ÖZET

Göç olgusu, yalnızca nüfus hareketliliğinin değil; aynı zamanda insanlık onurunun, temel hakların ve devletlerin sorumluluklarının sınandığı toplumsal bir gerçekliktir. Modern ulus devletlerin göç politikaları, yalnızca güvenlik ya da demografik yapı ile sınırlı değildir. Bu politikalar; hukuk, vicdan ve insan hakları açısından da şekillenmektedir. Bu açıdan hukuki olarak istisna kabul edilen bazı mekanizmalar, esasen insan onurunu ve hayatını korumaya yönelik en önemli araçlardan birine dönüşebilmektedir. Bu çalışmanın odağını oluşturan insani ikamet izni, istisnai olarak hukuki bir zeminde oluşma imkânı bulmuştur. 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun 46’ncı maddesinde düzenlenen ve istisnai olarak uygulanan bu izin türü, insani durumların idari kararlar ile alınmasını mümkün kılan, resen tesis edilebilen uygulamalardan biridir. Türkiye Cumhuriyeti’nin göç politikalarına ilişkin hem teorik hem de pratik açıdan uygulama olan insani ikamet izni, belirsizlik içinde bulunan bireyler için hayati bir geçiş alanı sunmaktadır. Bu çalışmada insani ikamet izninin yasal temelleri, verilme sebepleri, iptali ve reddi gibi durumların yanı sıra bu açıdan tesis edilen kararlara yönelik başvurulabilecek yasal yollar ele alınacaktır. Bu kapsamda; insani ikamet izni, mevzuatın uygulamadaki yansımaları ile karar alma süreçlerinde karşılaşılan sorunların analiz edilmesi suretiyle irdelenecektir. (Kanun'un amaç ve sistematiğinin uygulama ile çelişkisine, mevcut durumun ise ülkemizdeki göç krizini derinleştirdiğine ilişkin açıklamalar, son kısımda yer almaktadır.)

ABSTRACT

Migration is not only a matter of population movement but also a social reality in which human dignity, fundamental rights, and the responsibilities of nation-states are critically tested. The migration policies of modern nation-states are no longer limited to issues of security or demographic structure; they are increasingly shaped by legal, moral, and human rights considerations. Within this framework, certain mechanisms that are legally considered exceptional may, in fact, become essential tools for protecting human life and dignity. One such mechanism, which constitutes the focus of this study, is the Humanitarian Residence Permit. Regulated under Article 46 of the Law on Foreigners and International Protection No. 6458, this type of permit is an exceptional administrative tool that may be granted ex officio in humanitarian circumstances. As a unique legal institution within Turkey’s migration framework, the Humanitarian Residence Permit offers a vital transitional space for individuals caught in legal or factual uncertainty. This study examines the legal grounds for granting humanitarian residence permits, the specific conditions for issuance, and the procedures for cancellation or rejection. Furthermore, the research explores the legal remedies available against such administrative decisions. The analysis addresses both the implementation of the legal framework and the practical challenges encountered in the decision-making process. The study aims to contribute to the legal literature by evaluating the function of humanitarian residence permits as a human-rights-based administrative safeguard within Turkey’s migration policy.

GİRİŞ

Ulus devlet egemenliğinin sınırı ile temel insan haklarının kesişim noktasında şekillenen göç hukuku, özellikle zorunlu göç hareketlerinin yoğunlaştığı coğrafyalarda hukuki ve sosyolojik birçok sonuç doğurmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti, jeopolitik konumu itibarıyla savaş, iç çatışma ve olağanüstü şartlar nedeniyle ülkesini terk etmek zorunda kalan bireylerin barınma ve sığınma taleplerine sıklıkla muhatap olmaktadır. Bu dramatik hareketlilik karşısında devletler, egemenlik haklarını koruma refleksiyle insani sorumlulukları arasında hassas bir denge kurmak zorundadır. Tam da bu noktada, klasik göç kontrolü araçlarının ötesine geçen, esnek, insan odaklı ve korumacı mekanizmalara duyulan ihtiyaç; kendini göstermektedir. İnsani ikamet izni, işte bu boşluğu doldurmayı hedefleyen, hukuk sistemimizdeki en önemli araçlardan biri olarak karşımıza çıkmaktadır. 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu kapsamında düzenlenen insani ikamet izni; mülteci, şartlı mülteci veya ikincil koruma statüleriyle bağdaşmayan ancak kişinin ülkesine geri gönderilmesinin de hukukî, ahlaki veya fiilî nedenlerle mümkün ya da makul olmadığı durumlarda devreye giren, olağanüstü nitelikli bir ikamet türüdür. Bu izin türü; uluslararası koruma ilkeleri, geri göndermeme yasağı, insan haklarının korunması ve kamu düzeninin sağlanması gibi çok yönlü amaçları bünyesinde barındırır. Her ne kadar başvuru ve değerlendirme süreci idarenin takdirine dayansa da hukuk devleti ilkesi gereği bu sürece ilişkin kararların nesnel, denetlenebilir ve temel haklara uygun olması zorunludur. Bu çerçevede, insani ikamet iznine ilişkin idari işlemlerin yargı denetimine tabi olması, bireyin hak arama özgürlüğü açısından vazgeçilmezdir. Ne var ki, uygulamada bu kararların idari nitelikte olması, dava açma süreleri, istinaf ve temyiz yollarının kullanılabilirliği ve yürütmenin durdurulması gibi hususlarda ciddi tereddütler ve çelişkiler doğurmakta hem idare hukukunun ilkeleri hem de yabancıların haklarının korunması bakımından tartışmalı bir alan yaratmaktadır. Bu bağlamda, insani ikamet izni kararlarının hukuki niteliği, bu kararlara karşı kullanılabilecek başvuru yolları ve yargı mercilerinin bu işlemlere yaklaşımı, kapsamlı bir şekilde ele alınmayı gerektirmektedir. Bu çalışmada insani ikamet izninin tarihsel ve normatif zemini, uluslararası hukukla olan ilişkisi ve Türkiye’deki iç hukuki düzenlemeler ışığında çok boyutlu olarak analiz edilmek suretiyle uygulamaya ilişkin sorunlar ortaya konularak çözüm önerilerine yer verilecektir.

BağlantıBağlantı1. Yabancılara Verilen İkamet İzinlerine Genel Bir Bakış

Yabancı kavramı, Kanun’da[1] tanımlanmıştır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne vatandaşlık bağı bulunmayan kişi, yabancıdır. Bu kapsamda, Türkiye’ye giriş yapan yabancıların kural olarak vize alması gerekmektedir. Yabancılara en fazla 90 gün süre ile vize[2] verilebilir. Türkiye’de 90 günden fazla süre ile kalmak isteyen yabancıların ikamet izni alması zorunludur. Bu açıdan yasal mevzuat, esas olarak Kanun ve Yönetmelik’ten[3] oluşmaktadır. İkamet izinlerine ilişkin yeknesak ve güncel bir yasal düzenlemenin yapılması, özellikle 2010’lu yıllardan itibaren meydana gelen uluslararası göç dalgası neticesinde ülkemizin jeopolitik konumu itibarıyla Asya ve Avrupa arasında bir köprü olmasından kaynaklanmaktadır. Nitekim 2010 yılı sonunda Tunus’ta başlayan, müteakiben Libya, Mısır ve Suriye gibi komşu ülkelere sıçrayan ve Arap Baharı olarak isimlendirilen toplumsal hareket sonucu yaşanan gelişmeler; hiç şüphe yoktur ki Türkiye Cumhuriyeti’ni de ekonomik, sosyolojik, toplumsal ve daha birçok açıdan etkilemiş ve etkilemeye devam etmektedir.[4] Sonuç olarak 2013 yılında yürürlüğe giren Kanun ve 2016 yılında yürürlüğe giren Yönetmelik ile birlikte; birtakım tedbirlerin alındığı anlaşılmaktadır. (Ancak kanunun amacı ve sistematiği ile uygulamanın taban tabana çelişki ve tutarsızlık içerdiği açıktır.)

1.1. İkamet İzni Çeşitleri

İkamet İzinleri, Kanun’un 30’uncu maddesinde açıkça sayıldığı üzere: “kısa dönem ikamet izni, aile ikamet izni, öğrenci ikamet izni, uzun dönem ikamet izni, insani ikamet izni ve insan ticareti mağduru ikamet izninden oluşmaktadır. Kanun’da yabancıların özellikleri ve kalış amaçlarına yönelik sistematik bir düzenleme yapılmak suretiyle her ikamet iznine ilişkin özel başvuru şartları bulunmaktadır. Çalışmamızın esas konusunu oluşturan insani ikamet izni, istisnai bir niteliğe haiz olmakla beraber muhatap yabancı nezdinde Kanun’da yer alan diğer ikamet izinlerinin yasal koşullarının oluşmamasına rağmen verilebilmektedir.

BağlantıBağlantı2. İnsani İkamet İzni

İnsani ikamet izni, Kanun’un 46’ncı maddesinde ve Yönetmeliğin 44’üncü maddesinde düzenlenmiştir. Kanun’da açıkça belirtildiği üzere, diğer ikamet izinlerinin verilmesindeki şartlar aranmadan ve Bakanlıkça belirlenen sürelerle sınırlı olarak Genel Müdürlüğün onayı ile verilebilmektedir. Kanun’un amir hükmünden açıkça anlaşılacağı üzere; insani ikamet izni, istisnai bir ikamet izni türü olmakla beraber muhatabı açısından diğer ikamet izni türlerinin yasal şartları bünyesinde mevcut olmayan kişilere yönelik olarak ve esasen insani sebepler gözetilerek verilebilir. Kanaatimizce, insani ikamet izninin istisnai ikamet izni olarak adlandırılmasında bir zaruret bulunmamaktadır. İnsani ikamet izni, Yönetmelik’te belirtildiği üzere iznin verilmesini zorunlu kılan şartlar ortadan kalktığında Valiliklerce iptal edilir veya uzatılmaz. İstisnai olmasından bahisle, bu iznin verilmesine dayanak teşkil eden şartlar resen değerlendirilir; bu izin ile geçirilen süreler Kanun’da öngörülen ikamet izin sürelerinin toplamında hesaba katılmaz. Her ne kadar bu izne sahip olanlar, ileride şartlarını taşıdıkları diğer ikamet izinlerine daha sonradan başvurabilseler de Uzun Dönem İkamet İzni’ne başvuramazlar. Nitekim insani ikamet izni, özünde geçiciliği ve istisnai niteliğe haizdir. Geçici olarak verilen bu izin açısından söz konusu durum sona erdiği zaman ikamet izni iptal edilir veya uzatılmaz. İnsani ikamet izninin aksine Uzun Dönem İkamet İzni sahibi yabancılara ise Süresiz İkamet İzni[5] verilir.

2.1. İnsani İkamet İzni’nin İstisnai Niteliği

Yabancılara uygulanacak olan her türlü işleme esas kaynak olan Kanun ve Yönetmelik açısından insani ikamet izni; geçici, istisnai ve sınırlı olarak nitelendirilmiştir. Nitekim 2010 yılında başlayan Arap Baharı’ndan sonra hızla artan göç sebebiyle yasal olmayan yollarla ülkemize gelen milyonlarca insanın Kanun’da sayılan diğer ikamet izinlerinin şartlarına sahip olmasalar dahi ülkemizde yasal olarak geçici, istisnai ve sınırlı bir şekilde yasal olarak kalmalarına insani ikamet izni temel dayanak teşkil etmektedir.[6] İnsani ikamet iznine istisnai nitelik kazandıran esas, yalnızca Kanun’da sayılan tahdidi hallerde verilmesinden muhatap yabancı nezdinde Kanun’da yer alan diğer ikamet izinlerinin yasal koşullarının oluşmamasına rağmen verilebilmesinden kaynaklanmaktadır.[7]

2.2. İnsani İkamet İzni Vermeye Yetkili Makamlar

İnsani ikamet izni, Kanun’da açıkça izah edildiği üzere; diğer ikamet izinlerinin verilmesindeki şartlar aranmadan, Bakanlıkça belirlenen sürelerle sınırlı olmak kaydıyla ve Genel Müdürlüğün onayı alınarak valiliklerce verilebilir, uzatılabilir. Ayrıca Bakanlığın onayı alınmak kaydıyla, iznin verilmesini zorunlu kılan şartlar ortadan kalktığında valiliklerce iptal edilir ve uzatılmaz. Yine Yönetmelik’te izah edildiği üzere valilik; insani ikamet izinlerinin süresi içinde, bu izinlerin verilmesine dayanak teşkil eden şartların ortadan kalkıp kalkmadığına ilişkin resen değerlendirme yaparak Bakanlığa bilgi verir. Ayrıca insani ikamet izni, Bakanlığın onayı alınmak kaydıyla, iznin verilmesini zorunlu kılan şartlar ortadan kalktığında valiliklerce iptal edilir veya uzatılmaz.

