Yoksulluk nafakası; ağır kusurlu olmayan eşin boşanma yüzünden yoksulluğa düşmesi halinde, diğer tarafın ekonomik gücü oranında süresiz ödediği nafakadır. Boşanmanın mali sonuçlarından olan yoksulluk nafakası, evlilik birliğinde eşler arasında geçerli olan bakım ve yardım yükümlülüğünün kısmen devamı niteliğindedir. Yoksulluk nafakasının özünde sosyal dayanışma düşüncesi ve ahlaki değerler yatmaktadır. Türk Medeni Kanunu’nun 175. Madde’sinde düzenleme bulmuştur.
Türk Medeni Kanunu Madde 175
“Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.
Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.”
BOŞANMADA AĞIR KUSURLU EŞ YOKSULLUK NAFAKASI TALEP EDEMEZ
Yasa koyucu, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek tarafın kusuru daha ağır olmamak şartıyla diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebileceğini düzenlemiştir. Boşanma yüzünden yoksulluğa düşen eşe kusursuz, eşit kusurlu veya daha az kusurlu olması halinde yoksulluk nafakası ödenebilir, ağır kusurlu eşe yoksulluk nafakası ödenmez.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2020/617 Esas, 2020/2140 K.
“…Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olan taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz nafaka isteyebilir (TMK m.175/1). Davalı-karşı davacı kadın boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı-karşı davalı erkeğe göre ağır kusurlu olup, kadın yararına yoksulluk nafakasının koşulları oluşmamıştır. Bu nedenle, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddi gerekirken yazılı şekilde kabulü doğru görülmemiştir…”
Boşanmaya neden olan kusur esas alınır. Örneklerle açıklayacak olursak ; boşanmaya kadının zinası sebep olmuşsa bu kadın evlilik devam ettiği süre boyunca kocasından fiziksel şiddet görmüş olsa bile yoksulluk nafakası alamayacaktır. Yine aşağıda örnek olarak verdiğimiz Yargıtay kararında da görüleceği üzere boşanmaya kadının evi terk etmesi sebep olmuşsa evlilik süresince kadın aldatılmış olsa bile yoksulluk nafakası alamayacaktır.
Yargıtay 2.Hukuk Dairesi 2007/ 12929 Esas, 2008/12826 K.
“…Davacı koca tarafından terk hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma davası kabul edildiğine göre davalı kadın lehine Türk Medeni Kanununun 174/2. ve 175. maddesi koşulları oluşmaz. Açıklanan yönler nazara alınmadan davalı kadın yararına manevi tazminata ve yoksulluk nafakasına hükmolunması usul ve yasaya aykırıdır…”
NAFAKA TALEP EDİLEN EŞİN KUSURU ARANMAZ
Kanunda açık bir şekilde ifade edildiği üzere nafaka borçlusunun kusuru aranmaz. Yani nafaka talep edilen eş kusursuz olsa da mali gücü yeterli ise nafaka ödeyecektir.
YOKSULLUK NAFAKASINA HÜKMEDİLEBİLMESİ İÇİN TALEP EDİLMESİ ŞARTTIR
Yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için talep edilmesi şarttır. Boşanma davası ile birlikte istenebileceği gibi boşanma davasından bağımsız bir dava ile de talep edilebilir. Yoksulluk nafakası, boşanma davasının kesinleşmesinden itibaren 1 yıllık zamanaşımına tabiidir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2008/2-51 E. , 2008/87 K.
“…Somut olayda; davacı-karşı davalı kadın, yargılamanın hiçbir aşamasında yoksulluk nafakası talebinde bulunmamış olup, talep olmadığından yoksulluk nafakasına hükmedilmesi mümkün değildir.
Kaldı ki Türk Medeni Kanunu'nun 162.maddesi uyarınca “Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış “ nedeniyle boşanma kararı verilmiş ve karar kesinleşmiştir, bu durumda ayrıca kusur değerlendirilmesi yapılamaz.Zira, davacı kocanın bu hususta açtığı dava kabul edilmiş ve kusurun tamamının davalı kadında olduğu kabul edilmiş ve karar boşanma yönünden kesinleşmiştir.
