17.03.2024 tarihinde, Trendyol Süper Lig'in 30. haftasında gerçekleşen Trabzonspor-Fenerbahçe karşılaşması sonrası 01.04.2024 tarihi itibariyle Türkiye Futbol Federasyonu Hukuk Müşavirliği, yaşanan olaylar sebebiyle ilgili tarafları Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu'na sevk etti. Bu sevkler, "tedbirsiz" olarak gerçekleşti, yani sevk edilenler hakkında henüz herhangi bir geçici yasaklama veya tedbir uygulanmadı. PFDK'nın incelemesi ve vereceği kararlar, olayların sonuçları açısından belirleyici olacaktır.

Futbolun kurallarına uyulup uyulmadığını denetlemek, biraz mahkeme sistemine benzer. Öncelikle, Türkiye Futbol Federasyonu'nun Hukuk Müşavirliği, bir durumu inceler ve eğer gerekirse, disiplinle ilgili bir durum varsa, TFF Disiplin Kurulu'na gönderir. Bu, sanki bir savcının suçlamada bulunması gibidir. Disiplin Kurulu ise, bu durumu değerlendirip karar veren bir mahkeme gibidir. Eğer birisi bu karara itiraz etmek isterse, bu sefer iş TFF Tahkim Kurulu'na taşınır. Tahkim Kurulu, kararın doğru olup olmadığını gözden geçiren bir üst mahkeme gibidir. Bu sistem, herkesin adil bir şekilde değerlendirildiğinden emin olmak için vardır.

Hukuk Müşavirliği tarafından yapılan sevkler idari tedbirli ve tedbirsiz olmak üzere ikiye ayrılır. PFDK'ya yapılan sevklerin "tedbirli" veya "tedbirsiz" olması, sürecin işleyişi açısından önemli bir fark yaratmaktadır. Tedbirli sevk, ilgili kişi veya kurum hakkında disiplin süreci devam ederken geçici bir yasaklama veya tedbirin uygulanması anlamına gelir. Bu, genellikle ciddi ihlallerde ve ilgili kişinin tekrar benzer bir davranış sergilemesinin önüne geçmek için kullanılır. Tedbirsiz sevk ise, disiplin sürecinin başlatılması ancak herhangi bir geçici tedbirin uygulanmaması durumudur. Bu durumda, PFDK'nın kararına kadar ilgili kişi veya kurumun faaliyetlerine devam etmesine izin verilir. Futbol Disiplin Talimatı'nın 92. maddesi, cezaların infazına dair özel hükümler içerir ve disiplin süreçlerinde hangi durumların nasıl ele alınacağını detaylandırır. Bu madde, cezaların infazının nasıl yapılacağı, ceza türlerine göre farklı kategorilerdeki müsabakaların nasıl etkileneceği ve cezaların hangi şartlarda ve nasıl uygulanacağına dair kurallar ihtiva etmektedir.

Hukuk Müşavirliği tarafından yapılan sevk işlemlerinin tedbirsiz olarak gerçekleştirilmesi, incelenen olayların vahametini düşük bulduğu şeklinde yorumlanabilir. Bu, Hukuk Müşavirliği'nin, ilgili vakaların acilen ve derhal bir disiplin cezasıyla sonuçlandırılmasını ve bu cezaların ilk müsabaka öncesinde uygulanmasını gerektiren bir durum olmadığı kanaatine vardığını gösterir. Sevklerin, Disiplin Kurulu'nun savunma beyanlarını ve diğer kanıtları tam olarak değerlendirme fırsatı bulduktan sonra karar verilmesi gereken normal bir prosedür olarak işlemesini uygun bulmuşlardır. Bu yaklaşım, özellikle ilgili olaylara uygulanabilecek hukuki müdafaa mekanizmaları göz önüne alındığında anlam kazanmaktadır. Önceki yazılarımızda belirttiğimiz ve burada da kısaca değindiğimiz üzere, meşru müdafaa, haksız tahrik ve takdiri indirim gibi unsurların olay bağlamında değerlendirilmesi muhtemeldir. Hukuk Müşavirliği, bu tür savunma argümanlarının ve indirim sebeplerinin, olayın niteliğine göre uygulanabilir olduğunu düşünmüş olabilir. Eğer Hukuk Müşavirliği olayı daha vahim bir suç olarak algılamış olsaydı, mümkün olan en hızlı şekilde, yani oynanacak ilk müsabakadan önce bir disiplin cezasının uygulanmasını sağlamak amacıyla tedbirli bir sevk işlemi başlatabilirdi.