BağlantıBağlantıBağlantı2.3. İnsani İkamet İzni Verilebilecek Haller

İnsani ikamet izni, yalnızca Kanun’da tahdidi olarak sayılan hallerde verilebilir. Bu haller: “çocuğun yüksek yararı, yabancıların Türkiye’den çıkış yapamaması, yabancılar hakkında verilenen sınırdışı kararının uygulanamaması, yabancılar haklarında verilen sınırdışı kararlarına ilişkin yargı yoluna başvurulması, yabancılar hakkında verilen uluslararası koruma kararlarına ilişkin yargı yoluna başvurulması, yabancılar hakkında verilen uluslararası koruma başvurusunun geri çekilmesi veya geri çekilmiş sayılması kararlarına ilişkin yargı yoluna başvurulması, uluslararası başvuru sahibinin ilk iltica ülkesi veya güvenli üçüncü ülkeye geri gönderilmesi işlemlerinin devam süreci, Türkiye’ye giriş yapmasına ve kalmasına izin verilen yabancıların durumu, Türkiye’ye girişi ve Türkiye’de kalmasına izin verilmesi gereken yabancılar ve son olarak olağanüstü durumlar” dan oluşmaktadır.

2.3.1. Çocuğun Yüksek Yararı

İnsani ikamet izni, Kanun’da açıkça belirtildiği üzere çocuğun yüksek yararı söz konusu olduğunda verilebilir. Kanun koyucu, esasen Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’den bahisle mezkûr hükmü amir kılmıştır.[8] Söz konusu sözleşmede çocuğun yüksek yararı esas alınmış, daha erken yaşta reşit olmak gibi durumlar hariç olmak üzere her insan 18 yaşına kadar çocuk sayılmıştır.[9] Ancak her insanın 18 yaşına kadar çocuk olmasından bahisle salt olarak bu durumun çocuğun yüksek yararının esas alınmasına esas teşkil olabileceğinin kabul edilmesi mümkün değildir. Örneğin ailesinin bakımına muhtaç 3 yaşında bir çocuk ile 17 yaşındaki bir çocuğun ihtiyaçları farklıdır. Çocuğun üstün yararı ilkesinin her somut olay nezdinde çocuğun iradesi, yaşı ve ihtiyaçları (örneğin, muhtaçlık derecesi) göz ardı edilmeden uygulanması gerektiğine dair bkz: Ufuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Editör: Nezahat DEMİRAY ISSN: 2147-8864 Cilt: 1, Sayı:2 | Aralık 2013 Makalenin Yayınlandığı Sayfa: 117-137, Çocuğun Yüksek Yararı Bağlamında Çocuğun İradesi, Özge YÜCEL, Erişim Tarihi: 01 Kasım 2025, Erişim Linki: https://jurix.com.tr/article/4273. Nitekim bu durumun her somut olay nezdinde araştırılarak tespit edilmesi önem arz etmektedir. Bu açıdan çocuğun üstün yararı ilkesinin temelinde çocuğun hak ve menfaatlerinin üçüncü kişilerin hak ve menfaatleri arasında ortaya çıkabilecek normatif çatışmaların, orantılı ve bilimsel temelli bir denge içerisinde çözülmek suretiyle çocuğun korunması kapsamında uygulanması gerekmektedir.[10] İstanbul BİM 9’uncu İdari Dava Dairesi’nin 2019/1380 Esas, 2020/38 Karar ve 08 Ocak 2020 tarihli ilamında[11]: “ Tacikistan uyruklu davacının, 2015 yılında Türkiye’ye giriş yapmasından sonra yasal olarak Türkiye’de kalma süresini ihlal etmek suretiyle vize süresini yaklaşık 3,5 yıl aştığı, bu açıdan söz konusu kişi hakkında sınırdışı etme ve idari gözetim kararı alındığı, yine davacının vize ihlali yaptığı sabit ise de insani ikamet alabilme şartları arasında "vize ihlali yapmama" şartının bulunmadığı, davacının 29 Aralık 2017 tarihinde doğan küçük çocuğunun yüksek yararı söz konusu olduğundan ve hakkında sınır dışı etme kararı alındığı halde Türkiye'den çıkışı yaptırılamadığı, bu kapsamda eşi adına tesis edilen insani ikamet izni talebinin reddine dair işlem kesinleşen yargı kararıyla iptal edildiğinden ve eşinin bakıma muhtaç ve yürüyemeyecek bir durumda olup Türkiye'den ayrılması mümkün olmadığından; davacının insani ikamet izin talebinin reddine yönelik dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığına…” karar verilmiştir. Mezkur karardan da açıkça anlaşılacağı üzere; İstanbul BİM, davacı nezdinde araştırma ve inceleme yapmak suretiyle davacının salt olarak vize ihlali yapmış olmasının davacıya sınırdışı kararı verilmesinde esas alınamayacağını, yine davacının yenidoğan çocuğun ailesinin bakımına muhtaç olacağından bahisle çocuğun yüksek yararının maddi şartlarının somut olay açısından oluştuğunu kabul etmekle birlikte, vakıanın bir bütün olarak değerlendirilmesi neticesinde davacı hakkında verilen sınırdışı kararının hukuka aykırı olduğuna hükmetmiştir. Sonuç olarak çocuğun yüksek yararı ilkesi, her somut olay nezdinde ayrıca ve özel olarak değerlendirilmeli, vakıaya ilişkin her türlü delil bütün olarak ele alınmak suretiyle hüküm verilmelidir. Yine çocuğun üstün yararı ilkesinin uygulanmasında, hâkimin çocuğun psikolojik durumunu, gelişimini ve muhtaçlık derecesini değerlendirebilecek bilgi ve deneyime sahip olması, bu açıdan her somut olay nezdinde gerekli araştırma ve incelemelerin yapılması gerekmektedir.[12] Nitekim, Türkiye’de bulunan tüm çocuklara vatandaş ve yabancı ayrımı yapılmaksızın Sözleşme hükümlerinin uygulanacağı aşikardır Burada önem arz eden mesele, çocuğun refakatli veya refakatsiz olmasından kaynaklanmaktadır. Refakatli Çocuk, ÇKK ve Kanun bağlamında; 18 yaşından küçük ve ebeveynlerinden en az biri veya yasal temsilcisiyle birlikte bulunan çocuk olarak tanımlanır. Yine Kanun’da Refakatsiz Çocuk kavramı da tanımlanmış ve refakatsiz çocuklara Çocuk Koruma Kanunları hükümlerinin uygulanacağı hususu kanun hükmü ile amir kılınmıştır.[13] Temel olarak refakatli çocuklar ve aileleri için insani ikamet izni verilebilse de refakatsiz çocuklara yönelik ise özel olarak Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı aracılığı ile korunma ve gerekli tedbirlerin sağlanması mümkündür; refakatsiz çocuklara kural olarak insani ikamet izni uygulanmaz, ÇKK hükümleri uygulanır.[14] Refakatli çocuklar için insani ikamet izni verilmesi, aile birliği ve mevcut sosyal düzeni muhafaza etme[15] amacıyla uygulanırken refakatsiz çocuklara yönelik olmak üzere devlet; ÇKK, Sözleşme ve ÇHKİASOK uyarınca gerekli tedbirleri alır. Sonuç olarak çocuğun yüksek yararı sebebiyle refakatli çocuğun ailesine insani ikamet izni verilmesinde esas amaç, çocuğun öncelikle kendi aile ortamında korunmasını sağlamaya yönelik danışmanlık, eğitim, bakım, sağlık ve barınma konularında alınacak tedbirlerin insani ikamet izni erilmesinde esas dayanak teşkil etmesinden kaynaklanmaktadır. Bu açıdan ÇKK hükümleri kapsamında çocuğun yüksek yararı sebebiyle insani ikamet izni verilmesi Kanun ve Yönetmelik başta olmak üzere kanun koyucunun sistematiğine uygundur.

2.3.2. Yabancıların Türkiye’den Çıkış Yapamaması

Kanun’da belirtildiği üzere; haklarında sınır dışı etme veya Türkiye’ye giriş yasağı kararı alındığı hâlde, Türkiye’den çıkışları yaptırılamayan ya da Türkiye’den ayrılmaları makul veya mümkün görülmeyen yabancılara insani ikamet izni verilebilir. Kanun lafzi olarak incelendiğinde iki durumun varlığı anlaşılmaktadır. Evvela haklarında Türkiye’ye giriş yasağı kararı alınmasına rağmen Türkiye’den çıkışları yaptırılamayan ya da ayrılmaları makul olmayan yabancılar. Diğer durum ise haklarında Türkiye’den sınır dışı edilmelerine ilişkin karar verilmesine rağmen Türkiye’den çıkışları yaptırılamayan ya da ayrılmaları makul olmayan yabancılar. Bu kapsamda; Türkiye’den çıkış yapamadıklarından bahisle insani ikamet iznine başvuran yabancıların söz konusu durumlarını kanıtlayacak somut delillere sahip olmamaları durumunda yaptıkları başvurularının reddedildiğine[16] ilişkin kararlar mevcuttur. Kanun koyucu, bu durumda olan yabancıların insani ikamet izni taleplerinin kabul edilmesini somut olarak gerekçelendirilmesine[17] bağlı kılmıştır. Nitekim insani ikamet izninin geçici, istisnai ve sınırlı olması özellikleri bir bütün olarak ele alındığında, Kanun ile uygulamanın tutarlı olduğu anlaşılmaktadır.

2.3.3. Yabancılar Hakkında Verilenen Sınırdışı Kararının Uygulanamaması

Kanun’un 55’inci maddesinde tahdidi olarak sayıldığı üzere: “Sınırdışı edileceği ülkede ölüm cezasına, işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya muameleye maruz kalacağı konusunda ciddi emare bulunanlar, ciddi sağlık sorunları, yaş ve hamilelik durumu nedeniyle seyahat etmesi riskli görülenler, hayati tehlike arz eden hastalıkları için tedavisi devam etmekte iken sınır dışı edileceği ülkede tedavi imkânı bulunmayanlar, mağdur destek sürecinden yararlanmakta olan insan ticareti mağdurları, tedavileri tamamlanıncaya kadar, psikolojik, fiziksel veya cinsel şiddet mağdurları” hakkında verilen sınırdışı etme kararları uygulanamaz. Burada önem arz eden mesele, geri gönderme yasağı (non-refoulement) ilkesinin temel bir insan hakkı olarak uluslararası hukukta[18] düzenlenmesinden kaynaklanmaktadır. Bu açıdan Türkiye’nin taraf olduğu Uluslararası Anlaşmalardan[19] doğan birtakım yükümlülükleri bulunmaktadır. Nitekim bu kapsamda tesis edilen kararlar[20] [21] [22] mevcuttur.

2.3.4. Yabancılar Hakkında Verilen Sınırdışı Kararlarına İlişkin Yargı Yoluna Başvurulması

Yabancılar hakkında verilen sınırdışı kararları, Kanun’un 53’üncü maddesinde düzenlenmiştir. Bu kapsamda; kamu düzeni, kamu güvenliği, kamu sağlığı veya ulusal güvenliği tehdit eden yabancılar hakkında sınırdışı kararı alınabilir. Sınırdışı kararı, GİGM tarafından verilir ve yabancıya, yasal temsilcisine veya avukatına tebliğ edildiği andan itibaren yürürlüğe girer. Ancak bu kararlar idari işlem niteliğinde olduğundan, hukuka aykırılık iddiasıyla yargı yoluna başvurulabilir. Yargı yolu, idari yargı sistemine tabidir ve Anayasa'nın 125’inci maddesi ile İYUK hükümleri uygulanır. Bu kapsamda söz konusu kararın yabancı, yasal temsilcisi veya avukatına tebliğ edilmesinden itibaren 7 gün içerisinde muhatap yabancı; idare mahkemesine başvurarak mezkûr kararın iptalini talep edebilmektedir. Talepler, mahkemece 15 gün içinde kesin olarak sonuçlandırılır.

