Ceza yargılamasında, ilgili öznelerin duruşma sırasında dinlenilmesi zorunlu bir işlemdir. Ancak bazen; tanık, bilirkişi ve sanığın suç ortağının dinlenmesi yerine, bu kişilerin beyanlarına ilişkin tutanağın okunabileceği ve bununla yetinilebileceği durumlar ortaya çıkabilir. 

5271 sayıl Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 211. Maddesinde duruşma sırasında, sadece okunması ile yetinebilecek belgelerin neler olduğu açık bir şekilde belirtilmiştir.

Bu belgeler şunlardır: (CMK md. 211/1)

a) Tanık veya sanığın suç ortağı ölmüş veya akıl hastalığına tutulmuş olur veya bulunduğu yer öğrenilemezse bu kişilerin beyanlarına ilişkin belgeler.

b) Tanık veya sanığın suç ortağının duruşmada hazır bulunması, hastalık, malûllük veya giderilmesi olanağı bulunmayan başka bir nedenle belli olmayan bir süre için olanaklı değilse, bu kişilerin beyanlarını içeren belgeler.

c) İfadesinin önem derecesi itibarıyla tanığın duruşmada hazır bulunması gerekli sayılmıyorsa, bu kişilerin beyanlarına ilişkin belgeler.[1]

Bu kişilerin dinlenmesi yerine, daha önce yapılan dinleme sırasında düzenlenmiş tutanaklar ile kendilerinin yazmış olduğu belgelerin duruşmada okunmasıyla iktifa edilebilir.

Tanık veya sanığın suç ortağının dinlenmesi yerine daha önce yapılan dinleme sırasında düzenlenmiş tutanağın okunmasına bu hâllerde olanak vardır; bu hâllerde okuma mahkemenin takdirine bağlıdır.

Bundan başka, Cumhuriyet savcısı, katılan veya vekili, sanık veya müdafii birinci fıkrada belirtilenlerin dışında kalan tutanakların okunmasına birlikte rıza gösterebilirler.[2] (CMK md. 211/2)

Yasal düzenlemede; tanık, bilirkişi ve sanığın suç ortağının dinlenmesi yerine tutanağın okunabileceği hâller gösterilmiştir.

Burada sanığın suç ortağı hakkında başka bir mahkemede dava açılmamış bulunması gerekir. Şayet sanığın suç ortağı hakkında da ayrı bir dava açılmış ise, hukuki ve fiili bağlantı gözetilerek bu davaların birleştirilerek görülmesi gerekecektir.

Bütün bu hâllerde, mahkemece açıklanmış biçimde gerekçeli bir karar verilmesi zorunlu bir işlemdir.

YARGITAY UYGULAMASI

Gizli tanıkların Tanık Koruma Kanunu hükümlerine göre dinlenilmeleri zorunluluğu

Yargıtay bir kararında, suçun sübutuna esas alınan gizli tanıkların Tanık Koruma Kanunu hükümlerine göre dinlenilmelerinden sonra bu delillerin tartışılarak değerlendirilmesi gerektiğine işaret etmektedir.

5271 sayılı CMK'nın 211. maddesindeki şartlar oluşmadığı halde başka bir savcılıktaki soruşturması kapsamında düzenlenen tanık ifade tutanaklarının okunulmasıyla yetinilmesinin hukuka aykırı olduğu ifade edilmektedir.[3]

Tensiben dinlenilmesine karar verilen tanığın dinlenilmesi zorunluluğu

Yargıtay, tensiben dinlenilmesine karar verilip duruşma günü tebliğ edilen tanığın usulünce duruşmaya getirtilerek dinlenilmesi gerektiğine bazı kararlarda işaret etmektedir. 

Bu şekilde davranılmayıp, hukuki dayanağı gösterilip dinlenilmelerine gerek bulunmadığına dair bir karar verilmeden, soruşturma evresinde verdiği ifade de duruşmada okunmayarak, yargılamaya devam edilmesi 5271 sayılı CMK'nin 44 ve 211. maddelerine aykırı olacaktır.[4]

Olaya ilişkin görgüye dayalı bilgisi olduğu anlaşılan tanığın dinlenilmesi zorunluluğu

Burada önemli olan soruşturma aşamasındaki anlatımlardan olaya ilişkin görgüye dayalı bilgisi olduğu anlaşılan tanığın usulünce duruşmaya çağrılarak dinlenilmesi zorunluluğunun gözetilmesidir.

Bu kurala uymadan hukuki dayanağı gösterilip dinlenilmesine gerek bulunmadığına dair bir karar da verilmeden, soruşturma evresinde verdiği ifadesi de duruşmada okunmayarak karar verilmesi 5271 sayılı CMK'nin 206/2, 211/1-c maddelerine aykırılık teşkil edecektir.[5]

Olayı gören tanığın aşamalardaki çelişkili beyanları

Olayı gören tanık, bazen aşamalarda çelişkili beyanlarda bulunabilir. Bu nedenle hem çelişkinin giderilmesi hem de gerçeğin ortaya çıkması adına bu tanığın duruşmada tekrar dinlenilmesi zorunlu hale gelebilir.

