Öldürme suçunun canavarca hisle veya eziyet çektirerek işlenmesi hali, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 82. Maddesinin birinci fıkrasının b bendinde düzenlenmiştir.

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 82. Maddesi gerekçesinde, maddenin b) bendinde, öldürme suçunun canavarca hisle[1] veya eziyet çektirerek işlenmesi bir nitelikli hâl olarak öngörüldüğü ve Bent kapsamında iki seçimlik harekete yer verildiği ifade edilmiştir.

Kişinin acıma hissi olmaksızın bir başkasını öldürmesi hâlinde canavarca[2] hisle öldürme söz konusudur.

Canavarca hisle öldürmenin temel özelliği, öldürmenin vahşi bir yöntemle gerçekleştirilmesidir.[3]

Örneğin, kişinin yakılarak, uyurken kulağının içine kızgın yağ dökülerek veya vücudu parçalanarak öldürülmesi halinde 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 82. Maddesinin birinci fıkrasının b bendi uygulanacaktır.

Bu bentte yer verilen ikinci seçimlik hareket ise, kişiye eziyet çektirilerek öldürülmesidir. Bu durumda, kişi hemen değil, belli bir süreç içinde acı çektirilerek öldürülmektedir.[4]

Örneğin kişiye gözleri çıkarılarak, kulağı ve sair organları kesilerek acı çektirilmekte ve sonuçta öldürülmektedir.[5]

İnsan yaşamının ortadan kaldırılmasından duyulan zevki tatmin etmek, canavarca his olarak kabul edilmektedir.

Failde canavarca his bulunmamakla birlikte suçun işleniş biçimi canavarca ise bu takdirde diğer nitelikli hal olan eziyet çektirme[6] uygulama alanı bulur.[7]

765 sayılı TCK da “canavarca his sevki ile veya iskence ve tazip ile” seklinde ele alınmaktaydı. Bu ağırlatıcı neden 765 sayılı TCK’da 450. maddenin 3 numaralı bendinde[8] iki tane ağırlatıcı neden olarak yer almaktaydı. Bunlardan ilki; canavarca his sevki ile işlenmesi, bir diğeri ise; işkence ve tazip ile işlenmesidir.[9]

Suçun canavarca his sevki ile işlenmesi ile işlenis biçiminin canavarca olması farklı kavramlardır. Failde canavarca bir his bulunmuyor ancak suçun işleniş biçimi canavarca ise, bu durumda işkence ve tazip ağırlatıcı nedeni uygulama alanı bulacaktır.[10]

Yargıtay’a göre canavarca his şevki mevcut olaylarla şu şekilde tanımlanmıştır; “Ne gibi duyguların canavarca olduğunu tanımlamak olanaksızdır, sadece öldürmek için öldürmek, ölenin acı çekmesinden zevk duymak için öldürmek, silahını denemek için öldürmek gibi durumlarda canavarca his sevki ile öldürmek vardır.”[11]

Bu durumda suçun canavarca bir his sevki ile işlenip islenmediğinin olaya ve kişilere göre takdiri gerekir. Canavarca his sevki, failin saikinden doğan ağırlatıcı sebep olduğu cihetle kişisel niteliktedir ve şeriklere bilmeleri şartıyla uygulanır, şeriklerin aynı nitelikte bir hissin altında hareket etmeleri aranmaz.

Ayrıca ağırlatıcı sebep mağdurun sıfatından doğmadığından şahısta yanılma ve sapma hallerinde de uygulanır.[12]

765 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun İşkence ve tazip’in tanımını da yapmamıştır.

İşkenceye Karşı Birleşmiş Milletler Sözlesmesinin 1. maddesine göre “fiziki ve manevi ıstırap veren fiiller” işkence sayılır. Yani işkence manevi de olabilir.

Öğreti ve uygulamada, ölüm sonucunu gerçekleştirmek için zorunlu olmayan ve sırf mağdura acı ve ıstırap vermek için yapılan hareketler işkence sayılmaktadır.

