Kanun yararına bozma, Olağanüstü bir kanun yoludur ve öğretide; "olağanüstü temyiz" ismiyle de anılmaktadır.
"Kanun yararına bozma" yasa yolu ile ilgili koşullar ve sonuçları 1412 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 343. Maddesinde hüküm altına alınmıştı.
01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun "kanun yararına bozma" başlıklı 309 ve 310. maddelerinde de eski yasada yer alan benzer hükümlere yer verilmiştir.
Kanun yararına bozma yasa yolu, İstinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen hüküm ve kararlardaki hukuka aykırılıkların giderilmesi amacıyla öngörülmüştür. Bu yasa yolu ile toplum ve kişiler bakımından hukuk yararına giderilmesi ve uygulama birliğine ulaşılması hedeflenmiştir. Bunu sağlamak amacıyla olağanüstü bir denetim muhakemesi yolu olarak kanun yararına bozma yasa yolu kabul edilmiştir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309. maddesi gereğince, hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümler aleyhine kanun yararına bozma yoluna gidilebilir. Burada maddî hukuka veya yargılama hukukuna dair hukuka aykırılık hallerinin bulunması gerekir. Bu şekildeki hükümlere karşı Adalet Bakanlığı o karar veya hükmün Yargıtay'ca bozulması talebini, yasal nedenlerini de belirtmek şartıyla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına bildirmesi gerekmektedir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı hüküm veya kararın bozulması talebini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazıp Yargıtay ilgili ceza dairesine vermesi gerekmektedir.
Bu nedenlerin yerinde görülmesi durumunda karar veya hüküm kanun yararına bozulacaktır. Bu talebin yerinde görülmemesi durumunda talebin reddedilmesi gerekecektir.
Kanun yararına bozma yasa yolu, ülke genelinde uygulama birliğini sağlamak ve farklı uygulamalar nedeniyle oluşabilecek muhtemel hak kayıplarını önlemek amacıyla kabul edilmiştir.
Olağanüstü bir kanun yolu olan kanun yararına bozma, karardaki hukuka aykırılıkların Yargıtay'ca hiçbir yargılama yapılmaksızın, istisnai olarak ilk derece mahkemesi tarafından yeniden yargılama yapılarak ortadan kaldırılmasını hedeflemektedir.
Yukarıda da belirtildiği üzere, bu şekildeki bir uygulama, ülke çapında uygulama birliğini temin edebilecektir. Bundan başka, hâkim ve mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıkların, toplum ve kişiler bakımından hukuk yararına giderilmesi söz konusu olacaktır.[1]
Kanun Yararına Bozma talepleri üzerine dosyaların UYAP üzerinden eksiksiz ve zamanında Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne gönderilmesi gerekmektedir.[2]
Mevcut açıklamalarımızı şu şekilde özetleyebiliriz:
1) Kanun yararına bozma yasa yolu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309 ve 310. maddelerinde hüküm altına alınmıştır.
2) Hâkim veya mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlere karsı kanun yararına bozma yasa yoluna gidilebilir.
3) Kanun yararına bozma yasa yolu olağanüstü bir kanun yoludur.
4) Kanun yararına bozma yasa yolu ile kanunların eşit biçimde uygulanması hedeflenmiştir.
5) Kanun yararına bozma yasa yolu ile Bölge Adliye Mahkemesi ve Yargıtay denetiminden geçmeden kesinleşen kararlardaki hukuka aykırılıkların giderilmesi amaçlanmıştır.
6) Kanun yararına bozma yasa yolu ile Yargıtay'ın içtihat birliğini oluşturmak görevini yerine getirmesi hedeflenmektedir.
7) 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309 ve 310 uncu maddelerinde düzenlenen ve 1 numaralı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkındaki Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 41/1-c maddesi gereğince Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü tarafından yerine getirilmektedir.
Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne gönderilecek olan dosyalarda dikkat edilmesi gereken hususlar şunlardır:[3]
1) Kanun yararına bozma yoluna gidilmesi gereken karar veya hüküm kesinleşmiş olmalıdır.
2) Karar ve hükümlerde kanun yolu, süresi, sürenin başlangıç zamanı, mercii ve başvuru şeklinin doğru ve tam olarak gösterilip gösterilmediği incelenmelidir.
3) Karar veya hükmün 7201 sayılı Tebligat Kanununun ilgili maddelerine göre taraflara usulüne uygun şekilde tebliğ edilerek kesinleşip kesinleşmediği belirlenmelidir. 7201 sayılı Tebligat Kanununun 21 ve 35. maddeleri gereğince yapılan tebligatta bu maddelerde aranan şartlara uyulup uyulmadığı kontrol edilmelidir.
4) Kesin nitelikteki hükümlerin ancak kesinlik sınırını aşacak nitelikte yaptırım içermek koşuluyla suç vasfına yönelik istinaf/temyiz üzerine, bu hususla sınırlı biçimde istinaf/temyiz incelemesine konu olabilecekleri dikkate alınmalı ve kanun yollarına başvurma hakkı olanlara usulen tebliğ edilmelidir.[4]
5) Yapılan tebligatlar usul ve yasaya uygun değilse: Bu durumda kanun yararına bozma yolunun olağanüstü ve istisnaî bir kanun yolu olduğu dikkate alınmalıdır. Bu durumda hâkim ve mahkeme kararlarında hukuka aykırılık bulunması halinde öncelikle, olağan kanun yolları olan itiraz, istinaf ve temyiz kanun yollarına başvurulması gerekir.
6) Hükümlünün cezasının kaldırılması veya daha hafif bir cezanın verilmesini gerektiren hâller: 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 310. maddesinde, kanun yararına bozma yoluna başvurma yetkisi, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309/4-d maddesindeki hükümlünün cezasının kaldırılması veya daha hafif bir cezanın verilmesini gerektiren hâllerde, görev gereği Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı tarafından da kullanılabilmektedir. Bu nedenle başvuru yapan kişilerin 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309/4-d maddesi kapsamındaki Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yönelik bu taleplerinin merciince değerlendirilmek üzere Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nü aracı kılmaksızın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına göndermesi gerekmektedir.
7) İlgili dosyanın gönderilmesi zorunluluğu: Kanun yararına bozma yoluna başvuran ilgilinin dilekçesi anlaşılabilir durumda olmalıdır. İlgilinin talebi tam olarak anlaşılamıyorsa, dilekçe sahibinin beyanına başvurulmalıdır. Özellikle kanun yararına bozma yoluna gidilen kararın ait olduğu mahkeme adı ve numarası tespit edilmeli ve ilgili dosya gönderilmelidir.
8) Dosyadaki eksikliklerin giderilmesi ve dizi pusulasının tanzimi: Kanun yararına bozma talebine konu kararı kapsayan dosyadaki eksiklikler giderilmelidir. Örneğin; nüfus kaydı, adli sicil kaydı, tebligat parçaları ve benzeri evraklar dosyanın içinde olmalıdır. Dosyadaki eksiklikler giderildikten sonra dosya içerisindeki evrak kronolojik olarak sıralanmalı ve dosya dizi pusulasına bağlanmalıdır. Daha sonra UYAP üzerinden ve ayrıca dosya aslı fiziki olarak da gönderilmelidir.
9) Görüş yazısının dosyada ve UYAP sisteminde bulunması zorunluluğu: Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından “Hukuka aykırılık hâlinin bulunup bulunmadığına ilişkin” olarak düzenlenecek gerekçeli görüş dosyasına eklenmeli ve UYAP sistemini de kaydedilmelidir. Bu husus zorunludur. Bu nedenle Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından düzenlenen fezlekenin hem fiziki hem de UYAP sisteminde bulunup bulunmadığı hususuna dikkat edilmelidir.
