TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
E.Y. BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2020/14629) |
|
Karar Tarihi: 3/10/2024 |
BİRİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
Başkan |
: |
Hasan Tahsin GÖKCAN |
Üyeler |
: |
Yusuf Şevki HAKYEMEZ |
|
|
İrfan FİDAN |
|
|
Muhterem İNCE |
|
|
Yılmaz AKÇİL |
Raportör |
: |
Ferhat YILDIZ |
Başvurucu |
: |
|
Vekili |
: |
Av. Mehmet Fatih İÇER |
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru; doçentlik müracaatının, kamu görevinden ihraç edilme gerekçe gösterilerek iptal edilmesi nedeniyle özel hayata saygı hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Olayların yaşandığı tarihte Akdeniz Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesinde yardımcı doçent olan başvurucu, Üniversitelerarası Kurul Başkanlığına (Kurul) hitaben yazdığı dilekçe ile Nisan 2016 döneminde doçentlik başvurusu yapmıştır. Doçentlik müracaatına ilişkin olağan süreç işlemekteyken başvurucu, 1/9/2016 tarihli ve 29818 mükerrer sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 672 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Kamu Personeline İlişkin Alınan Tedbirlere Dair Kanun Hükmünde Kararname (672 sayılı KHK) ile kamu görevinden çıkarılmıştır. Kurulun 30/11/2016 tarihli işlemi uyarınca; başvurucunun, kamu görevinden çıkarılmış olması nedeniyle 23/1/2017 tarihli ve 29957 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 683 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin (683 sayılı KHK) 4. maddesi kapsamında doçentlik başvurusu iptal edilmiştir [olağanüstü hâl (OHAL) ilanı, OHAL döneminin gerektirdiği tedbirlere ilişkin detaylı açıklamalar için bkz. Aydın Yavuz ve diğerleri [GK], B. No: 2016/22169, 20/6/2017, §§ 47-66].
3. Başvurucu, OHAL döneminin sona ermesini gerekçe göstererek doçentlik müracaatının yeniden değerlendirilmesi talebiyle 15/1/2019 tarihinde Kurula başvuruda bulunmuştur. Anılan başvuruya yönelik olarak Kurul Genel Sekreterliği tarafından 25/2/2019 tarihinde başvurucunun talebi ile ilgili yapılabilecek bir işlem bulunmadığı yönünde cevap verilmiştir. Bunun üzerine başvurucu 19/4/2019 tarihinde OHAL döneminin sona ermesi nedeniyle değişen hukuki durum gözetilerek doçentlik başvurusunun sonuçlandırılması talebiyle Kurula tekrar başvurmuştur. Kurul Genel Sekreterliği 28/5/2019 tarihinde, başvurucunun doçentlik müracaatının 683 sayılı KHK uyarınca iptal edildiği, başvurucunun talebi ile ilgili yapılacak herhangi bir işlem bulunmadığı cevabını vermiştir.
4. Başvurucunun, Kurulun 28/5/2019 tarihli işleminin iptali amacıyla 18/7/2019 Ankara 6. İdare Mahkemesinde (Mahkeme) açtığı davanın 26/12/2019 tarihinde reddine karar verilmiştir. Kararın gerekçesinde; başvurucunun doçentlik müracaatının 683 sayılı KHK uyarınca bağlı yetki çerçevesinde iptal edildiği, dava konu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ifade edilmiştir.
5. Başvurucu, anılan Mahkeme kararına karşı istinaf talebinde bulunmuştur. İstinaf talebini inceleyen Ankara Bölge İdare Mahkemesi 4. İdari Dava Dairesi (Daire), 11/3/2020 tarihli kararıyla istinaf başvurusuna konu edilen kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunu ifade etmiş ve istinaf başvurusunun reddine karar vermiştir.
