’un hangi durumlarda verileceğini düzenlenmiştir. Burada suç unsuru taşımayan fiiller için soruşturma yapılmayacağı ifade edilmektedir. O zaman bu halde idari yaptırım kararlarını yetkili idari makamlar verebilir. Cumhuriyet savcısı ihbar veya şikayetin kabahat oluşturduğunu anladığı taktirde söz konusu fiil suç olmadığından SYOK verilmesi ve ayrıca kabahat nedeniyle idari yaptırım kararı vermemesi gerektiği düşünülmektedir. Çünkü Kabahatler Kanunu’nda Cumhuriyet savcısının kabahat nedeniyle yaptırım uygulama yetkisi, sadece açılmış bir soruşturma sırasında söz konusu fiilin kabahat oluşturduğunun ya da başlatılan soruşturma kapsamında kabahatin anlaşılmasıyla sınırlıdır (Kabahatler Kanunu madde 23/2-3). Fakat Cumhuriyet savcısının, kanun tarafından açıkça ilgili kabahatten dolayı idari yaptırım kararı vermeye yetkili kılınması halinde söz konusu fiilden dolayı idari yaptırım kararını uygular (Kabahatler Kanunu madde 23/1). Cumhuriyet Savcısı Kabahatler Kanunu madde 23/2-3’e göre açılmış olmayan bir soruşturma durumunda kabahat ile ilgili idari yaptırım kararı veremeyeceği düşünülmektedir ama bu konuda Cumhuriyet savcısının kabahatle ilgili bildirim yapma yetkisi olup olmadığı açık değildir. Açık olmamasının nedenlerinden biri Kabahatler Kanunu’ndaki madde 23’ün düzenlemesinin CMK madde 158/6’den önce olmasıdır. Ayrıca Cumhuriyet savcılarına soruşturma esnasında kabahat ile alakalı bildirim yapma yetkisi verdiğinden kabahatlerin yaptırımsız kalmasının istenmediği açıktır. Bununla birlikte bildirim yapma yükümlülüğünün muhakemeye yönelik olduğu düşünüldüğünden madde 23 baz alınarak kıyas yapılabileceği ve sonuç olarak Cumhuriyet savcılarının kabahat fiillini yetkili makama bildirmeleri gerektiği düşünülmektedir[8].  

Fatih Ulaşan

Doç. Dr. Fatih ULAŞAN

Cumhuriyet Savcısı

---------------

[1] Üzülmez, İlhan. “Türk Hukukunda Suçsuzluk Karinesi ve Sonuçları”. TBB Dergisi, Sayı 58, 2005, s. 43

[2] Yerdelen, Erdal. “SYOK Uygulamasında Sorunlar ve Çözüm Önerileri”. ASBÜ Hukuk Fakültesi Dergisi 5, no. 1 (2023): 1-36, s.4

[3] Kabahatler Kanunu’nun madde 23/1: “Cumhuriyet savcısı, kanunda açıkça hüküm bulunan hallerde bir kabahat dolayısıyla idarî yaptırım kararı vermeye yetkilidir”.

[4] 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 17. maddesinin son fıkrası örnek gösterilebilir.

[5] Kabahatler Kanunu’nun madde 23/2: “Bir suç dolayısıyla başlatılan soruşturma kapsamında bir kabahatin işlendiğini öğrenmesi halinde Cumhuriyet savcısı durumu ilgili kamu kurum ve kuruluşuna bildirebileceği gibi, kendisi de idarî yaptırım kararı verebilir”.

[6] Kabahatler Kanunu’nun madde 23/3: “Soruşturma konusu fiilin kabahat oluşturduğunun anlaşılması halinde Cumhuriyet savcısı bu nedenle idarî yaptırım kararı verir. Ancak, bunun için ilgili kamu kurum ve kuruluşu tarafından idarî yaptırım kararı verilmemiş olması gerekir”.

[7] Gündüz, Hakan ve Fatma Ebru Gündüz. “Kabahatler Kanunu’na Göre Cumhuriyet Savcısı ve Mahkemenin İdari Yaptırım Kararı Verme Yetkisi. Adalet Dergisi, sy. 68 (Haziran 2022): 111-31, s.112, 116-117

[8] Akbulut, Berrin. “Soruşturma Yapılmasına Yer Olmadığı Kararı (CMK m. 158/6)” (2022) 10(1) Ceza Hukuku ve Kriminoloji Dergisi, 153. s. 170-171