TRABZONSPOR A.Ş. Kulübü, söz konusu maçta yaşanan "saha olayları" ve "talimatlara aykırı hareket" nedeniyle Futbol Disiplin Talimatı'nın ilgili maddeleri uyarınca Türkiye Futbol Federasyonu Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu'na sevk edilmiştir. Bu sevk, Futbol Disiplin Talimatı'nın 52. maddesi ve 46. maddesi ile 2023-2024 Sezonu Süper Lig Müsabakaları Statüsü'nün 5/7 maddesi temel alınarak yapılmıştır. Söz konusu maddeler, saha olayları ve talimatlara aykırı hareketlerle ilgili cezaları ve yaptırımları düzenlemektedir. Futbol Disiplin Talimatı'nın 52. maddesi, stadyumlarda düzen veya disiplinin ya da müsabakanın olağan akışı içinde oynanmasının veya güvenliğinin sağlanmasına ilişkin kuralları bireysel veya toplu bir biçimde ihlal eden kişilere yönelik cezaları belirtir. Bu madde, bir aydan iki yıla kadar müsabakalardan men veya süreli hak mahrumiyeti cezası ile cezalandırılma hükümlerini içermektedir. Ayrıca, Disiplin Kurulu'nun, olayın ağırlığına göre, para cezası, saha kapatma cezası ve seyircisiz oynama cezasını birlikte uygulayabileceği gibi, bu cezalardan herhangi birini vermekle de yetkili olduğunu belirtir. Disiplin Talimatı'nın 46. maddesi ise, futbol ile ilgili mevzuat hükümlerini, TFF düzenlemelerini, futbol oyun kurallarını ihlal eden kişi veya kulüpleri, bu hususta ayrı ceza hükmü bulunmadığı takdirde disiplin cezaları ile cezalandırılacağını ifade eder. Madde aynı zamanda TFF tarafından düzenlenen liglere ya da kupalara katılmayan kulüplerin, aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece bir alt lige düşürme cezası ile cezalandırılması hükümlerini de içermektedir. 2023-2024 Sezonu Süper Lig Müsabakaları Statüsü’nün 5/7 maddesinde, stadyumda anons sisteminin çalışır vaziyette olması gerektiğini ve kesinlikle tarafsız bir şekilde kullanılması gerektiği düzenlenmiştir. Anons sistemi, takım kadrolarının, TFF uyarılarının, oyuncu değişikliklerinin ve hakem tarafından müsabaka devrelerine eklenen sürelerin anons edilmesi için kullanılmalıdır. Ayrıca, anons sisteminin ev sahibi takımı destekleyici şekilde, rakip takıma karşı veya siyasi amaçlı tanıtım ve duyurular için kullanılamayacağı; ve anons sistemi dışında tribünlere özel ses sistemi kurulamayacağı belirtilmiştir. Söz konusu kuralların ihlali, TRABZONSPOR  Kulübü'nün önceki bir müsabakada, yani 21.01.2024 tarihinde oynanan TRABZONSPOR A.Ş.-GALATASARAY A.Ş. müsabakasında yaşanan "saha olayları" ve "talimatlara aykırı hareket" nedeniyle  23.01.2024 tarihinde PFDK'ya sevk edilmesi ve sonrasında 25.01.2024 tarihinde 168.000 TL para cezası ile cezalandırılması gibi sonuçlar doğurmuştur. Aynı müsabakada, anons sistemi dışında tribünlere özel ses sistemi kurulmasından dolayı kulübe ihtar cezası verilmiştir.