2.3.5. Yabancıların Uluslararası Koruma Başvurularının Kabul Edilemez Niteliğine İlişkin Yargı Yoluna Başvurulması

Uluslararası Koruma başvuruları, bazı hallerde Kanun’un 72’nci maddesinde düzenlendiği üzere kabul edilemez niteliktedir. Bu haller: “1-a: başvurunun tekrar başvuru olması ve yeni delil veya durum olmaması, 1-b,c: başvurunun üçüncü güvenli ülkeye veya ilk sığınma ülkesi üzerinden yapılması, 1-d: başvurunun temelsiz olması, yani zulüm riski veya ciddi zarar ihtimalinin olmaması ve son olarak 1-e: başvurunun kötü niyetli olmasıdır.” Bu açıdan kabul edilemez niteliğe haiz başvurular, genellikle Kanun’un 79’uncu maddesinde yer alan hızlandırılmış prosedürler ile değerlendirilir. Kanun sistematiğinde, bu tarz durumlarda süratli bir şekilde gerekli tedbirleri almak maksadıyla hızlandırılmış prosedür ile değerlendirilme yapılmasını uygun görülmüştür. Nitekim hızlandırılmış prosedüre tabi kararlara yönelik yargı yolu da özel bir prosedüre tabidir ve yine hızlı inceleme gerektirir. Yine aynı saik ile mahkeme kararları kesindir.[23] Ayrıca alınan kararların “Geri Gönderme Yasağı” kapsamında uygun bir şekilde alınmış olması gerekmektedir.[24] Söz konusu kararın yabancı, yasal temsilcisi veya avukatına tebliğ edilmesinden itibaren yabancı; 15 gün içerisinde idare mahkemesine başvurarak mezkûr kararın iptalini talep edebilmektedir. Talepler, mahkemece 7 gün içinde kesin olarak sonuçlandırılır. Her ne kadar bu kapsamda tesis edilen mahkeme kararları kesin olsa da mezkûr kararlara yönelik AYM’ye “Bireysel Başvuru”[25][26] yapılması mümkündür. Yine iç hukuk yollarının tüketilmesini müteakip AİHM’ye başvurmak da mümkündür. Sonuç olarak; kesinlik kuralı idari etkinlik ve Kanun’un sistematiğini muhafaza etmekteyken bireysel başvuru yolu ile temel haklar güvence altına alınmıştır. Bu kapsamda; Uluslararası Koruma Başvurularının kabul edilemez nitelikte olduğuna ilişkin kararlara yönelik yargı yoluna başvurulması durumunda; yabancının rızası ve Kanun’un 54’üncü maddesinin (b), (d) ve (k) bentleri saklı kalmak kaydıyla yargı süreci tamamlanıncaya kadar yabancıya insani ikamet izni verilebilir.

2.3.6. Yabancıların Uluslararası Koruma Başvurularının Geri Çekilmesi veya Geri Çekilmiş Sayılması Kararlarına İlişkin Yargı Yoluna Başvurulması

Uluslararası koruma başvurusunun geri çekilmesi veya geri çekilmiş sayılmasını, Kanun’un 77’nci maddesinde: “başvuru sahibinin; a) başvurusunu geri çektiğini yazılı olarak beyan etmesi, b) mazeretsiz olarak mülakata üç defa üst üste gelmemesi, c) idari gözetim altında bulunduğu yerden kaçması, ç) mazeretsiz olarak; bildirim yükümlülüğünü üç defa üst üste yerine getirmemesi, belirlenen ikamet yerine gitmemesi veya ikamet yerini izinsiz terk etmesi, d) kişisel verilerinin alınmasına karşı çıkması, e) kayıt ve mülakattaki yükümlülüklerine uymaması” sayılmıştır. Bu hâllerde başvuru, geri çekilmiş kabul edilerek yapılan değerlendirme durdurulur. Bu kararlara ilişkin Kanun uyarınca itiraz edilebildiği gibi doğrudan dava yoluna da gidilebilir.[27] Uygulamada özellikle başvuru sahibi yabancıların birtakım dil engelleri yahut prosedürel engeller sebebiyle başvurularının geri çekildiği veya geri çekilmiş sayıldığı[28] durumlar yaşanmaktadır. Bu kapsamda; uluslararası koruma başvurularının geri çekilmesi veya geri çekilmiş sayılmasına ilişkin kararlara yönelik yargı yoluna başvurulması durumunda; yabancının rızası ve Kanun’un 54’üncü maddesinin (b), (d) ve (k) bentleri saklı kalmak kaydıyla yargı süreci tamamlanıncaya kadar yabancıya insani ikamet izni verilebilir.[29]

2.3.7. Uluslararası Başvuru Sahibinin İlk İltica Ülkesi veya Güvenli Üçüncü Ülkeye Geri Gönderilmesi İşlemlerinin Devam Süreci

Uluslararası başvuru sahibinin ilk iltica ülkesi veya güvenli üçüncü ülkeye geri gönderilmesi işlemleri, Kanun’un 73[30] ve 74’üncü[31] maddelerinde yabancının ilk iltica ülkesinden gelmesi veya yabancının güvenli üçüncü ülkeden gelmesi halinde uluslararası koruma başvurularının reddedilmelerinden bahisle geri gönderme işlemlerinin tamamlanması süresince Türkiye’de insani ikamet izni verilmek suretiyle bu kapsamda kalışlarına izin verilebilmesini düzenlemiştir.

2.3.8. Türkiye’ye Giriş Yapmasına ve Türkiye’de Kalmasına İzin Verilen Yabancılar

Türkiye’ye giriş yapmasına ve Türkiye’de kalmasına izin verilen yabancılar; Kanun’da sayıldığı üzere: “mülteciler, şartlı mülteciler, ikincil koruma, geçici koruma” statülerinden oluşmaktadır ve bu yabancıların ile Türkiye’ye giriş yapabilmelerine, Türkiye’de kalmalarına izin verilebilir. Ancak, acil nedenlerden dolayı veya ülke menfaatlerinin korunması ile kamu düzeni ve kamu güvenliği açısından Türkiye’ye girişine ve Türkiye’de kalmasına izin verilmesi gereken yabancıların, ikamet izni verilmesine engel teşkil eden durumları sebebiyle diğer ikamet izinlerinden birini alma imkânı bulunmadığında bu yabancıların insani ikamet izni almaları mümkündür.

2.3.9. Olağanüstü Durumlar

Kanun’un 46’ncı maddesinde: “f) olağanüstü durumlarda ve (2): insani ikamet izni alan yabancılar, iznin veriliş tarihinden itibaren en geç yirmi iş günü içinde adres kayıt sistemine kayıt yaptırmak zorundadır.” hükmü yer almaktadır. Olağanüstü durumlar, Kanun ve Yönetmelik’te tahdidi olarak sayılmamışsa da söz konusu durum; her olay nezdinde ayrıca ve açıkça değerlendirilmeye, delillendirilmeye ve somutlaştırılmaya muhtaçtır. Bu yönde karar için bkz.[32]

3. İnsani İkamet İzni’nin Esas Bakımından İncelenmesi

İnsani ikamet izni, doğası gereği istisnai olmakla birlikte Kanun’da[33] tahdidi olarak sayılan diğer ikamet izinlerinin şartları bünyesinde oluşmayan yabancılara yönelik verilen bir izin türüdür. Bu açıdan, Kanun’da tahdidi olarak sayılan diğer ikamet izinlerinin yasal şartları bünyesinde oluşan yabancılara yönelik insani ikamet izni verilmesi, kanaatimizce Kanun’un sistematiğine uygun düşmemektedir. Nitekim insani ikamet izninin uygulanmasındaki temel mantık; Türkiye’de yasal olmayan bir şekilde ikamet etmeyen ya da etmesi mümkün olmayan yabancıların Kanun’da sayılan tahdidi haller ile sınırlı olmak kaydıyla yasal olarak ikamet etmelerini sağlamak üzerinedir.

3.1. Başvuru Harcı

Yönetmelik[34] uyarınca insani ikamet izni, Harçlar Kanunu’na[35] tabidir. İstisnai ve takdire dayalı olan insani ikamet izni, yabancıların Türkiye’de yasal olmayan kalışlarını yasal statüye kavuşturmak amacıyla oluşturmuştur. Bu açıdan ciddi mağduriyet yaşayan, sınırdışı edilemeyen, refakatsiz çocuklara, insan ticareti mağdurlarına ve sağlık sorunu yaşayan yabancılar gibi korunmaya muhtaç yabancılara uygulanan mezkûr ikamet izninin Harçlar Kanunu’na tabi olması, Kanun’un amacına ve sistematiğine aykırılık teşkil etmektedir. Nitekim bu durum, maddi imkânı olmayan yabancılar açısından ağır bir yük oluşturmasının[36] yanı sıra Anayasa’ya[37] ve Türkiye’nin taraf olduğu Uluslararası Anlaşmalara aykırılık teşkil etmektedir. (Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz: Sibel Tutar, Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, E-ISSN: 2587-005X https://dergipark.org.tr/tr/pub/dpusbe Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı: 83, Yıl: 2025 379-392; DOI: 10.51290/dpusbe.1595338, Türkiye’nin Uluslararası Göç Rejiminde İnsani İkamet İzninin İstisnai Niteliği ve Analizi, Tarih: 30 Ocak 2025, Erişim Tarihi: 01 Kasım 2025, Erişim Linki: https://dergipark.org.tr/tr/pub/dpusbe/issue/90239/1595338.)

3.2. İnsani İkamet İzni Süresi

İkamet izinlerinin verilmesine yönelik Kanun’da[38] gerekli haller düzenlenmiş, süreler ise Yönetmelik[39] uyarınca hükme bağlanmıştır. Bu bağlamda; insani ikamet izni, her defasında en fazla 1 yıllık süre ile valiliklerce İçişleri Bakanlığı’nın onayı alınmak suretiyle[40] verilebilir.

3.3. İnsani İkamet İzni’nin Reddi, İptal Edilmesi ve Süresinin Uzatılmaması

İnsani ikamet izni, Kanun kapsamında istisnai olarak yabancılara verilen geçici bir ikamet iznidir. Yönetmelik’te yer aldığı üzere; başvuru sahibi nezdinde insani ikamet izni verilmesini zorunlu kılan şartlar ortadan kalktığında Valilik, Bakanlığın onayı doğrultusunda insani ikamet iznini reddeder[41][42], iptal eder[43] ya da uzatmaz.

3.4. İnsani İkamet İzni ile İlgili Verilen Kararlara İlişkin Açılacak Davaların Görevli ve Yetkili Mahkemede Görülmesi

İnsani ikamet izni hakkında verilen kararlar, idari işlemdir. İdari işlemlere karşı idareye itiraz edilebilir veya bu idari işlemlerin iptal edilmesi için direkt olarak mahkemeye başvurulabilir. Bu kapsamda esas alınan yasal mevzuat, YUKK ve İdari Yargılama Usulü Kanunu’dur. İnsani ikamet izni ile ilgili tesis edilen idari işlemlere yönelik Kanun’un 53’üncü maddesinde yer alan hükümler uygulanır. Yine genel idari yargılama usullerine ilişkin süreleri İYUK’ta yer alan 7, 11, 27, 45 ve 49’uncu maddeler belirler. Yabancı; insani ikamet izni başvurusunun reddi, iptal edilmesi veya süresinin uzatılmaması kararlarına karşı idari işleme itiraz edebilmektedir. Bu itirazlar, bahse konu kararın kendisine, avukatına ya da yasal temsilcisine tebliğ edilmesinden itibaren 30 gün[44] içerisinde Valiliğe bağlı Göç İdaresi’ne yapılmalıdır. Nitekim mezkûr karara itiraz edilmeden direkt olarak dava yoluna da gidilebilir. Yine sınırdışı kararlarının, hakkında sınırdışı kararı alınan yabancının kendisine, avukatına ya da yasal temsilcisine tebliğ edilmesinden itibaren 7 gün içerisinde idare mahkemesine başvurma hakkı bulunmaktadır. Başvurular, dosyanın tekemmülünden veya ara karar ya da duruşma yapılması gereken hâllerde bunların tamamlanmasından itibaren 15 gün içinde sonuçlandırılır. Mahkemenin bu konuda vermiş olduğu karar kesindir.[45] Her ne kadar İYUK gereği Bölge İdare Mahkemeleri’nin kararları Danıştay’da temyiz edilse de İnsani İkamet İzni talebinin reddi, iptali ve süresinin uzatılmaması gibi işlemlerin İYUK’ta temyiz edilebilen durumlardan olmaması; bu kararlar hakkında verilen Bölge İdare Mahkemesi kararlarının kesin olduğunu ortaya koymaktadır. Sonuç olarak de İnsani İkamet İzni talebinin reddi, iptali ve süresinin uzatılmaması hakkında Bölge İdare Mahkemesi’nin verdiği kararlar kesindir, bu kararlar Danıştay’da temyiz edilemez. Yine görev ve yetkiye ilişkin İYUK[46] esas alınmak kaydıyla; yetkili mahkeme, aksi ilgili kanunlarda belirtilmediği sürece uyuşmazlığa konu idari işlemi tesis eden idarenin bulunduğu yerdeki idare mahkemesidir. Görev kurallarına ilişkin hükümler ise her durumda geçerliliğini korur. Sonuç olarak; İnsani İkamet İzni davalarının yürütülmesine ilişkin her türlü işlemde, YUKK ve İYUK esas alınmaktadır. Bu açıdan İnsani İkamet İzni ile ilgili yasal süreç içerisinde; bu işlemlere karşı açılan davalarda yürütmenin durdurulmasına ilişkin her ne kadar Kanun’da özel bir düzenleme bulunmasa da İYUK uyarınca salt olarak dava açılmasının idari işlemin yürütülmesini kendiliğinden durdurmayacağından bahisle ancak dava konusu işlemin uygulanması hâlinde telafisi güç ya da imkânsız zararların doğması ve işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda; davalı idarenin savunması alındıktan veya savunma süresi geçtikten sonra, mahkeme tarafından gerekçeli olarak yürütmenin durdurulmasına karar verilebilir.

