T.C.
YARGITAY
10. HUKUK DAİRESİ
E. 2024/1946
K. 2024/5062
T. 8.5.2024

ÖDEME EMRİNİN İPTALİ İSTEMİ ( Davacı Vekilinin Ödeme Emirlerinden Kaynaklanan Borcun 7440 SK Kapsamında Yapılandırıldığından Bahisle Kurumca Tarafına Borcunun Kalmadığının Bildirildiğini Beyan Ederek Kurum Yazı Cevabının İlgili Dilekçeye Ek Tutulması Karşısında Borçlu Bakımından Borcun Sona Erdirilmesi Nedeniyle Ortada Borç Kalmadığından Davanın Konusuz Kalıp Kalmadığı Hususu Üzerinde Durularak Bir Karar Verilmesi Gerektiği/Mahkemece Kurumdan Yapılandırma Kapsamındaki Bilgi ve Belgelerin Getirtileceği ve Sonucuna Göre Karar Verileceği )

BORCUN YAPILANDIRILMASI ( Ödeme Emrinin İptali İstemi - Davacı Vekilinin Ödeme Emirlerinden Kaynaklanan Borcun 7440 SK Kapsamında Yapılandırıldığından Bahisle Kurumca Tarafına Borcunun Kalmadığının Bildirildiğini Beyan Ederek Kurum Yazı Cevabının İlgili Dilekçeye Ek Tutulması Karşısında Borçlu Bakımından Borcun Sona Erdirilmesi Nedeniyle Ortada Borç Kalmadığından Davanın Konusuz Kalıp Kalmadığı Hususu Üzerinde Durularak Bir Karar Verilmesi Zorunluluğu/Mahkemece Kurumdan Yapılandırma Kapsamındaki Bilgi ve Belgeler Getirtilerek Karar Verileceği )

DAVANIN KONUSUZ KALMASI ( Davacı Vekilinin Ödeme Emirlerinden Kaynaklanan Borcun 7440 SK Kapsamında Yapılandırıldığından Bahisle Kurumca Tarafına Borcunun Kalmadığının Bildirildiğini Beyan Ederek Kurum Yazı Cevabının İlgili Dilekçeye Ek Tutulması Karşısında Borçlu Bakımından Borcun Sona Erdirilmesi Nedeniyle Ortada Borç Kalmadığından Davanın Konusuz Kalıp Kalmadığı Hususu Üzerinde Durularak Bir Karar Verilmesi Gereği )

6183/m.58

ÖZET: Dava; ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.

Davacı vekilinin ödeme emirlerinden kaynaklanan borcun 7440 Sayılı Kanun kapsamında yapılandırıldığından bahisle Kurumca tarafına borcunun kalmadığının bildirildiğini beyan ederek Kurum yazı cevabının ilgili dilekçeye ek tutulması karşısında borçlu bakımından borcun sona erdirilmesi nedeniyle ortada borç kalmadığından, davanın konusuz kalıp kalmadığı hususu üzerinde durularak bir karar verilmesi gerektiği açıktır. Mahkemece Kurumdan yazışma yapmak suretiyle yapılandırma kapsamındaki bilgi ve belgeler getirtilmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir .

DAVA : Taraflar arasındaki ödeme emrinin iptali ve haczin kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle asıl davanın kısmen kabulüyle birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili ve davalı Kurum vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekili ve davalı Kurum vekilinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı Kurum vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR : I.DAVA