Yargıtay’a göre, işkence ve tazip ile öldürmek, “öldürme eyleminden önce öldürülecek olana karşı azap ve işkence yapmayı hedef tutan, ölümü meydana getirmek bakımından zorunlu olmayan vahşice davranışlarda bulunmaktır.”[13]

Bu nedenle, failde kasten öldürmenin yanında ona eziyet vererek öldürme kastı aranmalıdır ve mağdurun da bu eziyeti hissetmiş olması gerekir.

Bu yüzden ilk hareketten sonra bilincini yitiren mağdurda ve ölümden sonra mağdura yapılan hareketlerde işkenceden söz edilemez.[14]

Kasten adam öldürme neticesinden öte gitmeyen ve acı çektirme amacına dayanmayan fiillerde işkence yoktur.

Bu ağırlatıcı sebep suçun işleniş açısından söz konusu olduğundan şerikler durumu bildikleri halde mevcut ağırlatıcı sebep uygulanacaktır ve kişide yanılma ve sapma hallerinde de bu sebep uygulama alanı bulacaktır.

Ayrıca bu ağırlatıcı sebeple haksız tahrik bir arada bulunabilir.[15]

YARGITAY UYGULAMASI

Çeşitli yargısal kararlarda da vurgulandığı üzere, sırf öldürmüş olmak için öldürmek, ölenin acı çekmesinden zevk duymak için öldürmek, silahı denemek maksadıyla öldürmek gibi haller sadist bir duygu ve düşüncenin eyleme egemen olması bakımından "canavarca his ile" öldürmeye örnek oluştururlar. Benzer biçimde belli toplumsal sınıflara ya da farklı inanç veya mezhep gruplarına duyduğu hınç nedeniyle öldürme, canavarca his şevki ile öldürme suçunu oluşturur.

"Canavarca Bir His"in Tanımı

Yasada “canavarca his” kavramı tanımlanmamıştır. Canavarca his kavramının tanımında şu unsurların gözetilmesi gerekmektedir:

1) “Canavarca his” kavramı psikolojik bir olgudur.

2) Bu olgunun her türlü bulgu ve kanıtla belirlenebilir. Bu bağlamda özellikle failin davranışları, fiili işlemeye iten nedenlerle sonuç arasındaki oransızlık ölçüt olarak dikkate alınabilir. Ancak hiçbir neden olmamasının her zaman bu içgüdünün kanıtı olamayacağı gözetilmelidir.

3) Yasal düzenleme canavarca his halinin varlığında, kullanılan aracı değil, içgüdüyü ağırlaştırıcı neden olarak benimsemiştir. Bu yüzden kullanılan aracın kanıt olması mümkün ise de bu husus kavramın değerlendirilmesinde zorunlu değildir.

4) "Canavarca his şevki"nin toplumun ortak bilincinin, duygusunun ve vicdanının hiçbir zaman onaylamayacağı, alçakça bir güdü/içtepi olacağının gözden uzak tutulmaması gerekeceği ve kaynak yasayla uyumlu olduğu kabul edilen yeni İtalyan Ceza Yasasının yararsızlık, değersizlik, gereksizlik güdüleriyle çakıştığına ilişkin görüşler doğrultusunda eylemin ağırlığı ile eyleme iten neden arasındaki oransızlık, failin tehlikeliliği ve kötülüğünü sergileyen ölçütlerle ortaya konulması gerekeceği ifade edilebilir.[16]

Sonuç olarak; toplum bilinci ve ahlakının geniş tepkisini çeken, amacı itibarı ile tehlikeli ve vahşi kötülük eğilimini sergileyen psikolojik bir güdüyü ifade eden kavram olarak algılanması gerektiği sonucuna varılmalıdır.[17]

Yargıtay, canavarca hisle öldürme suçunun oluşumunu iki halde kabul etmektedir:[18]

Birinci hal: sırf öldürmüş olmak için öldürmedir. Fail bu halde, hiçbir neden olmadan kişiyi öldürmektedir.

İkinci hal: Ölenin acı çekmesinden zevk duymak için öldürmedir. Bu halde fail, kişiyi öldürürken keyif almaktadır.

Bu iki halden birinin varlığında fail hakkında canavarca hisle öldürmek suçundan hüküm kurulabilecektir.

