Darbeye darbe diyemeyenlerin egemen olduğu bir dünyada, Darbeci Sisi zulüm ve katliamlarını devam ettiriyor.

Pek çok ülkede darbecilerin katliamlarını, vahşetini protesto eden halklara rağmen yöneticilerinin kör ve sağırlığı general Sisi’nin işini kolaylaştırıyor.

Müslüman coğrafyada darbeye destek veren ülkeler ise Müslüman kardeşlerini katleden diktatöre silah mühimmat sıkıntısı çekmemesi için kasalarını, keselerini açtılar. Bunların halini en iyi anlatan sanırım Erdoğan’ın “Hz. Yusuf’u kuyuya atan kardeşleri” benzetmesiydi. Onlar da er ya da geç pişman olacaklar ama heyhat.

Yazımın başlığını görünce, darbecilerin hukuku mu olur dediğinizi duyar gibiyim. General Sisi darbesi darbenin nasıl hak ve hukuk tanımadığını, mütecavizi savunmak için “iyi ama genç kızın hiç mi suçu yok” anlayışı ile darbecilere arka çıkanların gözlerine sokarcasına zulümlerine, katliamlarına devam ediyor.

El-Fetih Camiinde bir grup darbe karşıtıyla birlikte mahsur kalan ve daha sonra gözetim altına alınan TRT Kahire muhabiri Metin Turan’ın serbest bırakılması beklenirken 15 gün gözetim kararı verildiği duyuruldu. Büyükelçilik yetkililerimiz de karara itiraz etmişler.

Gazeteci Metin Turan’ın suçu nedir ? Gözetim kararını hangi savcı ya da hakim vermiştir? Hakkında bir soruşturma varsa, yasal gözetim süresi ne kadardır ? Yetkili hakim önüne çıkarılmış mıdır?  Avukatı var mıdır ?

Cumhurbaşkanı Mursi’nin de gözetim süresinin bir ay daha uzatıldığı açıklandı. Mursi gözetim altında mıdır? Tutuklu mudur?  Kendisine isnat olunan suç nedir ?

Sabrınızı taşırmayayım. Söylemek istediğimi anladınız. Darbenin, darbecilerin, diktatörlerin hukuku mu olur diyorsunuz. Haklısınız. Darbe yapmak bizatihi suçtur. Darbeciler, halkın sandıkta vermediği yönetimi cebirle, şiddetle, kan dökerek, öldürerek almakla en büyük suçu işlemişlerdir.

Bir yaşındaki demokratik yönetim, darbe teşebbüsünü önceden tespit edip sorumlularını yargıya havale edemediği için şimdi kendileri de halkı da zulme maruz kalmaktadır. Bu nedenledir ki, ceza hukukunda darbe yapmak değil, darbeye teşebbüs etmek suç olarak düzenlenmiştir. Darbe yapan zaten kendi hukukunu değil, kendilerini koruyacak yasalarını üretirler. Hukuk sadece lügatlerde kalır.

Balyoz ve Ergenekon davalarında, nerede darbe, nerede örgüt diyerek davaları sulandırmak, yargı makamlarını itibarsızlaştırarak darbecilere destek vermek isteyenlere “darbe, darbeci, diktatör” gerçeklerini anlatmakta zorlanıyorduk.  Özellikle yaşanan tarihi acılardan habersiz gençler, şimdi darbeci Sisi’nin katliamlarıyla uyanmalıdır.

12 Eylül Darbesinde  insanların gece vakti evlerinden alınıp 90 gün gözetime alındıklarına, hakim ve savcıların devre dışı bırakıldığına yargı camiası içinde şahit olmuş bir kişi olarak, demokrasiye, demokratik hukuk devletine sahip çıkmanın ne kadar elzem olduğunu bir kez daha ifade etmek istiyorum.

Darbelerde düşünce ve ifade özgürlüğünün olmadığını, basın özgürlüğünün olmadığını, yapılan katliamları dünyaya duyurmanın bile suç olduğunu bir kez daha gördük. Darbe karşıtı gazete ve televizyonlar onun için ilk günden kapatıldı. Gazeteciler bu nedenle öldürüldü. Metin Turan da aynı sebeple gözetim altında.

Darbecilerin, darbe ile iktidar olan diktatörlerin hukuku yoktur. Katliamlara dayanamayıp, geç de olsa vicdanının sesine kulak verenleri bile suçlu ilan ederler. Vatana  ihanet derler, güvene ihanet derler kendi arkadaşlarını harcarlar. İstifa edip Viyana’ya kaçan Baradey  gibi.


(Bu köşe yazısı, sayın Reşat PETEK tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)