Sosyal medya paylaşımlarında sıklıkla karşılaştığımız “#reklam” ve “#işbirliği” etiketleri, yalnızca estetik ya da sosyal medya alışkanlığı değil; hukuken ciddi sonuçlar doğurabilecek beyanlardır. Özellikle bu etiketlerin, herhangi bir ticari içerik barındırmayan paylaşımlarda rastgele kullanılması, hem kamuoyunda kafa karışıklığına yol açmakta hem de örtülü reklam denetimini etkisizleştirmektedir. Oysa bu alandaki kurallar, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve ilgili mevzuatla açıkça belirlenmiştir.
Yasal Dayanak ve Denetim Mekanizması
6502 sayılı Kanun’un 63. maddesi uyarınca oluşturulan Reklam Kurulu, bu alandaki en yetkili denetim merciidir. Kurul, örtülü reklam da dâhil olmak üzere ticari reklam uygulamalarını denetler. Reklamların düzenlenmesi ise Kanun’un 61. maddesi ve Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Yönetmeliği çerçevesinde yürütülür.
Reklam Kurulu’nun 04.05.2021 tarihli ve 309 sayılı toplantısında kabul edilen 2021/2 sayılı ilke kararıyla, “Sosyal Medya Etkileyicileri Tarafından Yapılan Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Hakkında Kılavuz” yayımlanmıştır. Bu kılavuz, sosyal medya platformlarında yapılan ticari içeriklerin nasıl sunulması gerektiğini açık şekilde düzenler.
Ticari Reklam Nedir?
Kanun’un 61. maddesine göre:
“Ticari reklam, ticaret, iş, zanaat veya bir meslekle bağlantılı olarak; bir mal veya hizmetin satışını ya da kiralanmasını sağlamak, hedef kitleyi oluşturanları bilgilendirmek veya ikna etmek amacıyla reklam verenler tarafından herhangi bir mecrada yazılı, görsel, işitsel ve benzeri yollarla gerçekleştirilen pazarlama iletişimi niteliğindeki duyurulardır.”
Bu tanım, “reklam” niteliği taşıyan içeriğin yalnızca markanın görünmesiyle oluşmadığını açıkça ortaya koyar. Yani bir içerikte herhangi bir markanın isminin, logosunun ya da ürününün yer alması, tek başına reklam ya da işbirliği anlamına gelmez. Paylaşımın, markayı tanıtıcı şekilde sunulması, tüketiciyi yönlendirmesi veya bir ticari ilişkinin sonucu olarak yapılması gerekir. Aksi hâlde, etiket kullanmak hukuken gereksizdir ve yanıltıcıdır.
Açıklık ve Ayırt Edilebilirlik Zorunluluğu
Kılavuzun 5. maddesi şu hükmü içerir:
“Sosyal medya etkileyicisi aracılığıyla yapılan reklamların, açık ve anlaşılır şekilde ifade edilmesi ve ayırt edilebilir olması zorunludur. Her türlü iletişim aracında olduğu gibi sosyal medyada da sesli, yazılı ve görsel olarak örtülü reklam yapılması yasaktır.”
Ayrıca, video paylaşım mecralarında (örneğin YouTube ve Instagram TV) yapılan tanıtımların da reklam olduğunun baştan ve açık şekilde belirtilmesi gerekir. “Bu video [reklam veren] ile ücretli işbirliğini içermektedir.” gibi ifadelerden en az biri mutlaka yer almalıdır. Kullanıcının “daha fazla oku” sekmesine tıklamak zorunda kalmadan bu bilgiye ulaşması esastır.
Örtülü Reklam Yasağı
Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Yönetmeliği’nin 22. maddesi:
“Her türlü iletişim aracında sesli, yazılı ve görsel olarak örtülü reklam yapılması yasaktır.”
23. madde ise; markaya, ürüne veya hizmete ilişkin bilgi ve görüntülerin, sunum ve içerik bağlamında değerlendirilerek, reklam olup olmadığının tespit edileceğini düzenler. Yani bir içerikte marka geçiyorsa, bunun doğal mı yoksa tanıtım amaçlı mı olduğuna, bağlamına bakılarak karar verilir.
Etiketi Gereksiz Kullananlar Ne Yapıyor?
Son zamanlarda “#reklam” ve “#işbirliği” etiketlerinin, herhangi bir ticari içerik olmadan kullanıldığına sıkça rastlanmaktadır. Kullanıcı bazen yalnızca espri yapmak için, bazen de paylaşımına ciddiyet katmak için bu etiketleri kullanmaktadır. Ancak bu durum yalnızca yanlış anlaşılmalara yol açmakla kalmaz; aynı zamanda kamuoyunun reklam konusunda bilinçlenmesini de sekteye uğratır.
Etiketin keyfi kullanımı, gerçek reklamların denetimini zorlaştırır ve bu alandaki hukuki düzenlemeleri sulandırır. Ayrıca etik açıdan da içerik üreticisinin güvenilirliğini zedeler.
Sonuç
“Reklam ve İşbirliği” etiketi bir tercihten öte, hukuki bir zorunluluktur. Ticari bir amaç taşıyan, reklam verenle bağlantılı paylaşımlarda bu etiketi kullanmak zorunludur. Ancak hiçbir ticari ilişki veya yönlendirme bulunmayan içeriklerde, yalnızca bir markanın görünmesi etiketi zorunlu hâle getirmez. Aksi yöndeki uygulamalar hem ciddiyet kaybına yol açmakta hem de mevzuata aykırı bir karmaşa yaratmaktadır.
Her içerik üreticisi, paylaşımının “reklam” olup olmadığını bu çerçevede değerlendirmeli, keyfi etiketlemelerden kaçınmalıdır.
Av. Mehmet Onur ÖZKILINÇ