0 halde, yukarıda açıklanan maddi ve yasal olgular dikkate alındığında, mahkeme kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir…”
YOKSULLUK NAFAKASI TALEP EDEBİLMEK İÇİN YOKSULLUĞA DÜŞMEK ŞARTTIR
Yoksulluk nafakasının bir diğer şartı da; boşanma yüzünden yoksulluğa düşmektir. Yoksulluk nafakasının amacı; evlilikten önceki ya da evliliğin devamı sırasında kurulan yaşam standartlarının sağlanması değil boşanma yüzünden yoksulluğa düşülmesinin önüne geçmek olup bu noktada tedbir nafakasından ayrılmaktadır. Zira tedbir nafakası, evlilik birliği devam ederken tesis edildiği için o standartları korumaya yönelik hükmedilir. Başka bir ifadeyle, yoksulluk nafakasıyla boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek eşin asgari yaşam ihtiyaçlarının karşılanması amaçlanmıştır.
Boşanma davalarında yoksulluk durumu, somut olaya göre günün ekonomik koşulları ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları , yaşam tarzları birlikte değerlendirilerek takdir edilmelidir.
Hukuk Genel Kurulu , yerleşik içtihatlarında “ yeme, giyinme, barınma,sağlık, ulaşım, kültür, eğitim gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanları yoksul “olarak tanımlamıştır.
Yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için boşanma davası açan eşin boşanma kararının kesinleştiği tarihte yoksulluğa düşmesi gerekmektedir. Dava sırasında veya davadan sonra yoksulluğa düşecek olmanın yoksulluk nafakasının ödenmesine bir etkisi bulunmamaktadır.
YOKSULLUK NAFAKASI’NDA EŞLER ARASINDA EŞİTLİK VARDIR
Yasa Koyucu, yoksulluk nafakası için karı- koca arasında bir ayrım gözetmemiştir. Kanun’da belirtilen şartların mevcudiyeti halinde her iki eş de kendisine yoksulluk nafakası ödenmesini talep edebilir.
YOKSULLUK NAFAKASI TALEP EDEMEYECEK KİŞİLER
Bazı durumlarda yoksulluk nafakasına hükmedilmesi hakkaniyete aykırı sonuçlar doğuracaktır.Örneklerle açıklayacak olursak ;
1- İşinden kendi isteğiyle ayrılan
2- Mesleği ve/ veya yeteneği olup da kendi isteğiyle çalışmayan
3- Yeterli taşınırı, taşınmazı, geliri,kira geliri olanlar lehine kural olarak yoksulluk nafakasına hükmedilemez.
4- Bunların yanında haysiyetsiz hayat süren, sürekli kumar oynayan kişiler lehine de yoksulluk nafakasına hükmedilmez.
YOKSULLUK NAFAKASI TALEP EDEBİLECEK KİŞİLER
Yoksulluk nafakası talep eden kişinin gelirinin olması yoksulluk nafakası almasına engel değildir. Geliri yetersiz ise yoksulluk nafakası alabilir. Talebi değerlendiren hakim , somut olaya göre, elde edilen gelirin yoksulluktan kurtulmak için yeterli olup olmadığına karar verir. Boşanmada ağır kusuru olmayan eş, işinden kendi isteğiyle ayrılmamışsa , ev kadını ise , yaşlılık/ özürlülük/ muhtaçlık aylığı gibi devlet ya da özel kurumlardan sosyal yardımlar alıyor ve bu sosyal yardımlar yetersiz ise yoksulluk nafakası alabilir ve yine kendisinin düzenli ve yeterli bir geliri yoksa ailesi zengin olsa bile yoksulluk nafakası talep edebilir. Ezcümle, boşanmada ağır kusurlu olmayan eş geliri yoksa, geliri olsa da yeterli ve düzenli değilse talebi halinde yoksulluk nafakası alabilir.
ASGARİ ÜCRET YOKSULLUK NAFAKASININ ÖDENMESİNE ENGEL DEĞİLDİR
Asgari ücretin yoksulluk nafakası alınmasına engel teşkil etmeyeceği Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ‘nun değişik tarihli kararlarıyla ve en yeni tarihli Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2020/5476 E., 2020/6801 Sayılı kararıyla yerleşik hale gelmiştir. Hatta somut olaya göre asgari ücretin biraz üzerinde gelir elde edilmesi de yoksulluk nafakası almaya engel değildir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2020/5476 E., 2020/6801 K.
