Ortalık fiş kaynıyor;
 
Bizdendir, bize uzaktır, olumlu, olumsuz, inançlı, sosyal demokrat, zararsız, zararlı, Mhp’li, Chp’li, BBP’li, F tipi, C tipi, farklı görüşten, kadroya alınmasın vs….!
 
Var mı bu alçaklığı savunacak biri!
 
Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nde çalışan engelli bir memuru bile “engelli, üretkenliği gözden geçirilmeli” diye fişleyenlerin “alçak”tan başka bir vasfı var mı sizce?
 
Bunlar 2004 yılına ait değil sadece 3 ay öncesine ait fişlemeler!
 
“Fişlemeler suçtur, ahlaksızlıktır, çirkindir” diyen özgül ağırlıklı Bülent Arınç ne diyecek doğrusu merak bile etmiyorum! Başbakan ve şürekâsı ne diyecek onu zaten merak etmiyorum!
 
Daha dün “Bizim PKK ile masaya oturduğumuzu iddia ediyorsanız bunu ispatlamakla siz mükellefsiniz, eğer bu iddianızı ispatlayamazsanız müfterisiniz, bunlarla(PKK) 4 kez bir araya oturduğumuzu söyleme şerefsizliği yapanlar, bu alçakça iftirada bulunanlar, bunun hesabını verecekler. Biz bu güne kadar hiçbir zaman terör örgütü ile masaya oturmadık hiçbir zaman da oturmayacağız” diyenlerin bugün çok rahat bir şekilde “biz biliyorsunuz kimsenin adım atamadığı, tereddüde düştüğü, İmralı olsun Oslo olsun, biz çok açık net bu adımları da attık. Mit Başkanı Emre Bey zamanından beri başlattık görüşmeleri, sonra Hakan bey geldi Hakan beyle de aynı şekilde devam ettik” itirafları ile kendi kendilerini yalanlayanların ne diyeceği artık kimseyi ilgilendirmiyor.
 
Tek bir şartla; tüm bu olanlardan sonra alçağın kim olduğu konusunda net bir açıklama yapmanız gerekiyor, belki o zaman söyleyecekleriniz tekrar ilgi çekmeye başlayabilir!
 
Gelelim özgül ağırlıklı adama, Bülent Arınç’a! Kendisi ne diyordu aynı günlerde; “terör örgütüyle pazarlık yapılmış diyorlar, bunu kim söylüyor, dağdaki eşkıya, kim için söylüyor, biz devletle anlaştık o yüzden ateşkes ilan ettik diyor. Şimdi eşkıyanın sözüne bakacaksın da 35 yıldır Turgutlu’da kardeşlerimizin tanıdığı Bülent Arınç’ın sözüne bakmayacaksın bu vicdanlara sığmaz. Biz teröristle, örgütle pazarlık yapacak kadar namussuz ve ahlaksızlardan değiliz”
 
Havada uçuşan alçaklar, namussuzlar yere inmeyi bekliyor! 
 
Aynı durum fişlemeler için de geçerli!
 
Kim bu alçaklar?
 
3 ay öncesine kadar(ve belki halen) insanları fişlemeye ve bu fişlere göre insanları devlet kadrolarına alıp almamaya karar vermişsiniz! Bunu kim söylüyor, Mit, MGK ve en son ortaya çıkan Milli Eğitim imzalı belgeler!
 
Şimdi size sesleniyorum sevgili tevilci Arınç, “AK parti fişleme yaptı demek insafsızlıktır” sözünüze mi inanalım yoksa gayet muntazam ve titiz bir çalışmanın ürünü olan imzalı ikrarlı fişleme belgelerine mi?
 
Lütfen havada uçuşan alçakları yere indirelim artık, herkes ait olduğu yere dönsün!
 
Hani fişlemek suçtu, hani çirkindi, hani siz de fişlenmiştiniz, hani damdan düşmüştünüz, hani siz de mağdurdunuz?! Ne oldu, bu fişler nereden çıktı?
 
Bunların hesabını vermek dururken tevil etme gayretinin sebebi nedir?
 
Bunlar suç değilse 28 Şubattaki fişçilerin kabahati nedir?
 
Bir tank yürütmediğiniz kaldı?
 
Böyle giderse onu da bekliyoruz!
 
Şimdilik TOMA’ları yürütüyorsunuz, TOMA’lar yetmezse TANK’ları yürütmenizi bekliyoruz!
 
Sizin yaptığınız darbenin bir hesabı olmayacak mı sanıyorsunuz?
 
Öyle sanıyorsanız fena halde yanılıyorsunuz!
 
Herkes yaptığının hesabını verecek bu ülkede, siz de vereceksiniz!
 
“Yolsuzluk musluklarını kestik” dediniz şimdi yasa çıkartıp Sayıştay’ın sizi denetlemesinin önüne geçtiniz! Neden?
 
Muslukları kesip kendinize bağladığınızdan ötürü olabilir mi?
 
Siz böyle bir şey yaparsanız insanların aklına başka ne gelir?
 
Öyle değilse o halde cevap verin; Sayıştay’ın sizi denetlemesine neden yasa çıkartıp engel oluyorsunuz?
 
Hani yetimin malını yedirmeyecektiniz?
 
Sayıştay’ın denetimine engel olursanız bunu nasıl yapacaksınız?
 
Tüm bu soruların, tevile de razıyız, neden bir cevabı yok?
 
Ağzınızı açsanız milli şef döneminden, 28 Şubattan 27 Nisandan bahsediyorsunuz, peki hiç düşündünüz mü siz nasıl anılacaksınız?
 
Resminizi Menderes’in yanına Özal’ın kenarına koyarak kimsenin gözünü boyamaya çalışmayın!
 
Yaptığınız fişlemeler ile, mali denetimden kaçmaya çalışmanız ile, mahkemelere talimat vermeniz ile, hakimlerle koordineli olarak sahte isimlerle vatandaşları dinlemeniz ile, “PKK ile masaya oturdular” diyenlere “alçaklar namussuzlar, iddianızı ispatlayın” dedikten sonra “evet görüşüyoruz oturuyoruz” diyerek iddiaların ispatını kendiniz yapmanız ile herkes ne olduğunuzu gördü!
 
Menderes alçak bir darbe ile devrildi, Özal öldürüldü, ama siz hesap vereceksiniz!

“Tuz yüklü eşeğin hazin sonu”nu hatırlamanızda fayda var; Tuz yüklü bir eşek çaydan geçerken, ayağı kayıp suya yuvarlanmış ve bütün tuz suda erimiş. Eşek kalkıp da yükün hafifliğini görünce ayağının kaydığına çok sevinmiş. Ertesi gün sahibi, eşeğe bu defa sünger yüklemiş. Eşek, yükün suda hafiflediğini öğrendi ya! Çaya varır varmaz kendine atıvermiş suya. Süngerler suyu çektikçe şişmiş ve iyice ağırlaşmış, o kadar ki eşek bir türlü ayağa kalkamamış ve boğulup gitmiş.

Siyasetin ayağını kaydıran ve yükünü ortadan kaldıran darbeler dönemi kapandı, devir artık hesap verme devri!
 
Unutmayın, siz “beraber yürüdük biz bu yollarda” şarkılarını söylemeye devam ederken, millet “kimlerle yürüyor bunlar bu yollarda” diye söylenmeye başladı artık…
 
Sırtınızda bu defa tuz değil sünger var..!

(Bu köşe yazısı, sayın Av. Zafer KAZAN tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)