İstanbul Barosu’nun 23 Şubat 2025 tarihinde düzenleyeceği olağanüstü genel kurul, yalnızca yönetim krizine ilişkin değil, aynı zamanda baro bağımsızlığına yönelik baskılara karşı bir duruş sergileme açısından da kritik bir süreçtir. Ancak bazı meslektaşlarımız, olağanüstü genel kurulun neden seçimli yapılmadığını sorgulamakta ve bu nedenle katılımın gereksiz olduğunu düşünmektedir. Bu yazıda, bu konuyu hukuki ve stratejik açıdan değerlendirmek istiyorum.
Seçimli Genel Kurul Hukuken Zorunlu mu?
Öncelikle, İstanbul Barosu’nun en son seçimleri Ekim 2024’te yapıldı. Avukatlık Kanunu’na göre baro seçimleri 2 yılda bir gerçekleştirilir. Dolayısıyla, olağanüstü genel kurulun seçimli olması hukuken bir zorunluluk değildir. Baro yönetimi, kanuni süresi dolmadan yalnızca yargısal bir müdahaleyle veya istifa gibi olağanüstü bir durumla değiştirilebilir.
Şu anki süreç, yargı tarafından baro yönetimine açılan davanın sonucunda yönetimin düşürülmesine yönelik bir girişimi değerlendirmek içindir. Bu yüzden olağanüstü genel kurulun temel amacı mevcut sürece dair bir tavır belirlemek, hukuki duruş sergilemek ve baro bağımsızlığını savunmaktır.
Demokratik Meşruiyet Açısından Seçimli Genel Kurul Gerekir miydi?
Seçim, demokratik meşruiyet açısından her zaman en güçlü araçlardan biridir. Ancak Ekim 2024’te yapılan seçimler, baro üyelerinin iradesini yakın zamanda sandığa yansıttığını gösterir. Olağanüstü genel kurul, yönetimi değiştirmekten çok, mevcut yönetime yargı yoluyla yapılan müdahaleye karşı nasıl bir tepki verileceğini tartışmak için düzenlenmiştir.
Eğer bu genel kurul seçimli olsaydı, şu riskler doğabilirdi:
1. Yargısal sürecin yönlendirdiği bir seçim baskısı oluşabilirdi. Baro, henüz kesinleşmemiş bir yargı kararına tepki olarak yönetim değişikliğine gitmiş gibi algılanabilirdi.
2. Seçim süreci, olağanüstü genel kurulun asıl amacını gölgeleyebilirdi. Mevcut toplantının odağı, baronun kurumsal bağımsızlığını savunmak ve meslek örgütünün geleceğini korumaktır.
3. Yeni yönetim üzerindeki baskı daha da artabilirdi. Seçimli genel kurul olması halinde, siyasi ve hukuki baskılar artabilir ve seçim sonuçları tartışmaya açık hale gelebilirdi.
Eğer Yönetim Düşerse Seçim Kaçınılmaz Olur
Olağanüstü genel kurul şu an için seçimli yapılmıyor çünkü mevcut yönetim hâlâ görevinin başında. Ancak eğer yönetim yargı kararıyla düşürülürse, seçim kaçınılmaz hale gelir. Bu durumda baro yönetimi geçici olarak atanamaz; meslektaşlarımızın demokratik iradesini yeniden ortaya koyması gerekir.
Sonuç: Genel Kurulda Katılım Önemli
Bu olağanüstü genel kurulun amacı seçim yapmak değil, baro bağımsızlığına yönelik tehditleri değerlendirmek ve ortak bir tutum belirlemektir. Seçimli olmaması, toplantının önemsiz olduğu anlamına gelmez; aksine, bu toplantı baromuzun geleceğine dair nasıl bir yol haritası çizeceğimizi belirleyecektir.
Bu nedenle, katılmama yönündeki çağrılar, baro bağımsızlığı için verilecek mücadelenin önünü kesebilir. Burada alınacak kararlar, meslek örgütümüzün gücünü ve birlikteliğini gösterecek, hukuki mücadelede nasıl bir duruş sergileneceğini belirleyecektir.
Tüm meslektaşlarımızı, İstanbul Barosu’nun geleceği için bu kritik toplantıya katılmaya davet ediyorum.
Av. Cihan ERTEK





