Önceki yazımızda 5271 Sayılı CMK ve 30145 Sayılı uzlaştırma yönetmeliği kapsamında uzlaştırma kurumunun ön aşaması olan uzlaşma teklifi ve devamındaki usuli işlemlere değinmiştik. Bu yazımızda ise uzlaşma ve uzlaşmama sonucunda meydana gelecek olan neticeleri ele almış olacağız. Önemle belirtmek istemiş olduğumuz konu şudur ki taraflar hem soruşturma aşamasında hem de kovuşturma aşamasında uzlaşmaya varabilmektedirler.
1. GÖRÜŞMELER SONUCUNDA UZLAŞMA SAĞLANMASI DURUMU
Uzlaştırma kurumunda müşteki taraf ile fail arasında uygulanıp tarafların anlaşması durumunda dosyanın kapatılması ve nihayete erdirilmesi gerekmektedir. Nitekim bu durum da detaylıca belirteceğimiz üzere anlaşmanın türüne göre soruşturma aşamasında veya kovuşturma aşamasında farklı sonuçlar içermektedir.
1.2. SAVCILIK AŞAMASINDA UZLAŞMAYA VARILMAMASI
Uzlaşma teklifinin olumsuz cevaplanması veya uzlaşma görüşmeleri sonucunda tarafların uzlaşamamaları sonucunda ilgili tutanak ve raporlar uzlaştırmacı tarafından taraflar veya vekillerinin ıslak imzalarını da içerek şekilde muhafaza altına alınarak rapor halinde uzlaşma savcılığına iade edilmektedir. Uzlaşma görüşmelerinin olumsuz sonuçlanması sebebi ile de ilgili savcı iddianame hazırlayarak şüpheli hakkında kamu davasını açmaktadır. Ancak önemle belirtmek istemiş olduğumuz bir konu bulunmaktadır. O da şudur ki her ne kadar taraflara yapılan uzlaşma teklifi olumsuz sonuçlansa da taraflar daha sonra uzlaştıklarına ilişkin detaylı bir uzlaşma tutanağı ile yeniden savcılığa müracaat ederek kamu davasının açılmasını engelleyebilşmektedirler. Nitekim 5271 Sayılı CMK-253/16 da ''Uzlaşma teklifinin reddedilmesine rağmen, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar gören uzlaştıklarını gösteren belge ile en geç iddianamenin düzenlendiği tarihe kadar Cumhuriyet savcısına başvurarak uzlaştıklarını beyan edebilirler.'' hükmüne yer vermektedir. Dolayısıyla taraflar her ne kadar uzlaşma teklifine hayır demiş iseler de iddianame hazırlanana kadar uzlaştıklarına ilişkin tutanaklar ile birlikte savcılığa müracaat edebileceklerdir. Bu durum kanunun açık bir hükmüdür. Dolayısıyla kanun taraflara son ana kadar uzlaşma imkanını bu şekilde tanımaktadır. Ancak bu durum uzlaşma teklifinin olumsuz cevaplanması sonucu olabilecek bir durumdur. Yani taraflar uzlaşma teklifinin kabul edip uzlaşma görüşmelerine başladıkları an görüşme içeriklerinde anlaşamaz iseler daha sonra fikirleri değişti diye aralarında tutanak düzenleyip iddianame hazırlanana kadar savcılığa müracaat edemeyecekleridir. Dolayısıyla kanunun tanımış olduğu bu hak görüşmenin hiç sağlanamaması durunda tanınmıştır. Nitekim kanun ''Uzlaştırmanın sonuçsuz kalması halinde tekrar uzlaştırma yoluna gidilemez.'' amir hükmü ile uzlaşmanın sağlanamaması durumunda yeniden uzlaşmanın mümkün olamayacağından bahsetmektedir.
1.3. SAVCILIK AŞAMASINDA UZLAŞMAYA VARILMASI
Uzlaşma teklifi ve sonrasındaki görüşmeler sonucu tarafların savcılık aşamasında uzlaşmaya varmaları durumda kanun iki ayrı karar türünden bahsetmektedir. Öncelikle ilgili mevzuata bakacak olursak 5271 Sayılı CMK-153 ''(15)Uzlaşma müzakereleri sonunda uzlaştırmacı, bir rapor hazırlayarak kendisine verilen belge örnekleriyle birlikte uzlaştırma bürosuna verir. Uzlaşmanın gerçekleşmesi halinde, tarafların imzalarını da içeren raporda, ne suretle uzlaşıldığı ayrıntılı olarak açıklanır. (Ek cümle: 24/11/2016-6763/34 md.) Uzlaştırma bürosu soruşturma dosyasını, raporu ve varsa yazılı anlaşmayı Cumhuriyet savcısına gönderir.
