“Yeniden haciz istemek, alacaklı tarafından vuku bulan yenileme talebinin borçluya tebliğine mütevakkıftır. İlama müstenit olmayan takiplerde yenileme talebi üzerine yeniden harç alınır. Yenileme masraf ve harçları borçluya tahmil edilmez.”
İcra ve İflas uygulamalarında kanuni bir uyumla beraber hukuki yeknesaklığın sağlanması, kanunun iyi okunarak anlaşılması, konu hakkında Yargıtay kararlarının iyi değerlendirilmesi ve uygulama birliğinin tesisi pek mühimdir.
Şüphe yok ki İcra ve İflas hukukunun en temel dayanağı ve kaynağı İcra ve İflas Kanunudur. Bu nedenle dairelerce verilen kararlarda kanun hükmünün çok sarih ve sade bir biçimde anlatıldığı, hiçbir surette karışıklığa sebebiyet vermeyecek şekilde düzenleme altına alınan hükümlerden herkesin anladığı bir anlamdan başka bir anlam çıkarmak ne yazık ki uygulama birliğinin tesis edilmesinde görülmek istenmeyen bir durum olarak tüm ilgililerin karşısına çıkmaktadır.
Kahir ekseriyet ile uygulama birliğinin sağlanmaya çalışıldığı önemli İcra ve İflas Kanun uygulamalarından biride, icra ve iflas hukukunun lokomotifi sayılabilecek nitelikteki, haczin düzenleme altına alındığı talep müddeti müessesidir. Kanun koyucu tarafından çok net bir biçimde sınırları çizilen fakat kısmen de olsa bazı uygulayıcılar tarafından “ben böyle yorumladım” denilmek suretiyle kamu düzenini adeta paramparça eden bir boyutta kanun maddesinin anlatılmak istenenden çok farklı yorumlanması icra dosyalarının infaz hüviyetini sınırlandırmaktadır. Nitekim bir kanun maddesinin herkes tarafından anlaşılan halinin dışında çok farklı bir anlam çıkartacak şekilde yorumlamakla; alacaklının alacağına kavuşmasının önüne geçilmekte, borçlu gereksiz yere faiz yüküne katlanmakta, daire personelinin iş yükü arttırılmaktadır.
İİK 78. Maddesi talep müddetini, ödeme emrindeki müddet geçtikten ve borçlu itiraz etmiş ise itirazı kaldırıldıktan sonra mal beyanını beklemeksizin alacaklı borçlunun mal varlığı üzerine haciz konulmasını talep edebileceğini hüküm altına almıştır. Haciz isteme hakkı ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren bir yıl geçmekle düşer. O halde ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren bir yıl içinde borçlu hakkında haciz talep edilmez ise dosya işlemden kaldırılacaktır. Nitekim aynı haciz talebi geri alındıktan sonra bu müddet içinde yenilenmez ise dosya yine işlemden kaldırılacaktır.
İlamsız takiplerde alacaklı tarafından ödeme emri tebliğinden itibaren bir yıl içinde, borçlu malvarlığına haciz konulması hiç talep edilmemiş ise takibi devam ettirme arzusu içinde olan alacaklının haciz talebi üzerine, alacaklıdan yenilemede peşin harcın alınması ve borçluya yenileme emri tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Alacaklının bu talebinin yerine getirilmesi ile doğan harç ve masraflar dosya borcuna eklenmez. Yani bu masraflar borçluya yükletilemez. Yine yenileme emri tebliğ edilmeden önce borçlu mallarına haciz konulamaz.
Ancak borçlu hakkında gönderilen ödeme emrinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde haciz talep edilmiş fakat dosya icra dairesince sehven kapatılmış ise o halde alacaklı vekili tarafından takibe devam edilmek istendiğinde alacaklıdan herhangi bir yenileme harcı alınmamalı ayrıca borçluya da yenileme emri tebliğ edilmemelidir.
