A. Genel Olarak

Terör; cebir ve şiddet kullanarak; baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerinden biriyle, Anayasada belirtilen Cumhuriyetin niteliklerini, siyasi, hukuki, sosyal, laik, ekonomik düzeni değiştirmek, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türk devletinin ve Cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek, devlet otoritesini zaafa uğratmak veya yıkmak veya ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini veya genel bozmak amacıyla bir örgüte mensup kişi veya kişiler tarafından girişilecek her türlü suç teşkil eden eylemlerdir[1]. Burada yapılan tanımlama, her ne kadar terör tanımı olarak verilmiş olsa da asıl anlatılan terörizmdir. Çünkü terörizm kavramı amaç ve eylemleri birlikte değerlendirildiğinde özellikle şiddet, korku, kargaşa, ölüm, silahlı çatışma ve dehşet olgularının birleştiği devamlılık arz eden sözde siyasal içerikli ve kurumsallaşmış bir sisteme yönelik eylemlerdir[2]. Terörizm hiçbir barışçıl amaca hizmet edemez. Terörizmin görünürde sosyal, kültürel, ekonomik, siyasi veya ideolojik nedenler varmış gibi gözükse bile özünde gizli ve sinsi çıkar çatışmaları ile jeopolitik ve/veya jeostratejik amaçlar yatmaktadır.

Terör; şiddet unsurunu içeren, ideolojik yönü olan, içinde gerçekleştiği toplumu korkutmayı ve sindirmeyi hedeflemenin yanı sıra siyasi iktidarın gücünü zayıflatmayı ya da tamamen ortadan kaldırmayı, sosyal yapıya zarar vermeyi ve hedef aldığı toplum içinde karşıt kutupların oluşmasını, hatta alınan önlemler karşısında devlet ile halkı karşı karşıya getirmeyi amaçlayan bir yapı ve örgütlenme biçimidir. Dolayısıyla terör, kısaca politik, ideolojik ya da dinsel hedeflere ulaşabilmek amacıyla gerçekleştirilen planlı şiddet hareketleridir. Ülkemizde de terörizm, uzun bir süredir gündemimizde önemli bir yeri işgal etmektedir. Uzun yıllardır yaygın bir şiddet uygulayan, toplumun belirli bir kesimini baskı altına almak suretiyle etkinlik alanı sağlamaya çalışan PKK, MLKP, DHKP – C, TİKKO ve DEAŞ gibi terör örgütleri, ülkemizde kapanması mümkün olmayan pek çok yara açmıştır. Bu gibi örgütlerin yanında; toplumun dinamiklerini kullanarak ve değer yargılarını sömürerek, devlet içerisinde gizli bir şekilde yapılanan ve sahte mehdilik temeline dayanan bir terörist yapılanma da bulunmaktadır. Bu yapılanma talimatlar yoluyla kolektif biçimde mobilize olmuş, anayasal kurumlara örgüt üyelerini yerleştirmek suretiyle devletin tamamını ele geçirme refleksiyle hareket etmiştir. Mülkiye, adliye, emniyet, eğitim ve ordu içerisinde kendi özel hiyerarşisi ile illegal şekilde kadrolaşmış, devletin tüm kurumlarına yerleştirdiği örgüt üyeleri ile devleti kendisine hizmet eder hale getirmiş ve adeta devlet içerisinde ayrı bir devlet yapısı oluşturmuştur. Uzun süredir bu konuda faaliyet gösteren ve bu durum deşifre olunca, bir darbe girişimine yeltenen FETÖ/PDY örgütü, terör ve organize suçlulukla mücadeleyi farklı bir boyutu ile ülke gündemine yeniden taşımıştır. Asıl amaçları gelir elde etmek olmayan ve çoğu zaman siyasal hedefleri bulunan terör örgütlerinin, her açıdan varlıklarını devam ettirebilmek için mali kaynağa ihtiyaçları olduğu konusunda herhangi bir şüphe bulunmamaktadır. Dolayısıyla terör örgütleri de mali kaynak bulma çabası içerisine girmektedirler. Günümüzde yabancı devletlerin terör örgütlerine eskisi kadar rahat yardım yapamaması, terör örgütlerinin kendi mali kaynaklarını yaratma ihtiyacını daha fazla hissetmelerine neden olmuştur[3].

