Daha önce “Yüksek yargıda maaş düzenlemesinin iptali” başlıklı Hukuki Haber Net’e yayınladığım yazımda 5/04/2023 günlü Resmi Gazete’de yayımlanan 7447 Sayılı Kanun ile; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, Danıştay Başsavcısı, Yargıtay-Danıştay Birinci Başkan Vekilleri, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vekili ve Yargıtay-Danıştay-Sayıştay Daire Başkanlarına verilen yüksek hâkimlik tazminatı oranlarının yükseltilerek Anayasa Mahkemesi Başkan ve Üyeleri ile eşit duruma getirildiğini ancak tazminat oranlarının yükseltilmesinden Yargıtay üyeliğine seçilmeye hak kazanmış 1. Sınıf Hâkim ve C. Savcılarının tazminat oranlarının yükseltilmemesi nedeni ile düzenlemenin Anayasa da belirtilen "hukuk devleti, yargı bağımsızlığı ve eşitlik ilkeleri ile çalışma barışının sağlanması" kurallarına aykırı olduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiğini belirtmiştim.
Anayasa Mahkemesi iptal kararının yürürlük maddesini de kararın Resmi Gazete'de yayımlanmasından itibaren 6 ay sonra olarak belirlemişti.
2802 sayılı Kanun'un " Aylık tablosu" başlıklı 103.maddesinde kıstas aylığı oluşturan her bir ödeme unsurunun; c) bendinde Yargıtay ve Danıştay Üyelerine % 86'sı, ç) bendinde Birinci Sınıf Hakim ve Savcılara ise % 79'u oranında olduğu düzenlenmiş iken, 05.04.2023 tarihli Resmi Gazete (R.G) de yayımlanarak yürürlüğe giren 7447 sayılı Kanunun 2.maddesi ile; "% 83'ü " ibaresi "% 86'sı" şeklinde değiştirilmiş, Birinci Sınıf Hakim ve Savcıların % 79 olan aylık ödeme oranı ise aynı kalmıştır.
Böylece Yargıtay ve Danıştay Üyeleri ile Birinci Sınıf Hakim ve Savcılar arasında kıstas aylıklarını oluşturan her bir ödeme unsurunda; Birinci Sınıf Hakim ve Savcıların aleyhine olacak şekilde ve bariz düzeyde fark oluşturulmuştu.
Aynı 7447 sayılı Kanunun 3.maddesi ile 2802 sayılı Kanun'un 106 ncı maddesinin altıncı fıkrasının birinci cümlesi; Yargıtay ve Danıştay üyelerine 40.0000, 1.Sınıfa ayrılmış Hakim ve Savcılara 15.000 gösterge rakamının memur aylıklarına uygulanan ile çarpımı sonucu bulunacak miktarda aylık ek tazminat ödeneceği şeklinde değiştirilmiştir.
Bu düzenlemeyle ek tazminat yönünden de Yargıtay ve Danıştay Üyeleri ile 1.Sınıf Hakim ve Savcılar arasında, yine Birinci Sınıf Hakim ve Savcıların aleyhine olacak şekilde ve açık düzeyde 2. kez yine fark oluşturulmuştur.
Yine 7447 sayılı Kanun'un 4.maddesi ile 2802 sayılı Kanun'a ekli (1) sayılı "Ek Gösterge Cetvelinin" sırası ve gösterge rakamları değiştirilerek; Yargıtay ve Danıştay Üyeleri için ek gösterge rakamı 8.000'e, Birinci Sınıf Hakim ve Savcılıkta üç yılını doldurup Yargıtay ve Danıştay üyeliğine seçilme hakkını kaybetmemiş olanlar ve Adalet Bakanlığı Müsteşarı için 7.800'e çıkartılmıştır.
Böylece ek gösterge rakamı yönünden de Yargıtay ve Danıştay Üyeleri ile Birinci Sınıf Hakim ve Savcılar arasında yine Birinci Sınıf Hakim ve Savcıların aleyhine olacak şekilde ve bariz düzeyde 3. kez yine fark oluşturulmuştur.
Ayrıca Yargıtay ve Danıştay Üyeleri ile Birinci Sınıf Hakim ve Savcılara 270 sayılı Yüksek Hakimlik Tazminatı Hakkındaki Kanun Hükmündeki Kararname (KHK) gereğince Yüksek Hakimlik yani makam Tazminatı da ödenmektedir. Bu tazminatın gösterge rakamı da 570 sayılı KHK ile değişik 270 sayılı KHK'nın 1.maddesinde gerek Yargıtay ve Danıştay Üyeleri gerek Birinci Sınıf Hakim ve Savcılar için aynı ve 7.000'dir.