4. İnsani İkamet İznine İlişkin Uluslararası Yargı Kararları

İnsani ikamet izni, devletlerin egemenlikleriyle uluslararası insan hakları arasındaki dengeyi sağlamada önemli ve kritik bir temel teşkil etmektedir. Özellikle göçmenlerin korunmasına ilişkin uluslararası hukuki sorumluluklar, savaş, iç çatışma, doğal afet gibi birçok durumda gündeme gelmektedir. Devletlerin insani ikamet izni ve benzeri koruma türlerine ilişkin yükümlülükleri ise Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nce ve uluslararası anlaşmalarla çizilmiştir. Esasen hiçbir ülkenin insani ikamet izni verme yükümlülüğü bulunmamaktadır, nitekim bu husus salt olarak egemenlik ilkesi ile ilgilidir. Her ne kadar egemenlik ilkesi gereği devletlerin insani ikamet izni verme yükümlülüğü olmasa da bu durumun insan hakları açısından tehlikeye sebebiyet verip vermediği[47] ve mevcut durumun geri gönderme yasağı (non-refoulement) açısından dikkatle değerlendirilmesi gerekmektedir.[48] Örneğin bir kararda; davacının Danimarka'dan gelen bir mülteci olarak Almanya'ya insani ikamet izni talebinde bulunmasından bahisle mahkemenin söz konusu başvuruyu kabul edilemezlik prosedürü kapsamında değerlendirmesi değerlendirilmiştir. Mahkeme, başka bir AB ülkesinde (Danimarka) mülteciye koruma sağlandığı takdirde, Almanya'daki başvurunun kabul edilemeyebileceğine karar vermiştir. Bununla birlikte, Danimarka'nın verdiği koruma kararının doğruluğunun incelemesine ilişkin herhangi bir zorunluluk bulunmadığı belirtilmiş, Danimarka'nın verdiği kararın geçerliliği üzerinde durulmadan, başvurunun reddedilmesi gerektiğine hükmedilmiştir.[49] Sonuç olarak; insani ikamet izni verilebilmesi, her ne kadar bir yükümlülük teşkil etmeyip devletlerin egemenlik haklarıyla sınırlandırılmış olsa da bu kapsamda tesis edilen hüküm ve icra edilen uygulamaların, uluslararası sözleşmeler çerçevesinde özellikle geri gönderme yasağı (non-refoulement) gibi temel ilkelere dayalı olarak titizlikle değerlendirilmesi gerekmektedir.

SONUÇ

Türkiye, jeopolitik konumu itibarıyla Asya ve Avrupa arasında adeta bir köprü görevini görmektedir. 2010’lu yıllarda başlayan ve özellikle Orta Doğu’da meydana gelen toplumsal olaylar sonucu yaşanan kitlesel göç neticesinde, kanun koyucu; yasal mevzuatı güncel, insani ve sistematik bir şekilde derlemek suretiyle Yabancılar ve Uluslararası Kanunu ve Yabancılar ve Uluslararası Kanunun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik esas alınmak suretiyle işlem tesis edilmeye başlanmıştır. İnsani İkamet İzni ise Kanun’da yer verilen diğer ikamet izinlerinin aksine, tahdidi olarak sayılmak suretiyle sınırlı ve istisnai olarak verilmektedir. Nitekim Kanun’da yer verilen diğer ikamet izinlerinin şartlarına sahip olmayan yabancıların insani ikamet izni ile ülkemizde yasal olarak ikamet edebilmelerine imkân verilmiştir. İnsani ikamet izninin verilmesi, iptali, reddi ve süresinin uzatılmaması yine idarenin takdir yetkisinde bulunan bir meseledir. Kanun koyucu, her ne kadar korumaya muhtaç ve Kanun’da sayılan ikamet izinlerinin şartlarına haiz olmayan yabancıların yasal statüye kavuşması amacıyla insani ikamet izni verilebilmesini mümkün kılmış olsa da insani ikamet izninin Harçlar Kanunu’na tabi olması Kanun’un amacı ile bağdaşmamaktadır. (Ancak uygulamada kanunun amacı ve sistematiği yok sayılmaktadır.) Esasen bu durum, ülkemizdeki göç politikası ile ilgilidir. Her ne kadar ülkemize sığınan yabancılara insani kaygılar ile tahdidi olarak geçici bir şekilde insani ikamet izni veriliyor olsa da mezkûr durumun yabancıların Avrupa ülkelerine göç etmesini zımni olarak teşvik ettiği idrak edilmektedir. (Uygulamada ise maalesef tam tersi yaşanmakta, ülkemizde yaşanan göç krizi gittikçe derinleşmekte ve kalıcı hale gelmektedir.) Ülkemiz, yukarıda da izah edildiği üzere jeopolitik konumu itibarıyla söz konusu yabancıların Avrupa yolculuklarına bir köprü görevi görmektedir. Kanun koyucu, bu göç hareketliliği sonucu ülkemize gelen yabancılara insani ikamet izni vermek suretiyle yabancıları yasal bir statüye kavuşturarak mezkûr süreci Anayasamıza, Kanunlarımıza ve Uluslararası Kanunlara uygun bir şekilde yürütmeyi en azından amaç edinmiştir.

İHTİRAZİ KAYIT: Bu çalışmada yalnızca İnsani İkamet İzni konusu ele alınmış, geçici koruma statüsü hakkında herhangi bir incelemede bulunulmamıştır. Çalışmamın temel amacı göç ile ilgili ideolojik bir duruş sergilemek değil, insan hakların savunulması doğrultusunda hukuki bir perspektif sunmaktır. Dolayısıyla, ülkemize veya başka ülkelere yasa dışı yollarla seyahat eden bireylerin durumu bu çalışmanın kapsamı dışında bırakılmıştır. Çalışmamda odaklanılan ana konu, insan hakları bağlamında ve istisnai niteliğe haiz olan insani ikamet izninin hukuki açıdan incelenmesinden ibarettir. Ancak, her ne kadar insani ikamet izni Türkiye Cumhuriyeti’nin göç politikalarına ilişkin hem teorik hem de pratik bir düşünce ile kanun sistematiğine alınmış olsa da uygulamanın kanunun amacından son derece uzakta olduğu aşikardır. Bkz: Türkiye-Avrupa Birliği 2016 Göç Mutabakatı, İnsani İkamet İznine Sahip Olanlar ve Geçici Koruma Altına sayılanların Çalışma Muafiyetine dahil edilmesinden bahisle 10 milyondan fazla Türk vatandaşının kayıt dışı çalışmasına rağmen söz konusu yabancıların kayıt altında ve sigortalı çalışması. Kanunun sistematiğinde yabancıların Avrupa ülkelerine göç etmesinin zımni olarak teşvik edilmesi hedeflenmiş olsa da uygulamada ise mevcut durumun Türkiye’de yaşanan göç krizini derinleştirdiği, yabancıların sınırdışı edilmemek için insani ikamet iznini kötü niyetli olarak kullandığı ve bu iznin verilmesinde kanunda tahdidi olarak sayılan hükümlerin uygulanıp uygulanmadığına ilişkin ciddi tereddütlerin bulunduğu idrak edilmektedir. Ayrıca bkz: Y.E.G isimli kuryenin ölümüne sebebiyet veren, serbest bırakıldıktan sonra ülkemizden kaçan Somali Cumhurbaşkanı'nın oğlu Hassan Sheikh Mohamud’un insani ikamet izni ile ülkemizde ikamet ettiği ortaya çıkmış ve bu durum adalete olan inancı yok etmiş, kamu vicdanını yaralamıştır. Salt olarak mezkur olay dahi, kanunun sistematiğiyle açık bir çelişki içermekte; akla, mantığa, hayatın olağan akışına ve kamu vicdanına açıkça aykırı bir durum teşkil etmektedir. Bu tür uygulamaların, hukuk devleti ilkesini zedelediği ve toplumsal adalet duygusunu derinden yaraladığı ortadadır.

Yine şunu da vurgulamak gerekir ki; denetimsiz bir biçimde ve milyonlarca kişinin topluca göç etmesi, yalnızca insani bir sorun olmanın ötesinde son derece ciddi ekonomik, sosyolojik ve toplumsal etkiler doğurabilecek bir olgudur. Bu etkilerin göz ardı edilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Bir hukukçu olarak söz konusu gelişmeleri derin bir endişe ile takip etmekteyim. Zira bu mesele yalnızca insani bir sorumlulukla sınırlı kalmayıp aynı zamanda toplumların huzurunu, toplumsal düzeni ve devletlerin egemenlik haklarını koruma sorumluluğu açısından da büyük bir önem taşımaktadır.

“Barış demekle dünyada barış olmaz.” – Napoleone di BUONAPARTE.

KAYNAKÇA

1951 Cenevre Sözleşmesi ve 1967 Protokolü, Erişim Tarihi: 01 Kasım 2025, Erişim Linki: https://www.multeci.org.tr/wp-content/uploads/2016/12/1951-Cenevre-Sozlesmesi-1.pdf, sayfa 11,

https://www.goc.gov.tr/kurumlar/goc.gov.tr/yonetmelikler/Sozlesmeler/MULTECILERIN-HUKUK-STATUSUNE-ILISKIN-1967-PROTOKOLU.pdf.

AİHS, Değiştirilme Tarihi: 01 Ağustos 2021, 15 No.lu Protokol’ün (Avrupa Konseyi Antlaşmaları Serisi (AKAS) Nu. 213) Erişim Tarihi: 01 Kasım 2025, Erişim Linki: https://www.echr.coe.int/documents/d/echr/convention_tur.

Almanya Magdeburg İdari Mahkemesi’nin (3 B 382/21 MD), 17 Ocak 2022 tarihli kararı, Erişim Tarihi: 01 Kasım 2025, Erişim Linki: https://euaa.europa.eu/asylum-report-2022/434-admissibility-procedures

Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın (CJEU). X ve X v. Belçika (C-638/16 PPU). 07 Mart 2017 tarihli kararı, Erişim Tarihi: 01 Kasım 2025, Erişim Linki: https://eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/TXT/PDF/?uri=CELEX:62016CJ0638

AYM’nin (Yusuf Ahmed Abdelazım Elsayed) 2016/5604 sayılı ve 24 Mayıs 2018 tarihli ilamı, Erişim Tarihi: 01 Kasım 2025, Erişim Linki: https://www.hukukihaber.net/aymnin-20165604-basvuru-numarali-karari

AYM’nin 2016/22418 başvuru numaralı, Resmî Gazete Tarih ve Sayı: 09 Temmuz 2019 – 30826 sayılı ve 30 Mayıs 2019 tarihli ilamı, Erişim Tarihi: 01 Kasım 2025, Erişim Linki: https://www.hukukihaber.net/aymnin-201622418-basvuru-numarali-karari

AYM’nin 2017/24261 başvuru numaralı, Resmî Gazete Tarih ve Sayı: 09 Aralık 2020 – 31329 sayılı ve 30 Eylül 2020 tarihli ilamı, Erişim Tarihi: 01 Kasım 2025, Erişim Linki: https://www.hukukihaber.net/kamu-duzenini-tehdit-eden-eylemleri-nedeniyle-sinir-disi-edilen-basvurucunun-aile-hayatina-saygi-hakkinin-ihlal-edilmedigi

AYM’nin 2017/29420 başvuru numaralı, Resmî Gazete Tarih ve Sayı: 06 Ocak 2021 – 31356 sayılı ve 03 Aralık 2020 tarihli ilamı, Erişim Tarihi: 01 Kasım 2022, Erişim Linki: https://www.hukukihaber.net/sinir-disi-etme-kararina-karsi-acilan-davanin-sureci-durdurmamasi-nedeniyle-etkili-basvuru-hakkinin-ihlal-edilmesi

AYM’nin (W.J.F.N.) 2019/35114 sayılı ve 14 Aralık 2022 tarihli ilamı, Erişim Tarihi: 01 Kasım 2022, Erişim Linki: https://www.hukukihaber.net/aymnin-201935114-basvuru-numarali-karari

ÇHKİAOK, Resmî Gazete Sayı: 22184, Kabul Tarihi: 15 Aralık 1994, Yayımlanma Tarihi: 27 Ocak 1995, sayfa 3, Erişim Tarihi: 01 Kasım 2025 Erişim Linki: https://www.resmigazete.gov.tr/arsiv/22184.pdf.

