Karayolları Trafik Kanunu’nun 26.4.2016 Tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan değişiklik sonrası düzenlenen 97. Maddesine göre: Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Bu Kanun hükmünün lafzından anlaşıldığı üzere, zarar gören ya da görenlerin, Trafik (Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) Poliçesi kapsamında, sigorta şirketine karşı ileri süreceği taleplerinde öncelikle yazılı başvuru yolu zorunluluğu getirilmiştir.
A) Trafik Kazaları ve Kanun Maddesinin Amacı:
Bilindiği ve tahmin edileceği üzere Ülkemizde trafik kazaları sıklıkla yaşanmakta; araç hasarları, araçlar içerisinde seyir halinde olan veyahut kaza esnasında yaya olarak bulunan insanlar ciddi bedensel yaralar almakta ve hatta hayatlarını kaybetmektedirler. Bu yaşanan süreçlerde, mağdur kişilerin ve elbette yakınlarının tedavi süreçleri, gerek maddi gerekse de manevi yönden büyük zorluklar taşımaktadır. Yine bilinmektedir ki, dava açma suretiyle ileri sürülen talepler bakımından, yargılama sürecinin doğası gereği detaylı olup uzun bir zamana yayılabilmesi, tarafların İstinaf ve Temyiz başta olmak üzere kanun yollarına da başvurma haklarının bulunması nedeniyle, zarar gören/ler alacaklarına ancak belirli bir zaman geçmesinin akabinde kavuşabilmektedir. Yukarıda bahsettiğimiz önemli Kanun değişikliği ile Kanun Koyucu, ZMSS Genel Şartlarında da detaylıca belirtilen şartların ve sunulması gereken evrakların varlığı halinde daha kısa yollardan, adeta zarar gören ile Trafik Poliçesi gereği risk üstlenmiş bulunan sigortacı arasında uzlaşmaya teşvik edecek bir zemin oluşturarak, mevcut mağduriyetleri daha hızlı ve etkin şekilde gidermeyi amaçlamıştır.
Ancak, bu açıdan değerlendirmekte yarar gördüğümüz ve bu yazımızda da üzerine yazmak istediğimiz husus; bu başvuruların Kanun gereği dava şartı oluşunun yargılama seyrinde hukuken değerlendirilmesi olacaktır.
B) Dava Şartı Kavramı ve 2918 Sayılı K.T.K. Madde 97
Mahkemenin davanın esası hakkında yargılama yapabilmesi için varlığı veya yokluğu gerekli bulunan hallere dava şartı denilmektedir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114. Maddesinde dava şartları sayılmıştır. Niteliği gereği dava şartları kamu düzenini alakadar ettiğinden, Mahkemece dava şartlarının mevcut olup olmadığı davanın her aşamasında taraflarca talepte bulunulmasa dahi kendiliğinden tetkik edilmektedir. (HMK 115/1) Belirtilen Usul Kanunu hükmünde dava şartları sayılmış olup 114/2 Maddesi ise “Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” hükmünü amirdir. Buradan anlaşılmaktadır ki, HMK’nın 114. Maddesi gereğince belirtilen dava şartlarının yanı sıra, başka Kanunlar kapsamında da dava şartları getirilmesi ve bulunması mümkündür.
Yazımız bahsine geri döner isek, KTK 97. Maddesi gereğince sigorta şirketine yapılacak yazılı başvuru şartının, HMK 114/2 Maddesinde izah edilen kapsama dahil bulunan özel bir dava şartı olduğu, Kanun maddesini lafzı incelendiğinde dava açılmadan evvel yerine getirilmesi gereken bir dava ön şartı teşkil ettiği görülmektedir.
Dava şartı oluşu yönünden bir uyuşmazlık bulunmadığı kanaatimizle incelemeye devam edildiğinde karşımıza, bu dava şartının yerine getirilmemesi ya da eksikliği halinde yargılamanın nasıl bir yönde ilerleyeceği sorusu çıkmaktadır.
C) Dava Şartı Yokluğu ve Tamamlanabilirlik Görüşleri
Öncelikle, dava şartı yokluğu hususu HMK 115.Maddesinin 2.Fıkrasında aşağıdaki gibi duraksamaya yer vermeyecek bir şekilde açıklanmıştır:
“Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.”
Trafik kazaları neticesinde Trafik Poliçesine istinaden Sigorta Şirketlerine karşı ileri sürülecek taleplerde, K.T.K. 97. Madde gereği öncelikle yazılı başvuruda bulunulması gereğinin özel bir dava şartı olduğu yönünde şüphe olmadığı kanaatindeyiz. Ancak bu noktada, bu dava şartının niteliğini değerlendirmek gerekmektedir. Kanun hükmü gereği: “ …dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir.” ifadesinden bu şartın bir ön şart teşkil ettiği görülmektedir. Dava ön şartı olan bir şartın hukuk mantığı gereği dava açılmadan evvel tamamlanması gerekmektedir. Yukarıda andığımız HMK 115/2 Maddesinde “giderilmesi mümkün olan dava şartlarının eksikliğinin tamamlanması için kesin süre verileceği” ifade edilmiştir.