GÜNCEL YARGI KARARLARI
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2016/31597 Esas Ve 2018/4071 Karar
Somut olayda, borçluya, ödeme emrinin 19/11/2009 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine borçlunun yasal sürede borca ve takibe itiraz ettiği, itiraza istinaden icra müdürlüğünce 19/11/2009 tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiği, 22/12/2010 tarihinde de takip edilmediği gerekçesiyle İİK.’nun 78.maddesi gereğince dosyanın işlemden kaldırıldığı, itirazın alacaklılar vekiline tebliğ edilmediği ve itirazın kaldırıldığına dair herhangi bir kararın dosya içerisinde olmadığı görülmektedir.
Yukarıda yer verilen açıklamalar ve mevzuat hükümleri doğrultusunda; borçlunun itirazının alacaklılar vekiline tebliğ edilmesi ve bunun üzerine de alacaklılar vekili tarafından yasal sürede yapılacak müracaatla, itirazın kaldırılması veya itirazın iptali davası ile itirazın kaldırılması ya da iptali sağlanmadan borçlunun itirazı ile duran takipte haciz talep edilemeyeceğinden haciz isteme hakkının düşmesinden bahsedilemez.
Dolayısıyla bu durumda, haciz talep edilmediğinden bahisle dosyanın işlemden kaldırılmasına da karar verilemez. Buna göre, dosyanın işlemden kaldırılması ve harç ödenmesi ile dosyanın yenilenebileceğine yönelik icra müdürlüğü işlemleri, İİK.nun 78. maddesi hükmüne aykırıdır.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2015/15821 Esas ve 2015/24168 Karar
Somut olayda, ödeme emrinin 30.12.2013 tarihinde tebliğ edildiği, alacaklı vekilinin 13.01.2014 tarihinde borçluya ait taşınmazların haczi talebinde bulunduğu ancak bununla ilgili masrafların yatırılmadığı gibi ilgili tapu müdürlüklerine haciz için müzekkere gönderildiği yahut uyap üzerinden borçluya ait taşınmazlara haciz konulduğuna dair dosyada belge bulunmadığı, takip eden haciz talebinin ise 12/02/2015 tarihinde yapıldığı ancak; alacaklı tarafça harç yatırılmak suretiyle dosyanın yenilendiği ve yenileme talebinin borçluya tebliğine dair herhangi bir işlem yapılmadığı görülmüştür.
Bu durumda, alacaklı tarafın süresinde geçerli bir haciz talebi olmadığı için haciz isteme hakkının düştüğünün kabulü gerektiği, bu kabule göre de alacaklının, yeniden haciz isteme hakkının ancak harç ödenerek takibin yenilenmesi ve yenileme talebinin borçluya tebliğinden sonra doğacağı, dolayısıyla, belirtilen işlemler yapılmadan alacaklının, borçlunun banka hesaplarına yönelik haciz isteme hakkı yoktur.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2015/7658 Esas ve 2015/17312 Karar
Somut olayda; alacaklı tarafından 02.03.2012 tarihinde takip başlatıldığı, örnek 10 ödeme emrinin borçluya 08.03.2012 tarihinde tebliğ edildiği ve takibin kesinleşmesinden sonra alacaklı tarafından İİK'nun 78/2. maddesinde belirtilen yasal süre içerisinde 20.03.2012 tarihinde haciz talep edildiği anlaşılmaktadır.
Alacaklı tarafından yasal 1 yıllık süre içerisinde haciz talep edildiği ve haciz talebinden sonra alacaklı tarafından takip dosyasında 30.03.2012, 22.02.2013, 21.11.2013 ve 18.09.2014 tarihlerinde işlem yapıldığına göre takip dosyasının işlemden kaldırılmasına karar verilmesi doğru değildir.
İlgililerine faydalı olması dileğiyle,
Mustafa Zafer
Hukukçu, (E) İcra ve İflas Müdürü