ÇKK, Resmî Gazete Sayı: 25876 Kabul Tarihi: 03 Temmuz 2005, Yayımlandığı Resmî Gazete Tarih: 15 Temmuz 2005, Yayımlandığı Düstur: Tertip: 5, Cilt: 44, Kanun Nu.5395, md.4 ve 5. Erişim Tarihi: 01 Kasım 2025, Erişim Linki: https://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.5395.pdf.

Danıştay 10’uncu Dairesi’nin 2015/3518 Esas, 2015/3964 Karar sayılı ve 30 Eylül 2015 tarihli ilamı, Erişim Tarihi: 01 Kasım 2015, Erişim Linki: https://29b13951316a490bc215ebb98f180002769de725.vetisonline.com/ictihat/danistay/10-d-e-2015-3518-k-2015-3964-t-30-9-2015, Lexpera Hukuk Bilgi Sistemi, Sakarya Üniversitesi Kütüphanesi.

Danıştay 10’uncu Dairesi’nin 2016/593 Esas, 2017/472 Karar sayılı ve 06 Şubat 2017 tarihli ilamı, Erişim Tarihi: 01 Kasım 2025, Erişim Linki: https://29b13951316a490bc215ebb98f180002769de725.vetisonline.com/ictihat/danistay/10-d-e-2016-593-k-2017-472-t-6-2-2017, Lexpera Hukuk Bilgi Sistemi, Sakarya Üniversitesi Kütüphanesi.

Danıştay 10’uncu Dairesi’nin 2016/1117 Esas, 2016/1694 Karar sayılı ve 28 Mart 2016 tarihli ilamı, Erişim Tarihi: 01 Kasım 2025, Erişim Linki: https://29b13951316a490bc215ebb98f180002769de725.vetisonline.com/ictihat/danistay/10-d-e-2016-1117-k-2016-1694-t-28-3-2016, Lexpera Hukuk Bilgi Sistemi, Sakarya Üniversitesi Kütüphanesi.

Danıştay 10’uncu Dairesi’nin 2018/1234 Esas ve 2020/567 Karar sayılı ve 31 Ekim 2022 tarihli ilamı, Erişim Tarihi: 01 Kasım 2022, Erişim Linki: https://www.sonkarar.com/kararlar/danistay-10-daire-2018-1234-esas-2022-4860-karari-9757f08a-6453-5019-a372-caab7c82d13d.

Danıştay 10’uncu Dairesi’nin 2022/1525 Esas, 2022/1969 Karar sayılı ve 11 Nisan 2022 tarihli ilamı, Erişim Tarihi: 01 Kasım 2022, Erişim Linki: https://www.sonkarar.com/kararlar/danistay-10-daire-2022-1525-esas-2022-1969-karari-4345b509-7137-52ae-9eb9-51c89f0a8f36.

Denizli 1’inci İdare Mahkemesi’nin 2023/2078 Esas, 2024/769 Karar sayılı ve 06 Mayıs 2024 tarihli ilamı. Erişim Tarihi: 01 Kasım 2025, Erişim linki: https://www.diyarbakirbarosu.org.tr/public/uploads/document/nsani-ikamet-izni-reddi-karari-iptal-karari-1752760261.pdf, Diyarbakır Barosu.

Doç. Dr. Mehmet Şahin, Arş. Gör. Dr. Özge Uysal Şahin, Arap Baharı’nın Türkiye Ekonomisine Etkileri, Yıl 2014, Cilt: 12 Sayı: 23, 171 - 187, 01 Ağustos 2014, Yönetim ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi – Sayı:23 (2014) - Doi: http://dx.doi.org/10.11611/JMER287, Erişim Tarihi: 01 Kasım 2025, Erişim Linki: https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/203358

HK, Resmî Gazete Sayı: 11756 Kabul Tarihi: 02 Temmuz 1964, Yayımlandığı Resmî Gazete Tarih: 17 Temmuz 1964, Sayı: 11756, Kanun Nu: 492, Yayımlandığı Düstur: Tertip: 5, Cilt: 3, Sayfa: 2760 Erişim Tarihi: 01 Kasım 2025, Erişim Linki: https://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.492.pdf md.89:

İstanbul 1’inci İdare Mahkemesi’nin 2014/114 Esas, 2018/1150 Karar sayılı ve 27 Haziran 2018 tarihli ilamı, Erişim Tarihi: 01 Kasım 2025 Erişim Linki: https://karararama.danistay.gov.tr/

İstanbul 1’inci İdare Mahkemesi’nin 2018/7 Esas, 2018/1353 Karar sayılı ve 18 Temmuz 2018 tarihli ilamı, Erişim tarihi: 01 Kasım 2025, Erişim Linki ve Kararın Detaylı Analizi: Nuray Ekşi, “Mahkeme Kararları Işığında insani ikamet izni”, Public and Private International Law Bulletin, C. 38, S. 2, s. 243. Araştırma Makalesi, İstanbul Üniversitesi Yayınevi, Başvuru Tarihi: 13 Kasım 2018, Kabul Tarihi: 10 Aralık 2018, DOI: 10.26650/ppil.2018.38.2.0101 http://ppil.istanbul.edu.tr/tr/_, Erişim Tarihi: 01 Kasım 2025, Erişim Linki: https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/630906.

İstanbul BİM 9’uncu İdare Mahkemesi’nin 2024/3225 Esas ve 2025/75 Karar sayılı ve 08 Ocak 2025 tarihli ilamı

Erişim Tarihi: 01 Kasım 2025, Erişim Linki: https://29b13951316a490bc215ebb98f180002769de725.vetisonline.com/ictihat/bolge-idare-mahkemesi/istanbul-bim9-idd-e-2024-3225-k-2025-75-t-8-1-2025, Lexpera Hukuk Bilgi Sistemi, Sakarya Üniversitesi Kütüphanesi.

İstanbul BİM 9’uncu İdari Dava Dairesi’nin 2019/1380 Esas, 2020/38 Karar ve 08 Ocak 2020 tarihli ilamı. (Erişim Tarihi: 01 Kasım 2025, Erişim Linki: https://ea70330bbfe919e2312426c9be35e661274d7d97.vetisonline.com/belge/istanbul-bim-9-idari-dava-dairesi-kararlari-e-2019-1380-k-2020-38-t-08-01-2020-esi-yatalak-ve-yeni-d/3930370/%c3%87OCU%c4%9eUN+Y%c3%9cKSEK+YARARI+%c4%b0NSAN%c4%b0+%c4%b0KAMET+%c4%b0ZN%c4%b0, LegalBank Elektronik Hukuk Bankası, Sakarya Üniversitesi Kütüphane ve Dokümantasyon Merkezi.

İtalya Brescia Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 10 Mart 2022 tarihli ilamı, Son Güncelleme Tarihi: 04 Eylül 2025, Erişim Tarihi: 01 Kasım 2025, Erişim Linki: https://asylumineurope.org/reports/country/italy/content-international-protection/status-and-residence/residence-permit/

Nuray Ekşi, “Mahkeme Kararları Işığında insani ikamet izni”, Public and Private International Law Bulletin, C. 38, S. 2, s. 243. Araştırma Makalesi, İstanbul Üniversitesi Yayınevi, Başvuru Tarihi: 13 Kasım 2018, Kabul Tarihi: 10 Aralık 2018, DOI: 10.26650/ppil.2018.38.2.0101 http://ppil.istanbul.edu.tr/tr/_, Erişim Tarihi: 01 Kasım 2025, Erişim Linki: https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/630906.

Sibel Tutar, Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, E-ISSN: 2587-005X https://dergipark.org.tr/tr/pub/dpusbe Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı: 83, Yıl: 2025 379-392; DOI: 10.51290/dpusbe.1595338, Türkiye’nin Uluslararası Göç Rejiminde İnsani İkamet İzninin İstisnai Niteliği ve Analizi, Tarih: 30 Ocak 2025, Erişim Tarihi: 01 Kasım 2025, Erişim Linki: https://dergipark.org.tr/tr/pub/dpusbe/issue/90239/1595338.

Sözleşme, Strazburg, 25 Ocak 1996, Erişim Tarihi: 01 Kasım 2025, Erişim Linki: https://rm.coe.int/cocuk-haklar-n-n-kullan-lmas-na-iliskin-avrupa-sozlesmesi/1680a40f34.

Türkiye Barolar Birliği Dergisi, Yıl: 2025, Cilt: 1, Sayı: 177, Sayfa: 127-144, Duygu DURAN- Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk Anabilim Dalı, Çocuğun Üstün Yararı İlkesi Kapsamında Türk Medeni Kanunu ve Çocuk Koruma Kanunu Hükümlerinin Uygulamaya Yansıması, Erişim Tarihi: 01 Kasım 2025, Erişim Linki: https://tbbdergisi.barobirlik.org.tr/m2025-177-2248.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, Kanun Nu: 2709, Kabul Tarihi: 18 Ekim 1982, Yayımlandığı Resmî Gazete: Tarih: 09 Kasım 1982, Sayı: 17863 (Mükerrer), Yayımlandığı Düstur: Tertip: 5, Cilt: 22, Sayfa: 3, md.2 Erişim Tarihi: 01 Kasım 2022, Erişim Linki: https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=2709&MevzuatTur=1&MevzuatTertip=5

Ufuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Editör: Nezahat DEMİRAY ISSN: 2147-8864 Cilt: 1, Sayı:2 | Aralık 2013 Makalenin Yayınlandığı Sayfa: 117-137, Çocuğun Yüksek Yararı Bağlamında Çocuğun İradesi, Özge YÜCEL, Erişim Tarihi: 01 Kasım 2025, Erişim Linki: https://jurix.com.tr/article/4273.

YUKK, Resmî Gazete Sayı: 28615, Kabul Tarihi: 04 Nisan 2013, Yayımlanma Tarihi: 11 Nisan 2013, Kanun Nu: 6458, Yayımlandığı Düstur: Tertip 5, Cilt: 53, Erişim Tarihi: 01 Kasım 2025, Erişim Linki: https://mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.6458.pdf

YUKKİY, Resmî Gazete Sayı: 29656 Yayımlanma Tarihi: 17 Mart 2016, Erişim Tarihi: 01 Kasım 2025, Erişim Linki: https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2016/03/20160317-11.htm

Zeynep Hazar, İnsan Hakları Çatışmalarının Çözümlenmesinde Çocuğun Üstün Yararı İlkesinin İşlevi: Türk Anayasa Mahkemesi Kararları Çerçevesinde Bir Değerlendirme, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. XXVI, Yıl 2022, Cilt: 26 Sayı: 2, 647 - 684, Yayın Kuruluşuna Ulaştığı Tarih: 08 Nisan 2022, Yayımlanmasının Uygun Görüldüğü Tarih: 21 Nisan 2022, Yayımlanma Tarihi: 30 Nisan 2022, Erişim Tarihi: 01 Kasım 2025, Erişim Linki: https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/2452714

----------------

[1] YUKK, Resmî Gazete Sayı: 28615, Kabul Tarihi: 04 Nisan 2013, Yayımlanma Tarihi: 11 Nisan 2013, Kanun Nu: 6458, Yayımlandığı Düstur: Tertip 5, Cilt: 53 md.3-t. Erişim Tarihi: 01 Kasım 2025, Erişim Linki: https://mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.6458.pdf.

[2] YUKK, Resmî Gazete Sayı: 28615, Kabul Tarihi: 04 Nisan 2013, Yayımlanma Tarihi: 11 Nisan 2013, Kanun Nu: 6458, Yayımlandığı Düstur: Tertip 5, Cilt: 53, md.3-ü. Erişim Tarihi: 01 Kasım 2025, Erişim Linki: https://mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.6458.pdf.