6. Başvurucu nihai kararı 27/3/2020 tarihinde öğrendikten sonra 28/4/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
7. Bireysel başvuru yapılması sonrasında 11/11/2020 tarihli ve 7256 sayılı Kanun'un 41. maddesiyle, 1/2/2018 tarihli ve 7075 sayılı Kanun ile kanunlaşan 23/1/2017 tarihli ve 685 sayılı Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu Kurulması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'ye bir madde eklenmiştir. Söz konusu düzenleme ile OHAL kapsamında kabul edilen ve daha sonra kanunlaşan kanun hükmünde kararnamelerde yer alan ilave tedbirlere karşı bir başvuru yolu getirilmiştir.
8. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
9. Başvurucu; doçentlik müracaatının ön kabulünün yapılmasına rağmen daha sonra yürürlüğe giren 683 sayılı KHK gerekçe gösterilerek başvurusunun iptaline karar verildiğini, haksız yere işten çıkarılması, mesleğini akademik ünvanını kullanarak icra edememesi nedeniyle özel hayata saygı hakkı ile çalışma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
10. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde; başvurucunun kamu görevinden çıkarılma işlemine karşı OHAL Komisyonuna başvurduğuna ve başvuru tarihinden sonra tanınan başvuru hakkını kullandığına dair bilgiler temin edilerek karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Görüşte son olarak, başvurucunun adil yargılanma hakkının ve özel hayata saygı hakkının ihlal edilip edilmediği konusunda Anayasa Mahkemesi tarafından yapılacak incelemede görüşte yer verilen Anayasa ve ilgili mevzuat hükümleri, Anayasa Mahkemesi içtihadı ve somut olayın kendine özgü koşullarının da dikkate alınması gerektiği ifade edilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.
11. Anayasa'nın 148. maddesinin üçüncü fıkrasının son cümlesi şöyledir:
"Başvuruda bulunabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması şarttır."
12. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un "Bireysel başvuru hakkı" kenar başlıklı 45. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:
"İhlale neden olduğu ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal için kanunda öngörülmüş idari ve yargısal başvuru yollarının tamamının bireysel başvuru yapılmadan önce tüketilmiş olması gerekir."
13. Yukarıda belirtilen Anayasa ve Kanun hükümleri gereğince Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru, iddia edilen hak ihlallerinin derece mahkemelerince düzeltilmemesi hâlinde başvurulabilecek ikincil nitelikte bir hak arama yoludur. Bireysel başvuru yolunun ikincil niteliği gereği, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunulabilmesi için öncelikle olağan kanun yollarının tüketilmesi zorunludur (Ayşe Zıraman ve Cennet Yeşilyurt, B. No: 2012/403, 26/3/2013, §§ 16, 17).
14. Anayasa Mahkemesi, somut olayla benzer nitelikte olan Mehmet Cevri ve Ece Öztan başvurularında OHAL kapsamında kabul edilen kanunlardan kaynaklı ilave tedbirlere yönelik olarak 7256 sayılı Kanun'un 41. maddesiyle getirilen ve öncelikle ilgili kamu kurum ve kuruluşlarına talepte bulunma, daha sonra ise idari yargıda dava açma yolu öngören başvuru yolunun ilk bakışta ulaşılabilir ve ihlal iddialarıyla ilgili başarı şansı sunma ve yeterli giderim sağlama kapasitesine sahip bir başvuru yolu olduğuna karar vermiş ve anılan başvuru yolu tüketilmeden yapılan başvurunun incelenmesinin bireysel başvurunun ikincil niteliği ile bağdaşmayacağını kabul etmiştir (Mehmet Cevri, B. No: 2018/32097, 13/1/2021, §§ 36-44; Ece Öztan, B. No: 2018/19635, 22/9/2022, § 13). Somut olayda da anılan kararda açıklanan ilkelerden ve ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektirir bir durum bulunmamaktadır.
15. Açıklanan gerekçelerle başvurunun başvuru yollarının tüketilmemiş olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
III. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 3/10/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.