GİRİŞ

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 82. maddesinde kasten öldürme suçunun nitelikli halleri düzenlenmiştir. Bu nitelikli hallerden biri de çalışmamızın konusu olan “canavarca hisle kasten öldürme”dir. 765 sayılı TCK’de “canavarca bir his zevki ile” ifadesiyle yer alan bu düzenleme, uzun süredir kasten öldürmenin daha ağır cezayı gerektiren bir hali olarak kabul edilmektedir. Güncel ceza kanunumuzda bu fiilin yaptırımı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıdır.

Madde gerekçesinde şu açıklama yapılmıştır:
“Kişinin acıma hissi olmaksızın bir başkasını öldürmesi hâlinde canavarca hisle öldürme söz konusudur. Canavarca hisle öldürmenin özelliği, öldürmenin vahşi bir yöntemle gerçekleştirilmesidir. Kişinin yakılarak, uyurken kulağının içine kızgın yağ dökülerek ya da vücudu parçalanarak öldürülmesi buna örnek olarak gösterilebilir.”

Bu makalede doktrindeki ayrıntılı tartışmalara girmek yerine, uygulamada meslektaşların faydalanabilmesi amacıyla canavarca hisle öldürmenin hukuki niteliği, şartları ve eziyet çektirerek öldürmeden farkı; Yargıtay kararları çerçevesinde incelenecektir.

CANAVARCA HİS KAVRAMI

Türk Dil Kurumuna göre “canavar”, “acımasız, kötü ruhlu, zalim (kimse)” anlamına gelmektedir. Kanunda “canavarca his” ifadesinin kullanılma amacı, failin mağdura karşı işlediği öldürme fiilinin ahlaki kötülüğünü ve yoğunluğunu vurgulamaktır. Ne var ki, canavarca his kavramı Kanun’da ve gerekçesinde tanımlanmamıştır.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na göre canavarca his, “faildeki ahlaki kötülüğün yoğunluğu ve insani duygulardan yoksunluk” demektir. Bu durum, toplumun ortak vicdanının asla onaylamayacağı, alçakça bir güdü ya da içtepi olarak tanımlanmaktadır. (1)

Bu bağlamda, failin öldürme fiilini işlerken özel bir saikle hareket etmesi gerekir. Örneğin; bir kimseyi sırf öldürmek için öldürmek, ölenin acı çekmesinden zevk almak veya silahı denemek amacıyla öldürmek gibi sadistçe güdüler canavarca hisle öldürmeye örnek teşkil eder.

Bu örneklerin tümü failin manevi dünyasıyla ilgilidir. Canavarca hisle öldürmenin tespiti bakımından Yargıtay da suçun işleniş biçiminden ziyade failin kastına odaklanmaktadır. Fiilin işlenişindeki gaddarlık, mağdurda meydana gelen yara sayısı ya da kullanılan vahşi yöntemler, özel saik kanıtlanmadıkça tek başına canavarca hisle öldürmenin varlığına yeterli değildir.

CANAVARCA HİSLE ÖLDÜRME İLE EZİYET ÇEKTİREREK ÖLDÜRME ARASINDAKİ AYRIM

Canavarca hisle öldürme ile eziyet çektirerek öldürme arasındaki temel fark, failin kastının ve eyleminin yöneldiği noktadır.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu, “Eziyet çektirerek öldürme suçun işleniş şekli olduğu halde, canavarca hisle öldürme failin sübjektif durumu ile ilgilidir.” demektedir. (2) Yani canavarca hisle öldürmede failin saiki ön plandadır. Amaç, öldürmekten zevk almaktır. Burada eylemin nasıl işlendiğinden çok, neden işlendiği önem taşır.

Örneğin, Yargıtay 1. Ceza Dairesi bir kararında, bu nitelikli halin “bir saik suçu” olduğunu, bu nedenle maktulden kaynaklanan bir haksız fiil mevcutsa (haksız tahrik varsa) canavarca hisle öldürmeden söz edilemeyeceğini belirtmiştir. (3)

Eziyet çektirerek öldürmede ise suçun işleniş şekli ön plandadır. Fail, öldürme kastının yanı sıra ayrıca mağdura işkence veya eziyet çektirme kastıyla hareket eder. Yargı kararlarında bu durum, “ölümü meydana getirmek için zorunlu olmayan ve ölüme öncelik eden vahşi hareketler” olarak tanımlanmaktadır. (4) Bu nitelikli halde ise haksız tahrik uygulanması mümkündür.

Örnek: Yargıtay 1. Ceza Dairesi, sanığın maktulü yaralayarak öldürmesi eylemini “eziyet çektirerek öldürme” değil, sanığın saiki itibariyle canavarca hisle öldürme kapsamında değerlendirmiştir.(5) Başka bir kararında ise sanığın mağduru defalarca darp edip kör bıçakla boğazını kesmeye çalışması, acı çektirmeye yönelik özel kastı gösterdiği için eylem “eziyet çektirerek öldürme” olarak nitelendirilmiştir. (6)

YARGI KARARLARINDA ESAS ALINAN DELİLLER VE ÖLÇÜTLER

Yargıtay, canavarca hisle öldürme kastının varlığı için yüksek bir ispat standardı aramaktadır. Failin iç dünyasına ilişkin bu nitelikli hal, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delillerle kanıtlanmalıdır.

