Hayvanların da insanlar gibi hayatta kalma ve yaşama hakları vardır. Hayvanların eşya olarak görülüp, evcil veya sahipli hayvana bu nedenle, yani mülkiyet hakkı kapsamında koruma öngörülmemesi ve sahipsiz hayvanların gözardı edilip hukuki güvenceye kavuşturulmaması veya bu konuda sadece kabahat nev’inden suç ve cezalara yer verilmesi, sahipli ve sahipsiz hayvanların korunması için Ceza Hukukunun fonksiyonlarından yararlanılmaması, bugüne kadar bu alanda yasal düzenlemeye gidilmemesi yanlıştır, eksiklik ve duyarsızlıktır, insani ve vicdani de değildir.
Hayvanların korunmasına ilişkin suç ve cezalarda hukuki yarar; hayvan yaşamının ve sağlığının korunması olabileceği gibi, özellikle sahipli hayvanlar bakımından mülkiyet hakkının korunmasından da bahsedilebilir, ancak hayvan sağlığının korunması amacının tercih edilmesi isabetli olacaktır. Mukayeseli Hukukta; hayvanların korunması ile ilgili ceza düzenlemelerinin, çocukların ve yaşlıların korunması ile aile içi şiddetin önlenmesinde ayrıca yararlı olduğu gözlemlenmektedir. Çünkü hayvan haklarının korunmasını kapsayacak şekilde duyarlılık gösteren bir Ceza Hukuku sistemi, toplumda özel korumaya muhtaç insanlara karşı işlenen suçlara da hassasiyetle yaklaşacak ve “zayıfa karşı işlenen” suçlarda caydırıcılığı sağlayacaktır.
Aşağıda, hayvanların Ceza Hukuku vasıtasıyla korunmasına ilişkin önerilerimize yer verilmiştir.
1- Bir hayvanı hukuka aykırı olarak kasten öldüren kişi bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Canavarca hisle veya eziyet çektirerek hayvan öldüren kişi iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Bu suçun sahipli veya soyunun tükenmesi tehlikesi bulunan hayvana karşı işlenmesi halinde verilecek ceza bir kat artırılır.
Bu suçun kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle veya kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılarak işlenmesi halinde, cezalar yarı oranında artırılır.
2- Hukuka aykırı olarak kasten hayvan yaralayan kişi üç aydan altı aya kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Yaralama suçu ile hayvanın duyularından veya organlarından birisinin işlevinin sürekli zayıflaması veya işlevini kaybetmesi veya yaşamının tehlikeye girmesi halinde, altı aydan bir yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Eziyet çektirilmek suretiyle hayvanın yaralanması halinde ise, yukarıda verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Bu suçun sahipli veya soyunun tükenmesi tehlikesi bulunan hayvana karşı işlenmesi halinde verilecek ceza bir kat artırılır.
Bu suçun kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle veya kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılarak işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
3- Hayvanın vücuduna organ veya sair cisim sokulması suretiyle cinsel saldırıda bulunan kişiye bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası verilir.
Cinsel saldırı için başvurulan cebir ve şiddetin hayvanın yaralanmasına sebep olması halinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin ceza tatbik edilir.
Cinsel saldırı sonucunda hayvanın bitkisel hayata girmesi veya ölümü halinde, ilk fıkraya göre verilecek ceza yarı oranında artırılır. Hayvanın sahipli olması halinde artırım bir kat olarak uygulanır.
Bu suçların sahipli veya soyunun tükenmesi tehlikesi bulunan hayvana karşı işlenmesi halinde verilecek ceza bir kat artırılır.
4- Sahip olduğu hayvanı terk eden kimse adli para cezası ile cezalandırılır.
Terk dolayısıyla hayvan hastalığa yakalanmış, yaralanmış veya ölmüşse, terk eden kişi üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
5- Kasten veya taksirle yaraladığı bir hayvanı terk ederek ölümüne, sakat kalmasına veya organ veya duyularından birisinin kaybına sebebiyet veren kişi üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Sonuç olarak;
Hayvanlar eşya değildir. Bu konuda Türk Medeni Kanunu ve Türk Ceza Kanunu hükümleri değişmelidir. Hukuka uygunluk nedenleri dışında hayvan ticareti yasaklanmalı ve hukuka uygunluk sebeplerinin neler olacağı kanunla gösterilmelidir. Ayrıca; memeli hayvanlar ile kuş, böcek, balık ve sürüngenlerin ayırımları, bunlarla ilgili hukuka uygunluk sebepleri, yine dini, mesleki veya kamu sağlığının korunmasına bağlı nedenlerle ortaya çıkan hukuka uygunluk halleri, avcılık konusunda sınırlayıcı düzenleme getirilip getirilmeyeceği, cezaların azlığı veya çokluğu ile infaz usulleri ayrıca değerlendirilmelidir. Kanaatimizce “Hayvan Hakları Kanunu” veya “Hayvanları Koruma Kanunu” adı altında özel bir kanunla veya Türk Ceza Kanunu’na eklenecek özel suç tipleri ile bu sorun çözülebilir. Hayvanların korunmasında Kabahatler Kanunu’nda yapılacak düzenlemeler ise yetersiz kalacaktır.
Bir görüşe göre, hayvanları öldüren veya hayvanlara eziyet eden kişilerin toplum için oluşturdukları tehdit yalnızca hapis cezası yoluyla bertaraf edilemez. Hapis cezası, özellikle istikrarsız infaz politikası uygulandığında yeterli caydırıcı etkiye sahip değildir. Bu nedenle, hayvanlara karşı suç işleyenlerin daha farklı yaptırımlara tabi tutulması gerektiği düşünülebilir. Örneğin, bu kişiler hakkında tatbik edilecek güvenlik tedbirlerinin infaz süreleri iki kat uygulanabilir. Bu kapsamda, hayvanlara karşı suç işleyenlerin hapis cezası ile birlikte psikolojik açıdan hastaneye sevki ile tedavi edilmesi öngörülebilir. Çünkü hayvana zarar verme, bu kişilerin ileride toplum için daha tehlikeli suçlar işleyebileceğini gösteren, deyim yerinde ise “işaret fişeği” niteliğinde suç tipini oluşturmaktadır. Hayvana karşı işlenen suçlarda da sadece uslandırma değil, özellikle suçu önleme ve suçtan caydırma amaçları da ön planda tutulmalıdır.
(Bu köşe yazısı, sayın Prof. Dr. Ersan ŞEN tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)