Yargıtay, eziyet çektirerek öldürme suçunda ise, ölümü meydana getirme bakımından zorunlu olmayan ve ölüme takaddüm eden vahşice hareketlerin fail tarafından gerçekleştirilmesini suçun oluşumu için aramaktadır.[19]

Çok sayıda darbe ile ölüm neticesinin meydana gelmesi

Yargıtay, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 82. Maddesinin birinci fıkrasının b bendinin uygulanmasında darbe sayısını dikkate almamakta, ölüm neticesini almaya yönelik çok sayıdaki yaranın tek başına bu suçun unsurlarını oluşturmayacağını düşünmektedir.[20]

Örneğin; Sanığın eldiven kullanmak suretiyle bıçakla maktüle toplamda 25 kez vurarak öldürdüğü olayda 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 82. Maddesinin birinci fıkrasının b bendi uygulanamayacaktır.[21]

Yargıtay, yine sanığın kendisine hakaret edilip bıçakla saldırılmasına sinirlenerek art arda gerçekleştirdiği 23 bıçak darbeleriyle maktülü öldürmüş olduğu olayda, canavarca hisle ve eziyet çektirerek öldürme suçunun unsurlarının oluşmadığına hükmetmiştir.[22]

Yargıtay, sanığın maktule yerden aldığı kaya parçalarıyla birçok kez vurarak öldürdüğü olayda da aynı değerlendirmeyi yapmıştır.[23]

Yargıtay, sadece öldürme kastına yönelik çok sayıdaki bıçak darbesi ve taşla vurmanın canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme sucuna kanıt sayılamayacağını bazı kararlarında ifade etmektedir.[24]

Başka bir örnek karar; Maktulü sustalı bıçakla on dört yerinden bıçaklayarak öldürdüğü olayda; sanığın maktulü canavarca bir hisle ve eziyet çektirmek için öldürdüğüne dair yeterli kanıt bulunmadığı ifade edilmiştir.[25]

Yakarak öldürme

Yargıtay; sanığın, içinde para bulunan çantayı almak amacıyla maktulün üzerine benzin dökerek öldürme eylemini gerçekleştirdiği olayda, eylemin 5237 sayılı TCK’nin 82/1-b maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğine hükmetmiştir.[26]

Tiner şişesi boşaltarak yakma ve mağdurun bıçakla sırtını kesme

Yargıtay; sanığın, mağdurun üzerine elindeki tiner şişesini boşalttıktan sonra ateşe verdiği ve mağdurun sırtını kestiği olayda, sanık hakkında TCK’nin 82/1-b maddesi uyarınca canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme suçundan hüküm kurulması gerektiğini ifade etmiştir.[27]

Maktulü ateşe verme ve yaralı halde bırakma

Yargıtay; sanığın maktulü ateşe verdiği ve yandığı sırada yaralı halde maktulü kendi haline bıraktığı olayda, sanıkta ortaya çıkan kastın kullandığı yöntem itibariyle canavarca hisle öldürme suçuna yönelik olduğunu ve sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nin 82/1-b maddesinin uygulanması gerektiğine işaret etmiştir.[28]

Haksız tahrik altında işlenen suçlarda

Yargıtay, haksız tahrik varsa ve diğer şartlar açısından müsait ise, canavarca hisle ve eziyet çektirerek öldürme suçunun unsurlarının oluşmayacağı kanaatindedir.

Yargıtay, bir kararında sanığın haksız tahrik altında hareket etmesi, maktuldeki yaraların niteliği, sayısı dikkate alındığında öldürme kastına yönelik olması karşısında canavarca hisle ve eziyet çektirerek öldürme suçunun unsurları oluşmadığına hükmetmiştir.[29]

Vahşi bir kötülük eğilimi sergileyerek, ateş etmek suretiyle öldürmeye tam teşebbüs.