“…Yoksulluk nafakası talebinin kabul edilebilmesi için nafaka alacaklısının boşanma yüzünden yoksulluğa düştüğünün belirlenmesi gerekir. Davalı-davacı kadın hakkında yapılan ekonomik ve sosyal durum araştırma tutanağında davalı-davacı kadının gelinlikçi dükkanında terzi olduğu ve gelirinin belirsiz olduğu bildirilmiştir. Davalı-davacı kadının elde ettiği gelirin miktarı karar tarihi itibariyle tekrar araştırılıp, asgari ücret düzeyindeki gelirin yoksulluk nafakası almaya engel teşkil etmeyeceği (YHGK 2009/3-165-186) ve davacı-davalı erkeğin asgari ücretin üzerinde gelirinin olduğu hususlarının birlikte değerlendirilerek sonucuna göre yoksulluk nafakası hakkında bir karar verilmesi gerekirken bu hususlar dikkate alınmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup kararın bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir…”
Asgari ücret seviyesinde veya biraz üzerinde gelir elde edilmesi , yoksulluk nafakası almaya engel değilse de mutlaka nafaka miktarının tayininde dikkate alınacaktır.
YOKSULLUK NAFAKASINA HÜKMEDİLEBİLMESİ İÇİN NAFAKA ÖDEYECEK EŞİN EKONOMİK GÜCE SAHİP OLMASI GEREKİR
Yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için nafaka ödeyecek tarafın yeterli ekonomik güce sahip olması gerekmektedir. Nafaka talep edilen eşin mali gücü sadece kendi asgari gereksinimlerini karşılamaya yetiyorsa, yoksulsa veya tarafların gelirleri denk ise yoksulluk nafakası ödemesine hükmedilmeyecektir. Yargıtay 2.Hukuk Dairesi , 2015/18663 E., 2016/10813 K.Sayılı Kararı’nda tarafların gelirleri birbirine denk olduğu ve kadın yoksulluğa düşmeyeceği için yoksulluk nafakasına hükmedilmeyeceğine karar vermiştir.
T.C. YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ 2015/18663 E., 2016/10813 K.
“…davacı kadının özel bir şirkette muhasebeci olarak çalıştığı ve asgari ücret seviyesinde düzenli gelirinin bulunduğu, buna karşılık davalı erkeğin de özel güvenlik görevlisi olarak çalıştığı ve asgari ücret aldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, Türk Medeni Kanununun 175. maddesi koşullarının davacı kadın yararına gerçekleşmediği, tarafların gelirlerinin birbirine denk olduğu, düzenli ve sürekli geliri bulunan kadının boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği sabittir. O halde, davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir…”
YOKSULLUK NAFAKASI SÜRESİZDİR
Kanun’da açıkça ifade edildiği üzere yoksulluk nafakası süresizdir. Türk Medeni Kanunu’nun 176/3. Madde’sinde sayılan sona erme halleri gerçekleşmediği müddetçe yoksulluk nafakası süresiz devam eder. Fakat, yoksulluk nafakası alacaklısı süreli olarak ödenmesini talep etmişse taleple bağlılık ilkesi gereğince süreli olarak ödenmesine karar verilir.
YOKSULLUK NAFAKASINI SONA ERDİREN HALLER
Yoksulluk nafakası, nafaka alan kişinin yeniden evlenmesi halinde veya eşlerden birinin ölümü halinde kendiliğinden sona erer.
Yoksulluk nafakası alan kişinin, başkası ile evli gibi birlikte yaşadığının, haysiyetsiz hayat sürdüğünün, yoksulluğunun ortadan kalktığının, sosyal ve mali hayatındaki değişikliklerin ve hakkaniyetin gerektirdiği hallerin hukuka uygun delillerle kanıtlanması halinde yoksulluk nafakası mahkeme kararı ile kesilecektir.
Kaynakça :
Ömer Uğur GENÇCAN / Kadın Hukuku
Dergipark
Yargıtay Karar Arama