VASİYETNAME NEDİR?

Şekli anlamda ölüme bağlı tasarruflardan biri olan vasiyetname, karşı tarafın kabulüne bağlı olmayan, mirasbırakanın ölümünden sonra yapılmasını istediği çeşitli işlemleri içeren tek taraflı bir irade beyanıdır. Karşı tarafa varmasına şartı bulunmadığından vasiyetname, mirasbırakan tarafından istediği zaman değiştirilebilir ya da ortadan kaldırılabilir niteliktedir. Bunun aksine olacak şekilde koyulan her türlü kayıt ve şart geçersiz kabul edilmektedir.

Vasiyetname, diğer hukuki işlemlerdeki irade serbestisinin aksine, sadece kanunda öngörülen şekillerden biriyle yapılabilmektedir. Bunun temel nedeni, vasiyetnamenin etkisini, onu yapan kişinin ölümünden sonra göstermesi ve vasiyetnamede bulunan herhangi bir muğlaklık/tereddüt halinde mirasbırakana başvurmanın imkânsız olmasıdır. Bu nedenle de vasiyet edenin iradesi kesin olarak belirlenmelidir.

VASİYETNAME İLE HANGİ KAZANDIRMALAR YAPILABİLİR?

Mirasbırakan tarafından, saklı paylı mirasçılarının saklı payları ihlal edilmeyecek şekilde düzenlenecek vasiyetname ile;

- Bir veya birkaç mirasçı, mirasçılıktan çıkarılabilir (TMK m.510),

- Mirasçı atanabilir (TMK m.516),

- Mirasçılardan birine/birkaçına ya da üçüncü kişilere belirli mal vasiyeti yapılabilir (TMK m.517),

- Yedek ve art mirasçı atanabilir (TMK m.520-521),

- Mükellefiyetler ve koşullar koyulabilir (TMK m.515),

- Vakıf kurulmasını vasiyet edilebilir (TMK m.526).

KİMLER VASİYETNAME YAPABİLİR?

15 yaşını doldurmuş ve vasiyetname yapıldığı sırada ayırt etme gücüne sahip olan herkes, vasiyetname yapmaya ehildir. Ayırt etme gücü, kişinin kendisini vasiyetname yapmaya yönelten sebepleri ve bu işlemle meydana gelecek sonuçları algılayabilecek durumda olmasıdır. Vasiyetname yapabilmek için azami bir yaş sınırı bulunmamakla birlikte, uygulamada özellikle resmi vasiyetnamelerde ayırt etme gücünün varlığı konusunda hekim raporu talep edilebilmektedir.

VASİYETNAME TÜRLERİ NELERDİR?

Türk Medeni Kanunu’nda düzenlendiği şekilde vasiyetname türleri; Resmi Vasiyetname (TMK m.532-537), El Yazılı Vasiyetname (TMK m.538) ve Sözlü Vasiyetnamedir (TMK m.539-341). Bunlardan, resmi ve el yazılı vasiyetname olağan vasiyetname, sözlü vasiyetname ise kanunda düzenlenen belirli şartların gerçekleşmesine bağlandığından olağanüstü vasiyetname olarak kabul edilmektedir.

Resmi Vasiyetname, resmi memur ve iki tanığın katılımıyla resmi memur tarafından düzenlenen ölüme bağlı tasarruftur. Söz konusu resmi memur, Sulh Hâkimi, noter veya kanunla yetkilendirilmiş başka bir görevli olabilmektedir. TMK m.536’da resmi vasiyetname düzenlenmesine memur ya da tanık olarak katılamayacak kişiler sınırlı şekilde sayılmıştır. Bunlar; fiil ehliyeti bulunmayanlar, bir ceza mahkemesi kararıyla kamu hizmetinden yasaklı tutulmuş olanlar, okur-yazar olmayanlar, mirasbırakanın eşi, mirasbırakanın üstsoy ve altsoy kan hısımları ve eşleri, mirasbırakanın kardeşleri ve eşleridir.

