Muvazaa: Tarafların gerçek iradeleri ile uyumlu olmayan görünüşte başka bir işlem gerçekleştirmeleridir.
Muvazaa “Mutlak” ve “Nisbi” olmak üzere ikiye ayrılır:
-Mutlak Muvazaada 2 adet işlem vardır:
1) Görünürdeki İşlem
2) Muvazaa Anlaşması
Tarafların gerçek iradeleri başka olmasına rağmen görünürde başka bir işlem yer almaktadır. Bunu da ‘Muvazaa Anlaşması’ aracılığıyla yapmış olurlar. Borçlunun alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla taşınmazlarını yakınlarına devretmesi bunun en tipik örneğidir. Tarafların gerçek iradesi devretmek olmamasına rağmen, görünürde bir devir işlemi gerçekleştirmişlerdir.
-Nisbi Muvazaada 3 adet işlem vardır:
1) Görünürdeki İşlem
2) Gizli İşlem
3) Muvazaa Anlaşması
Tarafların gerçek arzularına uyan gizli bir işlemin yanında gerçek arzularına uymayan görünürde bir işlem mevcuttur. Örneğin bir kişi bağışlamak istediği(Gizli İşlem) bir taşınmazını, görünürde satış sözleşmesi ile devretmiştir.
*Sözleşmelerin yorumu, muvazaalı işlemler başlıklı BK m.19/1 ”Bir sözleşmenin türünün ve içeriğinin belirlenmesinde ve yorumlanmasında, tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın, gerçek ve ortak iradeleri esas alınır.”
Hükmün lafzından da anlaşıldığı üzere tarafların gerçek iradeleri esas alınmaktadır. Buradan hareketle;
Mutlak Muvazaada görünürdeki işlem tarafların gerçek iradelerini yansıtmadığından geçersizdir.
Nisbi Muvazaada ise görünürdeki işlem tarafların gerçek iradelerini yansıtmadığından bahisle geçersiz iken, gizli işlem tarafların gerçek iradelerini yansıtması nedeniyle sözleşmenin gerekli diğer koşullarını da barındırıyorsa(şekil şartı vb) geçerlidir. Bu durumda taşınmazını bağış iradesiyle satan bir kişinin görünürdeki işlemi olan satış sözleşmesi geçersiz olup, gizli işlem olan bağış sözleşmesi MK m.706/1 “Taşınmaz mülkiyetinin devrini amaçlayan sözleşmelerin geçerli olması, resmî şekilde düzenlenmiş bulunmalarına bağlıdır. “ gereği resmî şekilde yapılmadığı sürece kesin hükümsüzdür.
- Tasarrufun İptali Davası 2004 s.İİK m.277-284’te düzenlenmiştir. Çeşitli türleri olmakla birlikte bizim bu yazımızda ele alacağımız türü; muvazaa ile benzerlik göstermesinden dolayı İİK m.280’de zikredilen “ZARAR VERME KASTINDAN DOLAYI İPTAL”dir.
İİK m.280 “(Değişik: 18/2/1965 - 538/115 md.)
(Değişik birinci fıkra: 17/7/2003-4949/66 md.) Malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun, alacaklılarına zarar verme kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu malî durumun ve zarar verme kastının, işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hâllerde iptal edilebilir. Şu kadar ki, işlemin gerçekleştiği tarihten itibaren beş yıl içinde borçlu aleyhine haciz veya iflâs yoluyla takipte bulunulmuş olmalıdır.
(Mülga ikinci fıkra: 17/7/2003-4949/103 md.)
(Değişik: 9/11/1988 - 3494/55 md.) Üçüncü şahıs, borçlunun karı veya kocası, usul veya füruu ile üçüncü dereceye kadar (bu derece dahil) kan ve sıhri hısımları, evlat edineni veya evlatlığı ise borçlunun birinci fıkrada beyan olunan durumunu bildiği farz olunur. Bunun hilafını üçüncü şahıs, ancak 279 uncu maddenin son fıkrasına göre isbat edebilir.