Örneğin; tanık soruşturma aşamasında, mağdurun darp edildiği sırada yanında olmadığını beyan etmesine karşın, mahkemedeki beyanında ise sanığın mağduru tehdit ve darp ederken gördüğünü beyan etmesi halinde, tanığın anlatımları arasındaki çelişki giderilmelidir. Çelişkinin giderilememesi durumunda, yöntemince irdelenip hangi anlatıma hangi nedenle üstünlük tanındığı açıklanıp tartışılarak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin edilmesi gerekir.

Bu işlemin ve zorunluluğun yerine getirilmemesi 5271 sayılı CMK’nin 59/2, 212/2. maddelerine aykırı olacaktır.[6]

Sanığın atılı suçu kabul etmemesi ve olayın tanığının bulunmaması halinde mağdurun dinlenilmesi zorunluluğu

Sanığın atılı suçu kabul etmemesi, olayın tanığının bulunmaması halinde olayı birebir gören yaşayan müştekinin veya suçtan zarar görenlerin duruşmada dinlenilmesi gerekir.[7]

Tanığın ölmesi

Soruşturma aşamasında beyanı alınan tanığın yargılama aşamasında ölmesi halinde, bu tanığın soruşturma aşamasındaki ifadesinin mahkeme tarafından duruşmada okunması şarttır.

Aksi yöndeki bir uygulama 5271 sayılı  CMK’nin 211. maddesine aykırılık teşkil edecektir.[8]

Adresi tespit edilemeyen tanık

Tanığın adresinin tespit edilememesi halinde, 5271 sayılı CMK'nin 211/1-a maddesi hükmü uyarınca daha önce yapılan dinleme sırasında düzenlenen tutanağın duruşmada okunması ile yetinilebilir.[9]

Tanığı olmayan ve aramalara rağmen bulunamayan müştekinin beyanının duruşmada okunması

Tanığı olmayan olayda, aramalara rağmen bulunamayan ve dinlenilemeyen mağdur, dinlenmesine ihtiyaç duyulmaması halinde, 5271 sayılı CMK'nin 236/1 ve 211/1-a bentleri gereğince önceki ifadelerinin okunmasına karar verilmeli ve mağdur beyanı duruşmada okunmalıdır.

Aksi bir uygulama; örneğin, duruşmada dinlenip dinlenilmemeleri yönünde karar verilmeksizin ve ifadeleri okunmadan hüküm kurulması hukuka aykırı olacaktır.[10]

SONUÇ:

5271 sayılı Kanun'un 211. maddesinin 1. fıkrasına göre; ancak tanık veya sanığın suç ortağı ölmüş veya akıl hastalığına tutulmuş olur veya bulunduğu yer öğrenilemezse tanık veya sanığın suç ortağının duruşmada hazır bulunması; hastalık, malullük veya giderilmesi olanağı bulunmayan başka bir nedenle belli olmayan bir süre için olanaklı değilse ve ifadesinin önem derecesi İtibarıyla tanığın duruşmada hazır bulunması gerekli sayılmıyorsa bu kişilerin dinlenmesi yerine, daha önce yapılan dinleme sırasında düzenlenmiş tutanaklar ile kendilerinin yazmış olduğu belgelerin duruşmada okunabilmesi mümkündür.

5271 sayılı Kanun'un 211. maddesinin 2. fıkrasına göre ise, birinci fıkrada belirtilenlerin dışında kalan tutanakların okunması ancak Cumhuriyet savcısı, katılan veya vekili, sanık veya müdafıinin birlikte rıza göstermesi ile mümkündür.[11]

Başka bir söylemle; ancak Kanun'da açıkça sayılan istisnai hâllerde, hükme esas alınacak olan tanıkların daha önceki beyanlarının duruşmada okunması ile yetinilebilir.

Ancak Kanun'da belirtilen istisnai hâller dışında tanıkların önceki beyanlarının duruşmada okunabilmesi ve bununla yetinilebilmesi için, sanığın açık onayı gerekecektir.[12]

Sanığın muvafakat vermemesi halinde, bu tanıkların duruşmada dinlenilmesi gerekir.

(Bu köşe yazısı, sayın Dr. Suat ÇALIŞKAN  tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.

--------------------------------

[1] Tanığın duruşmada hazır bulunması ifadesinin önem derecesi yönünden gerekli sayılmıyorsa, örneğin tanık diğer tanıkların beyanını tekrarlamaktan başka bir şey yapmamış veya teferruata ilişkin, esası ilgilendirmeyen bir hususta beyanda bulunmuş ise, bu takdirde belgenin okunması ile yetinilebilecektir.

