Bilindiği üzere, eşlere evlilik birliğinden dolayı bazı yükümlülükler getirilmiştir. Eşlerden birinin, evlilik birliğinden doğan bu yükümlülüklerinden bir veya daha fazlasını yerine getirmemek amacıyla diğer eşi terk etmesi durumunda, terk edilen eşin terke dayalı olarak dava açma hakkı doğmaktadır. Terke dayalı boşanma davası özel boşanma sebebi olduğundan ötürü bu davayı açmak için bazı şartların gerçekleşmesi gerekmektedir.

Bu şartlar Medeni Kanunumuzca şöyle belirtilmiştir:

- Eşlerden biri, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla terk etmiş olmalı.

Bu terk eşlerden birisinin kusuru sonucunda gerçekleşmelidir. Tedavi olmak için yurtdışına çıkan veya askere giden eş terk etmiş sayılmaz. Terk amacı olmadan giden eşin sonradan düşüncesi terk etmek olursa veya haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmediği takdirde terk gerçekleşmiş olmaktadır. Örneğin eşinden şiddet gördüğü için evini terk edip sığınma evine başvuran kadına ihtar gönderilemez.

Terk davası mutlak boşanma sebebi olduğu için davanın kabulü sonuç doğurmaz. Ayrıca terk davalarında evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı öne sürülemez.

Diğer eşi ortak konutu terk etmeye zorlayan, almayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır.

- Terk en az altı ay sürmüş olmalı.

Yukarıda anlatılan şekilde terkin gerçekleşmiş olması durumunda terk edilen eş terke dayalı olarak hemen boşanma davası açamaz. Medeni Kanun’un öngördüğü bu altı atlık süre terk tarihinden itibaren sayılmaktadır. Terk zamanının uzun sürmesi dava açma hakkını etkilememektedir.

Terk eden eş samimi bir şekilde ortak konuta geri döndüğü takdirde süre kesilmiş olur. Sürenin kesilmesi için ortak konuta dönmek iyi niyetli davranış olmamaktadır. Tekrar birleşme düşüncesi olmadan ortak konuta dönmek, kısa süreli evde bulunmak da terk süresini kesmemektedir.

- Terk eden eşe ihtar gönderilmiş olmalı.

Terkin en önemli şartı olan ihtar, terk eden eşe, terk tarihinden itibaren dördüncü ayın sonunda yapılmalıdır. Terk edilen eş yapacağı bu ihtarda da bazı şartları gerçekleştirmelidir. Bu şartlar dava şartı olmayıp, ihtarın samimi bir şekilde yapıldığının mahkeme tarafından takdir edilmesi içindir. Peki, samimi bir ihtar nasıl olmalıdır? Bunun cevabını Yargıtay’ın kararları ışığında belirleyebiliriz.

- Öncelikle ihtar, terk tarihinden en az 4 ay sonra çekilmelidir. İhtardan 2 ay sonra ise dava açılabilmektedir.

- İhtardan en az 4 ay önce ortak konut yaşanılacak hale getirilmelidir. Mesela anne ve babası ile yaşayan eş ayrı konut açmalıdır. Evin geçimini sağlamayan eş geçimi sürdürebilecek ihtiyaçları karşılamalıdır. İhtar yollanırken yol ücretleri gönderilmelidir. Ortak konutun anahtarının yeri belirtilmeli.

Yukarıdaki şartlar gerçekleştirildiği takdirde terk eden eşe ihtar çekilebilir. İhtar çekildikten sonra bazı sonuçlar doğurmaktadır. Bu sonuçlardan en önemlileri şunlardır:

- Terk eden eşin eve dönmesini isteyen tarafın, ihtarı çektiği tarihten önceki yaşanan olayları affettiği kabul edilir.

- Terk nedeniyle boşanmaya karar verilmesi halinde ise manevi tazminata hükmedilemez.

ÖRNEK YARGITAY KARARLARI

- Koca terke dayalı boşanma davası açmıştır. Davacıdavalı (kadın) ihtara rağmen dönmemekte haklı olduğunu ispatlayamamıştır. Kocanın ihtar isteğinin samimi olmadığını gösteren bir delil de bulunmamaktadır. Kadın ise, ihtar tebliği üzerine 166/1'e dayanarak boşanma davası açmıştır. "İhtar süresi içinde" kadının dava açmasını haklı kılan başka sebep ve olgular bulunmadıkça, bu davanın açılmış olması, kadını ayrı yaşamakta haklı kılmaz. O halde, Türk Medeni Kanununun 164. maddesinde yer alan boşanma sebebinin gerçekleştiği gözetilerek kocanın boşanma davasının kabulü, kadının boşanma davasının ise reddi gerekir.

- Davalıya gönderilen ihtarda anahtarın yeri belirtilmediği gibi, davalı Horasan’dan Nazilli’ye davet edilmiş, 30.000.000 TL. Yol gideri yatırılmıştır. Bu yol gideri de gidiş, dönüş makul süre konaklama giderlerini karşılayacak yeterlilikte değildir. İhtar bu yönüyle geçersiz olup, davanın reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

- Dosya kapsamından davet edilen konutta kocanın anne ve babasının da oturmakta olduğu, bu haliyle konutun bağımsız olmadığı anlaşılmaktadır. Davalı kadın davet edilen müşterek konuta dönmemekte haklıdır. Bu yön gözönünde bulundurularak kocanın terk sebebine dayalı boşanma davasının reddi gerekir.