Özetle terör örgütleri silah/mühimmat/insan gibi teknik ve eleman ihtiyaçlarını karşılayabilmek, eylemlerini gerçekleştirebilmek, diğer operasyonel faaliyetlerini yürütebilmek, organizasyonlarının işleyişini sürdürebilmek amacıyla siyasal, ekonomik, sosyal, kültürel, dinsel, mezhepsel ve ideolojik etki alanına sahip olabilmek için finansman kaynaklarına ihtiyaç duymaktadırlar. Bu doğrultuda da yasal veya yasadışı yöntemlerle işleyen çeşitli finansman kaynakları bulunmaktadır. Terör örgütlerinin finansman kaynaklarının büyük çoğunluğu uyuşturucu, silah ve insan kaçakçılığı gibi yasa dışı gelirler üzerine kurulu olsa da küresel erişime sahip terör örgütleri yasal yöntemlerle ya da hayır kurumları vasıtasıyla bağışlar üzerinden finansman sağlayabilmektedirler[4].

B. Terörün Finans Kaynakları

1. Örgüte Yapılan Mali Yardımlar

Terör örgütleri propaganda yoluyla örgüt üyelerinden veya örgüte üye olmamakla birlikle örgüte yardım edenlerden örgüte yardım toplamaktadır. Örgüte yapılan mali yardımlar örgüte doğrudan gelir aktarmak şeklinde olabildiği gibi örgütle organik bağı olan ve yasal görünümlü dernek, vakıf, şirket vb. gibi tüzel kişiler üzerinden dolaylı şekilde de gerçekleşebilmektedir[5]. Doğrudan bağış talepleri: Web siteleri, sohbet grupları ve hedefli elektronik postalar aracılığıyla taraftarlarını ikna ederek doğrudan bağışlar talep etmektedirler[6].

2. Vakıf ve Derneklerin Kullanımı

Kar amacı gütmeyen vakıf ve derneklerden, terör örgütleri ile organik bağı bulunanların kamuoyuna yansıtılan meşru amaçlarının arkasına gizlenen gerçek amacın örgüte finans yaratmak olduğu, günümüzde bilinen bir gerçek olup yasal görünümlü vakıf ve dernekler üzerinden terör örgütlerine kaynak aktarılması en sık başvurulan yöntemlerden biridir. Kâr amacı gütmeyen tüzel kişilikler, örgütler tarafından oluşturulup yasal kazançların aktarılması ile de terör örgütlerine destek verilebileceği gibi, Mali Eylem Görev Gücü (FATF) raporlarında belirtildiği üzere, örgüt tarafından oluşturulmasa da bu kurum ve kuruluşların örgüt tarafından suiistimal edilmeleri de mümkündür. Mali Eylem Görev Gücü’nün “Dokuz Özel Tavsiye” olarak bilinen değerlendirmesinde bu husus şu şekilde açıklanmış ve ülkelere birtakım tedbirlerin alınması yönünde tavsiyelerde bulunulmuştur: “Kar amacı gütmeyen kuruluşlar özellikle istismara açıktır ve ülkeler bunların; Terörist örgütler tarafından yasal varlık süsü verilerek, Varlıkların dondurulması önlemlerinden kaçmak amacı da dâhil olmak üzere, terörizmin finansmanının sağlanması amacıyla kendi çıkarları doğrultusunda kullanılarak, yasal amaçlı fonların el altından terörist örgütlere saptırılmasını gizleyerek veya saklayarak, kötüye kullanılmasını engelleyecek tedbirleri almalıdır.” Bu gibi durumlarda, kâr amacı gütmeyen kuruluşlar doğrudan örgütle ilişkili olmasa da, bu kurumlarda çalışan ya da yönetici gibi pozisyonlardaki örgüt üyelerine para aktarılmış olmakta ve bu şekilde terörle ilişkilendirilemeyecek ve denetlenemeyecek bir fon sağlanması amaçlanmaktadır[7]. Özetle suç örgütleri hayır kurumlarının paravan olarak kullanılması yoluyla sözde bir kesimi giydirmek, beslemek ve eğitmek gibi açık bir amaçla, ancak bağışta bulunanların cömertliğini şiddet eylemlerini finanse etmek için kullanmak gibi gizli bir niyetle para toplayarak hayır kurumlarından yararlanmak suretiyle teröre finans sağlamaktadırlar[8].