Yargıtay, cep telefonu ile mağdurun annesini arayarak "sana acı duyuracağım bak diyerek telefon açıkken av tüfeği ile uyumakta olan mağdura peş peşe birden fazla ateş ederek silah seslerini ve mağdurun çığlıklarını annesine dinlettiği" mağdurun aldığı bu yaralar sonucu her iki bacağının diz altından kesildiği olayda, sanığın vahşi bir kötülük eğilimi sergilediğini, canavarca his şevki ile suçu işlediğini ifade ederek nitelikli öldürmeden hüküm kurulması gerektiğine işaret etmiştir.[30]

Öldürdükten sonra sırf cesetten ve cezadan kurtulmak amacıyla cesedi parçalama girişimleri

Yargıtay, öldürdükten sonra sırf cesetten ve cezadan kurtulmak amacıyla cesedi parçalama girişimlerinin suçun vasfını değiştirecek mahiyette bir vakıa olmadığını, sırf bu nedenle eylemin canavarca his sevkiyle işlendiğini kabule yeterli bulunmadığını kararlarında ifade etmektedir.[31]

Satanizm çerçevesinde oluşturdukları örgütsel düşünce doğrultusunda öldürme eylemleri

Yargıtay, sanıkların kendilerine göre satanizm çerçevesinde oluşturdukları örgütsel düşünce doğrultusunda maktüleyi öldürdükleri olayda, eylemin "canavarca bir his şevki ile" adam öldürme cürmünü oluşturacağına hükmetmiştir.[32]

Maktulü "şeytana kurban edip ırzına geçmeye" karar verip, uygulama.

Yargıtay; satanistliği benimseyen sanıkların, bir süre önce tanıştıkları öleni, inançları gereği yapacakları ayinde "şeytana kurban edip ırzına geçmeye" karar verip, birlikte gittikleri mezarlıkta şarap içip bekledikleri "şeytanın mesajı geldiğinde, öleni boğmaya başlayan erkek sanıkların ve sanıklardan birinin ölenin bacağına bıçak saplayarak birlikte öldürdükten sonra soyarak bir sanığın onun ırzına geçtiği, diğerlerinin kalkıştığı olayda eylemlerin" toplum bilinç ve ahlakının geniş tepkisini çekmesi, tehlikeli ve vahşi kötülük eğilimini sergilemesi psikolojik güdüyü anlatması" nedeniyle "canavarca" his sevkiyle öldürme olarak kabul edilmesi gerektiğini ifade etmiştir.[33]

Küçük yaştaki sanığın, olay gecesi zorla ırzına geçen maktulü bu olayın doğurduğu şiddetle gazap ve üzüntünün etkisiyle penisini kesip, ardı ardına yaptığı bıçak darbeleriyle öldürmesi.

Bu olayda Yargıtay, sadist bir duygu ve düşüncenin eyleme egemen olmadığını, eylemin kasten öldürme olarak nitelendirilmesi gerektiğini ifade etmiştir.[34]

Öldürme girişimlerinin niteliği

Yargıtay, failin doğal olarak ölüm neticesini meydana getirmek için giriştiği eylemin suçun canavarca his ile işlendiğinin sebep, saik ve delili olarak kabulüne yasal olanak olmadığını kararlarında ifade etmektedir.[35]

Sanığın yaralama biçimi sırf ölene açı çektiren, öldürmek için yapılan zorunlu olmayan hareketler olması

Örneğin; sanık yaşamsal bölgelerde, vuracağı bir veya birkaç darbe ile sonucu alabilecek durumda iken; yaşamsal olan veya bu nitelikte bulunmayan değişik bölgelerine yüzeysel veya derin çok sayıda yaralar açarak ölene işkence veren zaman içinde süren vahşiyane davranış ve icrada bulunmuş ise, eziyet çektirerek öldürme suçu oluşabilir.[36]

İple öldürüleni bağlayarak boğazını kesmek suretiyle öldürme.

