TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

M.K. BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2020/6675)

 

Karar Tarihi: 24/10/2024

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Basri BAĞCI

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Kenan YAŞAR

 

 

Ömer ÇINAR

Raportör

:

Ali Erdem ŞAHİN

Başvurucu

:

Vekili

:

Av. Rıdvan ALP

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, kişisel verilerin güvenlik soruşturmasına esas alınması nedeniyle özel hayata saygı hakkı kapsamındaki kişisel verilerin korunmasını isteme hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. 1990 doğumlu olan başvurucu, 72. dönem devlet hizmet yükümlülüğü kurası sonucuna göre Mardin Mazıdağı Devlet Hastanesine hekim olarak yerleştirilmiştir.

3. Başvurucu hakkında 3/10/2016 tarihli ve 676 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 74. maddesiyle 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 48. maddesinin birinci fıkrasının (A) bendine eklenen ve 1/2/2018 tarihli ve 7070 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun'un 60. maddesiyle aynen kabul edilen (8) numaralı alt bent uyarınca güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yaptırılmıştır. Söz konusu araştırmanın olumsuz sonuçlanması nedeniyle başvurucunun yerleşmeye hak kazandığı kamu kurumuna ataması yapılmamıştır.

4. Başvurucu, anılan işlemin iptali istemiyle idare mahkemesine başvurmuştur. İlk derece mahkemesi başvurucunun yaptığı bir sosyal medya paylaşımı nedeniyle Cumhurbaşkanı'na hakaret suçundan yargılandığını, ceza mahkemesinin başvurucu aleyhine hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verdiğini, söz konusu paylaşımın devlet memuruna yakışmayacak nitelikte olduğunu, bu durumun başvurucunun kamu görevine atanmasına engel teşkil edebilecek hukuken kabul edilebilir somut ve geçerli bir neden olduğunu kabul ederek davanın reddine karar vermiştir. Anılan karar istinaf kanun yolunda kesinleşmiştir.

5. Başvurucu, nihai kararı 15/12/2019 tarihinde öğrendikten sonra 14/1/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

6. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

7. 7/4/2021 tarihli ve 7315 sayılı Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Kanunu 17/4/2021 tarihli ve 31455 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiş; 26/10/1994 tarihli ve 4045 sayılı Güvenlik Soruşturması, Bazı Nedenlerle Görevlerine Son Verilen Kamu Personeli ile Kamu Görevine Alınmayanların Haklarının Geri Verilmesine ve 1402 Numaralı Sıkıyönetim Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun'u yürürlükten kaldırmıştır. 7315 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten itibaren kişilerin güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması bu Kanun kapsamında yapılmaktadır.

8. Başvurucu; yargılama sürecinde adli yargıda verilen karar üzerinden bir değerlendirme yapılarak davanın reddedilmesinin masumiyet karinesini, sosyal medya paylaşımının eleştiri sınırları içinde kalmasına rağmen atamasının yapılmamasının ifade özgürlüğünü, Anayasa Mahkemesinin güvelik soruşturmasının dayanağı kuralı iptal etmesine rağmen istinaf kararında bu konunun dikkate alınmamasının ve kararın gerekçesiz olmasının adil yargılanma hakkını ihlal ettiğini ileri sürmüştür. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde; kamu hizmetinin daha sağlıklı ve etkin şekilde sürdürülebilmesinin sağlanması amacıyla kısıtlayıcı yönde getirilen tedbirler nedeniyle başvurucunun özel hayatına yönelen bir müdahale olmadığı, başvurucunun kamu görevine atanmamasına ilişkin işlemin iseonun özel hayatında ciddi olumsuz etkiler yaratmadığı hususlarının yapılacak incelemede dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanında bireysel başvuru formunda ileri sürdüğü iddiaları yinelemiştir.

9. Başvurucunun kendisi hakkındaki güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasıyla elde edilen verilerin kişisel veri olduğu açıktır (Fatih Saraman [GK], B. No: 2014/7256, 27/2/2019, § 57; Turgut Duman, B. No: 2014/15365, 29/5/2019, § 58). Başvurunun temelinde kendisi hakkında elde edilen kişisel verilerin kamu makamlarına açıklanması ve güvenlik soruşturmalarında kullanılması hususu bulunmaktadır. Kişisel verilerin tutulmasının, saklanmasının veya aktarılmasının Anayasa’nın 20. maddesinin üçüncü fıkrasında güvence altına alınan kişisel verilerin korunmasını isteme hakkı kapsamında incelenmesi gerekir. Bu nedenle başvuruların özel hayata saygı hakkı içinde yer alan kişisel verilerin korunmasını isteme hakkı kapsamında olduğu değerlendirilmektedir (benzer yönde yapılan inceleme ve değerlendirmeler için bkz. Fatih Saraman, § 57; Turgut Duman, § 58; Abdurrahim Kaya ve diğerleri, B. No: 2019/12271, 3/12/2020, § 19).

10. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan özel hayata saygı hakkı kapsamındaki kişisel verilerin korunmasını isteme hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

11. Anayasa Mahkemesi bir çok kararında kanunilik ilkesinin bir gereği olarak temel hak ve hürriyetlerin sınırlandırılmasına ilişkin kanunların taşıması gereken özellikleri incelemiştir. Buna göre müdahalenin dayanağı olan kanunun, yöneldiği konuyla ilgili temel esasları, ilkeleri ve genel çerçeveyi belirlemesi gerektiği, ancak uygulama koşulları ve usule ilişkin detayların düzenleyici işlemlere bırakılmasının mümkün olduğu ifade edilmiştir. (çok sayıda karar arasından bkz. Halime Sare Aysal [GK], B. No: 2013/1789, 11/11/2015, § 62-66). Konu kişisel verilerin kayıt, muhafaza ve kullanımını içeren tedbirler olduğunda ise kanunun ve ilgili düzenleyici işlemin anılan tedbirlerin kapsamını, uygulanmasını düzenleyen ve özellikle süre, stoklama, kullanım, üçüncü kişilerin erişimi, verilerin gizliliği, bütünlüğü ve imhası konusundaki usullere ilişkin olan, muhataplarının yetki aşımı ve keyfîliğe karşı yeteri kadar güvenceye sahip olmalarını sağlayacak açık ve detaylı kuralları içermesi gerektiği vurgulanmıştır. Nitekim Anayasa Mahkemesi çok sayıda başvuruda müdahalenin dayanağı kuralın sözü edilen koşulları taşımadığı sonucuyla kanunilik yönünden ihlal kararları vermiştir (Fatih Saraman, §§ 88-90; Turgut Duman, § 88; Abdurrahim Kaya ve diğerleri, § 28; Süleyman Akif Nazlıgül, B. No: 2018/31982, 15/6/2021, § 33).

12. Öte yandan 7070 sayılı Kanun'un 60. maddesi ile 657 sayılı Kanun’un 48. maddesinin birinci fıkrasının (A) bendine eklenen (8) numaralı alt bendin iptali istemiyle 114 milletvekili tarafından 3/5/2018 tarihinde Anayasa Mahkemesinde dava açılmıştır. Anayasa Mahkemesi 24/7/2019 tarihli ve E.2018/73, K.2019/65 sayılı kararıyla başvuruya konu olayda uygulanan kuralı, Anayasa’nın 13., 20. ve 128. maddelerine aykırı görerek iptal etmiştir. Kararın gerekçesinde güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasıyla elde edilen verilerin kişisel veri niteliğinde olduğunu, bu alanda düzenleme getiren kuralların kamu makamlarına hangi koşullarda ve hangi sınırlar içinde tedbirler uygulama ve özel hayatın gizliliğine yönelik müdahalelerde bulunma yetkisi verildiğini yeterince açık olarak göstermesi ve olası kötüye kullanmalara karşı yeterli güvenceleri sağlanması gerektiğini, kuralda ise güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması yapılması memurluğa alımlarda genel şartlar arasında sayılmasına karşın güvenlik soruşturmasına ve arşiv araştırmasına konu edilecek bilgi ve belgelerin neler olduğuna, bu bilgilerin ne şekilde kullanılacağına, hangi mercilerin soruşturma ve araştırmayı yapacağına ilişkin herhangi bir düzenleme yapılmadığını belirtmiştir. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuru incelemesinde benimsediği ve yukarıda değinilen inceleme yöntemini norm denetiminde verdiği iptal kararıyla da sürdürdüğü açıktır (bkz. § 11).

13. Nihayetinde somut olayda başvurucunun7070 sayılı Kanun'un 60. maddesi ile 657 sayılı Kanun’un 48. maddesinin birinci fıkrasının (A) bendine eklenen (8) numaralı alt bendinde belirtilen düzenlemeler esas alınarak yapılan güvenlik soruşturmasının olumsuz sonuçlandığından bahisle yerleştirilmesinin yapılmadığı anlaşıldığından, yukarıda belirtilen ilkelerden ve ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektirir bir durum bulunmamaktadır. Buna göre başvuruya konu müdahalenin dayanağı olan düzenlemenin kanunilik şartını sağlamadığı sonucuna varılmaktadır. Öte yandan ulaşılan sonuç gözetildiğinde söz konusu müdahale açısından diğer güvence ölçütlerine riayet edilip edilmediğinin ayrıca değerlendirilmesine gerek görülmemiştir (benzer değerlendirmeler için bkz. Orhan Özkan ve diğerleri, B. No: 2019/19102, 4/10/2023, §§ 8-19; Hatip İmir, B. No: 2019/30759, 28/2/2024, § 15).

14. Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayata saygı hakkı kapsamında kişisel verilerin korunmasını isteme hakkının ihlal edildiği sonucuna ulaşılmıştır.

III. GİDERİM

15. Başvurucu; ihlalin tespiti, yeniden yargılama yapılması ile birlikte 300.000 TL maddi ve 200.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

16. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. maddesinin (2) numaralı fıkrasında düzenlenen bireysel başvuruya özgü yeniden yargılama kurumunun özelliklerine ilişkin kapsamlı açıklamalar için bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

17. Yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın yetkili yargı merciine gönderilmesine karar verilmesinin ihlal iddiası açısından yeterli giderim sağladığı anlaşıldığından başvurucunun tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Özel hayata saygı hakkı kapsamında kişisel verilerin korunmasını isteme hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

B. Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayata saygı hakkı kapsamında kişisel verilerin korunmasını isteme hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Kararın bir örneğinin kişisel verilerin korunmasını isteme hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Ankara 12. İdare Mahkemesine (E:2017/3255, K:2018/2261) GÖNDERİLMESİNE,

D. Başvurucunun tazminat taleplerinin REDDİNE,

E. 446,90 TL harç ve 30.000 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 30.446,90 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,

F. Ödemelerin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 24/10/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.