Bu öfkemin sebebine ve bu haksızlığın neler olduğu hususuna, kısaca değinecek olursam;
Normalde adı geçen icra dairesinde açılan icra takipleri, APS şeklinde gönderilmek istenildiğinde, bunun karşılığı 22,00-TL’ye tekabül ettiği bilinmektedir. Ancak meslektaşlarım, bu işlemi yaptıklarında, o anda ceplerinde bozuk para olmadığından genelde 25,00-TL kağıt para uzatır ve karşıdaki Memur da para üstünü vermeyeceğini davranışlarıyla karşıdakine hissettirir. Hatta öyle bir hissettirir ki avukat istemeye çekinir. Bunun üzerine meslektaşlarım da zımnen üstü kalsın şeklinde, işlerine kaldığı yerden devam ederler. Avukatlar aslında bu duruma katlanmak zorundalar; çünkü paranın üstünü talep ettiklerinde bir sonraki işlerinin, o memure tarafından ya hiç yapılamayacağını ya da saatlerce belki de günlerce geciktirileceğini çok bilirler.
Ben diğer avukat meslektaşlarımın aksine, her zaman para üstünü talep ettim, kendi cebimden çıkmamasına rağmen ve üstelik bu parayı yabancı müvekkillerimize yansıtmak çok kolay olduğu halde. Şahsen hiçbir zararım olmaksızın bu durumu kabullenemiyor olmam, belki de vicdanımın kabul etmemesinden kaynaklaniyordu.
Hatta aynı memure hanım daha önceden ücretini net olarak bilmediğim APS Tebligat ücretinin karşılığı olarak, benden bazen 23,00-TL bazen de 24,00-TL talep etmiştir. Memure hanımın böyle rahat davranması belki de avukatların bu üç beş liranın hesabını sorgulamayacağını aklından geçirmesinden kaynaklanıyor olsa gerekti. Daha sonra durumu o memura çaktırmadan hemen onun karşısında görev yapan başka bir memura APS Tebligat ücretini sorduğumda 22,00-TL olduğunu söylemesinin akabinde, anladım ki aslında ben de karşıdaki memura bilinçli olmadan da olsa, hak ettiğinden fazla para verdiğimi anlamış bulundum. Ancak bu durumu fark ettiğimde memurlar atını alıp Üsküdar`ı çoktan geçmişlerdi.
Bu durumu ofisteki arkadaş ve patronlarımla, paylaştığımda, onlar da genelde 25,00-TL verdiklerini söylediler. Ben bu durumu hiçbir zaman kabullenemedim ve hatta ofisteki üstatlarıma bu memure hanımı şikayet etmek istediğimi söyledim. Gel gör ki onların cevabı benim bu eylemde bulunmama mani oldu. Zira şikayet etmem halinde bundan sonra, o dairedeki o memure tarafından yapılması gereken işlerimizin yapılamayacağını veya aksatılacağını söylediler. Çalıştığım ofisin dosyalarında yapılması gereken işlemlerin aksamaması için bu memurları şikayet etmekten kaçındım ve sürekli bu duygumu bastırmak zorunda kalmıştım.
Bu kendime olan isyanım, bir müddet böyle devam etmişti. Ancak gel zaman git zaman derken, Uyap`ın bozuk olduğu bir gün, yine o icra dairesinde bir müvekkilimizin aynı icra dairesindeki dosyasında araç sorgusunu yapıp, üzerinde aracın olması halinde, o araç üzerine takyidat koymak üzere o daireye gittim. Türkiye’deki birçok devlet memurumuz, büyük dağları kendilerinin, küçük dağları ise büyük babalarının yarattıklarını düşünen zihniyete sahip olduklarından, işimizin halledilmesi için memure hanıma, her avukat gibi tatlı görünmeye çalıştım.
Kendisinin, sorgu yaptığını bildiğim halde nezaketen araç sorgusu yapıp yapmadığını sordum. Sağ olsun, kendisi evet yapıyoruz dedi. Bunun üzerine kendisinden ‘‘Pardon sadece bir araç sorgusu yapmanız mümkün müdür’’ şeklinde bir talepte bulundum. Kendisi de, dosyayı kendisine vermemi; ancak bu işlemi bugün yapmayacağını söyledi.
Vakit öğleden önce olmasına rağmen ve bu işlem en fazla 30 saniye sürmesine rağmen, benim işimi ertesi güne erteledi. İşbu 30 saniye sürmesi gereken işlemin ertesi güne bırakılmasının sebebi benim daha önceki masraf gerektiren işlemlerden para üstünü talep ediyor olmamdan kaynaklandığını düşündüm ve halen düşünmeye devam etmekteyim. Bu 30 saniyelik araç sorgusu işlemimin bir sonraki güne ertelenmek istenmesi, bütün olacaklara rağmen bende memure hanımı şikayet etmem için bardağı taşıran kısmı oluşturmuştu.
Özellikle bu bardağı taşıran kısmın, Almanya’daki bir üniversiteden kabul aldığım zamana tekabül etmesi ve benim de bir hafta sonra çalıştığım işyerinden ayrılıyor olmam, benim bu memureyi şikayet etmemin önündeki bütün engelleri kaldırmış bulunmaktaydı. Zira yurtdışındaki eğitimimden dolayı en az 1 yıl avukatlığa ara verecektim.
İşten çıktıktan sonra ve Almanya’ya gitmeye ramak kala, bu kadını o anda sözlü olarak ve daha sonra ibraz edilmek üzere yazılı bir şekilde şikayet ettim. Her ne kadar icra dairesindeki memurların şahsından kaynaklanan hukuksuzluğun düzelmeyeceğini bilsem de, ben elimden geleni yapmaya çalışarak rahatlamak istedim. Dilekçemin içeriğinde her türlü tebligat ücretinin yazılı olduğu bir kağıt parçasının icra dairesindeki bankolara asılmasını ve bu ve buna benzer haksızlık ve usulsüzlük teşkil eden memurlar üzerindeki denetimin artırılmasından ibaretti.
Benimkisi kücük bir adim, kücük bir gayret ama inaniyorum ki herkes elinden geleni yaparsa, eminim bir gün bunlar düzelecektir.
Av. Osman Ali Usal