Kararın Künyesi

İlke

Olay/Karar

Danıştay 12. Daire, 25.05.2011 E:2008/5948  K:2011/2591

LEHE OLAN KANUN HÜKMÜNÜN UYGULANMASI İLKESİ

Dava konusu işlemin iptali istemiyle açılan davanın yargı sürecinin devam ettiği temyiz aşamasında, işleme dayanak alınan 657 sayılı Kanunun 125/C maddesinin (g) bendinin yürürlükten kaldırılmasıyla davacı lehine bir düzenleme yapılmıştır. Bu itibarla davacının, yürürlükten kaldırılarak suç olmaktan çıkarılan (g) bendi uyarınca aylıktan kesme cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde lehe olan kanun hükmünün uygulanması ilkesi uyarınca hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

Danıştay 12. Daire, 21.01.2016 E:2012/2159 K:2016/152

ETKİN SORUŞTURMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ İLKESİ

Disiplin cezası verilebilmesi için kusurlu halin tespitinden sonra belli yasal süreler içinde ilgili memur hakkında tarafsız bir soruşturmacı görevlendirilerek disiplin soruşturması açılması, söz konusu soruşturmada memurun lehine ve aleyhine olan tüm delillerin toplanarak ekleriyle birlikte bir soruşturma raporunun oluşturulması ve bu şekilde memurun hangi fiili, nerede, ne zaman, nasıl, ne şekilde işlediğinin somut, hukuken kabul edilebilir ve delillerle şüpheye yer vermeyecek açıklıkta ortaya konularak yetkili disiplin amiri veya disiplin kurulu tarafından bir disiplin cezası verilmesi gerekmektedir.

Ankara BİM 2. İDD, 22.03.2019 E:2018/3179 K:2019/609

BELİRLİLİK İLKESİ

Disiplin cezaları tesis edilirken, hangi fiilden dolayı, hangi mevzuatın, hangi madde veya bendi uyarınca verildiği işlemde gösterilmelidir. Hakkında yapılan soruşturma sonucunda uyarı cezası ile tecziyesinin teklif edildiği belirtilerek "tecziyeniz uygulanmıştır" şeklinde tesis edilen işlemde, 657 s. Kanunun hangi maddesinin, hangi bendi uyarınca ve hangi cezanın verildiği açıkça gösterilmemiş olup, sadece soruşturma raporundaki teklife atıf yapılarak madde, bent ve ceza gösterilmeden tesis edilen işlem hukuka aykırıdır.

Gaziantep BİM 3. İDD, 03.10.2018 E:2018/2465 K:2018/5274

CEZA VERME YETKİSİNİN DEVREDİLMEZLİĞİ İLKESİ

Hiyerarşik olarak üst makam olmanın disiplin soruşturması açılması ve cezası verilmesi için yeterli olmayacağı, mevzuatta disiplin soruşturması açma ve disiplin cezası verme konusunda hangi makam yetkili kılındı ise yetkinin ancak o makam tarafından kullanılabileceği ve bu yetkinin devredilmesine olanak bulunmadığı, davacı tarafından işlenildiği iddia edilen ve disiplin cezasına konu olan eylemlerin okul müdürü tarafından öğrenildiği 19/12/2016 tarihinden itibaren bir aylık süre içinde disiplin amirleri (davacı açısından okul müdürü, ilçe milli eğitim müdürü, kaymakam, vali, müsteşar ve bakan) tarafından verilecek bir olurla soruşturmaya başlanılması gerekirken, vali yardımcısı tarafından verilen 28/12/2016 tarihli olurla başlatılan soruşturma neticesinde verilen disiplin cezası hukuka aykırıdır.

İstanbul BİM 2. İDD, 08.03.2019 E:2018/2240 K:2019/427

OBJEKTİFLİK İLKESİ

Disiplin cezalarının sağlıklı ve objektif olması, cezayı veren disiplin amirlerinin olayı objektif değerlendirebilmeleriyle mümkün olacağından, soruşturmaya yol açan olayda ilgili tanık olarak ifade veren disiplin amiri tarafından disiplin cezası verilmesi, objektiflik ilkesine aykırıdır. (Dava konusu işlemi tesis eden E.A. isimli Okul Müdürünün disiplin soruşturması kapsamında tanık sıfatıyla ifadesinin alındığı ve ifadesinde olayın esası hakkında beyanda bulunduğu görülmektedir.)

İzmir BİM 2. İDD, 08.11.2018 E:2018/5021, K:2018/5232

KANUNİLİK VE TİPİKLİK İLKESİ

(Fiilin kanundaki suç tanımına uygun olması)

Davacının katıldığı basın açıklamasında atılan siyasi içerikli sloganlara iştirak etme fiili, "görevin yerine getirilmesi" sırasında işlenmediğinden, 657 sayılı Kanun'un 125/D-ı maddesinde yer alan "görevin yerine getirilmesinde dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep ayrımı yapmak, kişilerin yarar veya zararını hedef tutan davranışlarda bulunmak" kapsamında olmayan bu eyleminden ötürü davacının bir yıl süreyle kademe ilerlemesinin durdurulması cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlem, disiplin hukukunun bilinen ilkesi olan kanunilik ve tipiklik ilkesine aykırıdır.