(16) Uzlaşma teklifinin reddedilmesine rağmen, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar gören uzlaştıklarını gösteren belge ile en geç iddianamenin düzenlendiği tarihe kadar Cumhuriyet savcısına başvurarak uzlaştıklarını beyan edebilirler.
(17) Cumhuriyet savcısı, uzlaşmanın, tarafların özgür iradelerine dayandığını ve edimin hukuka uygun olduğunu belirlerse raporu veya belgeyi mühür ve imza altına alarak soruşturma dosyasında muhafaza eder.
(18) Uzlaştırmanın sonuçsuz kalması halinde tekrar uzlaştırma yoluna gidilemez.
(19) Uzlaşma sonucunda şüphelinin edimini def’aten yerine getirmesi halinde, hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir. Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arzetmesi halinde, 171 inci maddedeki şartlar aranmaksızın, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilir. Erteleme süresince zaman aşımı işlemez. Kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararından sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, 171 inci maddenin dördüncü fıkrasındaki şartlar aranmaksızın kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilecektir. Şüphelinin, edimini yerine getirmemesi halinde uzlaşma raporu veya belgesi, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 38 inci maddesinde yazılı ilam mahiyetini haiz belgelerden sayılır. '' hükmü yer almaktadır. Kanunun lafzından da anlaşılacağı üzere uzlaşma durumunda tarafların arasındaki edimin ifası defaten yerine getirilirse şüpheli hakkında KYOK kararı verilecektir. Bu durum tarafların arasında ayni veya nakdi olarak uzlaşılan bir edimin tek seferde yerine getirilmesi ve uzlaşma sonucu edim yükümlüsünün ifasını gerçekleştirmesi ile yapılacak bir usuli işlemledir. Ancak tarafların arasında kararlaştırılan edimin defaten değil de taksitlendirme veya vade şeklinde ileri bir tarihe bırakılması durumunda ise savcılık makamı CMK-171 deki şartlar aranmaksızın şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verecektir.Mevcut süre içinde zaman aşımı işlemeyeceği gibi edim yerine getirilmediği durumda savcılık derhal iddianame düzenleyip şüpheli hakkında kamu davasını açacaktır.
2. KOVUŞTURMA AŞAMASINDA UZLAŞMANIN SAĞLANMASI
Uzlaştırma kurumu soruşturma aşamasında başvurulması gereken muhakeme şartlarından biridir.İşlenen suç uzlaştırma kapsamına giriyorsa uzlaşma kurumu işletilmelidir. Aksi halde soruşturma oldukça eksik ve yanlış yürütülmüş olacaktır. İşte bu aşamada Savcılık makamı tarafından uzlaştırmaya tabi olan bir suç uzlaştırma kurumu işletilmeden iddianame hazırlanarak dava açılırsa öncelikle mahkeme iddianame kabul sürecinde yine aynı kanunun 170 maddesi ''(22) Önödemeye veya uzlaştırmaya veya seri muhakeme usulüne tâbi olduğu soruşturma dosyasından açıkça anlaşılan işlerde önödeme veya uzlaştırma ya da seri muhakeme usulü uygulanmadan iddianame düzenlenemez.'' hükmü gereği uzlaştırma işlemleri yapılmadığından dolayı iddianameyi iade edebilecektir. İddianame iade edilmeyip kamu davası başladığı an ise mahkeme kovuşturma aşamasında uzlaştırma işlemlerini yapabilecektir veya uzlaştırmaya tabi olmayan bir suç kovuşturma aşamasında uzlaştırma tabi suçlar kapsamında alındığı zaman ceza muhakemesi hukukunun derhal uygulanması ilkesi gereğince mahkeme yine uzlaşma işlemlerini başlatacaktır. Bu durum karşımıza şu sonucu çıkarmaktadır.Kanun koyucu bazı muhakeme şartlarının kovuşturma aşamasında mahkeme tarafından da yerine getirilebileceğini hüküm altına almıştır. Nitekim kovuşturma aşamasında uzlaşma ile ilgili olarak 5271 Sayılı CMK-254 ''(1) Kamu davası açıldıktan sonra kovuşturma konusu suçun uzlaşma kapsamında olduğunun anlaşılması halinde, kovuşturma dosyası, uzlaştırma işlemlerinin 253 üncü maddede belirtilen esas ve usûle göre yerine getirilmesi için uzlaştırma bürosuna gönderilir.