Yine 7447 sayılı Kanun'un 16.maddesiyle Yargıtay ve Danıştay Üyeleri; Cetvelin 3.sırasından çıkartılarak 2.sırasına eklenmiş, 2.sırada yer alan Yüksek Hakimlik tazminatı gösterge rakamı da 17.000'e yükseltilmiştir.
Böylelikle Yargıtay ve Danıştay Üyeleri makam tazminatı yönünden, hem Birinci Sınıf Hakim ve Savcılardan ayrıştırılmış, hem de Birinci Sınıf Hakim ve Savcılar için 7.000 olarak aynı kalan gösterge rakamı Yargıtay ve Danıştay Üyeleri için 17.000'e yükseltilerek aralarında bariz düzeyde 4. kez yine fark oluşturulmuştur.
Buna bağlı olarak Birinci Sınıf Hakim ve Savcıların 17.000 olan Temsil Tazminatı gösterge rakamı da aynı kalmış, Yargıtay ve Danıştay Üyelerinin Temsil Tazminatı gösterge rakamı ise 17.000 olan Yüksek Hakimlik Tazminatına karşılık gelen 20.000 gösterge rakamına yükselmiş yine bir fark daha oluşmuştur.
Sonuç olarak; 7447 sayılı torba Kanun'un 2,3,4 ve 16.maddeleri ile yapılan her değişiklikle Anayasa'nın 139.maddesinde güvence altına alınan "hakimlik teminatı" bakımından aralarında fark bulunmayan Yargıtay ve Danıştay Üyeleri ile Birinci Sınıf Hakim ve Savcılar arasında makul ve orantılı olduğu kabul edilemeyecek düzeyde bariz maaş farkı meydana getirilmiştir.
AYM'nin 11.10.2023 tarih, 2023/104 Esas, 2023/177 sayılı kararı ile özetle; aylık ve ödeneklerine ilişkin özlük hakları bakımından adli ve idari yargı Hakim ve Savcıları ile Yargıtay ve Danıştay Üyelerinin 2802 sayılı Kanun Hükümlerine tabi oldukları, 2802 sayılı Kanunun 103.maddesinde aylık ödeme, 106.maddesinde aylık yargı ödeneği ve ek ödemenin düzenlendiğini, ücret, maaş, yaşlılık aylığı, emeklilik ikramiyesi gibi ödemelerin mülkiyet hakkı kapsamında olduğu, Anayasanın 139.maddesinde öngörülen "hakimlik teminatının" Yargıtay ve Danıştay üyeleri için de geçerli olduğu Yargıtay ve Danıştay Üyeleri için hakimlik teminatından farkla nitelikte "yüksek hakimlik teminatı" öngörülmediği, ek tazminatın hesaplanmasında üyeler için 40.000, birinci sınıf hakim ve savcılar için 15.000 gösterge rakamının özellikle birinci sınıf hakim ve savcılar için önemli ölçüde gelir farkı meydana getirdiğini, bunun yargı hizmetinin yerine getirilmesinde huzursuzluk ve kırgınlığa neden olacağı, Anayasada güvence altına alınan " hakimlik teminatı" bakımından farkları bulunmayan birinci sınıf hakim ve savcılar ile Yargıtay ve Danıştay üyeleri arasındaki maaş farkının çalışma barışını bozacak düzeyde olup makul ve orantılı olduğu söylenemeyeceğinden, hukuk devleti ilkesi ve mülkiyet hakkı bağlamında eşitlik ilkesine aykırılık oluşturduğundan 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunun 29.06.2006 tarihli ve 5536 sayılı Kanun'nun 3.maddesiyle başlığı değiştirilen 106.maddesine 12.12.2014 tarihli ve 6572 sayılı Kanun'un 29.maddesiyle eklenen altıncı fıkrasının 30.03.2023 tarihli ve 7447 sayılı Kanun'un 3.maddesiyle değiştirilen birinci cümlesinin Anayasa'ya aykırı olduğundan İPTALİNE karar vermişti.
Bu iptal kararının yürürlüğe girme süresinde TBMM 02.08.2024 tarihli RG'de yayımlanan 7524 Sayılı Kanun'un 58.maddesi ile 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanun'un 106. maddesinin altıncı fıkrası özetle; Yargıtay, Danıştay Başkanları, Başsavcıları, Daire Başkanları ve Üyeleri ile Adalet Bakanlığı Müsteşarına (40.000), Birinci Sınıf Hakim ve Savcılardan 103.maddedeki aylık ödeme oranı % 86 olanlara ve Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulu ile Hakimler ve Savcılar Kurulu Teftiş Kurulunda fiilen görev yapan müfettişlere (35.000); diğer Birinci Sınıf Hakim ve Savcılara (30.000), Birinci Sınıfa ayrılmış Hakim ve Savcılara (26.000), diğer Hakim ve Savcılara ise (22.500) gösterge rakamının memur aylıklarına uygulanan katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak miktarda aylık Ek Tazminat ödenir şeklinde değiştirildi.