Davacı vekili asıl dava dilekçesinde özetle; müvekkilince 04.01.2021 tarihinde İstanbul ... ilçesi, ... Mah. 16664 parselde bulunan taşınmazını Tapu Müdürlüğüne satmaya gittiğinde SGK Sakarya SGM'nin 12.04.2019 tarih ve 5742956 numarası ile 1.493.978,80 TL haciz konulduğunu öğrendiğini, bu durum üzerine yapmış olduğu araştırmada Bursa, Bolu ve İstanbul illerinde bulunan 7 ayrı taşınmazı üzerine aynı borçlardan haciz konulduğunun belirlendiğini, asıl amme borçlusunun müvekkilin bir dönem ortağı olduğu ... Makina ve Elektronik Sanayi Ticaret Anonim Şirketi olduğunu ve şirkete ait prim borçları için müvekkili adına 2016/02-2016/12 ayları arası, 2017/01-03 ayları arası ve 2017/10. ayına ilişkin 2017/018087 takip no.lu dosyadan ödeme emrinin gönderilmiş ve sonrasında da haciz işlemlerinin yapılmış olduğunu öğrendiklerini, oysa ki müvekkilince şirket hisselerinin noterden 27.02.2010 tarihli hisse devri ile ... Holding A.Ş.'ye devredildiğini ve Ticaret Sicil Gazetesi'nde de 02.03.2010 tarihinde ilan edildiğini, prim borcu olan ... Makina ve Elektronik Sanayi Ticaret Limited Şirketinin 29.12.2011 tarihli noter kaydı ile şirket esas mukavelesi ve türünün değiştirilerek ... Makina ve Elektronik Sanayi Ticaret Anonim Şirketi halini aldığını, ... A.Ş.'ye yönetim kurulu başkanı olarak ... Holding A.Ş.'nin atandığı ile temsil ve ilzama yetkilendirildiğinin Ticaret Sicil Gazetesi'nde 05.09.2012 tarihinde ilan ve tescil edildiğini, asıl amme borçlusu ... A.Ş.'ye 26.09.2016 ve 28.09.2016 tarihli mahkeme kararları ile kayyım atandığını, TMSF'nin 27.09.2016 tarih ve 2016/215 Sayılı kararı ile yönetim kurulunun fon tarafından oluşturulmasına karar verildiğini ve 04.10.2016 tarihinde Ticaret Sicil Gazetesi'nde ilan ve tescil edildiğini, bu karar ile müvekkiline herhangi bir görev verilmediği ve imza yetkisinin de bulunmadığını, ... A.Ş.'nin tüm temsil ve ilzam yetkisinin bu tarihten sonra TMSF tarafından belirlendiğini ve ticaret faaliyetine devam ettiğini, diğer taraftan müvekkile gönderilen ödeme emirlerinin davalı Kurumca usulüne uygun tebliğ edilmediğini ve dava konusu borçların müvekkilin kendisinden sonraki dönemlere ait olması nedeniyle hacizlerin kaldırılması ve ödeme emirlerinin iptali için işbu davanın açılması zarureti hasıl olduğunu, davanın yasal dayanağının 5510 Sayılı Kanun 88. maddesiyle 6183 Sayılı Kanun mükerrer 35. maddesi olduğunu, 6183 Sayılı Kanun mükerrer 35. maddesine göre işveren tüzel kişilerden prim ve diğer alacaklarının ancak tüzel kişinin mal varlığından kısmen veya tamamen tahsil edilememesi durumunda kanuni temsilcilerin mal varlıklarıyla sorumlu olacağının öngörüldüğünü, prim borcu olan ... A.Ş.'nin tapu kayıtlarında Sakarya ilinde taşınmazlarının olduğu ve borcun tahsil edilmesini fazlası ile karşılayacak durumda olduğunu, söz konusu şirket ile ilgili açık kaynak araştırmasında 16.05.2019 tarihli Resmi Gazete ilanında TMSF Satış Komisyonu Başkanlığınca muhammen bedelin 16.400.000 TL belirlendiğini, diğer taraftan 5510 Sayılı Kanun 88. maddesinde prim borçlarının KDV iadesi alacağından da mahsubu ile ödenebileceğinin düzenlendiğini, davalı Kurumca bu yönde de borcun tahsili için herhangi bir araştırmaya gidilmediğini, kaldı ki müvekkilin kanuni sıfatı ve yetkisi olmadığı dönemler için prim borcunun tahsili cihetine gidilmesi ve ödeme emirlerinde hangi sıfatla tahsili istendiğinin belirtilmemesinin de açıkça hukuka aykırı olduğunu, müvekkilin kendinden sonraki temsilcilerin ödemesi gereken prim borçlarından şahsi sorumluluğunun olmadığını, ... haciz durumu olduğundan yapılan haciz işleminin hukuka aykırı olduğunu, diğer taraftan Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 02.03.2017 tarih ve 2016/11742 E. - 2017/1598 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere 5510 Sayılı Kanun 88. maddesinde haklı bir sebep olmaksızın ödenmeyen primler yönünden üst düzey yönetici sıfatı olan kanuni temsilcilerin sorumlu olduğunun düzenlendiğini, Yargıtay uygulamaları ve öğretide “üst düzey yönetici” kavramından anlaşılan şirketin mali ve idari konularında tek başına emir ve tasarruf yetkisine sahip özel şekilde kendisine yetki verilen kişi olduğunu, kaldı ki asıl amme borçlusu şirketten tahsil imkânı varken kanuni temsilciden tahsil yoluna gidilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek aynen “...ödeme emri henüz kesinleşmediğinden müvekkilin mal varlığı üzerindeki Sakarya Güvenlik Merkezine ait haczin öncelikle kaldırılmasına, dava sonuçlanıncaya kadar ödeme emrinin teminatsız olarak takdiren ve tedbiren teminatsız durdurulmasına, hukuka ve mevzuata aykırı 2017/18087 takip no.lu ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