[2] Cumhuriyet savcısı, katılan, sanık veya avukat, tutanakların okunmasına rıza göstermişlerse,  Bu hâlde mahkeme, gerekli görürse tanığın veya sanığın suç ortağının dinlenmesine yine karar verebilecektir.

[3] Y.16.CD, E: 2017/3380,K: 2018/1253, KT: 04.04.2018.

[4] Y.18.CD, E: 2015/ 44356, K: 2018 / 408, KT: 17.01.2018.

[5] Y.4.CD, E: 2014/ 3171, K: 2016/10553, KT: 25.05.2016.

[6]   Y.4.CD, E: 2014/698, K: 2016/7171, KT: 13.04.2016.

[7]  Y.4.CD, E: 2013/31900, K: 2016/25, KT: 11.01.2016: “…Sanığın atılı suçu kabul etmemesi, olayın tanığının bulunmaması ve CMK'nın 236/1 ve 211/1-c. maddelerindeki düzenlemeler karşısında, katılanların beyanı alınmadan veya hukuki dayanağı gösterilip dinlenilmelerine gerek bulunmadığına dair bir karar da verilmeden, soruşturma evresinde verdikleri ifadeleri de duruşmada okunmayarak eksik inceleme sonucu hüküm kurulması, kanuna aykırı,…”

[8]  Y.18.CD, E: 2015/7206, K: 2015/11494, KT: 18.11.2015

[9]  Y.5.CD, E: 2013/908, K: 2014/5476, KT: 15.05.2014: “….Soruşturma aşamasındaki 14/08/2010 tarihli ifadesinde katılan H. Y.'ın sanık Ö. K.'tan faiz karşılığı borç para aldığına bizzat tanık olduğunu beyan eden S. S.'in adresinin mernis sistemi de dahil olmak üzere daha sıkı bir şekilde araştırılıp tespit edilerek olaylara ilişkin bilgi ve görgüsünün tespit edilmesi, adresinin tespit edilememesi halinde ise CMK'nin 211/1-a maddesi hükmü uyarınca daha önce yapılan dinleme sırasında düzenlenen tutanağın okunması, Ö. K. ve A. Y.'in ortak olup olmadığı, birlikte hareket edip etmediklerinin araştırılması gerektiği gözetilmeden, dosya içinde mevcut katılana ait araç üzerine konulan rehinlere ilişkin senetler hakkında bir değerlendirme yapılmadan ve tanıklar G. K., T. C., C. K. ve M. Y.'ın aleyhe olan beyanlarına neden itibar edilmediği denetime imkan verecek şekilde karar yerinde gösterilmeden eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hükümler kurulması,…”

[10]    Y.4.CD, E: 2010/1219, K: 2012/6235, KT: 19.03.2012.

[11]  ANAYASA MAHKEMESİ, İKİNCİ BÖLÜM: Ali Rıza Telek Başvurusu; Başvuru Numarası: 2013/2630, Karar Tarihi: 30.12.2014; RG; T. 28.3.2015, S.29309:  “….49. Nitekim 5271 sayılı Kanun'un 211. maddesinin (1) numaralı fıkrasına göre ancak tanık veya sanığın suç ortağı ölmüş veya akıl hastalığına tutulmuş olur veya bulunduğu yer öğrenilemezse, tanık veya sanığın suç ortağının duruşmada hazır bulunması, hastalık, malûllük veya giderilmesi olanağı bulunmayan başka bir nedenle belli olmayan bir süre için olanaklı değilse ve ifadesinin önem derecesi itibarıyla tanığın duruşmada hazır bulunması gerekli sayılmıyorsa bu kişilerin dinlenmesi yerine, daha önce yapılan dinleme sırasında düzenlenmiş tutanaklar ile kendilerinin yazmış olduğu belgeler okunabilir. Aynı maddenin (2) numaralı fıkrasına göre ise birinci fıkrada belirtilenlerin dışında kalan tutanakların okunması ancak Cumhuriyet savcısı, katılan veya vekili, sanık veya müdafiinin birlikte rıza göstermesi ile mümkündür.”

[12]     ANAYASA MAHKEMESİ, İKİNCİ BÖLÜM: Ali Rıza Telek Başvurusu; Başvuru Numarası: 2013/2630, Karar Tarihi: 30.12.2014; RG; T. 28.3.2015, S.29309: “….50.     Başka bir deyişle ancak Kanun'da açıkça sayılan istisnai hallerde, hükme esas alınacak olan tanıkların daha önceki beyanlarının duruşmada okunması ile yetinilebilir. Kanun'da yazılı istisnai haller dışında tanıkların önceki beyanlarının duruşmada okunması ile yetinilmesi ise ancak sanığın açık muvafakati ile mümkündür…”