[3] YUKKİY, Resmî Gazete Sayı: 29656 Yayımlanma Tarihi: 17 Mart 2016, Erişim Tarihi: 01 Kasım 2025, Erişim Linki: https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2016/03/20160317-11.htm.

[4] Doç. Dr. Mehmet Şahin, Arş. Gör. Dr. Özge Uysal Şahin, Arap Baharı’nın Türkiye Ekonomisine Etkileri, Yıl 2014, Cilt: 12 Sayı: 23, 171 - 187, 01 Ağustos 2014, Yönetim ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi – Sayı:23 (2014) - Doi: http://dx.doi.org/10.11611/JMER287, Erişim Tarihi: 01 Kasım 2025, Erişim Linki: https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/203358.

[5] YUKK, Resmî Gazete Sayı: 28615, Kabul Tarihi: 04 Nisan 2013, Yayımlanma Tarihi: 11 Nisan 2013, Kanun Nu: 6458, Yayımlandığı Düstur: Tertip 5, Cilt: 53, md.3-ü. Erişim Tarihi: 01 Kasım 2025, Erişim Linki: https://mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.6458.pdf. md.42.

[6] Nuray Ekşi, “Mahkeme Kararları Işığında insani ikamet izni”, Public and Private International Law Bulletin, C. 38, S. 2, s. 243. Araştırma Makalesi, İstanbul Üniversitesi Yayınevi, Başvuru Tarihi: 13 Kasım 2018, Kabul Tarihi: 10 Aralık 2018, DOI: 10.26650/ppil.2018.38.2.0101 http://ppil.istanbul.edu.tr/tr/_, Erişim Tarihi: 01 Kasım 2025, Erişim Linki: https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/630906.

[7] Sibel Tutar, Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, E-ISSN: 2587-005X https://dergipark.org.tr/tr/pub/dpusbe Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı: 83, Yıl: 2025 379-392; DOI: 10.51290/dpusbe.1595338, Türkiye’nin Uluslararası Göç Rejiminde İnsani İkamet İzninin İstisnai Niteliği ve Analizi, Tarih: 30 Ocak 2025, Erişim Tarihi: 01 Kasım 2025, Erişim Linki: https://dergipark.org.tr/tr/pub/dpusbe/issue/90239/1595338.

[8] ÇHKİAOK, Resmî Gazete Sayı: 22184, Kabul Tarihi: 15 Aralık 1994, Yayımlanma Tarihi: 27 Ocak 1995, sayfa 3, Erişim Tarihi: 01 Kasım 2025 Erişim Linki: https://www.resmigazete.gov.tr/arsiv/22184.pdf.

[9] Sözleşme, Strazburg, 25 Ocak 1996, Erişim Tarihi: 01 Kasım 2025, Erişim Linki: https://rm.coe.int/cocuk-haklar-n-n-kullan-lmas-na-iliskin-avrupa-sozlesmesi/1680a40f34.

[10] Zeynep Hazar, İnsan Hakları Çatışmalarının Çözümlenmesinde Çocuğun Üstün Yararı İlkesinin İşlevi: Türk Anayasa Mahkemesi Kararları Çerçevesinde Bir Değerlendirme, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. XXVI, Yıl 2022, Cilt: 26 Sayı: 2, 647 - 684, Yayın Kuruluşuna Ulaştığı Tarih: 08 Nisan 2022, Yayımlanmasının Uygun Görüldüğü Tarih: 21 Nisan 2022, Yayımlanma Tarihi: 30 Nisan 2022, Erişim Tarihi: 01 Kasım 2025, Erişim Linki: https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/2452714

[11] İstanbul BİM 9’uncu İdari Dava Dairesi’nin 2019/1380 Esas, 2020/38 Karar ve 08 Ocak 2020 tarihli ilamı. (Erişim Tarihi: 01 Kasım 2025, Erişim Linki: https://ea70330bbfe919e2312426c9be35e661274d7d97.vetisonline.com/belge/istanbul-bim-9-idari-dava-dairesi-kararlari-e-2019-1380-k-2020-38-t-08-01-2020-esi-yatalak-ve-yeni-d/3930370/%c3%87OCU%c4%9eUN+Y%c3%9cKSEK+YARARI+%c4%b0NSAN%c4%b0+%c4%b0KAMET+%c4%b0ZN%c4%b0, LegalBank Elektronik Hukuk Bankası, Sakarya Üniversitesi Kütüphane ve Dokümantasyon Merkezi.

[12] Türkiye Barolar Birliği Dergisi, Yıl: 2025, Cilt: 1, Sayı: 177, Sayfa: 127-144, Duygu DURAN- Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk Anabilim Dalı, Çocuğun Üstün Yararı İlkesi Kapsamında Türk Medeni Kanunu ve Çocuk Koruma Kanunu Hükümlerinin Uygulamaya Yansıması, Erişim Tarihi: 01 Kasım 2025, Erişim Linki: https://tbbdergisi.barobirlik.org.tr/m2025-177-2248.

[13] YUKK, Resmî Gazete Sayı: 28615, Kabul Tarihi: 04 Nisan 2013, Yayımlanma Tarihi: 11 Nisan 2013, Kanun Nu: 6458, Yayımlandığı Düstur: Tertip 5, Cilt: 53, Erişim Tarihi: 01 Kasım 2025, Erişim Linki: https://mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.6458.pdf md.3/1: Refakatsiz Çocuk; sorumlu bir kişinin etkin bakımına alınmadığı sürece, kanunen ya da örf ve âdet gereği kendisinden sorumlu bir yetişkinin refakati bulunmaksızın Türkiye’ye gelen veya Türkiye’ye giriş yaptıktan sonra refakatsiz kalan çocuk. / md.66/1-a: Refakatsiz çocuklarla ilgili tüm işlemlerde çocuğun yüksek yararının gözetilmesi esastır. Başvuru alındığı andan itibaren, haklarında 3/7/2005 tarihli ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu hükümleri uygulanır.

[14] ÇKK, Resmî Gazete Sayı: 25876 Kabul Tarihi: 03 Temmuz 2005, Yayımlandığı Resmî Gazete Tarih: 15 Temmuz 2005, Yayımlandığı Düstur: Tertip: 5, Cilt: 44, Kanun Nu.5395, md.4 ve 5. Erişim Tarihi: 01 Kasım 2025, Erişim Linki: https://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.5395.pdf.

[15] Denizli 1’inci İdare Mahkemesi’nin 2023/2078 Esas, 2024/769 Karar sayılı ve 06 Mayıs 2024 tarihli ilamında: “İran uyruklu davacının YUKK madde 55/1/b "ciddi sağlık sorunları, yaş ve hamilelik durumu nedeniyle seyahat etmesi riskli görülenler" hükmü kapsamında kendisi ve eşi hakkında sınır dışı etme kararı alınmayacak kişilerden olduğu yönünde karar alındığı, 17/08/2023 tarihinde Türkiye'de yasal bir statüye kavuşmak amacıyla insani ikamet izni talebinde bulunduğu, ulusal ve uluslararası mevzuat uyarınca geri gönderme yasağı kapsamında olmasından bahisle insani ikamet izni başvurusunun değerlendirilerek işlem tesis edilmesi gerekmekte iken iş yoğunluğu sebebiyle başvurunun işleme alınamadığı belirtilmek suretiyle tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.” Erişim Tarihi: 01 Kasım 2025, Erişim linki: https://www.diyarbakirbarosu.org.tr/public/uploads/document/nsani-ikamet-izni-reddi-karari-iptal-karari-1752760261.pdf, Diyarbakır Barosu.

[16] İstanbul 1’inci İdare Mahkemesi’nin 2014/114 Esas, 2018/1150 Karar sayılı ve 27 Haziran 2018 tarihli ilamında: “Türkmenistan vatandaşı davacının eski tip pasaporta sahip olması nedeniyle Türkiye’den çıkış yapamama iddiasıyla İnsani İkamet İzni’ne başvurmuş; dosyadaki bilgi ve belgelere göre; davalı idare tarafından davacı hakkında kamu güvenliğini tehdit ettiğinden bahisle sınırdışı işlemi tesis edildiği, davacı tarafından bu işlemin iptali istemiyle iptal davası açıldığı, mahkememizin ve 2016/2076 Esas, 2017/515 Karar sayılı ve 24 Mart 2017 tarihli davanın iptaline karar verildiği, sonrasında ise davacının 18 Ekim 2017 tarihinde insani ikamet izin talebinde bulunduğu… mevzuatta ‘haklarında sınırdışı etme veya Türkiye’ye giriş yasağı kararı alındığı halde, yabancıların Türkiye’den çıkışları yaptırılamadığında ya da Türkiye’den ayrılmaları makul veya mümkün görülmediği’ durumlarda insani ikamet izni verilebileceği hükmünün yer aldığı, ancak davacının Türkiye’den ayrılmasının makul veya mümkün olmadığına ilişkin dosyada somut herhangi bir veri bulunmadığı, davacının fiili durumuna ilişkin somut herhangi bir bilgi ve belgenin de sunulamadığı, ayrıca davacı tarafından hakkında konulan G-87 koduna karşı açtığı iptal davasında Ankara 1’inci İdare Mahkemesinin 2016/4773 Esas, 2017/2931 Karar sayılı ve 05 Aralık 2017 tarihli kararıyla davanın reddine karar verildiğinin anlaşılması karşısında, davacının gerekçelerinin 6458 sayılı Yasanın 46. maddesinde düzenlenen insani ikamet şartları içerisinde değerlendirilemeyeceği anlaşıldığından davacının insani ikamet izin talebinin reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığından davacının talebi reddedilmiştir.” Erişim Tarihi: 01 Kasım 2025 Erişim Linki: https://karararama.danistay.gov.tr/

[17] İstanbul 1’inci İdare Mahkemesi’nin 2018/7 Esas, 2018/1353 Karar sayılı ve 18 Temmuz 2018 tarihli ilamında: “Ç-141 ve G-87 tahdit kodları nedeniyle hakkında sınır dışı kararı alınmış Tacikistan vatandaşı davacının Türkiye’den çıkışının mümkün olmadığını kanıtlayacak somut delil (örneğin, tıbbi rapor, aile bağları veya insani nedenlere dair belge) sunmamıştır. YUKK m. 46/1-b bendine göre, "sınır dışı etme veya giriş yasağı kararı alınmış olsa dahi, çıkışın yaptırılamadığı veya ayrılmanın makul/mümkün görülmediği" hallerde insani ikamet izni verilebilir. Ancak mahkeme, bu şartın somut delille ispatlanması gerektiğini vurgulamış ve davacının genel beyanlarının yetersiz olduğunu belirtmiştir. Ayrıca Ç-141 ve G-87 kodları, davacının yasal statüsünü sınırlamakta olup, insani ikamet izninin istisnai niteliği gereği bu kodlar altında bile ayrılma imkansızlığı belgelenmelidir. Mahkeme, non-refoulement (geri göndermeme) ilkesine atıf yapmış, ancak davacının ülkesine dönüşünün riskli olmadığını kabul etmiştir. Sonuç olarak davacının Türkiye’den çıkışının mümkün olmadığını kanıtlayacak somut delil olmamasından bahisle insani ikamet izni talebi reddedilmiştir.” Erişim tarihi: 01 Kasım 2025, Erişim Linki ve Kararın Detaylı Analizi: Nuray Ekşi, “Mahkeme Kararları Işığında insani ikamet izni”, Public and Private International Law Bulletin, C. 38, S. 2, s. 243. Araştırma Makalesi, İstanbul Üniversitesi Yayınevi, Başvuru Tarihi: 13 Kasım 2018, Kabul Tarihi: 10 Aralık 2018, DOI: 10.26650/ppil.2018.38.2.0101 http://ppil.istanbul.edu.tr/tr/_, Erişim Tarihi: 01 Kasım 2025, Erişim Linki: https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/630906.

[18] 1951 Cenevre Sözleşmesi ve 1967 Protokolü’nün 33/1’inci maddesi: “Hiçbir Taraf Devlet, bir mülteciyi, ırkı, dini, tabiiyeti, belirli bir sosyal gruba mensubiyeti veya siyasi fikirleri nedeniyle hayatı ya da özgürlüğü tehdit altında olacak bir ülkeye sınır dışı edemez veya geri gönderemez.” Erişim Tarihi: 01 Kasım 2025, Erişim Linki: https://www.multeci.org.tr/wp-content/uploads/2016/12/1951-Cenevre-Sozlesmesi-1.pdf, sayfa 11, https://www.goc.gov.tr/kurumlar/goc.gov.tr/yonetmelikler/Sozlesmeler/MULTECILERIN-HUKUK-STATUSUNE-ILISKIN-1967-PROTOKOLU.pdf.