Davacı vekili birleşen dosya dava dilekçesinde; asıl davaya konu aynı takip numarası üzerinden kayyum dönemine ait borçlar da silinerek ödeme emrinin üzerine müvekkilin kanuni temsilci olduğu yazılarak tutarları da yenilenerek aynı borç dönemleri için yeni bir ödeme emri gönderildiğini, aynı dönem için yeni mükerrer ödeme emri gönderilmesine karşın bir önceki ödeme emirlerinin iptal edildiğine ve hacizlerin kaldırıldığına dair herhangi bir bilgi verilmediğini, iyiniyet kurallarına aykırı şekilde aynı borç için ikinci kez gönderilen ödeme emirlerinin mükerrer takip niteliğinde olan takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II.CEVAP

Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava konusu borçlardan sorumlu olduğunu beyanla kurul işleminde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle asıl ve birleşen dava dosyalarının reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III.İLK DERECE MAHKEME KARARI

İlk Derece Mahkemesi'nin yukarıda belirtilen kararı ile asıl dava dosyası yönünden, davanın kısmen kabulüyle kısmen reddine, davalı Kurum tarafından düzenlenen 2017/018087 takip numaralı dosyalar üzerinden düzenlenen 29.01.2018 tarihli ödeme emrinin davacı yönünden, 2016/09, 2016/10, 2016/11, 2016/12, 2017/01, 2017/02, 2017/03 ve 2017/10 aylara ilişkin kısmının iptaline, 2016/2, 2016/3, 2016/4, 2016/5, 2016/6, 2016/7 ve 2016/8 aylara ilişkin kısım yönünden takibin devamına, haczin kaldırılmasına ilişkin talebin reddine, birleşen dava dosyası yönünden davanın kabulüyle davalı Kurum tarafından 2017/018087 takip no.lu dosya üzerinden düzenlenen 25.01.2021 tarihli ödeme emrinin davacı yönünden iptaline,...." dair davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV.İSTİNAF

A.İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesi'nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı Kurum vekili istinaf yoluna başvurmuştur.

B.İstinaf Sebepleri:

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;

-Mahkemece talimat yoluyla başka bölge adliye mahkemesinin yayınladığı listede yer alan bilirkişinin re'sen görevlendirilmesinin yasaya aykırı olduğunu,