Ankara BİM 2. İDD, 03.07.2018 E:2018/606, K:2018/1820

SAVUNMA HAKKI TANINMASI İLKESİ

Savunma hakkı; disiplin ve soruşturma sürecinin bir takım prosedürlerin tamamlanmasından ibaret görülmeyip, bu hakkın özünü koruyacak şekilde yürütülmesini, hakkındaki suçlamaların bütün yönleriyle memura bildirilmesini, ve her halükarda memura yapacağı savunmaya yetecek kadar süre verilmesini gerekli kılar.

Olayda; 03.04.2017 tarihli disiplin soruşturma raporunun 4. sayfasında "davacının savunmada bulunduğu" ifade edilmiş ise de, sözü edilen beyanın savunma değil, 08.02.2017 tarihli ifade alma işlemi olduğu, davacının savunmasının alındığına dair dosyada başka bilgi ve belgenin bulunmadığı anlaşılmıştır. Savunma hakkı tanınmaksızın tesis edilen işlem hukuka aykırıdır.

İstanbul BİM 2. İDD, 14/12/2023,

E:2021/2736, K:2023/3363

ÖLÇÜLÜLÜK İLKESİ

Polis memuru olan ve kendi aracının plakasının harf grubunda tahrifatta bulunan davacının bu eylemi sübuta ermiş olsa da, harf değişikliğinin basit şekilde yapılması ve ilk bakışta anlaşılması hususları ile  aracın bu haliyle herhangi bir suça karışmaması neticesinde özel ya da kamusal bir zarara sebebiyet verilmemesi hususu bir arada değerlendirildiğinde, davacıya isnad edilen eylemin Devlet Memurları Kanununun 125/E-g maddesi kapsamında memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak olarak değerlendirilemeyeceği, bu şekildeki değerlendirmenin tipiklik ve ölçülülük ilkeleriyle bağdaşmayacağından, davacının kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin işlem hukuka aykırıdır.

Gaziantep BİM 5. İDD, 25.11.2020 E:2019/2837 K:2020/2111

VARSAYIM VE ÇIKARIM YOLUYLA DİSİPLİN CEZASI VERİLEMEYECEĞİ GENEL İLKESİ

Olayda; disiplin cezasına dayanak olarak yalnızca "X1", "X2" ve "X3" adlı bahis sitelerine girildiğinin tespit edildiği tarihlerde davacının da görevli olmasından yola çıkarak, davacının söz konusu sitelere girerek bahis oynadığı, oynamadıysa bile oynayan personelin oynamasına izin verdiği ve durumu sıralı amirlerine bildirmediği varsayımına dayanıldığı, davacıya atfedilen eylemin hiç bir şüpheye mahal bırakmaksızın ortaya konulamadığı sonucuna ulaşılmış olup dava konusu işlemin iptali gerekir.

Danıştay 12. Daire, 10.03.2015 E:2011/710 K:2015/861

TEK EYLEME TEK CEZA VERİLMESİ İLKESİ

(MÜKERRER CEZALANDIRMA YASAĞI)

Davacının "uyarma cezası" ile cezalandırılmasından sonra disiplin soruşturması ve değerlendirilmesi sürecine yer verilerek(davacının "uyarma cezası" ile cezalandırılmış olması hususuna hiç yer verilmeden) 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 126/3. maddesinde düzenlenen yetki doğrultusunda, anılan eylemi nedeniyle 14.05.2010 günlü ve 6705 sayılı dava konusu işlem ile "1/10 oranında aylıktan kesme cezası" ile cezalandırılmak suretiyle mükerrer cezalandırıldığı görüldüğünden dava konusu işlemin iptali gerekir.

Danıştay İDDK, 09.11.2020 E:2020/1073, K:2020/2353

İDARİ YÖNDEN KESİNLEŞEN DİSİPLİN CEZALARININ İDARECE GERİ ALINMASININ MÜMKÜN OLAMAYACAĞI İLKESİ

Soruşturma raporunda getirilen teklif doğrultusunda yetkili disiplin amiri tarafından verilerek tebliğ edilen, 657 sayılı Kanun'un 135. maddesinde yer alan yedi günlük itiraz süresinin dolması ile de idari yönden kesinleşen aylıktan kesme cezasının, yukarıda belirtildiği üzere bir disiplin affı kanunu veya yargı makamlarınca verilmiş ve kesinleşmiş bir yargı kararı olmadığı sürece, idarenin tek yönlü iradesi ile geri alınarak yeni bir disiplin cezası tesis edilmesine hukuken olanak bulunmamaktadır.

İstanbul BİM 2. İDD, 26.04.2018 E:2017/9482 K:2018/1045

BAŞVURU YOLLARININ GÖSTERİLMESİ İLKESİ

İdare, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır.(AY 40. Md) Olayda, dava konusu işlem tesis edilirken davacıya bu bildirim yapılmadığı gibi süresinde ancak yanlış makama yapılan itiraz başvurusunun ilgili  kuruma intikali mümkün iken ya da İl Disiplin Kuruluna kaç gün içinde itiraz edilebileceğinin bu süreçte bildirimi yapılabilecek iken bunun da yapılmadığı görülmektedir. Dolayısıyla dava konusu işlem, itiraz prosedürüne ilişkin olarak davacıya tanınan yasal hakkın tam ve usulünce kullandırılmamasından ötürü hukuka uygun değildir.

 

Hazırlayan: Av. Gamze ÇELİKKOL