Bu tür eylemlerde Yargıtay, sanığın yaşamsal bölgelerde, vuracağı bir veya birkaç darbe ile sonucu alabilecek durumda iken; yaşamsal olan veya bu nitelikte bulunmayan değişik bölgelerine yüzeysel veya derin çok sayıda yaralar açarak ölene işkence veren zaman içinde süren vahşiyane davranış ve icrada bulunduğunu, sanığın bu yaralama biçiminin sırf ölene açı çektiren, öldürmek için yapılan zorunlu olmayan hareketler olduğunu ifade etmektedir.[37]

Vahşiyane hareketlerin olmaması

Yargıtay, Canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme olaylarında, vahşiyane davranışların olup olmadığına bakmaktadır. Örneğin, taşla maktülün kafasına vurmak suretiyle kafa kemiklerini kırdığı ve taşın kırık içinde kaldığı olayda, eylemin vahşiyane bir eylem olmadığına hükmetmiştir.[38]

Sırf intikam almak için günahsız üç yaşında maktuleyi boğarak öldürme

Bu olayda Yargıtay, sanığın canavarca bir his içinde eylemi gerçekleştirdiğini kabul etmiştir.[39]

Maktülün anüsüne sert cisim sokulması

Yargıtay, bu tür olaylarda maktulün anüsüne sokulan sert cismin ölüm nedeni olup olmadığı ve ölüme tesir edip etmediğinin araştırılması ve ondan eylemin nitelendirilmesi gerektiğini bazı kararlarında ifade etmektedir.[40]

Failin canavarca bir hisle ve eziyet çektirerek eylemi gerçekleştirme kastının ispatlanması zorunluluğu

Sanıkta adam öldürme kastından başka özel kast niteliğinde olan eziyet çektirerek öldürmek kastının da kesin biçimde kanıtlanması zorunludur. Yargıtay, bazı kararlarında bu hususa işaret etmektedir.[41]

Maktuleyi yalvarmasına rağmen adeta canavarca bir hisse kapılarak müteaddit yerlerinden tahra ve kırklık tabir edilen aletlerle sayılamayacak kadar darbelerle yaralayıp öldürme.

Bu olayda Yargıtay, kırklık ve tahra ile delik deşik ederek vahşiyane şekilde öldürme eyleminin gerçekleştirildiğini ifade etmiştir.[42]

Cenini dahi parçalayan sanığın eylemi

Bu olayda, Yargıtay sanığın canavarca bir hissin tesiri altında hareket ettiğini, sanığın cenini dahi parçaladığını ifade ederek nitelikli halin uygulanmasına hükmetmiştir.[43]

Maktulün boğazını kadın çorabı ile boğduğu ve bıçakla boğazını bedeninden ayırmak suretiyle kestiği olay.

Yargıtay, sanığın maktulün boğazını kadın çorabı ile boğduğu ve bıçakla boğazını bedeninden ayırmak suretiyle kestiği, sağ kolunu bedeninden ayırdığı ve bu şekilde öldürmek için zorunlu olmayan ve ruhundaki canavarca hissi gösteren vahşiyane hareketlerle maktülü öldürdüğü olayda, nitelikli halin uygulanması gerektiğini işaret etmiştir.[44]

Sebepsiz yere öldürme

Yargıtay, nedensiz yere öldürmeyi canavarca his saikiyle öldürme olarak kabul etmektedir.[45]

SONUÇ

Canavarca his ile öldürme suçu, failin saikinden doğan ağırlatıcı bir nedendir ve bu anlamda kişisel niteliktedir. Bu yüzden şeriklerin de aynı saik ile hareket etmesi gerekir.

Bu suçta failin suçun icra şekli olarak dışa yansıyan davranışlarından çok psikolojik bir olgu olarak saik esas alınmalıdır.

Canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme suçunda; suçun icra şekli, failin dış aleme yansıyan kaba, hoyrat ve tiksindirici davranışları bulunabilir. Fakat bu davranışlardan çok suçun psikolojik unsuru olan “saik” değerlendirilmeye tabi tutulmalıdır.

Canavarca his, failin iç dünyasına, psikolojisine ait bir kavramdır.

Buna karşılık, eziyet çektirmek ise suçun gerçekleştirme biçimine dair, failin dış âleme yansıyan ve mağdurun vücudunda etkisini gösteren davranıştır.[46]

765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 450/3 bendinde yer alan “işkence ve tazip” ile öldürme suçunda da; İşkence ve tazip ile öldürmekten bahsedebilmek için; mağdurun öldürülmesinden önce, öldürme kastını ve amacını aşan, yani ölüm sonucunu almak için zorunlu olmayan vahşice fiil ve hareketlerde bulunulması gerekir.

