Yüksek Yargı Başkanları, Çankaya Köşkü’nde toplandılar.
“Toplantıya”; Cumhurbaşkanı, Başbakan, TBMM Başkanı, Anayasa Mahkemesi Başkanı, Adalet Bakanı ve HSYK Başkanı, Yargıtay Başkanı, Danıştay Başkanı, Sayıştay Başkanı, Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanı, Askeri Yargıtay Başkanı, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başkanı, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri ve Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü katıldılar.
Basına kapalı olan yemekli toplantı 1,5 saat sürdü.
Yemekte davetlilere “ana yemek olarak” pırasalı levrek, vişneli yaprak sarma, Kastamonu yöresine ait bir mantı çeşidi olan haluçka, mevsim salatası ikram edildi. Tatlı olarak tiramisu, ardından çay ve kahve servisi yapıldı.
Toplantının konusu; yasama, yürütme ve yargı ile temel konular yanında Anayasa düzenlemeleri, Yargı reformuna ilişkin yeni yasalar idi.
Gene basında yer aldığı üzere;
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün ev sahipliğinde gerçekleşen zirvede “en çok konuşulan konu” ; uzun tutukluluk süreleri, yargının siyasallaşması, davaların uzun sürmesi veya yargının ağır iş yükü değil, yargı mensuplarına zam talebi oldu. (Habertürk-Yasemin Güneri)
Demek ki, biz konuya yanlış yaklaşıyormuşuz,
Yargı bağımsızlığı, kişi güvenliği, ifade özgürlüğü derken “boşa kürek çekiyormuşuz.”
Aslında yargı mensuplarının aldığı maaş ve tanınan avantajların hiç de az olduğu söylenemez ama asıl sorun, bir zamanlar ifade edildiği gibi “vicdan ve cüzdan arası” imiş.
ARABULUCU
Eskiden bir kişiye “arabulucu” denince kavga çıkardı.
Yargı’da Reform yasalarına göre artık “arabulucuk” resmi bir görev olacak.
Bu arabulucular da, taraflar arasında arabuluculuk yapacaklar. Yaptıkları arabulucuk sonunda verdikleri karar, hakim ve savcı gibi bağlayıcı olacak.
Yani insanlar artık mahkemelere gitmeyecekler, çekişme ve davalarını özel arabuluculara götürecekler. Onların verdiği karar, “Mahkeme Kararı gibi” olacak.
Özelleştirilmeyen bir adalet kalmıştı. Bundan böyle adalet de “özelleşecek”.
Peki, bu arabulucular hukukçu mu olacaklar.
Hayır.
Hukuk Fakültesi mezunu olmayanlar, bir dershanede açılacak “şöfor eğitim kursu” gibi, “arabuluculuk kursuna” gittikleri takdirde, bir nevi “Hakim” olacaklar. Tabii “inançlı kesim” den gelmeleri kaydı ile…
Bunun için 250 saatlik kurs yeterli olacak.
“Ekmek arası döner” gibi, “vicdan ile cüzdan arasına sıkışan adalet” ve…
Üstüne
Pırasalı levrek
İyi gider.
Hukukun Egemenliği Derneği
Genel Başkanı
AVUKATLAR: “ARABULUCULUĞUN HUKUKÇU OLMAYAN KİŞİLERCE YAPILMASINA KARŞIYIZ!!!“
'Arabuluculuk, mahkemelerin iş yükünü mü yoksa yargıya olan güveni mi azaltacaktır?'
(Bu köşe yazısı, sayın Av. Erdem AKYÜZ tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)