(2) Uzlaşma gerçekleştiği takdirde, mahkeme, uzlaşma sonucunda sanığın edimini def’aten yerine getirmesi halinde, davanın düşmesine karar verir. Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arzetmesi halinde; sanık hakkında, 231 inci maddedeki şartlar aranmaksızın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilir. Geri bırakma süresince zamanaşımı işlemez. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildikten sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, mahkeme tarafından, 231 inci maddenin onbirinci fıkrasındaki şartlar aranmaksızın, hüküm açıklanır.'' hükmünü barındırmaktadır. Madde lafzından da anlaşılacağı üzere uzlaşma bürosu uzlaşmanın olumsuz sonuçlandığına ilişkin raporu mahkemeye sunduğu vakit kovuşturma kaldığı yerden devam edecektir. Ancak uzlaşmanın sağlandığına ilişkin olarak raporu sunduğu vakit ise mahkeme borçlu tarafın edimini def’aten yerine getirmesi halinde, davanın düşmesine karar verir. Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arzetmesi halinde ise sanık hakkında, 5271 Sayılı CMK-231 inci maddedeki (Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması) şartlar aranmaksızın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilir. Geri bırakma süresince zamanaşımı işlemez. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildikten sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, mahkeme tarafından yine CMK-231 inci maddenin onbirinci fıkrasındaki şartlar aranmaksızın, hüküm açıklanır. Dolayısıyla nihayetinde kovuşturma aşamasında da uzlaşma müessesesinin işletilebileceği hüküm altına alınmıştır. Önemle belirtmek istemiş olduğumuz bir diğer konu da uzlaşma tutanaklarının ilam hükmüne haiz olması ve 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu madde-38 gereğince ilam niteliğinde olmasıdır. Dolayısıyla uzlaşılan edimlerin ifası gerçekleşmediği takdirde icra yolu ile de tahsili mümkündür. Yine belirtmek istediğimiz diğer iki başlık ise şunlardır. Birincisi kovuşturma aşamasında uzlaşma işlemleri önceki hükümde mahkeme tarafından yerine getirirken kanun hükmünde yapılan değişiklik sonucu uzlaştırma bürosuna gönderilmektedir. Nitekim 24/11/2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanunun 35 inci maddesiyle, bu maddenin birinci fıkrasında yer alan “uzlaştırma işlemleri” ibaresi “kovuşturma dosyası, uzlaştırma işlemlerinin” şeklinde ve“göre, mahkeme tarafından yapılır.” ibaresi “göre yerine getirilmesi için uzlaştırma bürosuna gönderilir.” şeklinde değiştirilmiştir. Bir diğer konu ise uzlaşma sağlanması durumunda mevcut suç eylemi (haksız fiil) ile ilgili olarak açılacak olan tazminat davası meselesidir. Kanun hükmünün önceki halinde uzlaşma sağlanması durumunda aynı konu ile ilgili olarak hukuk mahkemeleri nezdinden tazminat davası açılamayacağını ve açılmış olan tazminat davasından feragat edilmiş sayılacağını hükme bağlamış iken bu hüküm Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir. Nitekim Anayasa Mahkemesinin 26/7/2023 Tarihli ve E: 2023/43, K: 2023/141 Sayılı Kararı ile bu fıkrada yer alan " Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz;..." ibaresi iptal edilmiştir.Dolayısıyla artık uzlaşmanın sağlanması durumunda suç eyleminin hukuk muhakemesinde haksız fiil teşkil etmesi sebebi ile mağdur taraf tazminat davası da açabilecektir. Anayasa Mahkemesi'nin bu kararı oldukça tartışmalı bir karar olup yoruma açık bir konudur. 18/10/2023 tarihli mevcut kararın mülahazası bir başka yazımızın konusu olacaktır.
Av. Emre APAK