TRABZONSPOR A.Ş. Kulübü antrenörü EGEMEN KORKMAZ’ın ve FENERBAHÇE A.Ş. Kulübü futbolcusu İRFAN CAN EĞRİBAYAT ’ın aynı müsabakadaki kavgası” nedeniyle Futbol Disiplin Talimatı' nın 45. maddesi uyarınca tedbirsiz olarak PFDK'ya sevklerine karar verilmiştir.  Açık kaynaklara göre olay, müsabaka sonrası taraftarın sahaya inerek rakip takım futbolcularına saldırması sonucu yaşanan arbede sırasında meydana gelmiştir. Bu karışıklık anında, Trabzonspor antrenörü Egemen Korkmaz'ın da sahaya girdiği ve Fenerbahçe kalecisi İrfan Can Eğribayat'a fiziksel bir saldırıda bulunduğu belirtilmiştir. Bunun üzerine İrfan Can Eğribayat, Egemen Korkmaz'ı fark ederek müdahalede bulunmuştur. Sonrasında ise İrfan Can Eğribayat sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamalarla durumu kamuoyuna duyurmuştur. Egemen Korkmaz ise, sahada yerde tekmelenen taraftara yardım etme çabası içinde olduğunu ve tepki olarak bu fiili gerçekleştirdiğini bununla birlikte kendisinin de darbe aldığını belirterek açıklamalarda bulunmuştur.

TFF Disiplin Talimatı'nın 45. maddesi, futbol sahasında kavga edenlere yönelik cezaları açıkça belirtir. Bu maddeye göre, futbolculara 3 ila 5 müsabakadan men cezası, antrenöre ise 3 ila 5 müsabakada soyunma odasına ve yedek kulübesine giriş yasağı veya 45 ila 150 gün arası hak mahrumiyeti cezası bulunmaktadır. Ancak, burada önemli olan, Disiplin Kurulu'nun, olayın şartlarına ve kişilerin eylemlerinin ağırlığına göre takdir hakkını kullanarak cezayı hafifletebileceği veya ağırlaştırabileceğidir. Egemen Korkmaz ve İrfan Can Eğribayat'ın alabilecekleri cezalar, hem eylemlerinin ciddiyetine hem de TFF Disiplin Talimatı'nda belirtilen haksız tahrik ve takdiri indirim hükümleri çerçevesinde değerlendirilecektir.

FENERBAHÇE A.Ş. Kulübü futbolcusu JAYDEN QUINN OOSTERWOLDE ve FENERBAHÇE A.Ş. Kulübü futbolcusu İRFAN CAN EĞRİBAYAT  aynı müsabakadaki “sportmenliğe aykırı hareketi” nedeniyle Futbol Disiplin Talimatı'nın 36. maddesi uyarınca PFDK' ya sevklerine karar verilmiştir. Açık kaynaklara göre olay, müsabaka esnasında rakip takım taraftarının söz konusu futbolculara hakaret içerikli tezahüratta bulunmaları ve yabancı madde atmaları sonrasında rakip takım taraftarlarına balık tutma işareti yapmak suretiyle harekette bulunmaları şeklinde gerçekleşmiştir.

Hukuk Müşavirliğinin Disiplin Kuruluna sevk yazısı itibariyle futbolcuların hareketleri, sportmenliğe aykırı hareket kategorisine girdiği  ve bu tür davranışların, sportif değerlerle bağdaşmadığı belirtilmiştir. Türkiye Futbol Federasyonu Disiplin Talimatı'nın 36. maddesine göre ele alınmıştır. Bu madde, sportmenliğe veya spor ahlakına aykırı hareket eden, TFF'nin saygınlığını zedeleyen veya futbolun değerini düşüren eylemlerde bulunan kişilere 1 ila 3 müsabakadan men cezası verilmesini öngörür. Ancak, bu ihlaller için Disiplin Kurulu, 35. maddenin 4. fıkrasında belirtilen para cezasına hükmedebilir. Olayda, rakip takım taraftarlarının provokatif eylemleri de göz önünde bulundurulmalıdır. TFF Disiplin Talimatı'nın 12. maddesi, haksız tahrik altında işlenen fiillerde cezada indirim yapılmasına olanak tanır. Bu maddeye göre, disiplin kurulu, haksız tahrikin derecesini dikkate alarak, verilecek cezayı üçte birine kadar indirebilir. Dolayısıyla, futbolcuların taraftarların provokasyonu altında hareket ettiği düşünülürse, cezalarında bir indirim yapılabilir. Ayrıca, sportmenliğe aykırı hareketler için öngörülen cezalar, ilave para cezalarını da içerebilir. Madde 35, ilgili ihlaller nedeniyle belirtilen cezalara ek olarak para cezaları verilebileceğini belirtir. Bu, Süper Lig için 39.000.-TL'den 195.000.-TL'ye kadar değişebilir.