[19] AİHS’nin İşkence Yasağı başlıklı 3’üncü maddesi: “Hiç kimse işkenceye veya insanlık dışı ya da aşağılayıcı muamele veya cezaya tabi tutulamaz.” Protokolün Değiştirilme Tarihi: 01 Ağustos 2021, 15 No.lu Protokol’ün (Avrupa Konseyi Antlaşmaları Serisi (AKAS) Nu. 213) Erişim Tarihi: 01 Kasım 2025, Erişim Linki: https://www.echr.coe.int/documents/d/echr/convention_tur

[20] Danıştay 10’uncu Dairesi’nin 2015/3518 Esas, 2015/3964 Karar sayılı ve 30 Eylül 2015 tarihli ilamında: “Suriye vatandaşı olan sığınmacının menşei ülkesinde muhalif kimliği olmasından bahisle işkence riskine sahip olduğu, Amnesty International gibi uluslararası raporlar ile doğrulanmış olmasına rağmen idarece somut delil aranmadan karar vermesi, hukuka aykırı bulunmuştur.” YUKK madde 55/1-a, AİHS madde 3; 1951 Cenevre Sözleşmesi madde 33. Erişim Tarihi: 01 Kasım 2015, Erişim Linki: https://29b13951316a490bc215ebb98f180002769de725.vetisonline.com/ictihat/danistay/10-d-e-2015-3518-k-2015-3964-t-30-9-2015, Lexpera Hukuk Bilgi Sistemi, Sakarya Üniversitesi Kütüphanesi.

[21] Danıştay 10’uncu Dairesi’nin 2016/1117 Esas, 2016/1694 Karar sayılı ve 28 Mart 2016 tarihli ilamında: “Filistin uyruklu aile hakkında verilen sınırdışı kararı, ailenin Gazze’de çatışma ve kötü muamele riski bulunduğundan iptal edilmiştir.” AİHS madde 3 ve 8 (aile birliği), YUKK Madde 55/1-a. Erişim Tarihi: 01 Kasım 2025, Erişim Linki: https://29b13951316a490bc215ebb98f180002769de725.vetisonline.com/ictihat/danistay/10-d-e-2016-1117-k-2016-1694-t-28-3-2016, Lexpera Hukuk Bilgi Sistemi, Sakarya Üniversitesi Kütüphanesi.

[22] Danıştay 10’uncu Dairesi’nin 2016/593 Esas, 2017/472 Karar sayılı ve 06 Şubat 2017 tarihli ilamında: “Tacikistan vatandaşı davacı hakkında idarece verilen sınırdışı kararı, davacının menşei ülkesinde siyasi açıdan muhalif bir kimlik taşımasından bahisle uluslararası insan hakları raporları ile kanıtlandığı üzere işkenceye uğraması riski sebebiyle iptal edilmiştir.” AİHS madde 3, YUKK madde 55/1-a (işkence yasağı); non-refoulement ihlali. Erişim Tarihi: 01 Kasım 2025, Erişim Linki: https://29b13951316a490bc215ebb98f180002769de725.vetisonline.com/ictihat/danistay/10-d-e-2016-593-k-2017-472-t-6-2-2017, Lexpera Hukuk Bilgi Sistemi, Sakarya Üniversitesi Kütüphanesi.

[23] YUKK, Resmî Gazete Sayı: 28615, Kabul Tarihi: 04 Nisan 2013, Yayımlanma Tarihi: 11 Nisan 2013, Kanun Nu: 6458, Yayımlandığı Düstur: Tertip 5, Cilt: 53, Erişim Tarihi: 01 Kasım 2025, Erişim Linki: https://mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.6458.pdf, md 80.

[24] YUKK, Resmî Gazete Sayı: 28615, Kabul Tarihi: 04 Nisan 2013, Yayımlanma Tarihi: 11 Nisan 2013, Kanun Nu: 6458, Yayımlandığı Düstur: Tertip 5, Cilt: 53, Erişim Tarihi: 01 Kasım 2025, Erişim Linki: https://mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.6458.pdf md.4.

[25] AYM’nin (Yusuf Ahmed Abdelazım Elsayed) 2016/5604 sayılı ve 24 Mayıs 2018 tarihli ilamında kötü niyetli başvuru nedeniyle başvurucu hakkında sınırdışı kararı alınmış, risk değerlendirmesinin yetersiz yapıldığından bahisle Geri Gönderme Yasağının ihlal edildiği tespit edilmiş ve ihlal kararı verilmiştir. Erişim Tarihi: 01 Kasım 2025, Erişim Linki: https://www.hukukihaber.net/aymnin-20165604-basvuru-numarali-karari

[26] AYM’nin (W.J.F.N.) 2019/35114 sayılı ve 14 Aralık 2022 tarihli ilamında: “Sahte vize kullanımı nedeniyle hızlandırılmış değerlendirme ile ret işlemine ilişkin bireysel başvuru yapılmış ve etkili başvurunun ihlal edildiğine karar verilmiştir.” Erişim Tarihi: 01 Kasım 2022, Erişim Linki: https://www.hukukihaber.net/aymnin-201935114-basvuru-numarali-karari

[27] YUKK, Resmî Gazete Sayı: 28615, Kabul Tarihi: 04 Nisan 2013, Yayımlanma Tarihi: 11 Nisan 2013, Kanun Nu: 6458, Yayımlandığı Düstur: Tertip 5, Cilt: 53, Erişim Tarihi: 01 Kasım 2025, Erişim Linki: https://mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.6458.pdf, md. 80/1-a: “İlgili kişi veya yasal temsilcisi ya da avukatı tarafından kararın tebliğinden itibaren on gün içinde Uluslararası Koruma Değerlendirme Komisyonuna itiraz edilebilir. Ancak 68’inci, 72’nci ve 79’uncu maddelere göre verilen kararlara karşı sadece yargı yoluna başvurulabilir.”

[28] AYM’nin 2016/22418 başvuru numaralı, Resmî Gazete Tarih ve Sayı: 09 Temmuz 2019 – 30826 sayılı ve 30 Mayıs 2019 tarihli ilamında: “Başvuru sahibinin adres bildirmeme sebebiyle başvurusunun geri sayılmasının adil yargılanma hakkının ihlaline sebebiyet verdiğine karar verilmiştir.” Resmî Gazete Tarih ve Sayı: 09 Temmuz 2019 – 30826, Erişim Tarihi: 01 Kasım 2025, Erişim Linki: https://www.hukukihaber.net/aymnin-201622418-basvuru-numarali-karari

[29] YUKK, Resmî Gazete Sayı: 28615, Kabul Tarihi: 04 Nisan 2013, Yayımlanma Tarihi: 11 Nisan 2013, Kanun Nu: 6458, Yayımlandığı Düstur: Tertip 5, Cilt: 53, Erişim Tarihi: 01 Kasım 2025, Erişim Linki: https://mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.6458.pdf, md.54.

[30] YUKK, Resmî Gazete Sayı: 28615, Kabul Tarihi: 04 Nisan 2013, Yayımlanma Tarihi: 11 Nisan 2013, Kanun Nu: 6458, Yayımlandığı Düstur: Tertip 5, Cilt: 53, Erişim Tarihi: 01 Kasım 2025, Erişim Linki: https://mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.6458.pdf, md.73: “Başvuru sahibinin, daha önceden mülteci olarak tanındığı ve hâlen bu korumadan yararlanma imkânının olduğu veya geri göndermeme ilkesini de içeren yeterli ve etkili nitelikte korumadan hâlen faydalanabileceği bir ülkeden geldiğinin ortaya çıkması durumunda, başvuru kabul edilemez olarak değerlendirilir ve ilk iltica ülkesine gönderilmesi için işlemler başlatılır. Ancak geri gönderme işlemi gerçekleşinceye kadar ülkede kalışına izin verilir. Bu durum ilgiliye tebliğ edilir. İlgilinin, ilk iltica ülkesi olarak nitelenen ülke tarafından kabul edilmemesi hâlinde, başvuruya ilişkin işlemler devam ettirilir.”

[31] YUKK, Resmî Gazete Sayı: 28615, Kabul Tarihi: 04 Nisan 2013, Yayımlanma Tarihi: 11 Nisan 2013, Kanun Nu: 6458, Yayımlandığı Düstur: Tertip 5, Cilt: 53, Erişim Tarihi: 01 Kasım 2025, Erişim Linki: https://mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.6458.pdf, md. 74: “(1) Başvuru sahibinin, Sözleşmeye uygun korumayla sonuçlanabilecek bir uluslararası koruma başvurusu yaptığı veya başvurma imkânının olduğu güvenli üçüncü bir ülkeden geldiğinin ortaya çıkması durumunda başvuru kabul edilemez olarak değerlendirilir ve güvenli üçüncü ülkeye gönderilmesi için işlemler başlatılır. Ancak geri gönderme işlemi gerçekleşinceye kadar ülkede kalışına izin verilir. Bu durum ilgiliye tebliğ edilir. İlgilinin, güvenli üçüncü ülke olarak nitelenen ülke tarafından kabul edilmemesi hâlinde, başvuruya ilişkin işlemler devam ettirilir. (2) Aşağıdaki şartları taşıyan ülkeler güvenli üçüncü ülke olarak nitelendirilir: a) Kişilerin hayatının veya hürriyetinin, ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi düşünceleri nedeniyle tehdit altında olmaması b) Kişilerin işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya muameleye tabi tutulacağı ülkelere geri gönderilmemesi ilkesinin uygulanıyor olması c) Kişinin mülteci statüsü talep etme ve mülteci olarak nitelendirilmesi durumunda Sözleşmeye uygun olarak koruma elde etme imkânının bulunması ç) Kişinin ciddi zarar görme riskinin olmaması (3) Bir ülkenin başvuru sahibi için güvenli üçüncü ülke olup olmadığı, başvuru sahibinin ilgili üçüncü ülkeye gönderilmesini makul kılacak bu kişi ve ülke arasındaki bağlantılar da dâhil olmak üzere, her başvuru sahibi için ayrı olarak değerlendirilir.”

[32] AYM’nin 2017/29420 başvuru numaralı, Resmî Gazete Tarih ve Sayı: 06 Ocak 2021 – 31356 sayılı ve 03 Aralık 2020 tarihli ilamında: “Menşei ülkesinde yaşanan olağanüstü durumun uluslararası raporlarla kanıtlanmasına rağmen insani ikamet iznine talebi reddedilen yabancının hak ihlaline uğradığından bahisle AYM, idarenin takdiri niteliğini sınırlamış ve başvurucu lehine ihlal kararı ve tazminat verilmesine karar vermiştir.” Erişim Tarihi: 01 Kasım 2022, Erişim Linki: https://www.hukukihaber.net/sinir-disi-etme-kararina-karsi-acilan-davanin-sureci-durdurmamasi-nedeniyle-etkili-basvuru-hakkinin-ihlal-edilmesi

[33] YUKK, Resmî Gazete Sayı: 28615, Kabul Tarihi: 04 Nisan 2013, Yayımlanma Tarihi: 11 Nisan 2013, Kanun Nu: 6458, Yayımlandığı Düstur: Tertip 5, Cilt: 53, Erişim Tarihi: 01 Kasım 2025, Erişim Linki: https://mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.6458.pdf, md. 46.

[34] YUKKİY, Resmî Gazete Sayı: 29656 Yayımlanma Tarihi: 17 Mart 2016, Erişim Tarihi: 01 Kasım 2025, Erişim Linki: https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2016/03/20160317-11.htm md.44/6: “İnsani ikamet izinleri HK hükümlerine tabidir. İnsani ikamet izni şartlarının oluşması halinde daha önce ikamet süresinin ihlali nedeniyle hesaplanan harcın ödenmemesi insani ikamet izni verilmesine engel teşkil etmez.”

[35] HK, Resmî Gazete Sayı: 11756 Kabul Tarihi: 02 Temmuz 1964, Yayımlandığı Resmî Gazete Tarih: 17 Temmuz 1964, Sayı: 11756, Kanun Nu: 492, Yayımlandığı Düstur: Tertip: 5, Cilt: 3, Sayfa: 2760 Erişim Tarihi: 01 Kasım 2025, Erişim Linki: https://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.492.pdf md.89: “Pasaport, ikamet tezkeresi, çalışma izni, çalışma izni muafiyeti ve tasdik harçları, (6) sayılı tarifede yazılı işlemlerden, işlemin nevi ve mahiyetine göre maktu esas üzerinden alınır.”