3. Basın ve Yayın Araçları

Terör örgütleri, basın ve yayın yoluyla propagandalarını yaptıkları gibi, bu organlar sayesinde önemli bir gelir kaynağı da elde edebilmektedirler[9]. Basın ve yayın araçları hem beyin yıkamada hem de gelir elde etmekte etkin bir şekilde kullanılmaktadır.

4. Ticari Faaliyetler

Terör örgütlerinin propaganda sonucu sağladığı fonlar sayesinde toplanan sermayenin bir kısmı yasal görünüm kazandırılması amacıyla ticari faaliyetlere aktarılabilmektedir. Terör örgütlerinin bu yöntemi kullanmasının nedeni ticari işletmeler ile terör örgütleri arasındaki bağlantının kamu otoritesince tespitinde yaşanan zorluklardır. Yine ticari faaliyet sırasında çeşitli dolambaçlı yöntemler kullanılarak, elde edilen meşru ticari kazanç ile örgüte sağlanan fon arasında geçişkenlik, perdeleme ve karartma uygulanmasının mümkün olması bu yöntemin terör örgütlerince kullanılmasının en önemli nedenlerindendir. Ticari faaliyet maksadıyla kurulan şirketlerin doğrudan terör örgütünün elde ettiği fonlar ile kurulması mümkün olduğu gibi başlangıçta meşru kaynak ve sermaye ile kurulmuş olmasına karşın zaman içerisinde örgütle kurulan organik bağ sonucu örgütün faaliyetlerine tahsis edildiği de bilinen ve yaşanan bir gerçekliktir[10].

Terör örgütleri kendi varlıklarını sürdürebilmek ve etkinlik alanlarını genişletmek amacıyla teknolojik gelişmelerle birlikte fonlarını yönetebilmek ve bir noktadan diğerine nasıl aktarılabilecekleri konusunda internet üzerinden daha kolay ve hızlı yönetim ile küresel transferler sağlayan kripto paraları kullanmaya başlamışlardır. Kripto paraların takibinin ve kontrolün zor olduğu internet üzerinden terör örgütleri açısından finansman yaratma ve değer aktarma avantajına sahip olduğunu açık bir tehlikedir. Terör örgütlerinin kripto paraları kullanma arayışında olmalarının temel sebebi, bu paraların ulusal para birimlerine göre anonim olmasıdır. Kripto paraların, bir banka veya finans kurumu gibi bir üçüncü tarafa güvenmeden ağ etkinliği hakkında fikir birliği sağlayan açık kaynaklı P2P değer aktarım ağlarına ve bu ağlara erişimi sağlayan özel anahtarlı para cüzdanlarına sahip olması, ayrıca Dark Wallet gibi kripto paraları kullanan kişilerin kimliğini potansiyel olarak gizleyebileceği programların geliştirilmesi bu anonimliğin oluşmasını sağlamıştır[11].

5. Sosyal Etkinlikler

Konser, şölen, sergi ve gösteri gibi sosyal etkinlikler yoluyla da terör örgütleri tarafından yüksek tutarlı paralar toplanabilmektedir[12]. Tamamen örgüte para aktarmaya yönelik görünürde masum bir sosyal etkinlik aslında terörizmin kaynağı olabilmektedir. Burada ayrımın evrensel hukuk ilkeleri ışığında yapılması gerekir. İdeolojik yakınlık veya kurgu üzerinden gerçekten masum sosyal faaliyetlerin de terörle ilişkilendirilmesi hukuk devleti açısından sakıncalı olduğu gibi adalet duygusunu da incitecek nitelikte sonuçlara sebebiyet verebilecektir.