PFDK, 26.02.2024 tarih ve 54 sayılı toplantısında, Mauro Emanuel Icardi'nin 18.02.2024 tarihinde oynanan MKE Ankaragücü-Galatasaray A.Ş. Trendyol Süper Lig müsabakasında, rakip takım taraftarlarına yönelik hakareti nedeniyle Futbol Disiplin Talimatı'nın Kişilik Haklarına Saldırı, Hakaret, Tehdit Ve Tükürme başlığı altında düzenlenen 41/1-a maddesi ve İkame Ve İlave Cezalar başlıklı 35/4 maddesi uyarınca ve FDT'nin haksız tahrik hükümlerini düzenleyen 12. maddesinin uygulanması suretiyle 1 resmi müsabakadan men ve 19.500.-TL para cezası ile cezalandırılmasına karar vermiştir. Bu karar, FDT'nin kişilik haklarına saldırı, hakaret, tehdit ve tükürme ile ilgili maddelerinin uygulanması sonucudur ve haksız tahrik maddesi uygulanarak ceza tayin edilmiştir. Galatasaray A.Ş. mezkur karara itiraz etmiştir. Tahkim Kurulu'nun 26.02.2024 tarih ve E.2024/124 K.2024/109 sayılı kararında, Galatasaray A.Ş.'nin Icardi ile ilgili PFDK'nın kararına itirazı incelenmiştir. Kurul, Icardi'nin eyleminin FDT'nin 36. maddesi ile düzenlenen "Sportmenliğe Aykırı Hareket" ihlali niteliğinde olduğuna karar vererek, PFDK'nın kararını değiştirmiş ve Icardi'ye 2 resmi müsabakadan men ve 39.000,00 TL para cezası verilmesine karar vermiştir. Ancak, haksız tahrik altında işlenen eylem göz önünde bulundurularak, FDT'nin 12. maddesinin uygulanması neticesinde, 1 resmi müsabakadan men ve 19.500,00 TL para cezası şeklinde PFDK kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. PFDK ve Tahkim Kurulu arasındaki temel nüans farkı, maddelerin yorumlanmasında yatmaktadır. Tahkim Kurulu, PFDK'nın uyguladığı maddelerin yanı sıra, Icardi'nin eyleminin "Sportmenliğe Aykırı Hareket" olarak da değerlendirilebileceğine karar vermiştir. Bu, ihlalin daha geniş bir perspektiften değerlendirilmesi anlamına gelmektedir.

FENERBAHÇE A.Ş. Kulübü futbolcusu JAYDEN QUINN OOSTERWOLDE nin ve FENERBAHÇE A.Ş. Kulübü futbolcusu BRIGHT OSAYI SAMUELin aynı müsabakadaki kavgaları” nedeniyle Futbol Disiplin Talimatı'nın 45. maddesi uyarınca tedbirsiz olarak PFDK'ya sevkine karar verilmiştir. Açık kaynaklardan elde edilen bilgilere göre, Trabzonspor ile Fenerbahçe arasında oynanan müsabakanın sonunda üzücü bir olay yaşanmıştır. Maçın bitiş düdüğünün ardından, tribünlerden sahaya inen bazı taraftarlar, Fenerbahçe futbolcularına fiziksel saldırılarda bulunmuştur. Futbolcuların, müsabakanın tamamlanmasının ardından böyle bir saldırıya maruz kalması şaşırtıcı olmuş, ancak ne yazık ki, stadyum güvenliğinin yetersizliği sonucunda bu tür olayların yaşanması kaçınılmaz hale gelmiştir. Bazı futbolcuların ve kulüp görevlilerinin kendilerine ve takımlarına yönelik bu saldırılara karşılık verdiği ve yapılan açıklamalarda kendilerini savunma refleksi gösterdikleri de belirtilmiştir.  