Ticari işletmenin veya işyerindeki mevcut ticari emtianın tamamını veya mühim bir kısmını devir veya satın alan yahut bir kısmını iktisapla beraber işyerini sonradan işgal eden şahsın, borçlunun alacaklılarını ızrar kasdını bildiği ve borçlunun da bu hallerde ızrar kasdiyle hareket ettiği kabul olunur. Bu karine, ancak iptal davasını açan alacaklıya devir, satış veya terk tarihinden en az üç ay evvel keyfiyetin yazılı olarak bildirildiğini veya ticari işletmenin bulunduğu yerde görülebilir levhaları asmakla beraber Ticaret Sicili Gazetesiyle; bu mümkün olmadığı takdirde bütün alacaklıların ıttılaını temin edecek şekilde münasip vasıtalarla ilan olunduğunu ispatla çürütülebilir.”
*Maddede de belirtildiği üzere tasarrufun iptal edilebilmesi için;
a)İİK m.277’ye göre davayı açan alacaklı ise, elinde geçici veya kesin aciz belgesi bulunmalı
b)Malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlu olmalı
c)Bu borçlu alacaklılarına zarar verme kastıyla bir tasarrufta bulunmalı
d)Borçlunun içinde bulunduğu mali durumun ve zarar verme kastının, işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emareler bulunmalı
e) Tasarrufun yapıldığı tarihten itibaren 5 yıl içinde borçlu aleyhine takipte bulunulmuş olmalı
f) Dava, tasarrufun yapıldığı tarihten itibaren 5 yıl içinde açılmış olmalı(İİK m.284 gereği)
*MK m.6 ve HMK m.190 gereği ispat yükü davacı alacaklıdadır. Bu durumun ispatının zor olması sebebiyle kanun koyucu alacaklı lehine birtakım karineler getirmiştir;
---Üçüncü şahıs, borçlunun karı veya kocası, usul veya füruu ile üçüncü dereceye kadar(bu derece dahil) kan ve sıhri hısımları, evlat edineni veya evlatlığı ise borçlunun durumunu bildiği farz olunur.
---Ticari işletmenin veya işyerindeki mevcut ticari emtianın tamamını veya mühim bir kısmını devir veya satın alan yahut bir kısmını iktisapla beraber işyerini sonradan işgal eden şahsın, borçlunun alacaklılarını ızrar kasdını bildiği ve borçlunun da bu hallerde ızrar kasdiyle hareket ettiği kabul olunur.
Pek tabii olarak bu karinelerin aksi ispat edilebilir.
***Birbiriyle zaman zaman karıştırılan Muvazaa ile Zarar Verme Kastından Dolayı Tasarrufun İptali Davasını ayrı ayrı bahsettikten sonra farklarını belirtmekte fayda vardır:
1-Muvazaa BK m.19’a dayanır iken
Tasarrufun İptali Davası İİK m.280’e dayanır.
2-Muvazaa nedeniyle iptal davası açarken zamanaşımı söz konusu değil iken
Tasarrufun İptali Davasında zamanaşımı 5 yıldır.
3-Muvazaayı hukuki yararı bulunan herkes ileri sürebilir iken
Tasarrufun İptali Davasında davacı; alacaklı ve iflas idaresi olabilir.
4-Muvazaaya münhasır karineye yer verilmez iken
Tasarrufun İptali Davasında alacaklıya ispat kolaylığı açısından karinelere yer verilmiştir.
Stj. Avukat Zeliha Büşra TANIR
Yararlanılan kaynak ve detaylı bilgi için bakınız:
Kılıçoğlu, Ahmet M. : Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Turhan Kitabevi, 17.Baskı, Ankara, 2013.
Pekcanıtez, Hakan / Atalay, Oğuz / Sungurtekin-Özkan, Meral / Özekes, Muhammet : İcra İflâs Hukuku Ders Kitabı, Yetkin Yayınları, 3.Bası, Ankara, 2016.