Yerel Mahkemeler nezdinde görülmüş davalardan Yüksek Mahkemelere tevdii olunanlar içinde, incelenip karar verilmiş davalara bakıldığında, genel olarak kısaca özetlemek gerekirse; “Sigorta şirketine başvuru zorunluluğunun giderilmesi mümkün eksikliklerden olması nedeniyle öncelikle ilgiliye başvuruda bulunarak eksikliği tamamlaması için süre verilmesi gerektiği” yönündeki kararlar bulunmaktadır. Bu kararların her somut olaya göre içeriği ve gerekçesi, her bir dosya nazarında kanun yolu açık olup olmayışı ve kararların kesinleşip kesinleşmemesi yönünden bağlayıcılığı farklı olmakla birlikte, belirtmek isteriz ki genel görüş ‘eksikliğin tamamlanabilirliği’ noktasında yoğunlaşmaktadır. Ancak farklı bir bakış açısı ve yorum ile, ön şart teşkil eden niteliği gereği, K.T.K. 97 kapsamındaki dava şartının giderilmesi mümkün dava şartlarından olmadığı kanaati de ortaya çıkmaktadır. Yazımız da bu ikinci kanaati merkezine alarak devam edecektir.
Dava şartı yokluğu davanın açılışına engel teşkil etmez ancak davanın esası hakkında yargılama yapılmasına engeldir. Hakim, dava şartı yokluğu halinde, esasa girmeksizin davanın usulden reddine karar vermektedir. Buradan konumuz açısından anlaşılması gerektiğini düşündüğümüz netice şudur: Niteliği gereği K.T.K. 97. Kapsamında yer alan yazılı başvuru şartı H.M.K. 114/2 gereği saklı tutulmuş dava şartlarındadır ve dava açılmadan önceki sürece ilişkin olduğundan dava ön şartı teşkil etmektedir. Buradaki amaç trafik kazalarında mağduriyet yaşamış zarar görenlerin, yargılama sürecine girmeden evvel sigorta şirketine yapacağı başvuru ile hükmedilen anlaşma süresinin beklenmesi, alacağın tazmini mümkün ise bunun sağlanarak mağduriyetin hızlı şekilde giderilmesi, ancak hukuken bir eksiklik bulunup yazılı başvuru süreci ile bunun giderilememesi halinde dava açılabilmesidir.
D) Dava Şartının Tamamlanmasına Engel Olabilecek Eksiklik Halleri
26.4.2016 tarihinden sonra meydana gelen bir trafik kazasından kaynaklanan ve Trafik Poliçesi kapsamında sigortacıdan ileri sürülecek taleplerde;
- Sigorta şirketine yazılı başvuru yapılmaması,
- Sigorta şirketine yapılan yazılı başvuruda eksiklik bulunması ve/veya sigorta kuruluşu tarafından zarar görene bildirilecek eksikliklerin yasal süresi içerisinde bağlı Yönetmeliğe uygun şekilde tamamlanmaması,
- Beklenilmesi gereken yasal sürenin -15 gün- dolması beklenmeden dava açılması hallerinde, dava şartı tamamlanmadığından yerine getirilmemiş olacaktır.
İlgili Madde hükmü emredici niteliği haiz olup mantığı gereğince de doğan mağduriyetlerin hızlıca giderilmesi saikini taşıdığından, bu dava şartının yerine getirilmemesi ya da eksik yerine getirilmesi de aynı neticeye neden olacaktır. Bu kapsamda, dava açılmadan evvel sigorta şirketine yazılı başvuru yapılmamış ya da eksik başvuru yapılmış dosyalarda, Madde hükmünün emrediciliği ve sürecin amacı gözetildiğinde dava şartı yokluğundan usulden red kararı verilmesini hukuken daha isabetli görmekteyiz. Ancak burada elbette Kanunun emredici hükmünün kesinliği kadar, somut olaylarda yüksek derecelerde mağduriyet yaşamış ve hali hazırda yaşayan insanların da bu mağduriyetlerinin maddi ve manevi olarak giderilmesinin önemi geri plana atılamaz. Bu hususta, yapılacak yargılamada adalet terazisindeki ‘Kanuna uygun kararlar verilişi ile zarar görenlerin zararlarının doğru ve yeterli tazmini’ dengesinin yine Kanun hükmüne bağlı kalınarak sağlanabileceği kanaatindeyiz.
İşbu dava şartı, uzun yargılama süreçlerine girmeksizin zarar görenlerin zararının giderilmesini amaçladığından, sigortacının hasar dosyasında tespitini doğru ve hızlı yapabilmesi için ZMSS Genel Şartlarında sayılı evrakların tamamının usule uygun şekilde ibrazı büyük önem arz etmektedir. Nitekim aşağıda paylaşacağımız bir Mahkeme kararında, “yazılı başvuruya eklenen evraklardaki eksikliğin başvuru şartının tamamlanmadığı anlamına geldiği ve bu nedenle de dava şartı yerine getirilmediğinden usulden red kararı verildiği” gerekçesi görülmektedir.
