5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun İkinci Kitap, Birinci Kısım ve İkinci Bölümünde, 160. Maddesinde, soruşturmanın ne şekilde başlayabileceği ve devamında soruşturma yapmakla görevli Cumhuriyet Savcısının ne şekilde hareket edeceği hükme bağlanmıştır.

Bir suçun işlendiğini öğrenen Cumhuriyet savcısının görevi

Madde 160 – (1) Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar.

(2) Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.

Soruşturmayı başlatan unsurlardan bir olan ihbar, anılan maddede açıkça yazılmış ve ihbar dışında soruşturmanın başlamasına sebep olan unsurlar ''başka bir suretle'' ibaresiyle tanımlanmıştır. İhbarın başlı başına soruşturmayı başlatan bir unsur olduğunu hükme bağlayan kanun koyucu, yine CMK'nın 158. Maddesinde de, ihbarın Cumhuriyet Başsavcılığına ve kolluk kuvvetlerine yapılabileceğini ilk fıkrasında belirtmiştir. Diğer fıkralarda alternatif seçenekler sunan kanun koyucu ihbarın yazılı veya sözlü olarak yapılabileceğini de hükümde göstermiştir.

Soruşturmayı başlatan ihbarın her zaman doğru bilgi ve görgüden ibaret olmadığı da uygulamada sıkça karşılaşılan durumlardandır. Tam da bu yüzden kanun koyucu CMK'nın 158. Maddesinin 6. fıkrasının ilk cümlesinde ''İhbar ve şikâyet konusu fiilin suç oluşturmadığının herhangi bir araştırma yapılmasını gerektirmeksizin açıkça anlaşılması veya ihbar ve şikâyetin soyut ve genel nitelikte olması durumunda soruşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilir.'' hükmünü getirerek, soyut ihbarın sonuçlarını açıklamıştır. Cumhuriyet savcısını soruşturma yapmaya iten ihbar, araştırma yapmayı gerektirmiyor ve ayrıca soyut ve genel bir ihbardan ibaret ise, bu ihbara itibar edilmeyecek ve soruşturma makamınca soruşturmaya yer olmadığı kararı verilecektir. Kanun maddesinin devamındaki cümlede ise, soyut ihbar olduğu anlaşılmış ise, ihbar edilen kişiye şüpheli sıfatı da verilemeyeceği belirtilmiştir. Görüleceği üzere; bir yandan genel olarak yargılamayı başlatan ihbar, bir yandan soruşturmayı dahi başlatamayacak şekilde olabilmektedir. O yüzden ihbarın hukuki niteliği ve taşıdığı somutluk, yargılamada önemli bir delil olarak karşımıza çıkmaktadır.

Cumhuriyet savcısının, ihbar üzerine yaptığı araştırma sonucunda ihbarın soyut ve genel bir ihbar olmadığı anlaşılır ise; Cumhuriyet savcısı lehe ve aleyhe olan tüm delilleri toplamak üzere soruşturmayı başlatacaktır. Dava açmaya yarayacak nitelikte bir delilin varlığı halinde ceza mahkemeleri nezdinde açacağı davada, mahkemece dikkat edilecek en önemli husus, eldeki davanın soruşturmasını başlatan ihbarın, suçun sübutuna ne denli yardımcı olacağı konusunda tahlil yapmak olacaktır. Yapılan yargılamada, suçun işlenip işlenmediği konusunda bir kanaate ulaşmak isteyen mahkeme, sanığa, hakkındaki ihbarı yüzüne karşı söyleyerek sanığın savunmasını alacak, ihbarın şekline göre yapılan savunmayı değerlendirecektir.

Tüm bunların yanında, mahkemece delil olarak kullanılabilmesi için ihbarın hukuki niteliği önem arz etmektedir. Hukuki niteliğinden kasıt, yukarıda açıkladığımız soyut ve genel bir ihbar olup olmadığının yanında, suçun konusuna ilişkin içerdiği kesinlik ve netliktir. Dolayısıyla ihbarın içeriğidir. Suç, ihbar veya doğrudan doğruya öğrenilme yoluyla haber alınabilir. Ancak, suçun işlendiği ihbar yoluyla haber alınmış ise, ihbarın soyut ve genel nitelikte olmaması, suça ilişkin ciddi bilgi, belge veya bulguları içermesi gerekmektedir. Tahmine veya şüpheye dayanan soyut nitelikteki ihbarlar haber alınma olarak kabul edilmemelidir.(1)Suça ilişkin ciddi bilgi ile ne kastedildiğini açıklamak gerekirse bunu; suçun kim/kimler tarafından, nerede, hangi zaman diliminde işlendiği ve yahut işleneceği konusunda kesin ve net bir bilgi olarak açıklamak mümkün olacaktır. Örnek verecek olursak ''A şahsı saat 14:30 sıralarında B Mahallesinde bulunan C okulu yanında D ile uyuşturucu madde ticareti yapacak'' şeklindeki ihbari bilgi, uyuşturucu madde ticareti suçunun icra edileceği yönünden net ve ciddi bir şüphe uyandırmaktadır. Bunun yanında, yine uyuşturucu madde ticareti suçuna yönelik ihbari bilgi '' A şahsı evinde 15 kilo esrar saklar.'' şeklinde ise, bu ihbar uyuşturucu madde ticareti suçundan hüküm kurulmasına tek başına yeterli olamayacaktır.

Sonuç itibariyle; itibar edilebilir bir ihbardan söz edilebilmesi için, suçun failinin eşkalini tanımlayan, suçun işleneceği zaman ve yeri belirten bir ihbari bilginin mevcut olması gerekecektir. Bu şekilde olmayan, soyut ve genel ifadeler içeren ihbari bilgi, soruşturma makamını harekete geçirse de sonuç itibariyle delil elde edilemeyeceğinden ve yahut delil elde edilse bile hükme elverişli bir delil olamayacağından, başka bir delille kuvvetlendirilmediği takdirde tek başına yeterli olmayacaktır.        

-------------------

(1)Yenidünya/İçer, s.18; Bahri Öztürk/Durmuş Tezcan/Mustafa Ruhan Erdem ve Diğerleri, Nazari ve Uygulamalı Ceza Muhakemesi Hukuku, 10. Baskı, Ankara, 2016, s.580.