Sosyal medya platformları tüm dünyada pek çok değişikliğe sebebiyet vermiş olup insanların kararları üzerinde ciddi etkileri bulunmaktadır. Dijitalleşmenin hayatımıza etkileri yalnızca iletişim noktasında değil tüketim alışkanlıklarımız noktasında da olmuştur. Sosyal medya platformları, satıcıyla tüketiciyi kolayca bir araya getiren, dijital bir pazar olarak karşımıza çıkmaktadır. Evimizden dışarı çıkmadan ve fiziksel hiçbir güç harcamadan parmağımızla beğendiğimiz ve seçtiğimiz ürünlere kısa bir süre içerisinde ulaşabilmekteyiz. Tüketici alışkanlıklarımızın değişmesine sebep olan bu durum aynı zamanda alışveriş ve tüketim kavramlarına da farklı bir boyut kazandırmaktadır. Bu güncel alışveriş tarzında tüketici hukukunun varlığının yeniden değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu yazıda satıcının ön bilgilendirme sorumluluğu, satıcıların kimlik bilgilerini gizlediği durumlarda tüketicinin korunması, sosyal medya üzerinden yapılan satışlarda cayma(iade) hakkı konuları ele alınacaktır.

Sosyal medya üzerinden yapılan alışverişler 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunu’nun 48. Maddesinde yer alan “Mesafeli Sözleşme” kapsamında değerlendirilebilecektir. Mesafeli satış sözleşmeleri anılan kanun maddesinde şu şekilde tanımlanmıştır; “Mesafeli sözleşme, satıcı veya sağlayıcı ile tüketicinin eş zamanlı fiziksel varlığı olmaksızın, mal veya hizmetlerin uzaktan pazarlanmasına yönelik olarak oluşturulmuş bir sistem çerçevesinde, taraflar arasında sözleşmenin kurulduğu ana kadar ve kurulduğu an da dâhil olmak üzere uzaktan iletişim araçlarının kullanılması suretiyle kurulan sözleşmelerdir.”.

Ticaret Bakanlığı’nın Tüketici Bilgi Rehberi bölümünde düzenlediği yayında “Bir sözleşmenin mesafeli sözleşme olarak kabul edilebilmesi için;

- Satıcı veya sağlayıcı ile tüketicinin eş zamanlı fiziksel varlığının bulunmaması,

- Uzaktan pazarlamaya yönelik olarak oluşturulmuş bir sistemin kullanılması,

- Sözleşmenin kurulduğu ana kadar –sözleşmenin kurulduğu an da dâhil olmak üzere- uzaktan iletişim araçlarının kullanılması, gibi üç koşulun bir arada bulunması gerekir.

Bu kapsamda, sosyal medya ve kısa mesaj gibi ortamlarda gerçekleştirilen alışverişler, söz konusu ortamların bir mal ya da hizmetin satışına yönelik olarak oluşturulan bir sistemin herhangi bir basamağına aracılık etmesi ve diğer iki koşulun da bulunması koşuluyla mesafeli sözleşme kapsamında değerlendirilebilmektedir.” şeklinde bir değerlendirmeye yer verilmiştir.

Elektronik ortamda satış yapan satıcıların kimlik bilgilerinde eksiklik olması tüketicinin haklarının etkin bir şekil korunmasını engellemektedir. O sebeple satıcı, alıcıya ön bilgilendirme yapmak zorundadır. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunu’nun 48. Maddesinin 6.bendinde satıcının ön bilgilendirmeye dair sorumluluğu belirlenmiştir. Benzer şekilde Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği’nin 5. Maddesi’nde “Tüketici, mesafeli sözleşmenin kurulmasından ya da buna karşılık gelen herhangi bir teklifi kabul etmeden önce, aşağıdaki hususların tamamını içerecek şekilde satıcı veya sağlayıcı tarafından bilgilendirilmek zorundadır.” şeklinde hüküm tesis edilerek tüketicinin hangi noktalarda bilgilendirilmesi gerektiği sayılmıştır. Bunlar özetle;