-Bilirkişinin eksik inceleme ile rapor hazırlamış olduğunu,

-Asıl amme borçlusu tarafından 6736, 7020, 7143 ve 7256 Sayılı Kanun gereği yapılandırma müracaatı başvurusunda bulunduğunu, tüm yapılandırma başvurularının davacı müvekkilinin temsil ve ilzama yetkili olmadığı dönemlerde şirketi temsil ve ilzama yetkili kayyumlarca yapılmış olduğunu, yapılandırma sonucu şirkete ait kamu alacaklarına ilişkin yeni bir durum ortaya çıkmış olup yapılandırma sırasında borçlu şirketle ilişkisi ve herhangi bir yetkisi bulunmayan davacı adına söz konusu ödeme emirlerinin düzenlenip, gönderilerek sorumlu tutulması ile takibe alınmasında hukuka uygunluk bulunmadığını, böyle durumlarda yapılandırma sırasında kanuni temsilci ve ortak olmayan kişilerin kamu borcundan sorumluluklarının bulunmadığına dair emsal nitelikte çok sayıda Danıştay dairelerinin kararlarının bulunduğunu, bu kararlarda yapılandırma işlemi iptal edilen borçtan, yapılandırma sırasında kanuni temsilci olmayan ve ortaklık sıfatı bulunmayan kişilerin sorumluluğunun bulunmayacağının ifade edilmiş olduğunu,

-Davaya konu kamu alacağının asıl borçlu şirketin malvarlığından karşılanması gerektiğini, TMSF tarafından asıl borçlu dava dışı şirketin malvarlığının satışa çıkartıldığını, yapılan satış ile elde edilen gelirin davaya konu kamu borcunu karşılayacak ölçüde olup, alacağın elde edilen bu paradan karşılanması gerektiğini, kayyumların görevini gereği gibi yerine getirmemesinin müvekkiline fatura edilemeyeceğini, kararın kaldırılarak ödeme emirlerinin iptaline karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf talebinde bulunmuştur.

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle;

-Davanın 6183 Sayılı Kanun'un 58. maddesinde belirtilen 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, davanın öncelikle bu yönden usulden reddi gerektiğini,

-Müvekkili Kurumun dava dışı ... Makine ve Elektronik San. Tic. A.Ş.'nin ödenmeyen prim borcu nedeniyle şirketin, tahsil talep edilen borç döneminde yetkilisi olan davacıya ödeme emri tebliğ edildiğini, 5510 Sayılı Kanun'un 88. maddesi gereğince işverenin yönetim kurulu üyelerinin de Kuruma olan prim borçlarından müştereken ve müteselsilen sorumlu olarak kabul edildiklerini, Kurumun öncelikle şirketten borcun tahsili için işlem yapması şartı olmaksızın doğrudan borçlulardan herhangi biri veya hepsine karşı takip yapabileceğini,

-6183 Sayılı Kanun'un 58/4 maddesi uyarınca, dava açan borçlunun tamamen veya kısmen haksız çıkması durumunda alacağın %10 u oranında haksız çıkma tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, bu nedenlerle asıl dava yönünden kısmen kabul, birleşen dava yönünden davanın kabulü karar kısımlarının kaldırılarak davaların reddine ve haksız çıkma tazminatına hükmedilmesi gerektiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesi'nin yukarıda belirtilen kararı ile tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, İlk Derece Mahkemesi hakiminin objektif, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitleri ile karar gerekçesine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, İlk Derece Mahkemesi'nin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılarak taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V.TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesi'nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Kurum vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Kurum vekili; istinaf dilekçesinde belirttiği hususlar yineleyerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi hükmünün bozulmasına dair temyiz talebinde bulunmuştur.

C.Gerekçe

1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava; ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.

2.İlgili Hukuk

1.6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369. maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371. maddeleri,

3.Değerlendirme

Dosya kapsamından davacı vekilinin 13.02.2024 tarihli eldeki davaya konu ödeme emirlerinden kaynaklanan borcun 7440 Sayılı Kanun kapsamında yapılandırıldığından bahisle Kurumca tarafına borcunun kalmadığının bildirildiğini beyan ederek Kurum yazı cevabının ilgili dilekçeye ek tutulması karşısında borçlu bakımından borcun sona erdirilmesi nedeniyle ortada borç kalmadığından, davanın konusuz kalıp kalmadığı hususu üzerinde durularak bir karar verilmesi gerektiği açıktır. Mahkemece Kurumdan yazışma yapmak suretiyle yapılandırma kapsamındaki bilgi ve belgeler getirtilmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir .

SONUÇ : Açıklanan sebeplerle;

1-)Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 08.05.2024 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Kazancı Elektronik ve Basılı Yay. A.Ş.ne ait Kazancı Hukuk Otomasyon veritabanından alınmıştır. © Tüm Hakları Saklıdır