Fenerbahçe A.Ş. Kulübü futbolcuları Jayden Quinn Oosterwolde ve Bright Osayi Samuel'in karıştığı olaylar, Futbol Disiplin Talimatı'nın çeşitli maddeleri ışığında adil bir değerlendirme sürecini gerektirir. Bu süreç, her bir maddenin olayın özgül koşullarına nasıl uygulanabileceğini dikkatli bir şekilde incelemeyi zorunlu kılmaktadır. Disiplin Talimatı'nın 45. maddesi temelinde, futbolculara yönelik başlangıçta belirlenen 3 ila 5 müsabakadan men cezası, olayın dinamiklerine göre, Disiplin Talimatı'nın diğer maddeleriyle birlikte değerlendirilmelidir. FDT' nın İştirak hükümlerinin düzenlendiği 9.maddesinde tanımlanan iştirak kavramı, olaya birden fazla kişinin karışmış olması durumunda, her bir katılımcının eylemlerinin derecesine göre sorumluluk taşıdığını belirtir. Bu, Disiplin Kurulu'nun her bir olayı bireysel olarak değerlendirmesini ve katılımcıların eylemlerinin ağırlığını ölçmesini gerektirir. İçtima hükümlerinin düzenlendiği 10.maddede ise, birden fazla cezayı gerektiren fiillerin değerlendirilmesi açısından kritik öneme sahiptir. Bu, özellikle birden fazla ihlalin söz konusu olduğu durumlarda, en ağır cezanın esas alınabileceğini ve bu cezanın yarısına kadar artırılabileceğini gösterir. Ancak, Disiplin Kurulu'nun bu artırımı uygularken olayın bütünlüğünü ve her bir ihlalin birbiriyle olan ilişkisini dikkatle incelemesi gerekmektedir.

Haksız tahrik ve takdiri indirim, Futbol Disiplin Talimatı'nın 12. ve 13. maddeleri uyarınca, spor hukukunda önemli bir yer tutar. Bu maddeler, spor disiplin hukukunun, futbolcuların ve diğer katılımcıların eylemlerini değerlendirirken, hem olayın özgül koşullarını hem de genel insani değerleri göz önünde bulundurduğunu gösterir. FDT'nin 12. maddesi, haksız tahrik altında gerçekleşen disiplin ihlallerinde, cezaların üçte birine kadar indirilmesine olanak tanırken, 13. madde ise disiplin kuruluna, özellikle bireyin geçmiş davranışları, pişmanlık göstermesi ve ihlalin şartlarını dikkate alarak, öngörülen cezayı yarısına kadar hafifletme esnekliği verir.

Bu düzenlemeler, futbolun yoğun ve rekabetçi doğası içinde, bireylerin zaman zaman kontrolünü kaybedebileceğini ve provokasyon altında hatalı eylemlerde bulunabileceğini kabul eder. Ancak aynı zamanda, bu tür durumların değerlendirilmesinde, adaletin ve insan onurunun korunmasının önemini de vurgular. Olayların her birinin kendi özgül koşulları içinde değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizen bu maddeler, spor hukukunun esnek ve olaya özgü bir yaklaşım benimsediğini gösterir.

Türkiye Futbol Federasyonu Kurulları, Türkiye'deki spor disiplin hukukunun uygulanması açısından kıymetli roller oynar. PFDK ve itiraz makamı olan Tahkim Kurulu, FDT'nin yanı sıra, talimatları olan Türkiye Futbol Federasyonu Tahkim Kurulu Talimatı'nın 18. maddesi uyarınca, karar alma sürecinde uygulanacak usul kurallarını belirler. Bu talimat, Kurulun sadece futbol hukukuna özgü usullere değil, aynı zamanda Türkiye'nin genel hukuk düzenine ve uluslararası futbol düzenlemelerine de uygun olarak hareket etmesini sağlar. Bu çerçevede, Kurulun kararları, spesifik futbol hukuku normlarına olduğu kadar, genel hukuk ilkelerine de uygun olmalıdır. Bu madde, Kurul kararlarının, 5894 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun, TFF Statüsü, Federasyon Talimat ve Düzenlemeleri ile FIFA ve UEFA'nın kurallarına uygun olarak Türk maddi hukuku çerçevesinde alınmasını zorunlu kılar. Bu durum, Kurulun kararlarının, yerel ve uluslararası düzeyde kabul görmüş normlar ve standartlarla uyumlu olmasını sağlamak amacıyla tasarlanmıştır. Bu çerçevede, meşru müdafaa ve meşru savunmada sınırın aşılması gibi kavramlar, Kurulun değerlendirme sürecinde önemli bir yer tutar. Türk Ceza Kanunu , meşru müdafaa, bireylerin kendilerini veya başkalarını haksız bir saldırıya karşı koruma hakkını tanırken, aynı zamanda bu savunmanın sınırlarını belirler. Spor hukuku bağlamında, bu kavramlar, sporcuların saha içi ve saha dışı olaylarda karşılaşabilecekleri fiziksel veya hukuki tehditlere karşı kendilerini nasıl koruyabileceklerine dair rehberlik eder. TCK'nın ilgili maddelerinde meşru müdafaa ve heyecan, korku veya şaşkınlık altında sınırın aşılması durumları, kişinin normal şartlar altında göstereceği tepkinin ötesine geçip geçmediğini değerlendirirken dikkate alınması gereken unsurlardır. Spor hukukunda, bu kavramlar, özellikle yüksek baskı ve yoğun duygusal durumların hâkim olduğu müsabakalar sırasında sporcuların verdiği tepkilerin değerlendirilmesinde önemli olabilir.

