Dün 28.Şubat Darbesi sanıklarının yargılandığı davanın 73. Duruşması yapıldı.

Bir tam gün, mağdur-tanık sıfatıyla dönemin içişleri bakanı sayın Meral Akşener dinlendi. Akşener, mahkemenin sorularına cevap vereceğini açıkladıktan sonra, sanıkların, sanık avukatlarının ve müşteki avukatlarının sorularını cevapladı.

28 Şubat Darbe hazırlığını ifşa eden, bu nedenle casus ve ajan olmakla suçlanan, vatana ihanet suçundan yargılanacağı yolunda hakkında manşetler atılan Sayın Akşener’in açıklamaları yani tanıklığı, davaya çok önemli açıklık getirdi diyebiliriz.

Şikayetçi olmamasının gerekçesini anlamadan, neden şikayetçi değil, darbecilerden yana mı tavır alıyor sorusu aklına gelenlere ikna edici açıklamaları vardı.

28 Şubat darbe hazırlığını ifşa olayını şöyle özetledi.

Dönemin Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanvekili Bülent Orakoğlu’nun, devlet hiyerarşisi içinde Emniyet Genel Müdür Vekili ile birlikte Deniz Kuvvetleri komutanlığında hazırlanan, illegal bir yapılanmayla ilgili belgeleri kendisine getirdiğini, incelediğinde bu belgelerin yasa dışı bir yapılanma ve darbe hazırlığı olduğu kanaatine vardığını, önce Başbakan  Yardımcısı Tansu Çiller’e konuyu ilettiğini, sonra  Başbakan Erbakan’a konunun anlatıldığını, daha sonra aynı zamanda Başkomutan olan Cumhurbaşkanı Demirel’e konuyu intikal ettirerek, İçişleri Bakanı olarak sorumluluğunu yerine getirip gerekli önlemlerin alınması için devlet geleneğine ve hiyerarşisine uygun hareket ettiğini ifade etti.

Sayın Demirel’e ilettiği darbe hazırlığını gösteren belgelerin Genelkurmay Başkanı İ. Hakkı Karadayı’ya iletilmesinden sonra kendisinin Deniz kuvvetleri komutanlığından belge kaçıran casus ve vatan haini olarak suçlandığını anlattı.

“İhbar niteliğinde bana getirilen belgeleri, Yunan başbakanına vermedim, Amerikan başkanına vermedim, ülkemin Cumhurbaşkanına, Başkomutanına ilettim ama casuslukla  suçlandım” diyen Meral Akşener, 28 Şubat’a darbe diyor musunuz sorusuna, “ben BÇG darbeye hazırlık yapan illegal oluşum dedim ama sayın Özkasnak postmodern darbedir dedi takdir mahkemenin” diye cevapladı.

28 Şubat darbesi davasının en önemli mağduru/tanığı sayın Meral Akşener’in açıklamalarını değerlendirmeyi sonraya bırakarak, mağdur ve müştekiler vekili olarak takip ettiğim davada, özet cümlelerle anlatımları şöyleydi:
‪‬
“Biz başörtülü bir kızın devleti yıkacağına inanmadık, askerlerle aramızda irtica algısında fark vardı”

“Bizden sonra başörtüsü yasağı başlayınca yasağa karşı eylemlere katılmamı istediler ben de kabul ettim, hatta başörtüsü  mağdurlarına saçlarınızı kazıtın torbaya koyup üniversite yöneticilerine gönderelim dedim. Kılık kıyafetinden dolayı yapılanlar zulümdü”

“28 şubatta darbeciler irticai tehdit var algısı oluşturmak için psikolojik harekat yürüttüler. Psikolojik harekatın içeriye değil dış düşmanlara karşı yapılması gerektiğine inanırım.”

Cebir, şiddet, tehdit var mıydı ?

“Tankların yürüyüşü, Başbakana sövülmesi, gerekirse silah kullanırız demeleri herkesi korkuttu”
“Sayın Başbakana sövüldü. Bu tehdit değil mi”
“Yalanlanmayan açıklamalarda ‘gerekirse silah kullanırız’ denildi”

“Tanklar yolunu şaşırmış, Sincan’da  yürütüldü. Tank silah değil mi”

“Adını ağzıma almaya utandığım bir generalin söylediği, ‘içişleri bakanı olarak bakanlık önünde yağlı kazığa oturturuz’ sözleri, bu edep dişi tehdit ve hakaret bana değil T.C. hükümetine yapılmış bir tehditti. Çok üzüldüm ama kişisel olarak algılamadım”
“Bana söylenen çirkin söz hakaret değil tehdittir. Şahsıma değil görevimden dolayı bir tehdittir. Kadın ve aileden sorumlu bakana değil, içişleri bakanına yapılan bir tehdittir”
“Tehditler sonucu DYP dağıldı. DYP'nin milletvekilleri kimi korkudan kimi bakanlık vaadi ile kimi para ile istifa ettirildi”
“Çok insan mağdur edildi. Ben onların yanında kendimi mağdur saymıyorum ama görüşlerimi ifade ediyorum. O dönemde DYP’ den istifa edenlerin bugün ne halde olduğuna bakın. Ben ise TBMM başkanvekiliyim. Bu nedenle kendime mağdur demeyi uygun bulmuyorum.”
“28 şubatın mağduru milletimizdir, bu nedenle kendimi mağdur saymıyorum ve şikayetçi değilim dedim, ama tanık olduklarımı objektif olarak mahkemeye aktarıyorum. Kararı mahkeme verecek”

Demirel görevi neden Mesut Yılmaz’a verdi ?

“282 milletvekili imzalayarak Çiller başbakanlığında kurulacak hükümete güvenoyu vereceğimizi kamuoyuna ve Demirel’e ilettik. Buna rağmen görev Mesut Yılmaz’a verildi”
“Mesut Yılmaz’ın ilk beyanı 'köktendinci unsurlarla mücadelede TSK kadar hassasız' diyerek getiriliş amacını açıklamak oldu”

“BÇG illegal kurulmuş bir yapıdır. BÇG, Mesut Yılmaz  zamanında Başbakanlık Takip Kuruluna dönüştürüldü”

“54.Hükümet işsizlikten mi, şehitlerin gelmesinden mi, ekonominin kötü gitmesinden mi gitti diye soruyorum”