Hafta sonu Bodrum küçük Millet Meclisi'nin periyodik olarak düzenlediği toplantılardan "Yeni Anayasa" konulu forma davetliydim.
Platform adına davet sahibi Ahmet Karatas beyin ev sahipliği ve Ayhan Ongun Beyin moderatörlüğünde yapılan forma benimle birlikte Ak Parti MKYK'sında siyasete ısınmaya başlayan hukukçu/akademisyen Osman Can ve CHP Muğla milletvekili Ömer Süha Adan katıldılar.
Dört saat süren toplantının ilk bölümünde dinleyiciler söz alarak kimi sorularını yöneltti, kimi de kısaca görüşlerini açıkladı. İzninizle bazılarını sizinle paylaşayım.
- Yeni Anayasa çalışmaları ülkeyi bölme riski taşıyor mu?
- Çalışma süreci normal mi, aceleye mi getiriliyor?
- Etnisiteye dayalı olmayan vatandaşlık tanımı yapılabilecek mi? 1982 Anayasasının rahatsız edici maddelerinden biri olan Türk kimliği dayatması konusunda CHP temsilcisi somut cevap verebilir mi? Karşı bir görüntü vermekle CHP ne yapmak istiyor?
- Adı Uzlaşma Komisyonu ama bazı siyasi partiler kırmızı çizgilerden bahsederek müzakere masasına oturuyor. Bu bir çelişki değil mi?
- Devlet baba, ana yasa olmuş. Devlet babalıktan arındırılıp halkına hizmet eden bir kuruluş haline ne zaman dönüştürülecek ?
- Vatandaşın özgürlüklerini sınırlayan bir anayasa mı, devlet otoritesini sınırlayan bir anayasa mı? Tüm devlet kurumlarının denetimi yapılabilecek mi ? Sayıştay’ın denetleyemediği kamu harcamaları olacak mı?
Sorular böylece devam ediyor. Dikkatimi çeken bir soru daha var:
- Yeni Anayasa ile halka dayatmalar devam edecek mi? Kısaca biz mi anayasayı değiştireceğiz, anayasa mı bizi değiştirecek?
Sorular anadilde eğitim, yüzde on barajı, siyasi partiler kanunu, seçim kanunu, başkanlık sistemi gibi konularda devam etti.
Bodrum bildiğiniz gibi ülkemizin önemli turizm bölgelerinden. Kış ve yaz nüfusu arasında önemli fark var. 2011 genel seçimlerine katılma oranı yüzde 85. CHP, yüzde 45 ile Muğla’da birinci parti olmuş, 3 milletvekili var. Bodrum’da oy oranı daha yüksek, yüzde 56. Yüzde 22 ile Ak Parti ikinci, yüzde 15 ile MHP üçüncü parti.
Yeni anayasa konulu forma iştirak eden Bodrumluların genel siyasi eğilimlerine baktığımızda, sorulan sorular ve önerilen çözüm yollarının çoğunlukla CHP siyaseti ile paralel olması beklenirdi. Ama zannettiğimiz gibi olmadı. Okuyan, yazan, konuşan, gündemi yakından takip eden ve yeni anayasada benim de görüşlerim dikkate alınmalı diyen katılımcılar en fazla CHP milletvekiline eleştirel soru yönelterek “CHP ne yapmak istiyor” diye sordular. Türk kimliği ve vatandaşlık konusunda eleştirel sorulara, “partimizde üç görüş var henüz bunlardan birine karar veremedik” diye cevap vermeye çalışan CHP milletvekili, CHP tabanının da önemli ölçüde değişimden yana olduğunu, yeni anayasada evrensel ilkeleri görmek istediğini, statükodan yana olmadığını yakınen görmüş oldu diyebiliriz. Ama halkın talepleri CHP politikalarında dikkate alınmadığı da bir gerçek. Kendisini iktidar yapmayan halkın iradesinin darbelerle devrilmesine ve cezalandırılmasına destek veren CHP, yeni anayasa sürecinde bundan sonra nasıl bir tavır sergileyecek hep beraber göreceğiz.
Genel beklenti halkın taleplerinin dikkate alınması. Darbe anayasalarında olduğu gibi, halkı değiştirecek, şekillendirecek değil, halkın talepleri doğrultusunda şekillenecek bir anayasa arzusu var.
Anayasa devlet karşısında bireyin hak ve özgürlüklerini korusun. Yaşam tarzı dayatılmasın. Çoğunlukçu değil çoğulcu bir anayasa olsun. Tek kişi de olsa başkasının özgürlük alanına müdahale etmedikçe kendisini güvende hissedeceği bir sistem olsun.
Kutsal olan devlet değil insandır. İnsan yaşamıdır. İnsan onurudur.
Canını korumak yani yaşam hakkı korunması gereken en temel haktır.
Din ve inanç özgürlüğü, inandığı gibi yaşama özgürlüğü temel haklardandır.
Neslini devam ettirmek en temel haklardandır. Bu nedenle evlenmek, aile kurmak, evlat sahibi olmak, çocuklarını dilediği gibi yetiştirmek, onlara kendi dinini, inancını felsefi kanaatlerini öğretmek en temel haklardandır.
Temel haklardan biri de malın korunmasıdır. İster miras yolu ile ister çalışıp kazanarak olsun kişinin mal varlığını koruması, geliştirmesi, malına yönelik tehdit ve tahlikelerin bertaraf edilmesi gerekir.
Özetle;
İnsanın canını, aklını, dinini, neslini ve malını muhafaza edebilmesini sağlayacak, inanç ve düşünce özgürlüğünü, ifade hürriyetini, teşebbüs hürriyetini hem bireylerin tecavüzüne hem de devletin baskılarına karşı koruyacak bir anayasa talebi var. Sosyal değişime yön veren bu talepler yeni anayasayı şekillendirebildiği ölçüde kendi anayasamızı yapmış olacağız.
(Bu köşe yazısı, sayın Reşat PETEK tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)
Trend Haberler
Yargıtay’ın 3 Gün Kuralı
AVUKATIN TARAF OLDUĞU (MESLEKTEN KAYNAKLI OLMAYAN) DOSYALARINDA E-TEBLİGAT ZORUNLULUĞU VAR MIDIR?
'ARABULUCULUK KÖTÜYE VE AMACI DIŞINDA KULLANILARAK İŞÇİNİN HAKLARI ÇİĞNENEMEZ'
HUKUKİ ALACAĞIN TAHSİLİ AMACI İLE TEHDİT SUÇU - SİLAHLA TEHDİT - DAHA AZ CEZAYI GEREKTİREN HAL
2025 YILI NOTERLİK ÜCRET TARİFESİ
Duruşma sırasında hakim ile tartışan sanığa 4 gün disiplin hapsi