10) Cezaların infazı aşamasında hükümlüler tarafından verilen kanun yararına bozma talebini içeren dilekçelerin, yargılamaya konu mahkûmiyet kararına ilişkin olması: Bu durumda, dilekçenin ilgili mahkemenin bulunduğu yer Cumhuriyet başsavcılığına iletilmesi gerekir. İletilen o yer savcılığı, ilgili talep hakkında fezleke hazırlamalı ve dosyası ile birlikte Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’ne göndermelidir.
11) Cezaların infazı aşamasında hükümlüler tarafından verilen kanun yararına bozma talebini içeren dilekçelerdeki hukuka aykırılık iddiasının infaza ilişkin olması: Bu gibi hallerde infaz yeri Cumhuriyet Başsavcılığınca gerekçeli görüşe ilişkin görüş yazısı (fezleke) düzenlenmelidir.
12) Kanun yararına bozma talebinin infaza yönelik bir karara ( örneğin; mahsup, koşullu salıverme, denetimli serbestlik, infazın ertelenmesi, disiplin cezası gibi) ilişkin olması: Bu durumda yargılama dosyası gönderilmemelidir. Bu durumda hükümlüye ait infaz dosyası gönderilmelidir. Bu dosyaya hükümlünün infaz etmekte olduğu cezasına ilişkin tüm kararların da eklenmesi gerekir. Bu eksiklikler giderildikten sonra dosyanın gönderilmesi gerekmektedir.
13) Kanun yararına bozma talebinin infaza yönelik işler, tutuklu işler, iddianamenin iadesi, itiraz, yetki ve görev uyuşmazlığına ilişkin bir karar veya hüküm olması: Bu durumda UYAP sisteminde bulunan “Dosyanın Aciliyet Durumları” sekmesi işaretlenmeli ve ilgiliye ait fiziki dosya acil bir şekilde gönderilmelidir.
14) Dosya aslının gönderilmesi zorunluluğu; Kanun yararına bozma talebi ile ilgili inceleme yapılabilmesi açısından dosya aslının gönderilmesi gerekir. Şayet diğer sanıklar yönünden veya aynı sanığın diğer suçları bakımından istinaf veya temyiz edilmesi sebebiyle gönderilememesi durumları varsa, bu husus açıklanmalı ve ilgili dosya UYAP sistemi üzerinden tamamı temin edilmelidir. Bu dosyalar da temin edildikten sonra onaylanmalı ve onaylanan bu dosyaların bir örneği gönderilmelidir.
15) Kanun yararına bozma yoluna başvurulan dosyalar eksiklikler sebebiyle gönderilemiyorsa: Bu durumda iki ayda bir tekide mahal bırakmaksızın bilgi verilmelidir.
16) Kanun yararına bozma yoluna başvurulan dosyalar istinaf veya temyiz incelemesinde bulunması nedeniyle gönderilemiyorsa: Bu durumda dört ayda bir tekide mahal bırakmaksızın bilgi verilmelidir.
17) Dosyaların gönderilme şekli: Dosyalar UYAP üzerinden ‘Ceza İşleri Genel Müdürlüğü Kanun Yararına Bozma Bürosu’ seçildikten sonra, bir üst yazı ekinde Ağır Ceza Cumhuriyet Başsavcılığı bakanlık muhabere bürosu aracılığıyla gönderilmelidir.[5]
18) 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309 ve 310. maddeleri uyarınca hâkim veya mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlere karşı kanun yararına bozma yoluna başvurulabilecektir. Bu durum dikkate alınmalıdır.
19) İstinaf denetiminden geçmis karar veya hükümler ile bölge adliye mahkemesi tarafından verilen kararlara karsı kanun yararına bozma yoluna gidilememesi: Bu şekildeki dilekçelerin ilgili Cumhuriyet Başsavcılığınca değerlendirilmeli ve mahallinde sonuçlandırılmalıdır.