MAHKEME KARARI
“Dosya incelendiğinde davalı … Sigorta A.Ş. ve davalı …. Sigorta A.Ş.’nin davacı tarafın dava açmadan önce yaptığı başvurudaki belgelerin eksik olduğu, eksik belgelerin dosyaya ibraz edilmesi halinde ödeme yapılacağı belirtilerek cevap verilmiş, ancak davacı taraf, sigorta şirketlerinin süreci uzatmak için yasaya uygun olmayan ek belge talep ettiklerini iddia ederek mahkememize işbu davayı açmıştır.
İşbu davada davacı şirketlere müracaat şartının usul ve yasaya uygun olarak yerine getirilip getirilmediğinin anlaşılması ve başvuruda sunulması gereken belgelerin tespiti zorunludur.
Müracaat şartı Karayolları Trafik Kanununun 97. maddesinde “Zarar görenin, ZMSS’inde öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” hükmü ile düzenlenmiştir. HMK 114/2 “…diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır…” hükmü uyarınca KTK 97 ve 99. Maddelerinde "Sigorta şirketine ZMMS Genel Şartlarında belirlenen belgelerle birlikte müracaat edilmesi" şartı, trafik kazalarından doğan maddi tazminat davalarında dava şartı olarak düzenlendiğinin kabulü gerekir. Dava şartları kamu düzenindendir, davanın her aşamasında ileri sürülebilir veyahut mahkemece resen gözetilir.
Destekten yoksun kalan hak sahiplerinin, sigorta şirketine müracaatta bulurken ibraz etmeleri gereken belgeler ise Karayolları Trafik Kanunu’nun 99. Maddesinin atfıyla Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları Tazminat Ödemelerinde İstenilecek Belgeler başlığı altında; kaza raporu, veraset ilamı, güncel vukuatlı nüfus kayıt örneği, mağdura ait son 3 aylık döneme ilişkin ücret belgesi, hak sahibine ait banka hesap bilgileri olarak belirlenmiştir.
Dosya incelendiğinde davacı tarafın destekten yoksun kalma tazminatı için **.**.2018 tarihinde davalılara yaptığı yazılı başvurusuna yalnızca **.**.2018 tarihli kaza tespit tutanağını, mirasçılık belgesini, vukuatlı nüfus kayıt örneğini, bir adet vekaletname suretini eklediği, hak sahibine ilişkin banka hesap bilgilerinin ve söz konusu kazada vefat eden B***’un son üç aya ilişkin maaş belgesini eklemediği ve dolayısıyla müracaat şartının usule uygun olarak yerine getirilmediği anlaşıldığından; HMK 115. maddesi "Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.” hükmü uyarınca davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. “
E) Neticeten Görüşlerimiz:
Sonuç itibari ile, trafik kazaları neticesinde doğan zararlar kişilerde gerek bedensel gerekse ruhsal onarılması güç zararlar yaratabilmekte ve hatta can kayıplarına neden olabilmektedir. Durumun insan yaşamında bıraktığı etki ve travmaların oluşu gereği, bu zararların hukuka uygun bir yol haritası dahilinde olabilecek en hızlı şekilde tazmini büyük önem arz etmektedir. Elbette Kanun Koyucu da bunun bilincinde olduğundan şüphesizdir ki, bu amaca hizmet edileceği dilek ve kanaatiyle dava açılmadan evvel zarar görenlerin sigorta şirketine yazılı başvuruda bulunmalarını şart koşmuştur.
Kanun hükmünün amacına ulaşabilmesi, zarar görenlerin hukuken yapılacak değerlendirme ile zarar sebepleri ve teminat kapsamında kalıyor ise yeterli tazmin ile zararlarının giderilmesi, sigorta şirketlerince Poliçeleri gereği teminat altına aldıkları risklerin doğru aktüeryal yöntemlerle yeterli hesaplanabilmesi için bu dava şartının mutlak surette eksiksiz yerine getirilmesi büyük önem arz etmektedir.
Şahsi görüşümüz şudur ki; niteliği gereği dava ön şartı olduğu kanaatimiz bulunan yazılı başvuruların, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.2. ekinde sayılı evrakların birleşimi ile, hukuken değerlendirilebilir ve Kanun ile Yönetmeliklere uygun hesap yapılabilir hale gelmesiyle birlikte eksiksiz yapılması gerekmektedir. Aksi takdirde, eksik evrak ile ve bu evraklar tamamlanmayarak dava açılır ise, başvuru şartı yine usule uygun şekilde yerine getirilmemiş olacağından, usulden red kararı verilmesine gerekçe olabilecektir. Hak ihlallerinin önüne geçilebilmesi için bu hususların gerek zarar gören gerekse de sigortacı tarafından yüksek önemle gözetilmesi gereğinin her iki tarafın da yararına ve elbette adaletin dengesine faydalı olacağı kanaatindeyiz.
Yazımızı değerli okurların dikkat ve değerlendirmesine sunarız. Hukuka faydalı olması dileğiyle.