- Sözleşme konusu mal ve hizmetlerin temel niteliği,

- Satıcının adı veya unvanı, MERSİS numarası veya vergi kimlik numarası,

- Satıcının iletişim bilgileri (açık adres, telefon numarası)

- Mal veya hizmetin tüm vergiler dahil toplam fiyatı, önceden hesaplanamayan ek masrafların ödenebileceği bilgisi,

- Teslim veya ifa süresi ve teslimata ilişkin diğer bilgiler,

- Cayma hakkı olduğu durumlarda bu hakkın kullanım şartları,

- Cayma hakkının kullanılamadığı durumlarda tüketicinin hangi koşullarda hakkını kullanamadığı veya kaybedeceğine ilişkin bilgi,

- Tüketicinin uyuşmazlık durumlarındaki başvurularını Tüketici Mahkemesine veya Tüketici Hakem Heyetine yapabileceklerine dair bilgi.

Yine aynı maddenin 6. bendinde ön bilgilendirme yapıldığına ilişkin ispatın satıcıya ait olduğu belirtilmiştir. Bu bilgilendirme açık ve anlaşılır şekilde yapılmalıdır ve tüketici onayına sunularak tüketici onayı alınmalıdır.

6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanunu’nun 3. Maddesinde elektronik ticaret faaliyetinde bulunan gerçek ve tüzel kişinin bilgi verme yükümlülüğüne değinilmiş olup kanun maddesinde hangi bilgilerin verilmesi gerektiği açıkça yer almaktadır. Elektronik ticaret faaliyetinde bulunan gerçek ve tüzel kişi, alıcının kolayca ulaşabileceği güncel olarak tanıtıcı bilgilerini, sözleşmenin kurulabilmesi için izlenecek teknik adımları, sözleşmenin tarafınca saklanıp saklanmayacağını saklanacaksa ne kadar süreyle saklanacağını ve alıcının sözleşmeye erişiminin olup olmadığını, uygulanacak gizlilik kuralları, olası uyuşmazlıklara varsa alternatif çözüm yolları, elektronik ticaret faaliyetinde bulunan gerçek ve tüzel kişinin varsa mensubu olduğu meslek odası ile meslekle ilgili davranış kurallarını bildirmelidir. Benzer şekilde Elektronik Ticaret Aracı Hizmet Sağlayıcı ve Elektronik Ticaret Hizmet Sağlayıcılar Hakkında Yönetmeliği’nin 5. Maddesinde de bilgi verme yükümlülüğüne değinilmiştir.

Yukarıda detaylıca yer verildiği üzere ön bilgilendirme hususunun kapsamı kanunlar ve yönetmelikler ile belirlenmiş olup bu husus tüketici hakları açısından oldukça önem arz etmektedir. Vergi açılışı dahi olmayan satıcılardan alışveriş yapan tüketicinin; satıcıya, ürüne veya sürece dair bilgisizliği, cayma hakkı dahil başka haklarını kullanma noktasında mağduriyete yol açacaktır. Bu noktada hem tüketicilerinin alışveriş yaptıkları satıcılar açısından dikkatli olmalarını hem de satıcıların vergi yükümlülükleri ve tüketiciye olan sorumlulukları noktasında hukuki destek alarak usulüne uygun şekilde hareket etmelerini tavsiye etmekteyiz.

Satıcıların başta kimlik bilgileri olmak üzere satıştaki temel huşulara yönelik bilgilendirme yükümlülüğünden bahsettikten sonra şimdi de tüketicinin sosyal medya üzerinden yapılan satışlarda cayma(iade) hakkına değinelim. Yukarıda sosyal medya üzerinden yapılan alışverişlerin, Tüketici Hukuku’na göre “Mesafeli Sözleşme” kapsamında değerlendirildiğinden bahsetmiştik. Cayma hakkını da yine bu sözleşme tipinin yer aldığı kanun maddesi üzerinden değerlendirmemiz gerekmektedir.

