GİRİŞ VE AMAÇ
İstatistiklere göre çocuğun istismar edilmesi gün geçtikçe artmaktadır. Adalet Bakanlığı'nın yayımladığı 2019 yılına ait adli istatistiklere göre 2018 yılında Türkiye'de "cinsel dokunulmazlığa karşı suç" kapsamında 49 bin 57 dava açıldı. Bunların 22 bin 689'u, yani yarıya yakını çocuklara yönelik cinsel istismar suçlarıydı.
Çocuğun istismarı suçu ağır ceza mahkemesinde yargılaması yapılan ve suçun failinin sekiz yıldan on beş yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırıldığı bir suçtur. Bu çalışmada ebeveynlerin ihmali sonucu, bu suçun meydana gelmesi üzerinden hukuki görüşlerimizi açıklayacağız. Mevcut mevzuatımızda bakım yükümlülüğünü ihlal eden kişinin cezalandırılması için şikayet aranmaktadır. Bu düzenlemeyi yetersiz görmekte ve resen soruşturma başlatılması gerektiği kanaatindeyiz. Ayrıca sarkıntılık suretiyle cinsel istismar suçu için şikayetin aranmaması gerektiğini düşünüyoruz. Ancak ne yazık ki; birçok istismar vakası, annenin ihmali sonucu meydana gelmektedir. Mevzuattaki önemli bir eksiklik olarak görmekte ve bu konu hakkında acilen düzenleme yapılmasını gerektiğini kanaatindeyiz.
HUKUKİ DAYANAK
Eşlerin evlenmesi ve çocuk sahibi olmaları sonucu aldıkları annelik, babalık sıfatları vardır. Her isteyen çocuk sahibi olamayacağı gibi, her çocuk sahibi olan kişinin çocuğu üzerinde sorumluluk ve yükümlülükleri bulunmaktadır. Ancak günümüzde pek çok ebeveyn çocuğu ile ilgili sorumluluklarını ihmal etmektedir. Bu ihmaller sonucunda telafisi zor ya da mümkün olmayan sonuçlar meydana gelmektedir. Ebeveyn ihmali sonucu meydana gelen vakalardan biri de istismar vakalarıdır. Özellikle 0-12 yaş ciddi bir dönemdir. Bu yaş aralığında çocuk sahibi olan karı-kocaların, çok dikkatli olmaları, beklenenin üzerinde özen ve dikkat gösterme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bunun gerekçesi, henüz psiko-sosyal gelişimini tamamlayamamış bir çocuğun özgürce hareket edebilme, her istediği kişi ile iletişim kurabilme hakkının olmamasıdır. Aksi takdirde vaka oranlarına dayalı olarak cinsel istismara uğrama ihtimali çok yüksektir.
*İzmir Barosu’na bağlı avukat, DEU SBE YL öğrencisi
TCK Madde 233/1 - Aile hukukundan doğan bakım, eğitim veya destek olma yükümlülüğünü yerine getirmeyen kişi, şikâyet üzerine, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
TCK m.233/3 - Velayet hakları kaldırılmış olsa da, itiyadi sarhoşluk, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin kullanılması ya da onur kırıcı tavır ve hareketlerin sonucu maddi ve manevi özen noksanlığı nedeniyle çocuklarının ahlak, güvenlik ve sağlığını ağır şekilde tehlikeye sokan ana veya baba, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 1.Maddesine göre, 18 yaşından küçük her insan çocuk sayılmaktadır. 5395 Sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 3. Maddesi uyarınca daha erken ergin (reşit) olsa bile 18 yaşını doldurmamış kimse çocuk sayılmaktadır.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 6. Maddesi uyarınca da çocuk deyiminden 18 yaşını doldurmamış kişi anlaşılmaktadır.
TMK Madde 328 - Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler.
Bazı anne-babalar; çocuklar üzerinde sınırsız hak iddia edebileceklerini düşünmektedir, ki bu çok hatalı bir yaklaşımdır. Devletin, ihmal edilen çocuk için tedbir alma yetkisi mevcuttur. İstatistiklere göre istismar vakaların birçoğu akraba, komşu gibi yakın ilişkili kişiler arasından ortaya çıkmaktadır. Bu sebeple yakın ilişkili kişiler ile olan iletişime dikkat edilmelidir. Anne-babalar her isteyen kişiye çocuğunu sevdirmemelidir. Çocuk; hak ehliyetine sahip bir kişidir. Hiçkimsenin malı değildir. Üzerinde sınırsızca tasarrufta bulunulamaz. Devletin de birçok yükümlülüğü bulunmaktadır, konuyu ayrıntılı olarak anlattığım makalemi okuyabilirsiniz. () Bu sebeple üzerinde fazla durulmayacaktır. Aile Bakanlığı; sadece suç işlendiğinde, ceza davalarında olmakla yetinmeyip, anne-babaları dahi pedagoglar vasıtasıyla denetlemelidir.
TARTIŞMA VE SONUÇ
Çocuk sahibi olmak kanunun çizdiği sınırlar çerçevesinde her vatandaşın hakkıdır. Ancak bir çocuk, ergin birey olana dek, anne-babaların çocuk üzerindeki sorumluluk ve yükümlülüklerine özen ve dikkat göstermesi gerekmektedir. Çocuk metalaştırılmamalıdır. Anne veya baba ihmali sonucu, çocuk istismara uğradığı takdirde, her anne veya baba en az 1 ay tazyik hapsine çarptırılmalıdır. Şikayet aranmaksızın, re’sen ceza verilmelidir. Yaptırımın uygulanabilmesi için kesin hükmün beklenmesine gerek yoktur. Çocuğun cinsel istismara uğradığı sosyal çalışmacı raporu veya adli tıp raporu ile desteklendiği takdirde anne veya babaya ceza verilmelidir. Baba çalışıyor, çalışma süresi içinde istismar suçu gerçekleştiyse anne cezalandırılmalıdır. Boşanmış kişilerde, velayet kimde ise yani çocuk olay günü kimin yanında ise o kişi cezalandırılmalıdır. Çocuk bir kişinin yanına bırakılmışsa ve yanına bırakıldığı kişi veya yabancı bir kişi tarafından(istismar suçunun faili zaten tespit edilip cezalandırılır, makalenin konusu değildir) istismara uğradıysa hem anne hem baba cezalandırılmalıdır. Yaptırımın caydırıcı olması sebebiyle önemli oranda çocuğun ihmal edilmesinin önüne geçilmiş olacaktır. Düzenleme yapıldığı takdirde, çocukların istismara uğrama oranının azalacağını düşünmekteyiz.