Yüreklerimizi dağlayan haber Soma’dan geldi. Yerin yüzlerce metre altında ekmek parası için mücadele eden 274 canımızın ölüm haberi.
Yangın hala devam ediyor.
Toprağın altında kurtarılmayı bekleyen canlarımız var hala.
Toprağın üstünde, maden ocağının kapısında onların yollarını gözleyen canlar.
Umut, heyecan, öfke, feryadı figanlar...
Yazmanın, konuşmanın bir şey söylemenin hiç de kolay olmadığı bir facia.
Her sabah belki yer altından dönemem endişesiyle, ailesinden helallik alıp işine giden maden işçisi kardeşlerimizin acı haberi yüreklerimizi dağladı.
Sağ kurtulanlar bile sevinemediler. Geride bıraktıkları vardı. Her gün bu derin dehlizlere beraber girdikleri arkadaşları vardı. Kimisinin cansız bedenleri çıkarıldı. Kimisi ise hala çıkarılmayı bekliyor. Ellerimizi açtık Yaratan ve Yaşatan’ımıza dua ediyoruz: Ya Rabbi, yalvarıp yakaranları kapından boş çevirmediğin gibi bu maden ocağı kapısında gözü yaşlı yakaranları da kapından boş çevirme! Babalarını, eşlerine, çocuklarına, kardeşlerine sevdiklerine bağışla, kurtulmalarını nasip eyle!
Soma’lı kardeşlerimiz yalnız değil. Bütün milletimiz acılarını paylaşıyor. Hep yastayız, ancak ateş düştüğü yeri yakıyor. Yiğidinin elini bir daha tutamayacak olan eş, başını okşayacak babasının sıcak elinden yetim kalan yavrunun acısı bir başka.
Soma’lı kardeşlerimiz yalnız değil. Devletimiz de bütün imkanlarıyla yanlarında. Kurtarma çalışmalarının titizlikle yürütüldüğü, kurtarma ekiplerini de felakete kurban vermeme hassasiyetiyle hareket edildiği anlaşılıyor. Çalışmalardan sorumlu Bakan Taner Yıldız’ın konuşurken kelimelerin boğazına nasıl düğümlendiğini görmemek mümkün değil.
Acılarımız, bu olayı ve sorumlularını sorgulamamıza ve hakkettikleri cezalara çarptırılmalarını sağlamamıza asla engel olmamalı elbette. Ama her şey zamanında yapılmalı. Hala toprağın altında kurtarılmayı bekleyen canlar varken, bir umut diyerek yollarını gözleyenler yetkililerin gözlerinin içine bakarken kurtarma çalışmalarına odaklanmak gerekiyor.
Kurtarılan bir işçimizin, sedyeyi kirletmemek için kömür tozlu çizmesini çıkarmaya kalkması unutulamayacak karelerden biri olarak hafızalarımıza kazınırken, facianın sorumlularını protesto bahanesiyle yapılan gösterilerde, ambulansları tekmeleyen, polise saldıran, yakıp yıkarak meydanlara inenler de karanlık emelleri için acıları istismar ettiler maalesef.
Üç günlük yas ilan edildiği, bayrakların yarıya indirildiği, TBMM’de tüm siyasi partilerin ortak bildiri yayınlayıp Meclis çalışmalarına ara verilerek acıların paylaşıldığı bir günde, twitleri katlayanların kin, öfke ve istismar içerikli mesajlarla sosyal medyada saldırılarına devam etmelerine ne demeli. Takdir okuyucunun.
Hayatlarını kaybeden, yerin yüzlerce metre derinliklerinden çıkarılıp, salalarla, dualarla kara toprağa teslim edilen işçi kardeşlerimize Allah’tan rahmet, gözleri yaşlı, bağırları yanık yakınlarına ve tüm milletimize başsağlığı diliyorum.
Trend Haberler
Yargıtay’ın 3 Gün Kuralı
AVUKATIN TARAF OLDUĞU (MESLEKTEN KAYNAKLI OLMAYAN) DOSYALARINDA E-TEBLİGAT ZORUNLULUĞU VAR MIDIR?
KARŞI DAVA AÇMA SÜRESİ (HMK m. 133)
Kiracının Haklı Tahliyesi
'ARABULUCULUK KÖTÜYE VE AMACI DIŞINDA KULLANILARAK İŞÇİNİN HAKLARI ÇİĞNENEMEZ'
SORUŞTURMAYA YER OLMADIĞI KARARI (SYOK) ÜZERİNE DEĞERLENDİRMELER: KABAHATLER KANUNU (MADDE 23) AÇISINDAN SYOK’UN DURUMU