Bundan başka failde öldürme kastı dışında işkence ve azap çektirmeye dair özel kastın varlığı da şarttır.[47]

Yukarıda ifade ettiğimiz hususlar ışığında eziyet, öldürme suçu için başvurulan bir yöntem olarak karşımıza çıkmaktadır.

Burada fail, maktulü, her biri bağımsız olarak öldürme sonucunu doğurmayan fakat maktule acı ve ızdırap veren, insan onuru ile bağdaşmayacak, zamana yayılan eylemlerle öldürmektedir.

Eziyet, mağdur üzerinde zamana yayılan hareketler olması nedeniyle, suçun mağduru, bu zaman aralığında yapılan eylemleri hissetmesi gerekir. Burada mağdurun, eziyet süresinde sağ ve bilincinin açık olması “eziyet” kavramının varlığı için şarttır.[48]

Eziyet çektirerek öldürme, ayrı ayrı canavarca hisle öldürme ve kan gütme saikiyle öldürme suçlarıyla bir arada bulunabilir.

Fakat kan gütme saikiyle öldürme ve canavarca hisle öldürme suçları ile ilgili cezalandırma maddeleri birlikte uygulanamaz. Buradaki saik,[49] kasttan farklıdır ve faile suçu işleme kararı verdiren nedendir. Bu nedenle birlikte uygulama yapılmamalıdır.

Bazı suçlarda, saikin ağırlaştırıcı neden sayılması, failin bu suçu işlemedeki sebebinin ağır bir hukuki ihlal olarak kabul edilmesi anlamına gelmektedir.

Bu yüzden örneğin; failin, hem öç alma hem de zevk için öldürme gibi bir arada bulunması mümkün olmayan iki saike sahip olduğu kabul edilerek uygulama yapılmamalıdır.

(Bu köşe yazısı, sayın Dr. Suat ÇALIŞKAN tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)

KAYNAKÇA

DÖNMEZER, Sulhi: Kişilere ve Mala Karşı Cürümler, Beta Yayınları, 16. bası, 2001.

ERMAN, Sahir /ÖZEK, Çetin, Kişilere Karsı İşlenen Suçlar (TCK. 448–490), İstanbul, 1994.

EROL, Haydar, Adli Yargı İlk Derece Mahkemelerinde Ceza Yargılaması ve Uygulaması, Yayın Matbaacılık, Ankara, 2006.

HAKERİ, Hakan, Ceza Hukuku Temel Bilgiler, Seçkin Yayınevi, Son Değişiklikleriyle 1.Baskı, Ankara, 2006.

ÖNDER, Ayhan, Ceza Hukuku Genel Hükümler, İstanbul. 1989.

ÖZBEK, Veli Özer, Yeni Türk Ceza Kanunu’nun Anlamı (TCK İzmir Şerhi 2. Cilt) Ankara 2008.

ÖZGENÇ İzzet, Türk Ceza Kanunu Gazi Şerhi (Genel Hükümler), 3. Bası, Ankara Açık Ceza İnfaz Kurumu Matbaası, Ankara. 2006.

ÖZTÜRK Bahri ve ERDEM, Mustafa Ruhan, Ceza Hukuku (Genel Hükümler ve Özel Hükümler) Kişilere ve Mala Karsı Suçlar, Temel Bilgiler, Turhan Kitabevi, Değişiklikler İşlenmiş 4.Bası, Ankara, 2005.

POLAT, A. Zeki: Öğreti ve Uygulamada Adam Öldürme Suçları, İstanbul, 1999.

SELÇUK, Sami: Karşılaştırmalı Hukuk Açısından Canavarca His Şevkiyle Adam Öldürme, Yargıtay Dergisi, Ekim-1988.

TEZCAN, Durmuş ve ERDEM, Mustafa Ruhan, Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku, Gözden Geçirilmiş 2. Bası, Barıs Yayınları, İzmir, 2002.

TOROSLU, Nevzat, Ceza Hukuku, Seçkin Yayınevi, 7.Baskı, Ankara, 2005.

Y.1.C.D. 27.09.1994, 1994/2431 E., 1994/2977 K.