Josef De Souza olayı, futbolun disiplin mevzuatının, oyuncuların saha içindeki davranışlarını nasıl değerlendirdiği ve meşru savunma kavramının bu bağlamda nasıl uygulandığına dair önemli bir örneği temsil eder. Beşiktaş - Ankaragücü maçında yaşanan bu olay, bir oyuncunun, sahaya giren bir taraftarın saldırısına karşı nasıl bir tepki vermesi gerektiği konusundaki tartışmaları da beraberinde getirmiştir. Olayın incelenmesi, hem saha içi disiplinini hem de futbolcuların kendilerini ve takım arkadaşlarını koruma haklarını göz önünde bulunduran kapsamlı bir değerlendirme sürecini ortaya koymaktadır.

Tahkim Kurulu'nun 09.09.2022 tarih ve E. 2022/352 K. 2022/327 sayılı kararı, disiplin süreçlerinde nasıl bir yol izlenmesi gerektiğini ve oyuncuların meşru savunma haklarının nasıl değerlendirilmesi gerektiğini örneklemektedir. Oyuncu Josef De Souza'nın, fiziksel güç kullanarak sahaya giren taraftarı durdurma eylemi, takım arkadaşlarına yönelik potansiyel bir saldırıyı önleme amacı taşıması açısından orantılı bir tepki olarak kabul edilmiştir. Bu durum, Futbol Disiplin Talimatı'nın ilgili maddelerine dayanarak yapılan bir değerlendirme sonucudur. Kararda önemli olan nokta, Disiplin Kurulu'nun, hakemin saha içi kararlarını değiştirme veya iptal etme yetkisine sahip olmamasına rağmen, olayın özgül koşullarını değerlendirebilmesi ve oyuncunun meşru savunma içerisinde hareket ettiğine karar vermesidir. Ancak, meşru savunma durumunun kabul edilmesi, oyuncunun kırmızı kart sonucu bir sonraki resmi maçta oynayamayacağı gerçeğini değiştirmez. Bu, Futbol Disiplin Talimatı'nın bir gereği olarak, disiplin sürecinin bir parçasıdır ve otomatik bir sonuç olarak kabul edilir. Bu olay, futbol disiplin mevzuatının sadece cezai yaptırımları değil, aynı zamanda oyuncuların korunması ve adil oyun ilkelerinin desteklenmesi amacını da taşıdığını göstermektedir. Ezcümle TFF Disiplin Kurulu, bu olayda ilgili futbolcu hakkında meşru savunma gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermiştir. Disiplin sürecinin, olayların bireysel koşullarını dikkate alarak adil bir değerlendirme yapma kapasitesine sahip olması, futbolun adalet ve disiplin ilkelerine olan bağlılığını yansıtmaktadır.

>> Trabzonspor-Fenerbahçe Maçındaki Olayların Hukuki Boyutu: Futbol Sahasından Mahkeme Salonuna

---

>> Trabzonspor-Fenerbahçe Maçındaki Olayların Hukuki Boyutu-2: Futbolcular Yönünden Olası Süreç

---

>> Trabzonspor-Fenerbahçe Maçındaki Olayların Hukuki Boyutu-3: PFDK'ya Sevkten Tahkim Kuruluna