- Kural olarak vasiyet eden kişinin, okuma ve yazma konusunda herhangi bir engeli bulunmadığı hallerde, vasiyetname okunarak ve imzalanarak (TMK m.533) yapılmaktadır. Bu durumda, vasiyetname yapmak isteyen kişi, bu iradesini yazılı ya da sözlü olarak resmi memura bildirir. Resmi memur, bu iradeye dayanarak vasiyetnameyi hazırlar ve okuyup imzalaması için vasiyet eden kişiye verir. Mirasbırakan, metnin iradesine uygun olduğunu teyit ettikten sonra belgeyi imzalayarak resmi memura verir. Resmi memur ise tarih yazarak vasiyetnameyi imzalar. Tanıklar da bu beyanın kendi şahitliklerinde usulüne uygun yapıldığını ve vasiyet edenin tasarruf yapmaya ehil olduğunu yazarak imzalarlar.

- Vasiyet eden kişinin, okuma ve yazma konusunda bir engeli bulunduğu halde ise vasiyetnamenin, okunmadan ve imzalanmadan (TMK m.535) yapılması mümkündür. Bu durumda, yine vasiyetname yapmak isteyen kişi, bu iradesini yazılı ya da sözlü olarak resmi memura bildirir. Resmi memur, bu iradeye dayanarak vasiyetnameyi hazırlar ve bu irade beyanını iki tanık huzurunda vasiyet edene okur. Vasiyet eden kişinin metni onaylaması halinde tanıklar; beyanın eksiksiz şekilde vasiyet edene okunduğunu ve uygun bulunduğunu, vasiyet edenin tasarruf yapmaya ehil olduğunu yazarak imzalarlar.

- Her iki yöntemle de lehine kazandırma yapılamayacak kişiler TMK m. 536’da sınırlı olarak sayılmıştır. Buna göre; resmi vasiyetname yapılırken, bu işlemi yapan memur ve işleme katılan tanıklara, bunların altsoy-üstsoy kan hısımlarına, kardeş ve eşlerine düzenlenen bu vasiyetname ile herhangi bir kazandırma yapılamamaktadır.

El Yazılı Vasiyetname, vasiyet edenin kendi el yazısı ile yazdığı irade beyanını tarih atarak imzalamasıyla yapılmaktadır. Vasiyetnameyi oluşturan irade beyanının tereddüt yaratmayacak şekilde açık ve kesin olması önem taşımaktadır. Vasiyet eden, el yazılı vasiyetnamesinde sonradan yapacağı herhangi bir değişiklik ekleme ya da çıkarmayı da yine kendi el yazısıyla yaparak tarih atıp imzalamalıdır. Aksi halde vasiyetname yoklukla sakat kabul edilmektedir. Vasiyetnamenin tahrifata uğramış olması halinde ise, geriye kalan okunabilir kısmın, kendi içinde tutarlı ve anlamlı bir bütün halinde olması ile tahrip olan kısmın vasiyetnamenin olmazsa olmaz unsurunu oluşturmaması gerekmektedir. El yazılı vasiyetname, düzenlendikten sonra zorunlu olmamakla birlikte saklanması için bir kuruma, memura ya da kişiye verilebilmektedir.

Sözlü Vasiyetname; ölüm tehlikesi, savaş, bulaşıcı hastalık gibi olağanüstü bir halin varlığı ve sözlü vasiyetname dışında başka türlü vasiyet bırakma imkânının olmadığı hallerde yapılabilmektedir. Olağanüstü haller, kanunda sınırlı şekilde sayılmamıştır. Bu durumda, olağanüstü bir hal içerisinde bulunan vasiyet eden, irade beyanını iki tanık huzurunda anlatır ve onlardan bu beyanını yazıya dökerek belgelendirmelerini ister. Tanıklar, bu beyanları kendi el yazılarıyla belgelendirebilir yahut doğrudan Sulh ya da Asliye Hukuk Hâkimine ileterek tutanağa geçirilmesini sağlarlar. Kendi el yazıları ile belgelendirmeleri halinde vasiyetnamenin tanıklar tarafından imzalanması şarttır. Sözlü vasiyetnameye yol açan olağanüstü halin ortadan kalkmasından itibaren 1 ay sonra vasiyet eden hala hayatta ise sözlü vasiyetname kendiliğinden hükümsüz hale gelecektir.

