Ne olduğunu anlamak istiyorsanız;
“Her bir kelimeyi tersden okuyunuz”
Telada nüklüm ridilemet
Yani
“Adalet mülkün temelidir”
İşte “adalet” aynen bu hale geldi, ters yüz oldu.
Hem de bu bozulmaya; bu ibarenin asılı olduğu mahkemeler alet edilerek ve bu mahkemeler eliyle gelindi.
Savcılık tutuklama istemiyle sevkediyor, bir mahkeme gayet geniş bir gerekçe ile tutuklama istemini redediyor.
Savcı itiraz ediyor, bir başka mahkeme hemen tutukluyor.
Bir mahkeme tahliye kararı veriyor, bir diğer mahkeme bu karar yok hükmündedir diyor.
Hangi kararın uygulanıp uygulanmayacağına Savcılık karar veriyor.
Aylarca dava açılmıyor, açılan davalar senelerce sürüyor.
Mahkeme kararını uygulayan görevliler, askerler hakkında dava açılıyor, tutuklanıyor. Günahı; mahkeme kararını uygulamak.
“Mülk’ün” yani “Devlet’in” temeli olan adalet sarsılmıştı, çökme noktasına geldi.
Temel çökerse ne olur?
Üstündeki yapı yani devlet, ülke de çökmez mi?
Bir ülkede hukuk sistemiyle bu kadar oynanırsa olacağı budur.
Torba yasalar, çuval kanunlar.
Geceyarısı önergeleri ile yasalaşan maddeler.
Her gün değiştirilen yönetmelikler, genelgeler.
Artık hukukçular bile hangi yasanın yürürlükte olduğunu, hangisinin değiştirildiğini bilmiyor.
İstediğin şekilde mahkeme kararı, istediğin yoruma uygunYargıtay kararı bulabiliyorsun.
Uygulmanın nasıl olduğu bilinmiyor.
Yüksek mahkemelerin, Danıştay’ın, Yargıtay’ın, HSYK.nın daire sayısı, üye sayıları değişiyor. İstenilen şekilde karar verebileceği düşünülen kimselerin göreve getirildiği söylentileri yayılıyor.
Ülkeye başkanlık sistemi gelmedi ama, yargı’da başkanlık sistemi devreye giriyor.
İstenilen kararı alabilmek için de bir de güvence getiriliyor. Hakim ve Savcılar verdikleri kararlarından, hata ve kusurlarından, işlemlerinden ötürü hiç bir şekilde sorumlu tutulmuyor, haklarında dava bile açılamıyor.
İşte böyle olunca...
Gelsin
Telada nüklüm ridilemet.