- Failin davranışları ve beyanları: Failin olay öncesi, sırası ve sonrasındaki tutum ve sözleri önemlidir. Örneğin, Yargıtay’ın bir kararında sanığın olaydan önce “Allah’ım bana bir kurban gönder, babamın intikamını alayım” ve olaydan sonra “Ben bir Egeli öldürdüm, ceset var, götürüp gömeyim” şeklindeki ifadesi, sırf öldürmek amacıyla hareket ettiğini gösteren bir delil olarak kabul edilmiştir. (7)

- Eylemin nedensizliği: Fail ile maktul arasında husumet olmaması ve eylemin görünürde hiçbir neden olmadan işlenmesi, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre canavarca hissin varlığına işarettir. Bir olayda sanığın tanımadığı maktule alkollüyken çarptıktan sonra ona sebepsiz yere bıçakla saldırması, “canavarca his sevkinden başka bir neden bulunmadığı” gerekçesiyle bu kapsamda değerlendirilmiştir. (8) Ancak, başka bir kararın karşı oyunda, “nedenin bilinmemesi”nin tek başına canavarca his sayılamayacağı savunulmuş; bunun failin akıl sağlığıyla ilgili bir sorun olabileceği belirtilmiştir. (9)

- Yara sayısı ve vahşetin tek başına yetersizliği: Yargıtay, maktulde çok sayıda yara bulunması veya eylemin vahşice işlenmesi tek başına canavarca hissin sübutuna kanıt olmadığını özellikle vurgulamaktadır. Çünkü canavarca his failin kastıyla ilgilidir. Nitekim fail sırf öldürmek için öldürmeye yönelmişse, tek bir bıçak darbesiyle dahi bu nitelikli hal gerçekleşebilir.

SONUÇ

Canavarca hisle öldürme, kasten öldürmenin en ağır cezayı gerektiren nitelikli halleri arasında yer almaktadır. Failin acıma duygusundan yoksunluğu, öldürmekten haz alma saiki ve toplumsal vicdanın asla kabul etmeyeceği bir güdüyle hareket etmesi bu hali oluşturur.

Uygulamada Yargıtay, bu nitelikli halin sübutu için failin kastına işaret eden güçlü deliller aramakta; sırf vahşi yöntemlerin veya yara sayısının yeterli olmayacağını vurgulamaktadır. Bu yaklaşım, hem failin psikolojisini esas almakta hem de keyfi yorumların önüne geçmektedir.

Bununla birlikte, canavarca his kavramı sınırları tam olarak çizilmiş bir kavram değildir. Bazı kararlar arasında ölçüt farklılıkları bulunduğu için, uygulayıcıların Yargıtay’ın içtihat çizgisini dikkatle izlemesi gerekir. Özellikle haksız tahrik ve nedensizlik gibi durumlarda verilen kararlar, kavramın sınırlarını belirlemede önem taşır.

Sonuç olarak, canavarca hisle öldürmede ölçüt, failin sübjektif kastıdır. Yöntem yalnızca bu kastın dışa yansıması olarak dikkate alınmalıdır. Meslektaşlar bakımından pratik kriter şudur: Eğer failin öldürme kastı yanında, öldürmekten zevk alma veya salt öldürmüş olmak için öldürme saiki somut delillerle ortaya konabiliyorsa bu nitelikli hal uygulanır. Aksi hâlde, sırf vahşet görüntüsü nedeniyle canavarca hisle hareket edildiğinden bahisle hüküm kurulması hukuka aykırı olacaktır.

DİPNOT (KARAR KÜNYELERİ)

1- Yargıtay Ceza Genel Kurulu, E. 2015/334 K. 2016/317 T. 20.09.2016

2- Yargıtay Ceza Genel Kurulu, E. 2015/334 K. 2016/317 T. 20.09.2016

3- Yargıtay 1. Ceza Dairesi, E. 2023/4953 K. 2025/146 T. 08.01.2025

4- Yargıtay 1. Ceza Dairesi, E. 2023/3200 K. 2023/5297 T. 14.09.2023

5- Yargıtay 1. Ceza Dairesi, E. 2013/3041 K. 2013/5969 T. 06.11.2013

6- Yargıtay 1. Ceza Dairesi, E. 2023/3200 K. 2023/5297 T. 14.09.2023

7- Yargıtay 1. Ceza Dairesi, E. 2019/3513 K. 2019/5634 T. 18.12.2019

8- Yargıtay 1. Ceza Dairesi, E. 2022/7210 K. 2022/9427 T. 29.11.2022

9- Yargıtay 1. Ceza Dairesi, E. 2023/4157 K. 2024/923 T. 13.02.2024