20) İstinaf kararında hukuka aykırılık olduğu iddiası ile talepte bulunulması halinde: Bu durumda 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 308/A maddesi gereğince bu talebin itiraz mahiyetinde olduğu değerlendirilmeli ve dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesi gerekir.
21) Yargıtay tarafından onanarak kesinleşmiş karar veya hükümler ile Yargıtay onama kararına karsı kanun yararına bozma yoluna gidilemez: Bu durumdaki dilekçeler, ilgili Cumhuriyet başsavcılığınca değerlendirilmeli ve mahallinde sonuçlandırılmalıdır.
22) Yargıtay onama kararında hukuka aykırılık olduğu iddiası ile talepte bulunulması hali: Bu durumda 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 308. maddesi uyarınca bu talebin itiraz mahiyetinde olduğu değerlendirilmeli ve dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmelidir.
23) İçeriği ve talep konusu açık olmayan dilekçeler: Dilekçede kanun yararına bozma yoluna gidildiği hususu açık bir şekilde belirtilmelidir. İlgilisi tarafından açıkça kanun yararına bozma talep edilmeyen dilekçelerin verilmesi halinde, dilekçe sahibinin hangi hususu talep ettiği açıklattırılmalı ve bu talep doğrultusunda mahallinde gerekli işlemler yerine getirilmelidir.
24) Kesinleşmemiş karar veya hükümlere karsı kanun yararına bozma dilekçeleri verilmesi: Bu durumda dilekçe ve dosya Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’ne gönderilmemelidir. Öncelikle bu durumda kararın kesinleştirilmesi işlemlerinin yapılması amacıyla dilekçe ve dosyanın mahkemesine gönderilmesi gerekmektedir.
25) Kanun yararına bozma talebinin infaza yönelik bir karara ilişkin olması: Bu durumda, bu karar itiraz üzerine kesinleşmiş olsa dahi kazanılmış hakka konu olamayacaktır. Bu nedenle bu durumda hukuka aykırılığın giderilmesi için mahkemesinden her zaman yeni bir karar istenebilecektir. Öncelikle bu işlemlerin yerine getirilip getirilmediği tespit edilmelidir.
26) Maddi hata ve yazım hatası bulunması hali: İsim, yaş ve hesap hataları gibi, ‘maddi hata’ veya ‘yazım hatası’ olarak tanımlanan hataların bizzat bu hatayı yapan merci tarafından, kendiliğinden düzeltilebileceği dikkate alınmalıdır. Burada öncelikle mahkemesinden bir talepte bulunulmalıdır.[6]
(Bu köşe yazısı, sayın Dr. Suat ÇALIŞKAN tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)
--------------
[1] YCGK, E: 2014/32, K: 2015/285, T: 29.09.2015.
[2] Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün, 19120602-5-010-06-02-015-2006-E.2021/99882 sayılı, ‘Kanun Yararına Bozma Taleplerinde Uyulması Gereken Usul Ve Esaslar’ konulu, 31/12/2019 tarihli yazısı.
[3] Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün, 19120602-5-010-06-02-015-2006-E.2021/99882 sayılı, ‘Kanun Yararına Bozma Taleplerinde Uyulması Gereken Usul Ve Esaslar’ konulu, 31/12/2019 tarihli yazısı.
[4] YCGK’nun 10/03/2009 tarihli ve 2009/2-43 esas, 2009/56 sayılı kararı.
[5] 02/02/2015 tarihli ve 29255 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Resmî Yazışmalarda Uygulanacak Esas ve Usuller Hakkında Yönetmelik ve 06/08/2015 tarihli ve 29437 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Bölge Adliye ve Adlî Yargı Ilk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik hükümlerine uygun olarak gönderilmelidir.
[6] Bu türdeki hatalar olağan bir dikkat ve özenin gösterilmesi halinde gerçekleşmeyecek olan hatalardır.