Y.1.CD, E: 1983/1737, K: 1983/2171, KT: 21.06.1983:

Y.1.CD, E: 1984/2469, K: 1984/2730, KT: 12.06.1984

Y.1.CD, E: 1994/2431, K: 1994/2977, KT: 27.09.1994

Y.1.CD, E: 2001/4274, K: 2002/361, KT: 06.02.2002

Y.1.CD, E: 2003/1911, K: 2003/2232, KT: 07.10.2003

Y.1.CD, E: 2004/2994, K: 2004/4402, KT: 29.12.2004

Y.1.CD, E: 2008/4760, K: 2009/118, KT: 21.01.2009:

Y.1.CD, E: 2009/6255, K:2009/4592, KT: 13.07.2009:

Y.1.CD, E: 2011/400, K: 2011/1222, KT: 03.03.2011:

Y.1.CD, E: 2013/2231, K: 2013/5375, KT: 01.10.2013

Y.1.CD, E: 2013/3684, K: 2013/7046, KT: 27.11.2013:

Y.1.CD, E: 2015/1226, K: 2015/5501, KT: 16.11.2015

Y.1.CD, E: 2015/1332, K: 2015/3789, KT: 10.06.2015.

Y.1.CD, E: 2016/871, K: 2017/2456, T: 21.06.2017

Y.1.CD, E: 2017/433, K: 2017/1334, KT: 19.04.2017

Y.1.CD, E: 2018/1848, K: 2018/2800, KT: 06.06.2018.

Y.1.CD, KT: 22.08.1973, S: 4492/2802.

Y.1.CD,E: 2016/3743, K: 2017/5311, KT: 26.12.2017:

Y.5.CD, E: 1977/265, K: 1977/282, KT: 01.02.1977

Y.5.CD, E: 1980/835, K: 1980/1015, KT: 06.03.1980:

Y.5.CD, E: 1981/480, K: 1981/517, KT: 12.02.1981

Y.5.CD, E: 1987/4461, K: 1987/4437, KT: 15.12.1987

Y.5.CD, E: 1989/882, K: 1989/941, KT: 28.03.1989:

Y.5.CD,E:1986/3451,K: 1986/4151, KT: 18.11.1986

Y1.CD, E: 2010/2749, K: 2010/7581, KT: 29.11.2010

Y1.CD, E: 2015/2039, K: 2015/5975, KT: 07.12.2015:

YCGK, E: 1981/1-169, K: 1981/288, KT: 06.07.1981

YCGK, E: 1987/99, K: 1987/276, KT: 11.05.1987

YCGK, E: 1988/1-235, K: 1988/360, KT: 17.10.1988:

YCGK, E: 2002/1-294, K: 2002/425, KT: 17.12.2002.

YCGK, E: 2002/1-294, K: 2002/425, KT: 17.12.2002:

YCGK, KT: 07.06.1982, S: 1/110-266,

--------------------------------

[1] 765 sayılı Türk Ceza Kanunu bu suçta "hareketi değil, "his/duygu" itibariyle içtepiyi/güdüyü ağırlaştırıcı neden olarak benimsemiştir. Öte yandan, 450. maddenin 3. bendinde, "işkence ve taziple" adam öldürme suçu da ağırlaştırıcı bir neden olarak kabul edilip, ikinci bağımsız bir suç şekli olarak ayrıca düzenlenmiştir. Ancak yasa koyucu "canavarca hisle" öldürmede içtepiyi/güdüyü, işkence ve tazipte ise hareketi esas almıştır. Bkz.; Yargıtay Ceza Genel Kurulu, E: 2002 / 1-294, K: 2002 / 425, KT: 17.12.2002..

[2] Canavar kelimesi kurt, domuz gibi cana kıyıcı yabani ve yırtıcı hayvanlar için kullanıldığından, bentte suç faili insan için belirtilen ve Yasada tanımlanmayan "canavarca" sözcüğünün daha çok mecazi anlam ifade ettiği kabul edilmelidir. Şurası da belirtilmelidir ki, eylemin canavarca his şevki ile işlenmesi başka şey, işleniş tarzının canavarca olması başka şeydir. Bkz.; Yargıtay Ceza Genel Kurulu, Esas: 2002 / 1-2