"Avukat olmak istiyorum ama 'Avukat yalancı olur, olma!' diyorlar. Doğru mu!" diye soran hukuk öğrencisine "Doğrudur, avukat mesleği gereği doğruları söylemez. Ancak doğrusunu bulmak için 'Avukat kimin yalancısıdır?' diye sormak gerekir." diye cevap verdim.
Yalan, olmayan bir şeyi olmuş gibi, olan bir şeyi de olmamış gibi ya da olduğundan farklı olmuş gibi göstermektir. Doğruların bir kısmını söyleyip, bir kısmını gizleyerek gerçeği olduğundan farklı göstermek ise usturuplu yalandır. Basit yalan kolay anlaşılır. Usturuplu yalanda ise söylenenler doğru olur ama gerçeği yansıtmaz; gizlenenler ortaya çıkarılmazsa gerçek hiç bir zaman anlaşılamaz. Gerçeği yansıtmayan ama doğru olan beyanlar insanı inandırarak kandırır.
Yargılamalarımızda her türlü yalan söylemek serbesttir, hatta yalan, savunma hakkı olarak da görülür. Kanaatimce mahkemelere söylenenlerin çoğu usturuplu yalandır; yani söylenenler doğrudur ama gerçek durum çok farklıdır. "Kendi iddiasını ispat" ilkesi, "kimse aleyhine olan delili çıkartmaya zorlanamaz" düşüncesi vatandaşa usturuplu yalan söyleme ve kanıtlama, mahkemeyi kötü emeline alet etme imkanı verir.
Hakime yalan söylenmesine izin veren yasalarımız, avukata, gerçeği ortaya çıkarmak görevi ve yetkisini vermez. Avukatın görevi vatandaşı yargılama sürecindeki hakları hususunda bilgilendirmek; yetkisi ise talimatı dahilinde mahkemede temsil etmektir.
Vatandaş'ın avukata karşı da doğruyu söyleme ve gerçeği tam ve doğru olarak açıklama yükümü yoktur. Avukatın da müşterisinden gerçeğin açıklanmasını isteme yetkisi yoktur. Bu şartlarda avukat müşterisinin yalan söyleyip söylemediğini tespit edemez. Avukatın açacağı davanın delillerini müşterisinden veya karşı taraftan elde etme, tanıkları dinleme, resmen geçerli bilirkişi raporu alma yetkisi de ve dosyasını karar vermeye hazır hale getirmek imkanı imkanı da yoktur.
Buna karşın avukat, leyhine ve aleyhine olan hususları müşterisine bildirmek; "bu böyle ise dava aleyhine sonuçlanabilir" diye uyarmak zorundadır. Vatandaşın "ücretini vererek tuttuğu avukat" dilekçesine müşterisinin izin ve onay verdikleri ile hukuki tartışmalardan başka bir şey de yazamaz. Öyle olunca müşterisi avukatı doğru ve kanıtlanabilir beyanlardan oluşan usturuplu yalanlar oluşturması için kullanır. Yani avukat'ın dilekçesi müşterisi ne kadar söylerse o kadar gerçek veya yalan olur.
Oysa gelişmiş yargı sistemlerinde öncelikle davalı ve davacı sorgulanır, mahkemeye karşı beyanlarındaki eksikler, muğlak, müphem ve çelişkili noktalar giderilerek usturuplu yalanlar engellenir.
Şimdi sormak gerekir: Avukat kimin yalancısıdır? Gerçek yalancı kimdir?
Av. Mehmet GÜN
"Yazarın izni ile Facebook/Mehmet Gün sayfasından aynen alınmıştır."
Av. Mehmet GÜN
"Yazarın izni ile Facebook/Mehmet Gün sayfasından aynen alınmıştır."