6. Örgütün Suç Faaliyetlerinden Elde Ettiği Gelirler

Terör örgütleri büyük çaplı uyuşturucu kaçakçılığı, insan ticareti, göçmen kaçakçılığı, yağma ve suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama gibi suçlardan gelir elde etmektedir. İşlenen suçlar örgütün yapısına göre değişiklik ve çeşitlilik gösterebilmektedir. Terör örgütleri büyüdükçe ve güçlendikçe işledikleri suçların ve bu suçlardan elde ettikleri gelirlerin boyutu da büyümektedir[13].

Örgütlü suçlarla mücadelede özellikle kara paranın aklanmasının önlenmesi, yasadışı yollarla elde edilen suç gelirlerinin akış yönünün izlenmesi ve kara paranın mülkiyetinin devlete geçirilmesi veya müsadere edilmesi gibi önlemlerle birlikte kolluğun ve yargı makamlarının eğitilmesi, yasama faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi önemlidir. Avrupa ülkelerinde örgütlü suçla mücadele amaçlı uygulamalar ABD’deki uygulamalarla benzerlikler göstermektedir. Polisiye önlemlerin yanı sıra örgütlerin yakın olarak izlenebilmesi için trol uygulaması ve gizli görevli kullanılması gibi yöntemler Avusturya, Fransa ve Danimarka’da uygulanmaktadır. Teknik araçlarla izleme yöntemleri ise, İsviçre, Hollanda ve Danimarka’da kullanılmaktadır[14].

Doç. Dr. Cengiz APAYDIN       

Cumhuriyet Savcısı 

&

Cenk Ayhan APAYDIN

Hukukçu

--------------

[1]12.04.1991 tarih ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 1.maddesi.

[2] Çağlar, Ali, Terör ve Örgütlenme. AMME İdaresi Dergisi, (1997), 30 (3), 120.

[3] Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin 22.06.2022 tarihli, 2021/1375 esas ve 2022/3727 sayılı kararı ((UYAP isimli Yargıtay kararlarına özel erişim sağlayan sistemden alınmıştır).

[4]  Akçacı, Taner/Gök, Ali, “Terörizmin Finansmanı ve Kripto Paralar”, Hasan Kalyoncu Üniversitesi Türk Sosyal Bilimler Araştırmaları Dergisi Nisan 2023 Cilt: 8 Sayı: 1, 33.

[5] Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin 22.06.2022 tarihli, 2021/1375 esas ve 2022/3727 sayılı kararı ((UYAP isimli Yargıtay kararlarına özel erişim sağlayan sistemden alınmıştır).

[6] Akçacı/Gök, 36.

[7] Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin 22.06.2022 tarihli, 2021/1375 esas ve 2022/3727 sayılı kararı ((UYAP isimli Yargıtay kararlarına özel erişim sağlayan sistemden alınmıştır).

[8] Akçacı/Gök, 36.

[9] Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin 22.06.2022 tarihli, 2021/1375 esas ve 2022/3727 sayılı kararı ((UYAP isimli Yargıtay kararlarına özel erişim sağlayan sistemden alınmıştır).

[10] Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin 22.06.2022 tarihli, 2021/1375 esas ve 2022/3727 sayılı kararı ((UYAP isimli Yargıtay kararlarına özel erişim sağlayan sistemden alınmıştır).

[11] Akçacı/Gök, 43.

[12] Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin 22.06.2022 tarihli, 2021/1375 esas ve 2022/3727 sayılı kararı ((UYAP isimli Yargıtay kararlarına özel erişim sağlayan sistemden alınmıştır).

[13] Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin 22.06.2022 tarihli, 2021/1375 esas ve 2022/3727 sayılı kararı ((UYAP isimli Yargıtay kararlarına özel erişim sağlayan sistemden alınmıştır).

[14] Şenocak, Şenol, Örgütlü Suçlarla Mücadelede Özel Soruşturma Tedbirleri Teknik Araçlarla İzleme Kontrollü Teslimat, Bahçeşehir Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kamu Hukuku Anabilim Dalı; Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2015, 101.