Bilindiği üzere, elektronik tebligat sistemi 01.08.2010 tarihinden itibaren uygulamaya konulmuş olup, sistem 213 sayılı VUK mad. 107/A hükmüne göre vergi mükelleflerine uygulanmaktadır. Yasa hükmü aşağıda olduğu gibidir.

“Bu Kanun hükümlerine göre tebliğ yapılacak kimselere, 93 üncü maddede sayılan usullerle bağlı kalınmaksızın, tebliğe elverişli elektronik bir adres vasıtasıyla elektronik ortamda tebliğ yapılabilir.

Maliye Bakanlığı, elektronik ortamda yapılacak tebliğle ilgili her türlü teknik altyapıyı kurmaya veya kurulmuş olanları kullanmaya, tebliğe elverişli elektronik adres kullanma zorunluluğu getirmeye ve kendisine elektronik ortamda tebliğ yapılacakları ve elektronik tebliğe ilişkin diğer usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.”

Tebligatı yapan vergi dairesi tarafından düzenlenen ve Vergi Usul Kanun hükümlerine göre tebliği gereken belgelerin E-Tebligat sistemi ile mükelleflerin elektronik adreslerine tebliğ edilmesidir. Bu tebliğ fiziki ortamda yapılan tebligat ile aynı sonucu doğurmaktadır. (Bkz: VUK mad. 107/A)

Elektronik tebligat sistemini kullanmak zorunda olan gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin, E-Tebligat başvurusunu gerçek kişiler için GİB İnteraktif Vergi Dairesi (https://ivd.gib.gov.tr/ sistemi üzerinden veya bağlı bulunduğu vergi dairelerine kendileri ya da elektronik tebligat sistemi ile ilgili işlemleri yapmaya yönelik özel yetki içeren noterde verilmiş vekâletnameyle yetkili kılınan kişiler vasıtasıyla yapılabilmektedir. 

Şirketlerin ise, kurumlar vergisi yönünden bağlı bulundukları vergi dairesine kanuni temsilcileri veya elektronik tebligat sistemi ile ilgili işlemleri yapmaya yönelik özel yetki içeren noterde verilmiş vekâletnameyle yetkili kılınan kişiler aracılığıyla başvuru yapmaları şarttır. 

Elektronik tebligat sistemine internet vergi dairesi kullanıcı kodu, parola ve şifresine sahip olan gerçek ve tüzel kişiler şifreleriyle elektronik tebligat adreslerine ulaşmaları mümkün bulunmaktadır.

Elektronik tebligat gönderimi yapıldığında bilgilendirme amacıyla, vergi mükelleflerin e-tebligat başvurusu sırasında ya da daha sonra beyan ettikleri cep telefon numaralarına SMS ya da e-posta adreslerine bildirim mesajları gönderilebilmektedir.

Tebligata ilişkin bilgilendirmelerin herhangi bir nedenle yapılamamış veya geç yapılmış olması, tebligatın geçerliliğini, ilgili mevzuat hükümlerine göre etkilememektedir. Bu nedenle elektronik tebligat adresinin mükellef tarafından takibi önemlidir.

Bilindiği üzere 213 sayılı VUK mad. 107/A hükmüne göre, e-tebligat sistemi ile gönderilen belgeler, mükellefin elektronik ortamdaki adresine ulaştığı tarihi izleyen 5’nci günün sonunda tebliğ edilmiş sayılır. 

Gerçek ve tüzel kişilerin belirli zamanlarda https://ivd.gib.gov.tr/ adresinden E-Tebligat sistemine giriş yaparak okunan, okunmamış tebligatlar ile otomatik okunan tebligatlar menülerinden kendilerine tebliğ edilen belgeyi görüntüleyebilme olanağı mevcuttur. 

Öte yandan, otomatik olarak okunan tebligatlar menüsünde; gerçek veya tüzel kişiler adına gönderilmiş bulunan tebligatlar, kanuni temsilciler ya da yetkilendirilmiş kişiler tarafından okunmamış olsa bile gönderilme tarihi 5 günü geçmiş ve kanunen tebliğ edilmiş sayılan tebligatlar yer almaktadır.

Sonuç olarak, 

1. Gerçek ve tüzel kişiler tarafından her gün düzenli olarak mükelleflerin e-mail kutusu kontrol edilmelidir.

2. Gelen e-tebligatlar düzenli olarak iş sahiplerine yani bizzat mükellefe ilgili personel tarafından teslim edilmelidir. 

3. Tebligatlarda süre çok önemli olup, vergi ve ceza ihbarnamelerinde 5+30 kuralına dikkate edilerek, buna göre yasal yollar ve haklar kullanılmalıdır. 

4. Özellikle ödeme emirleri tebliği konusunda 5+15 gün kuralına dikkat edilmelidir. Yasal süre geçtikten sonra çözüm yolları sınırlıdır. Hatta süre geçtikten sonra mükelleflerin yasal hak arama süreleri tükenmektedir. 

5. Vergi dairesine borçlu olan şirketlerin diğer üçüncü şahıslardan alacakları olabilir. Bu gibi durumlarda hak hacizlerinin takibiyle ilgili 6183 sayılı Kanunun 79. Maddesine göre HB1 uygulamasına göre mutlak surette bu haciz ihbarnamelerine süresi içerisinde yanıt verilmesi gerekmektedir. Yanıt verilmediği takdirde ilgili kişinin borcu 6183 sayılı Yasa mad. 79’a göre tebligatı alan firma üzerine geçebilir. Haciz bildirileri son yıllarda önemli bir hal alarak, vergi daireleri tarafından asıl amme borçlusu mükellef ile ilişkili olan alacaklı kişiler üzerinde sorun yaratmaktadır. Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczi için süreler çok kısıtlı tutulmuştur. Bu süre Yasa’da 7 gün olup, uzatılması veya Yasal bir düzenleme yapılarak 30 güne çıkarılması isabetli olacaktır. Söz konusu Yasa hükmü uygulamada pek çok mağduriyetlere neden olabilmektedir. Vergi yargısına başvuran mükellefler de bu konuda bazı davalar aleyhlerine sonuçlanabilmektedir. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli konu: vergi dairelerinin kendine borcu olan mükelleflerin üçüncü şahıslar nezdindeki güncel borçlarını somut bir şekilde tutanak ile tespit etmeleri ayrıca gerekmektedir.