T.C.
Yargıtay
1. Hukuk Dairesi
2021/6910 E., 2023/3013 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapu iptali ve tescili, olmazsa bedel davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, duruşma günü olarak saptanan 30.05.2023 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı ... vekili gelmedi, temyiz edilen davalı ... vekili Avukat ...., davalı ... vekili Avukat ....geldiler, davetiye tebliğine rağmen diğer temyiz eden ... vekili gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, ... karara bırakıldı. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, 112 ada 8 parsel sayılı taşınmazının satışı için davalı ...’yi vekil tayin ettiğini, ...’nin de anılan vekaletname uyarınca taşınmazı davalı ...’e temlik ettiğini, kendisine herhangi bir ödeme yapılmadığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tesciline, mümkün olmadığı takdirde uğradığı zararın bilirkişi marifetiyle belirlenerek davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ..., taşınmazı bedelini iyiniyetli olarak ödemek suretiyle satın aldığını, vekilin herhangi bir bedel ödemediği gerekçesiyle satışın geçersiz olduğu iddiasının taraflarına yöneltilmesinin mümkün olmadığını, talebin vekile yöneltilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
2. Davalı ..., taşınmazı tapu kaydında malik görünen davalı ...’ten bedelini ödeyerek satın aldığını, ... ile daha öncesinde herhangi bir tanışıklığının bulunmadığını, iyiniyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
3. Davalı ..., süresinde davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 06.02.2018 tarihli ve 2016/347 Esas, 2018/20 Karar sayılı kararıyla; davalı ...’in ve davalı ...’nin kötü niyetli olduğunun ispat edilemediği gerekçesiyle onlar yönünden davanın reddine, vekalet görevini kötüye kullandığı gerekçesiyle davalı ... yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili ve davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 10.04.2019 tarihli ve 2018/942 Esas, 2019/272 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın davalı vekil ... tarafından diğer davalı ...'e satış suretiyle devrinde davacıya satış bedeli ödenmediği, taşınmazın davalı ... tarafından diğer davalı ...'ye satış suretiyle devrinde de ödenen bir satış bedelinin bulunmadığı, herhangi bir bedel ödenmeden taşınmaz satın alınmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, davalı vekil ...'nin vekalet görevini kötüye kullandığı, dava konusu taşınmazın satış suretiyle devirlerinde satış bedeli ödemeyen davalılar ... ve ...'nin iyiniyet iddiasında bulunamayacakları, davalı ...'in vekil ile çıkar ve ... birliği içerisinde olduğu, davalı ...'nin de ... ile vekil arasındaki işlemde vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını bildiği ve devir işleminde iyiniyetli olmadığı gerekçesiyle davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 30.11.2020 tarihli ve 2019/3113 Esas, 2020/6337 Karar sayılı kararı ile “… Vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı davalarda kural olarak ispat külfeti davacıya düşmektedir. Vekilden taşınmazı satan alan ...’in vekil ile el ve ... birliği içerisinde vekil edeni zararlandırma kastıyla hareket ettiğini ve ...’ten satın alan ...’nin de ediniminde kötüniyetli olduğunu ispat yükü davacı taraftadır. Vekilin, vekalet verene karşı sorumluluğu çerçevesinde bedeli ödediğini ispat külfeti ise vekildedir. Davacı, davalılardan ... el ve ... birliği içinde hareket ettiğini, ...’nin de ediniminde kötüniyetini ispat edemediği gibi davalı vekil ... de taşınmaz bedelini davacıya ödediğini ispat edememiştir. Ayrıca belirtilmelidir ki, davalı ... süresinde usulüne uygun olarak savunma yapmamış olup, tanık beyanları ile davalı tarafından ileri sürülmeyen bir hususun belirtilmiş olması davalının savunma yaptığı anlamına gelmeyecektir. Hal böyle olunca, davalı ... ve davalı ... yönünden davanın reddine, davalı ... yönünden ise davanın bedel talebi yönünden kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.” gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın davalı ... ve ... yönünden reddine, davalı ... yönünden kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; taşınmazın satışı için emlakçı olan davalı ...'nin vekil tayin edildiğini, ...'nin aynı gün taşınmazı emlakçı olan davalı ...'e düşük bir bedelle temlik ettiğini, elde ettiği geliri kendisine vermediğini, ... taşınmazın değerini bilecek durumda olduğunu, davalı ...'nin de taşınmazın bedelini ödediğini ispat edemediğini, ödemeye ilişkin tanık dinletilemeyeceğini, ...'nin de taşınmazı çok düşük bir bedelle edindiğini, ...'nin iyi niyetli olduğu kabul edilse dahi ... bedelden sorumlu tutulması gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle, aradan iki yıl geçtikten sonra dava açıldığını, eksik inceleme yapıldığını, dava dışı ... Karar ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapılması için anlaştıklarını, dava konusu taşınmaz satılıp 144 ada 16 parsel sayılı taşınmazda inşaat yapılacağını, tüm köy halkının bu durumu bildiğini, tanıkların da bu durumu beyan ettiğini, davacı ile ... arasında uyuşmazlık çıkınca eldeki davanın açıldığını, bu anlaşmanın dosya kapsamına alınmamasının uyuşmazlığın aydınlatılmadığını gösterdiğini, bedelin ıslah edilmediğini, fazlaya hükmedildiğini, yükümlü olabileceği miktarın 167.500,00 TL olduğunu, davanın kabulüne karar verilmesi halinde 10.000,00 TL'ye hükmedilmesi gerektiğini, kararın hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescili, olmadığı takdirde bedel istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nda (TBK) sadakat ve özen borcu, vekilin vekil edene karşı en önde gelen borcu kabul edilmiş ve 506 ncı maddesinde; "Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir. Vekil üstlendiği ... ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür. Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda ... ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır." hükmüne yer verilmiştir. Bu itibarla vekil, vekil edenin yararına ve iradesine uygun hareket etme, onu zararlandırıcı davranışlardan kaçınma yükümlülüğü altındadır.
TMK’nın 1023 üncü maddesinde; “Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.”, 1024 üncü maddenin birinci fıkrasında; “Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise, bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz.” 1024 üncü maddenin ikinci fıkrasında; “Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.” 1024 üncü maddenin üçüncü fıkrasında; ise “Böyle bir tescil yüzünden ayni hakkı zedelenen kimse, tescilin yolsuz olduğunu iyiniyetli olmayan üçüncü kişilere karşı doğrudan doğruya ileri sürebilir.” düzenlemelerine yer verilmiştir.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin ve davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 120,60 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan, 13.730,08 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalı ...'den alınmasına,
03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davalılar... ve ... vekilleri için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
30.05.2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.