Bu düzenlemeye göre yaklaşık olarak hâkim ve savcıların ücretleri; Yargıtay ve Danıştay mensupları ile Adalet Bakanlığı Müsteşarı için ele geçen maaşlarında 30.000,00 TL, birinci sınıf olup aylık ödeme oranı %86 olanların maaşlarına 18.155,92 TL, birinci sınıf hakim ve savcıların maaşlarına 13.616,94 TL, birinci sınıfa ayrılanlar için 9.985,75 TL, diğer hâkimler ve savcılar için 6.808,47 TL, müfettişler için 4.538,98 TL artış sağlanmıştır.
25.000 kişilik hakim ve savcının, 20.000'i Yargıtay-Danıştay veya birinci sınıf olmayan hâkim ve savcılardan oluşmakta olduklarından bunların maaşlarında 6.808,47 TL'le civarında bir artış olmuştur.
Bu artışlar halen fiilen görevde olan tüm çalışan hakim ve savcılara yansıtılmıştır.
Ayrıca 7524 Sayılı Kanun'un 58.maddesi ile gerçekleştirilen artışlardan EMEKLİ olan Yargıtay ve Danıştay üyeleri de yararlandırılmış, ancak diğer EMEKLİ hakim ve Savcılara yansıtılmamıştır.
Emekli bir Yargıtay Üyesine SGK tarafından 01.07. 2024 ve 01.08.2024 tarihlerinde emekli maaşı 79.859,67 TL olarak yatırılmıştır.
Aynı 01.07.2024 ve 01.08.2024 tarihlerinde SGK tarafından yatırılan 1. sınıf bir hakimin emekli maaşımda yine her iki ayda da 66.986,55 olarak yatırılmıştır. Bu druma göre Yargıtaydan emekli olan bir yargıç ile emekli birinci sınıf bir yargıcın-savcının emekli maaşları aramdaki maaş farkı 12.873,12 TL olup, bu fark makul ve orantılı kabul edilemeyecek düzeydedir.
Ödenmesi açıkça görevde olma koşuluna bağlanmayan her zammın başkaca her hangi bir düzenleme gerektirmeden emeklilere de yansıtılacağı tartışmasızdır.
Nitekim AYM'nin 28.11.2011 tarihli R.G'de yayımlanarak yürürlüğe giren 2008/56 Esas, 2011/58 sayılı Kararının 47.sayfasında aynen; "2802 sayılı Kanun'da yer alan ek gösterge cetveli ile 270 sayılı KHK'da belirtilen gösterge rakamlarının değiştirilmesi halinde bu değişiklikler emekli aylıklarına yansıtılacağı" açıkça yazılıdır.
Değişikliğin yapıldığı 58. madde de varlığı sona erdirilmiş Adalet Bakanlığı Müsteşarının bulunması da bu zammın emeklilere uygulanacağının başka bir göstergesidir.
SGK tarafından uygulanmayan bu zam nedeniyle ayrıca; 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanun'un Ek 70.maddesi gereğince emekli olanlara görevde olanların (sadece görevdekilere yapılan seyyanen zam hariç), maaşlarının brüt tutarının % 55'inin ödenmesi gerekirken, Emekli Birinci Sınıf Hakim ve Savcılara ödenen emekli maaşlarının bu oranın dolası ile yasal sınırın altına düşmesine de neden olunmuştur.
İşte tüm bu nedenlerle binlerce yüzlerce hakim ve savcı SGK ya ve Adalet Bakanlığına başvurmuş emekli aylıklarına yeni düzenlemenin uygulanmasını istemişler ancak olumlu yanıt alamamış ve istemleri kabul edilmemiştir.
İPTAL Kararındaki tüm aykırılıklar, makul ve orantılı olmayan eşitsizlik hali Emekli Birinci Sınıf Hakim ve Savcılar yönünden aynen devam etmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanun'un 10, 11.maddeleri gereğince SGK ve Adalet bakanlığı tarafından gerekli bu düzeltmeler yapılmadığından; binlerce emekli Birinci Sınıf Hakim ve Savcının dava açmak zorunda kalacak olduğu gibi 2025 Ocak ayında ve sonraki her 6 ayda yapılacak zamlar eksik ücret verileceğinden ve idari mahkeme kararı kesinleşene kadar her 6 ayda bir dava açmak zorunda kalınacağından dava sayısının on binleri bulacak, böyle olunca da yargının zaten yoğun olan iş yükü artacak, Devlet faiz, mahkeme masrafı, vekalet ücreti ödemek zorunda kalabileceği gibi, AHİM'e gitmek zorunda da kalacaktır.