[36] “Türkiye’ye sığınmış olan Iraklı Türkmenler gibi gruplara ya da esasında uluslararası korumaya ihtiyaç duyan zorunlu göçmenlere verildiği dikkate alındığında bu yabancıların temel sağlık hizmetlerinden dahi ücretsiz yararlanamıyor olması YUKK kapsamında bu ikamet izin türünün düzenlenme gerekçesiyle çelişmektedir.” Detaylı bilgi için ayrıca bkz. Sibel Tutar, Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, E-ISSN: 2587-005X https://dergipark.org.tr/tr/pub/dpusbe Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı: 83, Yıl: 2025 379-392; DOI: 10.51290/dpusbe.1595338, Türkiye’nin Uluslararası Göç Rejiminde İnsani İkamet İzninin İstisnai Niteliği ve Analizi, Tarih: 30 Ocak 2025, Erişim Tarihi: 01 Kasım 2025, Erişim Linki: https://dergipark.org.tr/tr/pub/dpusbe/issue/90239/1595338.

[37] Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, Kanun Nu: 2709, Kabul Tarihi: 18 Ekim 1982, Yayımlandığı Resmi Gazete: Tarih: 09 Kasım 1982, Sayı: 17863 (Mükerrer), Yayımlandığı Düstur: Tertip: 5, Cilt: 22, Sayfa: 3, Erişim Tarihi: 01 Kasım 2022, Erişim Linki: https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=2709&MevzuatTur=1&MevzuatTertip=5 md.2: “Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir.” ve md.10: “Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.”

[38] YUKK, Resmî Gazete Sayı: 28615, Kabul Tarihi: 04 Nisan 2013, Yayımlanma Tarihi: 11 Nisan 2013, Kanun Nu: 6458, Yayımlandığı Düstur: Tertip 5, Cilt: 53, Erişim Tarihi: 01 Kasım 2025, Erişim Linki: https://mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.6458.pdf, md. 46/1.

[39] YUKKİY, Resmî Gazete Sayı: 29656 Yayımlanma Tarihi: 17 Mart 2016, Erişim Tarihi: 01 Kasım 2025, Erişim Linki: https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2016/03/20160317-11.htm md. 27/1-d: “İkamet izni çeşitleri şunlardır: Her defasında en fazla bir yılık süreyle verilen insani ikamet izni.”

[40] Danıştay 10’uncu Dairesi’nin 2022/1525 Esas, 2022/1969 Karar sayılı ve 11 Nisan 2022 tarihli ilamında: “Türkiye içinden yapılan ikamet izni talebinin reddi, ikamet izninin uzatılmaması veya iptali ile bu işlemlerin tebliği valiliklerce yapılır." hükmü yer almaktadır. Aynı Kanun'un 46. maddesi, 1. fıkrasında da Bakanlıkça belirlenen sürelerle sınırlı olmak kaydıyla ve Genel Müdürlüğün onayı alınarak valiliklerce insani ikamet izni verilebileceği öngörülmüştür.” hükmü verilmiştir. Erişim Tarihi: 01 Kasım 2022, Erişim Linki: https://www.sonkarar.com/kararlar/danistay-10-daire-2022-1525-esas-2022-1969-karari-4345b509-7137-52ae-9eb9-51c89f0a8f36.

[41] Danıştay 10’uncu Dairesi’nin 2018/1234 Esas ve 2020/567 Karar sayılı ve 31 Ekim 2022 tarihli ilamında: “Türkiye’ye insani ikamet izni başvuru yapan yabancının kamu güvenliği oluşturduğu somut delillerle tespit edilmiş ve söz konusu başvuru reddedilmiştir.” hükmü verilmiştir. Erişim Tarihi: 01 Kasım 2022, Erişim Linki: https://www.sonkarar.com/kararlar/danistay-10-daire-2018-1234-esas-2022-4860-karari-9757f08a-6453-5019-a372-caab7c82d13d.

[42] İstanbul BİM 9’uncu İdare Mahkemesi’nin 2024/3225 Esas ve 2025/75 Karar sayılı ve 08 Ocak 2025 tarihli ilamında: “Mısır uyruklu davacı tarafından insani ikamet izni başvurusunun reddine ilişkin İstanbul Valiliği İl Göç İdaresi Müdürlüğü işleminin iptali istemiyle açılan davada, avacı tarafından Ukrayna pasaportunun sahte çıktığını, bu sebeple ikamet izni alamadığını, Mısır'daki siyasi sorunlar sebebiyle 3 yıl hapiste kaldığını, ülkesindeki siyasi sebeplerle çıkış-giriş yapamadığını ileri sürülerek insani ikamet izni talebinde bulunduğu görülmüşse de davalı idarece yapılan davacının 01.10.2021 tarihinde Ukrayna pasaportu ile ülkemize yasal giriş yaptığı aynı pasaport ile 11.10.2018-11.04.2021 tarihleri arasında artarda 3 kere kısa dönem ikamet izni aldığının tespit edildiği, davacının hali hazırda ülkesinde hakkında bir ceza kararı bulunmadığı, davacı tarafından insani ikamet izni talebinde iddia ettiği insanlık dışı muameleye ilişkin somut her hangi bir belge (fotoğraf, video, haber, şikayet, hastane raporu, tanık ifadesi vs) sunulmadığı, insani ikamet izni için gerekli bu hallerden herhangi birini haiz olduğuna dair somut bir bilgi ve belge ortaya koymadan başvuruda bulunulduğu anlaşıldığından davacının insani ikamet izni talebinin şartları taşımadığından bahisle reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı…” hükmü verilmiştir. Erişim Tarihi: 01 Kasım 2025, Erişim Linki: https://29b13951316a490bc215ebb98f180002769de725.vetisonline.com/ictihat/bolge-idare-mahkemesi/istanbul-bim9-idd-e-2024-3225-k-2025-75-t-8-1-2025, Lexpera Hukuk Bilgi Sistemi, Sakarya Üniversitesi Kütüphanesi.

[43] AYM’nin 2017/24261 başvuru numaralı, Resmî Gazete Tarih ve Sayı: 09 Aralık 2020 – 31329 sayılı ve 30 Eylül 2020 tarihli ilamında: “İran uyruklu Majid Momtaz’ın uluslararası koruma talebinin reddi üzerine verilen insani ikamet izninin, koruma gerekçelerinin ortadan kalkması ve sahte belge kullanımı tespit edilmesi nedeniyle uzatılmaması hukuka uygun bulunmuştur. Danıştay 10. Daire, idare mahkemesinin bu yöndeki kararını onamış, YUKK m. 47 ve m. 54/1-c uyarınca şartların sona ermesi ile sahte belge kullanımının izni geçersiz kıldığını vurgulamıştır. Ancak AYM, sınır dışı kararının usulüne uygun tebliğ edilmemesi ve dava açma süresinin etkin işletilmemesi nedeniyle etkili başvuru hakkının (AİHS m. 13) ihlal edildiğine…” hükmü verilmiştir. Erişim Tarihi: 01 Kasım 2025, Erişim Linki: https://www.hukukihaber.net/kamu-duzenini-tehdit-eden-eylemleri-nedeniyle-sinir-disi-edilen-basvurucunun-aile-hayatina-saygi-hakkinin-ihlal-edilmedigi

[44] İdari Yargılama Usulü Kanunu (İYUK), Resmî Gazete, 17580, (06 Ocak 1982), Kanun nu: 2577, md.11: “1. İlgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebilir. Bu başvurma, işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durdurur. 2. Otuz gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır.8 3. İsteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresi yeniden işlemeye başlar ve başvurma tarihine kadar geçmiş süre de hesaba katılır.”

[45] YUKK, Resmî Gazete Sayı: 28615, Kabul Tarihi: 04 Nisan 2013, Yayımlanma Tarihi: 11 Nisan 2013, Kanun Nu: 6458, Yayımlandığı Düstur: Tertip 5, Cilt: 53, Erişim Tarihi: 01 Kasım 2025, Erişim Linki: https://mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.6458.pdf, md. 53: “(1) Sınır dışı etme kararı, Genel Müdürlüğün talimatı üzerine veya resen valiliklerce alınır. (2) Karar, gerekçeleriyle birlikte hakkında sınır dışı etme kararı alınan yabancıya veya yasal temsilcisine ya da avukatına tebliğ edilir. Hakkında sınır dışı etme kararı alınan yabancı, bir avukat tarafından temsil edilmiyorsa kendisi veya yasal temsilcisi, kararın sonucu, itiraz usulleri ve süreleri hakkında bilgilendirilir. (3) (Değişik:21/11/2024-7533/36 md.) Yabancı veya yasal temsilcisi ya da avukatı, sınır dışı etme kararına karşı, kararın tebliğinden itibaren yedi gün içinde idare mahkemesine başvurabilir. Mahkemeye başvuran kişi, sınır dışı etme kararını veren makama da başvurusunu bildirir. Mahkemeye yapılan başvurularda savunmanın verilmesi veya savunma verme süresinin geçmesiyle dosya tekemmül etmiş sayılır. Davacının gösterdiği adrese tebligat yapılamaması halinde, 2577 sayılı Kanunun 26’ncı maddesinin üçüncü fıkrasında öngörülen süre iki ay olarak uygulanır. Duruşma yapılması mahkemenin takdirine bağlıdır. Başvurular dosyanın tekemmülünden veya ara karar ya da duruşma yapılması gereken hâllerde bunların tamamlanmasından itibaren on beş gün içinde sonuçlandırılır. Mahkemenin bu konuda vermiş olduğu karar kesindir. Yabancının rızası saklı kalmak kaydıyla, dava açma süresi içinde veya yargı yoluna başvurulması hâlinde yargılama sonuçlanıncaya kadar yabancı sınır dışı edilmez.”

[46] İdari Yargılama Usulü Kanunu (İYUK), Resmî Gazete, 17580, (06 Ocak 1982), Kanun nu: 2577, md.32: “1. Göreve ilişkin hükümler saklı kalmak şartıyla bu Kanunda veya özel kanunlarda yetkili idare mahkemesinin gösterilmemiş olması halinde, yetkili idare mahkemesi, dava konusu olan idari işlemi veya idari sözleşmeyi yapan idari merciin bulunduğu yerdeki idare mahkemesidir. 2. Bu Kanunun uygulanmasında yetki kamu düzenindendir.”

[47] İtalya Brescia Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 10 Mart 2022 tarihli ilamında: “İkincil koruma statüsü verilen başvurucunun, İtalya'da insani ikamet izninin uzatılması talebinde bulunmasından bahisle koruma altında olmasına rağmen köken ülkesine dönmesi durumunda ciddi bir tehlike riskiyle karşı karşıya kalmayacağından bahisle AB Dönüş Direktifi (2008/115/EC) madde 19 kapsamında başvurusunun reddedilmesinin reddedilmesinin hukuka uygun olduğuna ve başvurucunun ikincil koruma statüsünde olsa bile menşei ülkesine dönme riskinin tehlike yaratmadığına…” hüküm verilmiştir. Son Güncelleme Tarihi: 04 Eylül 2025, Erişim Tarihi: 01 Kasım 2025, Erişim Linki: https://asylumineurope.org/reports/country/italy/content-international-protection/status-and-residence/residence-permit/

[48] Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın (CJEU). X ve X v. Belçika (C-638/16 PPU). 07 Mart 2017 tarihli kararında: Davacı Suriyeli ailenin Belçika Büyükelçiliği'ne başvurmuş olduğu Aile, AB Vize Kodu (Reg. 810/2009) insani vize talebi reddedilmesinden bahisle AB üyesi devletlerin insani vize veya ikamet izni verme yükümlülüklerinin olup olmadığına ve başvurunun reddedilmesinin hukuka uygun olup olmadığına karar verilmiş, bu açıdan başvurunun reddinin non-refoulement ilkesine aykırı olmadığı ve somut inceleme yapılmak suretiyle verildiği, Belçika'nın başvuruyu reddetmesi hukuka uygun bulunduğu..." hükmü verilmiştir. Erişim Tarihi: 01 Kasım 2025, Erişim Linki: https://eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/TXT/PDF/?uri=CELEX:62016CJ0638

[49] Almanya Magdeburg İdari Mahkemesi’nin (3 B 382/21 MD), 17 Ocak 2022 tarihli kararı, Erişim Tarihi: 01 Kasım 2025, Erişim Linki: https://euaa.europa.eu/asylum-report-2022/434-admissibility-procedures