6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunu’nun 48. Maddesinin 4. Bendinde “Tüketici, on dört gün içinde herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin sözleşmeden cayma hakkına sahiptir. Cayma hakkının kullanıldığına dair bildirimin bu süre içinde satıcı veya sağlayıcıya yöneltilmiş olması yeterlidir. Satıcı veya sağlayıcı, cayma hakkı konusunda tüketicinin bilgilendirildiğini ispat etmekle yükümlüdür. Tüketici, cayma hakkı konusunda gerektiği şekilde bilgilendirilmezse, cayma hakkını kullanmak için on dört günlük süreyle bağlı değildir. Her hâlükârda bu süre cayma süresinin bittiği tarihten itibaren bir yıl sonra sona erer. Tüketici, cayma hakkı süresi içinde malın mutat kullanımı sebebiyle meydana gelen değişiklik ve bozulmalardan sorumlu değildir.” Şeklinde hükme yer verilmek suretiyle tüketicinin 14 gün içerisinde gerekçe dahi göstermeden cayma hakkı olduğu belirtilmiştir. Dolayısıyla sosyal medya üzerinden yapılan alışverişlerde “İade yoktur.” şeklinde yer verilen hiçbir tutum kabul edilebilir değildir. Kanun maddesine aykırı düşmesi sebebiyle bu tür söylemlere itibar edilemeyecektir. Hukuki hiçbir geçerliliği yoktur.

Cayma hakkının kullanılamayacağı istisnalar ise Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği’nin 15. Maddesinde açıkça belirtilmiştir. Bunlardan birkaç tanesi şunlardır:

- Fiyatı piyasadaki dalgalanmalara bağlı olarak değişen ve satıcının kontrolünde olmayan altın, mücevherat gibi mallar,

- Özel istek ve ihtiyaçlar doğrultusunda hazırlanan mallar,

- Çiçek, yaş pasta gibi çabuk bozulabilen veya son kullanma tarihi çabuk geçebilecek mallar,

- Ambalaj, bant, mühür, paket gibi koruyucu unsurları açılmış olması kaydıyla; iç çamaşırı, küpe gibi iadesi sağlık ve hijyen açısından uygun olmayanlar mallar,

- Malın tesliminden sonra ambalaj, bant, mühür, paket gibi koruyucu unsurları açılmış olması kaydıyla; CD, DVD gibi dijital içerikli mallar ile toner, kartuş gibi bilgisayar sarf malzemeleri ve kitap

- Abonelik sözleşmesi kapsamında sağlananlar dışında, gazete ve dergi gibi süreli yayınlar,

- Belirli bir tarihte veya dönemde yapılması gereken, otel rezervasyonu gibi konaklama, eşya taşıma, araba kiralama, yiyecek-içecek tedariki ve nişan, düğün organizasyonu gibi eğlence veya dinlenme amacıyla yapılan boş zamanın değerlendirilmesine ilişkin sözleşmeler,

- Uzaktan eğitim gibi elektronik ortamda anında ifa edilen hizmetler,

- Bilgisayara veya telefona indirilen müzik, film, programlar gibi tarafınıza anında teslim edilen gayri maddi mallara ilişkin sözleşmeler,

- Cayma hakkı süresi sona ermeden önce, tüketicinin onayı ile ifasına başlanan hizmetlere ilişkin sözleşmeler.

Peki iade hakkı kullanılmak için nasıl bir yol izlenmelidir? Bu noktada öncelikli olarak satıcıya ürünü iade etmek istediğimizi hemen bildirmeliyiz. İade işlemi gerçekleşmezse il ve ilçe Tüketici Hakem Heyetine başvurulabilecek veya Tüketici Mahkemesine başvurularak dava açılabilecektir. Ticaret Bakanlığı tarafından 2025 yılı Tüketici Hakem Heyetine başvuru için açıklanan değer 149.000 TL olup 2025 yılı için değeri 149.000 Türk lirasının altında bulunan tüketici uyuşmazlıklarında, il veya ilçe Tüketici Hakem Heyetine başvuru yapılabilecektir. 149.000 TL üzeri iade talepleri Tüketici Mahkemesine yapılabilecektir.

Av. Zeynep Betül KOÇ URAL