VASİYETNAMENİN AÇILMASI NE ANLAMA GELİR?

Vasiyetnamenin açılması, hâkim tarafından vasiyetnameyi oluşturan unsurların hâkim tarafından açılarak okunması, ilgililere tebliğ edilmesi ve bu işlemlerin tutanağa geçirilmesidir. Vasiyetnameler, geçerliliği değerlendirilmeksizin tesliminden itibaren 1 ay içinde Hâkim tarafından açılarak okunup ilgililere tebliğ edilmektedir. Bu işi yapmaya yetkili ve görevli mahkeme, vasiyet edenin son yerleşim yeri Sulh Hukuk Mahkemesi’dir.

VASİYETNAMENİN İPTALİ MÜMKÜN MÜDÜR?

Düzenlenen vasiyetnamenin; kurucu unsurları gerçekleşmiş fakat ehliyet, şekil şartı, hukuka ve ahlaka aykırı olmama şartları gerçekleşmemişse bu vasiyetnamenin TMK m.544, 557-558 uyarınca iptal edilebilir olduğu kabul edilmektedir. Kurucu unsurlarının bulunmaması halinde ise vasiyetname yok hükmünde olacaktır.

Bu nedenle vasiyetnamenin;

- Vasiyet edenin tasarruf ehliyeti bulunmadığı sırada,

- Yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucu,

- İçeriği, bağlandığı koşullar veya yükümlülükler hukuka ve ahlaka aykırı ya da

- Kanunda belirlenen şekil şartlarına aykırı yapıldığı hallerde iptali istenebilmektedir.

Sayılan sakatlık halleri, vasiyetnameyi kendiliğinden geçersiz hale getirmediğinden, vasiyetnamenin hüküm doğurmaması için mutlaka dava yoluyla iptali istenmelidir.

Vasiyetnamenin iptali davası; 1, 10 ve 20 yıllık hak düşürücü sürelere tabidir. 1 yıllık hak düşürücü süre, davacının miras hakkına sahip olduğunu, mirasbırakan tarafından vasiyetname yapıldığını ve iptal sebebini öğrendiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Vasiyetnamenin iptali davası açma hakkı, her halde vasiyetnamenin açıldığı tarihten itibaren, iyiniyetli davalıya karşı 10 yıl; kötüniyetli davalıya karşı ise 20 yıl geçmekle düşmektedir.

Vasiyetnamenin iptali davası, iptalde menfaati bulunan mirasçı ya da vasiyet alacaklısı tarafından, vasiyetnamenin bir kısmını ya da tamamını iptal ettirmek üzere, vasiyet edenin son yerleşim yeri Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılabilmektedir. Dikkat edilmesi gereken nokta, vasiyetnamenin iptali davası sonunda alınan kararın, yalnızca başvuran kişiler için hüküm doğuracak olmasıdır. Vasiyetnamenin iptalinde menfaati olan her kişinin, olası hak kayıplarını engellemek için miras hukuku alanında uzman bir avukata başvurmasını tavsiye ediyoruz.

VASİYETNAMENİN TENFİZİ NEDİR?

Vasiyetnamenin tenfizi ise vasiyetnamenin açılmasının ardından itiraza uğramadığı ya da itirazın reddedildiğinin tespit edilmesi işlemidir. Tenfizin yapılabilmesi için vasiyetnamenin iptal edilebilirlik süresi olan 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması gerekmektedir. Vasiyetnamenin tenfizi için yetkili ve görevli mahkeme, vasiyet edenin son yerleşim yeri Asliye Hukuk Mahkemesi’dir.

Av. Mehmet AYGÜNEŞ